bugün

el bombası atılıp kaçılması gereken; boş beleş insanların zaman öldürdüğü, yoldan geçen kızı yaşındaki ergenlere utanmadan süzülüp baktığı, eşine çocuğuna vermesi gereken zamanları fütursuzca ziyan ettiği ve bu sebepten hakka girdiği, dedikodu yapıp ekstradan günah kazandığı bir mekan.

önemli not: yukarıda günümüzdeki kahvehanelerinin tanımı yapılmıştır.
trakya da metrekareye 10 tane düşen mekan.
çok güzel sabah akşam arkadaşlarla oturulası güzel mekan.
köyümde bir tanesinin sahibi 80 yaşındadır. adam dört mevsim çay dağıtıp bardak topluyor yazık. Evde otur be.
köyümde 6 tane vardır.
kumarcılarla dolup taşar.
Esrarengizdir her şey vardır hiçbir şey yoktur.
Emekli işçilerin ikinci evi.
bugün çalışmaya başladığım işletme.
(bkz: dijitürk bulunmayan kahvehane)
Köyümde bir tanesi ayda 400 tl elektrik faturası öder. Diğer gider kalemlelerinde bilgim yok ama günlük 50 ila 100 tl kaxanıyor.
Başka bir kahvehane kumarcılar için. En çok para kazanan kahvehanedir.
Söylenenlere göre günlük 2000 tl kazanıyor.
aylar sonra tekrar gittiğinizde bile çayınızı şekersiz ve duble bardakta getirmeyi unutmayan adamların işlettiği mekanlar. sokayım starbucksa.
Bu aralar iyice alıştığım mekan. iş olmadığı zaman sabah 12 de girip akşam 7-8 lere kadar okey ve batak oynuyorum. Eve geldiğimde o varoş insanlarla nasıl oyun oynadığımı düşünüp pişman oluyorum. Kendimi tanıyamıyorum. Ama sabah yine okey masasında demli çay içerken buluyorum kendimi. Çok ilginç gerçekten.
büyükşehirlerde taranma ihtimali, tarihi yerlerin patlama ihtimali kadar yüksek olan işletme.
ipsiz sapsız adamların toplanıp okey oynadığı yer.
Dünyanın en güzel yerleri. Özellikle yaşlıların çoğunlukta olduğu kahvehaneler, içerisine oturup saatlerce içindekileri dinlemelik ve seyretmelik. Bu sempatim nedeniyle lisenin ilk yıllarında, yaz tatilinde kahvehanede çalışmıştım. Muazzam. Şu an yine istiyorum ve umuyorum olacak.
türkiye'deki oluşum süreci 16.yy'a dayanıyor. kahvenin, kanuni zamanında biri Halep'ten diğeri de şam'dan gelen iki tüccar tarafından getirildiği biliniyor. bu adamlar istanbul'un ilk kahvecileri.

oldukça da iyi para kazanıyorlar. girişimcilik ruhları biraz daha gelişmiş olsaydı, bugün Check-in'ler bu amcaların kahve zincirlerinden yapılıyor olabilirdi. kahveden bir yüzyıl sonra da ingiliz tüccarlar aracılığıyla amerika'dan tütün geliyor ve seri tamamlanıyor.

kahvehane kültürünün oluşmasının, düzene karşı örgütlenmelere sebep olacağı ve sigaranın dini literatürdeki meçhul yeri ile birlikte ıv.murat bu ikisini de yasaklıyor.

zamanın müftüsü mehmet bahai efendi de sigara tiryakisi. sürgün falan ediliyor. en son tütünün yasallığı yönünde fetva veriyor ve kahve kültürü bir nevi tamamlanmış oluyor.
istanbul’da ilk kahvehane 16. asır ortalarında Tahtakale’de açıldı. Burada okur yazar ve zarif insanlar toplanır, edebi muşahabeler yapar, satranç oynarlardı. Zamanla bunlar fazlalaştı. Fakat işe müdahale edilerek men edildi.
Arada arkadaslara takılıyorum diye gidiyorum. Dünyaları çok farklı. Yakup Kadri romanı yabanda ahmet celal gibi kalıyorum.
Kahvehane veya kıraathane; kahve ve çay yanı sıra çeşitli meşrubatların ve nargile gibi tütün ürünlerinin servis yapıldığı, masa oyunlarının oynandığı, sohbet edilen ve yine birçok farklı aktivitenin yapıldığı mekân.
Yıllar evvel 3 arkadaş kütüphanede saatlerce ders çalışmıştık. Ben kimya çalışıyordum. Çalışmamız bitti ama kendimi kimya profesörü gibi hissediyorum. Konuyu yalayıp yutmuştum keyfim yerinde tabii. Kütüphane çıkışı kahvehaneye gidip oyun oynamıştık. 10 dakika içerisinde bu kadar sert geçişli ortam değişikliğinden sonra toparlanamadım.
Mahalle arasında ses, gürültü, sigara dumanı pisliği ne varsa toplum huzurunu bozan yerlerdir. Çünkü kahvelerde işsizler, kumar oynayanlar, uyuşturucu ilişkili kişiler sıkça buralarda kendilerine benzeyen çevre edinebilirler. Devletin kısa zamanda buralara bir el atıp denetleme yapmadı gerekir.
Sözlük yazarlarının sürekli bir şeyler duyup gelip burada yumurtladıkları mekan. Sanırsınız ilk yaşam formu burada doğdu.
90’lı yıllarda dünyanın en absürt mekanıydı.

Düşünsene daha plazma tv icat olmamış. 55 ekran tüplü tv’den millet maç izliyor. kahve kapalıyken tv çalınmasın diye inşaat demirlerinden bi kafes yapmışlar onun içine koymuşlar. Camda kocaman cine-5 yazısı. Yeşil Çuha serili üstü sigara yanığı masalar. Her masada ekip, tan, bulvar gazeteleri. Dünyanın en pis tuvaleti. Kağıt oynarken kağıdı küfrederek masaya vuran adamlar. Hatta milletin birbirine cinayet sebebi olacak derecede ağır küfürleri etmesi.

-allah canımı alsa da ölmüşlerin siksem.

Olm bu lafı bugün kahvede söyleseler toplumsal olay olur 10 otobüs polis gelse daha o mahalle durulmaz lan. Eskiden Nası bi hoşgörülüymüşüz amk.
Anadoludakileri bilmiyorum da istanbul'da çoğu kahvehanede gecenin belli bir saatinden sonra acayip kumar döner; üstelik civardaki tüm polisler, özel harekatçılar da bunu bilir, haraç mı alıyorlar kendileri de mi oynuyorlar bilmem ama hiç ses çıkarmazlar. Eviniz böyle bir kahvehanenin yakınındaysa gece boyu küfürleşmeleri kavgaları duyarsınız. Orada böğüren tipler gündüz son derece beyefendi, aile babası, Müslümanın Hası, milliyetçinin özü havasında etrafa caka satarlar. Komik.
An itibari ile çay içtiğim yer.

Konu bu değil 2 dayı interstellar filmini tartışıyor lan.

Ananıskym kara delik falan diyorlar.
genelde köşesinde oturulunur, bir kabahat işlediğinizde “kahve köşelerinde sürtüyorsun” cümlesi yüzünüze çarpılır..
Bir grup ihtiyar emekli grubu vardır ki her gün gelirler, ayakları tutana kadar gelirler, sonra ara sıra gelirler..Sonra, sonra hiç gelmezler..Anlarsınız ki ihtiyar amca hayattan da emekli olmuştur..
Herkesin yeri bellidir mekanda, herkes mahalledeki herkesi, heryeri çok iyi bilir..Ama bazıları çok daha iyi bilir, bilir ki onlar mahallenin “emmi” si olmuştur, “emmi duruşu” kavramı bu insanların şahsına münhasırdır, eller arkadan bağlanmıştır..Tesbih olmazsa olmazdır, genelde bordo iri taşlıdır..hafif kambur çıkmış, ağızda külü düşmek üzere olan cuvarasıyla emmidir o..
Çaylar hep tavşan kanıdır, bir mutlu haber sonrasında hep “herkese benden çay” olur, adettir, yazılı olmayan racondur..Sıcaktır burdaki insanlar..Muhabbetler siyaset ve futbol üzerine kurulur..Oturdukları yerden x takımı kah şampiyon yaparlar, kah küme düşürürler..Mahallenin racon sahibi ağır abileri de burda otururlar, en geride, köşe masada..Mahallenin namusu buradan sorulur ve olası bir olumsuzluk durumu için “yıkım ekibi” her an teyakkuz halindedir..Bir “gidiyoruz” kelimesine bakarlar, sorgusuz..
Mahallenin araba alım satım işleri, ev alım satım, kiralama işleri de buradan döner; galeri ve emlak sektöründe de söz sahibidir bu müessese..
Ara sıra kahvenin camından “tık tık” sesi gelir, telefonuna cevap vermeyen amcanın eşi gelmiştir, eve gelen misafiri haber haber vermek için..Hayıflana hayıflana gider amca, masadaki o çok kıymeti yerini bir başkasına devretmek zorundadır lakin..Manavdan alacağı meyve de cabası..
Neredeyse her Türk erkek kişisi tarafından sevilen kültürdür kahve kültürü..üniversite öğrencisi, profesör, patron, entel ayrımı yapmadan herkesin elbet kahve ortamında bulunmuşluğu vardır..
#çiçekabbas tır, bize bu kültürü sevdiren, “herkese benden çay, yalnız şakkire yok” dilimize pelesenk olmuştur..