bugün

kırıla kırıla incine incine kabuk bağlayan yürektir.

bu kabuk,incinmez, kırılmaz her türlü iğrenç olaya ve her türlü yüreksiz insana hazırdır. samimiyetsiz, yalancı ve çeşitli yüzleri olan insanları görür ama onları umursamaz. onların yaptıklarına kırılmaz. alışmıştır bir kere, bu kabuk boşuna çevrelememiştir koskoca yüreği...

uyuşturulmuş bir yürektir. neyi batırırsanız batırın bu yüreğe, gülümser. hissizleşmiş ve sonunda kırılmamayı öğrenmiştir.

kabuk bağlayan yürek; istiridye, kaplumbağa, midye ya da bir kirpidir artık; yürek değildir.
daha fazla kırılmaması için zarar görmemesi için kabukla koruma altına alınmış yürektir. dışarıdan sert görünse de hassaslığı artarak devam eden yürektir.
biri gelip biraz uğraştığı taktirde tekrar kanamaya başlar. tam iyileşmemiştir içten içe işler.
içine sıçılıp sifon çekilmemiş yürektir. *
onlardan kimilerine zamanla "kalpsiz" diye de sözedilebiliyor.
her denemenin yanılgıyla sonuçlanması durumu bunu doğurur.
(bkz: benimki de oyle mi ne)
birilerinin durmadan incitmesi sonucu kanayan yaranın kabuk bağlamasıdır. sonucunda da kalpsizin teki ortaya çıkar. o da gider birilerinin canını yakar, o canı yananında kabuk bağlar... o da başkasını yakar... böyle bir kısır döngü çıkar meydana. sonucunda da şimdilerde olduğu gibi aşk denen duygu kalmaz. her şey yalan olur..