bugün

erkeklerde kadın tipi meme gelişimi olması...
jinekomasti ile dolaylı ilgisi olan enterasan bir hikaye vardır:

Jinekomastik Mendup *

insan bir bebek sahibi olunca gerçekten çok mutlu oluyor. Hele de bu bebek bir aşkın ürünü ise...
Ben de hastenede gerçekleşen kolaylaştırılmış bir doğum neticisinde bir çocuk sahibi olmuştum. inanılmaz sevinçliydim. içim içime sığmıyordu. Ondan hiç ayrılmak istemiyordum. Bütün günüm onunla geçsin istiyordum. Nitekim onunla birlikte geçireceğim zaman miktarı daha fazla olsun diye, hiç tereddüt etmeden işimi bıraktım. Bütün iş arkadaşlarımın şiddetli muhalefetine rağmen yaptım bunu... Ayrıca bıraktığım işimin bir kısmını eşime terk etmiştim. Dolayısıyla, asıl fedakarlığı, iş yükü arttığı için, o yapıyordu (zaten kendisinin düzenli ve zor bir işi vardı, artı, benim ona aktardıklarım).
Eşim sabahları işe gidince yeni aşkımla başbaşa kalmaktan fazlasıyla memnun oluyordum. Ancak bu memnuniyetim kısa sürüyordu. Çünkü eşim öğle vakitlerinde bize yardım amacıyla eve geri geliyordu. Gerçi ev içindeki yardımını gerçekleştirdikten sonra tekrar işine dönmek için evden ayrılıyordu. Ama olsun, ben bölünmesin istiyordum. Neyse ki; kısa bir süre sonra bu bölünmüş başbaşa kalmışlık, yerini tam başbaşalığa bıraktı. Bunun sebebi ise, hem eşimin eve geri gelmesinin gereksizliğinin ortaya çıkışı hem de onun artık gelmek istememesi idi. Acaba yeni aşkımla olan aşkımızı mı kıskanmaya başlamıştı? Kıskanırsa kıskansın canım... Küçüğümle birlikte olmak, onun kokusunu algılamak, uyurken nefes alış-verişini görmek bana fazlasıyla yetiyordu. Hatta eşimle birlikte yatmasak bile olurdu. En azından benim için bu böyleydi...
ilk zamanlar, küçük aşkım ağlayarak uyandığında, hem eşim uyanıyordu hem ben uyanıyordum; ikimiz de birlikte onu susturmaya çalışıyorduk. Eşim eve öğlenleri gelmeyi bıraktıktan sonraki zamanlar ise, küçüğüm gecenin bir vakti ağlayarak uyandığında, sadece ben uyanıyordum ve mememdeki sütümden vererek onu susturmaya çalışıyordum. Susup uyuduktan sonra bir müddet onu hayran hayran izliyordum.
Gündüzleri bir tanemle iken, ev hanımı olan komşularıma gittiğim olurdu. Bazen de onlar birleşir bana gelirlerdi. Onlardan biraz farklı olduğum için ilk zamanlar beni garipsemişlerdi. Örneğin; aşkıma yanlarında süt verirken, benim anatomisi onlarınkinden farklı olan göğsüme değişik değişik baktıklarını, ya da bakıp hemen bakışlarını kaçırdıklarını farkettiğim olurdu. Sonraları ise beni içlerine tamamiyle kabul ettiler. Hiçbir farklılığım onları rahatsız etmiyordu artık. Üniversite de öğrenciyken yalnız başıma kaldığım evde icat ettiğim sıradışı yemeklerin yapılışlarını onlara gösteriyordum, onlar da ev ortamına daha uygun yemeklerin nasıl yapıldığını bana anlatıyorlardı. Bu arada; hem sosyal psikoloji hem de matematiksel bilgisayar eğitimi aldığım için, güncel konularda da onlara çok faydam oluyordu (ya da en azından ben öyle sanıyordum). Özellikle kocalarından neler bekleyebileceklerini, kocalarının da onlardan muhtemel beklentilerinin neler olabileceğini iletiyordum. Bir gün konu orgazma geldi. Ben de orgazm konusunu bir mit haline getirmemeleri gerektiğini, eğer orgazmı bir mit gibi algılarlarsa ona ulaşmanın daha zor olabileceğini; daha küçük bir şeymiş gibi kabul etmeleri halinde onu elde etmenin daha kolaylaşacağını söyledim.
işte o sohbetin olduğu gün ikindi vakti eve geri dönüp, aşkımı uyuttuktan sonra, ne zamandır yapmadığım bir şeyin farkına vardım... Kaç aydır eşimle sevişmiyordum. Orgazm konusunda komşulara bilgiç bilgiç bir şeyler anlattım, ama ya ben?...(gerçi onlar da orgazm ile igili söylediklerime inanmamış gibi bakmışlardı ya, ama o önemli değildi.) Kaç aydır yapmadığım şeyi düşününce, birden içimde bir şeylerin hareketlendiğinin ayırtına vardım...evet eşimin vücudunu arzuluyordum. Hem de nasıl?..şiddetli bir şekilde... Üstelik olacakların hemen o an olmasını ister bir kıvama gelmiştim. Bir an evvel vaktin geçmesini ve eşimin eve gelmesini istiyordum. Bu istek bir ara küçüğümü bile unutmama neden oldu...
Eşim akşam eve geç geldi. Saat 23:00'a doğru. Gerçi son zamanlarda hep aşağı yukarı bu zamanlarda eve geliyordu... da bana ilk kez gecikmiş gibi geldi. Onu, kızmış bir halde kapıda karşıladığımı görünce şaşırdı. Çünkü son haftalarda birbirimize karşı soğumuştuk ve evde birbirimizin pek farkında değildik. Uzun bir ara sonra onu kapıda karşıladığımı görünce, her şeye rağmen kibarlığı elinden bırakmayarak:
Hayırdır aşkım, dedi şaşırmış bir şekilde.
Sevgilimi karşılayamaz mıyım? dedim normal bir haldeymişim gibi.
Karşılarsın da...
Cümlesi bitmeden ona sarılmayı deneyince...
Canım ne yapıyorsun? Çok yorgunum. Hemen yatacağım.
Peki canım, dedim üzülerek. Aç değil misin?
Yok, değilim. Eve, zaten sana ekstradan yük olmamak için tok geliyorum.
Biliyorum canım.
Yanımdan geçip gittikten sonra, onu çaktırmadan takip ettim:
Yatak odasına gitti. Soyundu. Yatağa girdi.
Gerçekten yorgun görünüyordu. Birazdan uykuya geçerdi...
Ben diğer odaya geçip, küçük kuzuma baktım. Güzel güzel uyuyordu.
Salonda, biraz televizyon izleyerek geçmeyen vakiti geçirmeyi deneyeyim dedim. 30 dakika kadar zaman ilerledikten sonra, yatak odasına süzülerek girdim. Tahmin ettiğim gibi uyumuştu ve uykusu derinleşmiş gibiydi. Yatağın yanına geldim ve yavaşca üzerindeki çarşafı kaldırdım. Sadece iç çamaşırlarıyla yatmıştı. Kıvrılmış bir haldeydi ve kalçasını biraz dışarı çıkararak uyumuştu. Sağ elimle yarı çıplak haldeki bu insanı hafif hafif okşamaya başladım. Saçlarına elimi sürtüyordum. Beni hiç farketmiyordu. Derinlerdeydi (zaten genel olarak uykusu ağır olurdu). Sonra yavaşça külodunu belinden aşağı indirmeye başladım. Belinden külodunu sıyırdıkça daha heyecanlanıyordum. Bu işlemi yaparken onun uyanmıyor oluşu ise beni iyice şevklendiriyordu.Yavaş yavaş ve sessizce ilerlerken, vücudumun pozisyonunu değiştirmek istedim. Çünkü azıcık sola kayarsam, kapıdan içeri giren ışık, eşimin üzerine vuracaktı ve onun vücudunu daha iyi görebilecektim. Sola doğru hareket eder etmez, yarıya kadar sıyrılmış külodun hemen üst kısmındaki kalça teninde bir iz farkettim. Merakla daha yakından bakınca iki parçadan oluşan kırmızımsı bir iz olduğunu gördüm. Elimi oraya, birazcık belirgin şekilde sürtünce eşim birden bire zıpladı -canı yanmış gibi uyandı.- Uyanırken, vücudunu da hareket ettirdiği için diğer lopunu ve bu lopunun üzerinde de benzer bir izin olduğunu görür gibi oldum.
Ne yapıyorsun sen ya? dedi, uyku sersemliği içinde şaşırmış bir şekilde.
Az durdum ve:
Hiç canım... böyle üşürsün diye üstüne çarşaf yerine, battaniye örtecektim.
Yoksa...
Yok canım... Utanmıştım.
Üstüne battaniye örttükten sonra odadan çıktım ve salondaki kanepeye kendimi düşünceli bir şekilde attım. O kadar dalmışım ki, küçüğümün ağlamasını bile zor duydum. Onu susturmak için yanına gittim ve süt vermek istedim. Ama mememde hiç süt yoktu... neyse güç bela susturabildim...
Olayların dışına ilk kez çıkarak onları incelemeye kalkınca bazı şeyleri daha farklı görmeye başladım. Biz birbirine çok bağlı genç bir çifttik. Oysa şimdi; onunla ben bütünüyle kopmuştuk ve ben tam olarak bunu hiç farketmemiştim...

Üniversite'de öğrenciyken ilgilendiğim borsayı üniversite sonrasında kendim için tam bir profesyonel iş yaptım. iyi de para kazanıyordum. Bu dönemde eşimle tanıştık ve tanıştıktan bir yıl kadar sonra evlendik, evlendikten iki yıl sonra da çocuk sahibi olduk. Çocuk doğduğu günden itibaren ona inanılmaz ilgi gösteriyordum. Artık eşimi unutmuş gibiydim. Durmadan bebeğimi kucağıma alıyor, seviyordum. Her anım onunla geçsin istiyordum. Eğer o uyumuyorduysa ve eşimin kucağında değildiyse, mutlaka benimle birlikte idi. Sosyal hayatımı da hemen hemen sona erdirmiştim.
Bebek olduktan 10 gün sonra eşim işine dönmeye karar verdi. Güvenilir bir bakıcı bulduğunu da söylüyordu. Bense ona; bakıcıya gerek olmadığını, kendisi işte olduğu zamanlar evde yavrumuza benim bakabileceğimi, gerekirse gündüzleri iş arası uğrayıp gidebileceğini söyledim. Kabul etmek istemedi. Benim işlerimin ne olacağını sordu. Ben de işlerimin çok önemli olmadığını bir kısmıyla kendisinin ilgilenebileceğini söyledim. Bir miktar para kaybetsek bile sorun olmazdı.
Kabul etti. Onu her zaman birlikte çalıştığım Sırtan' a yönlendirdim. Sırtan ile borsada silkeleme işlerini iyi becerirdik. Şimdi, ikisi birlikte bir müddet bu işi yürütebilirlerdi. Belki ben yokken Sırtan eşimi silkelemeye kalkabilirdi, ama yavrum için bu da değerdi yani...
Her şey tamamdı... Ben adeta 24 saatimi bebeğimle geçiyordum. Onunla hem duygusal hem fiziksel temasımız inanılmaz boyutlardaydı. Gerçi benim gülmelerime henüz karşılık veremiyordu. Ancak bunun yakın bir zamanda olacağını hissediyordum.
devamıdır:

Eşim işine geri döneli 2 veya 3 gün olmuştu ki, özellikle sol göğsümde bir büyüme ve bir acı hissettim. Tabii, ilk anda hiç umursamadım. Ancak ertesi günü ve daha sonraki gün büyümenin ve acının şiddetinde artış olunca, çok yakından tanıdığım bir dermatolog arkadaşıma gittim. Muayeneden sonra beni bir endokrinologa havale etti. Odasından çıkarken, yüzüme bakıp garip garip gülümsedi. Bunu neden böyle yaptı diye düşündüm. Acaba bana mı öyle gelmişti? Neyse, onkologa havale etmedi ya...
Endokrinologa gittim. Yarım saat kadar, anlamadığım cihazlarla anlamadığım bir şeyler yaptıktan sonra, yine anlamadığım bir şekilde beni bir jinekologa havale etti. Hayda...
Doktor bey benim jinekologda ne işim olabilir?
Sizin göğsünüzde Jinekomasti var gibi görünüyor. Ancak bu yaşa kadar bu sorunu hiç yaşamamamış birinin birden Jinekomasti olması pek tutarlı görünmüyor.
Ne masti hocam?
Şöyle: Jinekomasti, genelde puberto dönemi sonrasında oluşur . Siz de puberto döneminin sonrasındasınız, ama bu büyüme öyle sizin anlattığınız gibi bir iki günde ve ağrılı bir şekilde oluşmaz. Üstelik göğsünüzün birinde hemen hemen hiç belirti yok. Bu tutarsızlığı iyice artırıyor. O yüzden bir jinekolog size daha tutarlı tanı koyabilir.
Hocam jinekolog bana ne koyar bilemem, ama oraya hasta olarak gitmek bana direkt koyabilir.
Bakın beyefendi, erkek memeleri ile kadın memeleri arasında temelde hiç fark yoktur. Erkek memelerinde de kadın memelerinde olduğu gibi lop veya lob adı verilen süt üretim merkezleri vardır. Yine aynen, kadın memesi gibi erkek memesinde de loplardan meme ucuna sütü taşıyacak bağlantı kanalları bulunur. Kadın memelerinin daha büyük olmasının tek sebebi ise onların göğüs kaslarına bağlandıkları doku kütlesinin daha fazlaca olmasıdır. Başka da bir şey değildir.
Eeee...
Esi, tam emin değilim ama, normalde erkeklerde körelmiş durumda bulunan süt üretim merkezleri, sizin sol göğsünüzde bir şekilde faaliyete geçmiş gibi. Ama kesin kararı jinekolog arkadaşlar verecektir.
Jinekologa da gittim. Onun vardığı sonuç da aşağı yukarı aynıydı: Yavrumla duygusal ilişkimi o kadar ilerletmişim ki bu, özellikle sol mememdeki süt loplarını aktif hale geçirmiş.Tıp literatürüne göre, bu çok nadiren karşılaşılan bir durummuş...
Zaten karım çocuğu doğurduktan sonra, yaşadığı ruhsal dalgalanmalar neticesinde onu kabullenmekte zorlandı. Bense baba olarak çok daha rahattım; çok daha ilgiliydim.Bir de...
Karım ortamına göre derin dekolte ve mini etek giyebilen biriydi, ancak ailesinden kaptığı islami inancı çok kuvvetliydi. Çocuk doğduktan sonra, bir ara bana:
islam'a göre bir anne bebeğini emzirmek zorunda değildir.
Ya nedir? dedim, şaşkın şaşkın.
Bir annenin bebeğini emzirmesi mendubtur.
Ne dubtur? Mendub dediğini anlamıştım, ama benimle kafa bulduğunu sanarak bu sorumsu alaylı cevabı vermiştim.
Mendubtur, mendub! Yani emzirirsem sevap kazanırım, emzirmezsem de kesinlikle günaha girmem.

Bebeğine süt verme konusunda gönülsüz bir anne ve buradaki boşluğu doğanın bir lütfu sonucunda dolduran bir baba -yani ben. Ne garip değil mi? (Durum böyle olunca, o artık öğlenleri eve gelmeyi bırakmıştı).
ikinci garip olan nokta ise, karımın pürüzsüz kalçalarının iki farklı yerinde gördüğüm diş izleri...
Çocuk sahibi olduktan sonra gerçekten tam aymazlaşmışım... Borsa'da Sırtan ile birlikte yaptığımız operasyonlardan sonra:
Aymaz borsacı gördüm mü hiç affetmem, onu hemen dişlerim, gerekirse döner bir daha dişlerim; derdi. Ta ki bunu farkedene kadar... Abi bu aymazları silkeleyeceksin. Bunlar ancak böyle akıllanırlar.
Sırtan diye arkadaşım olduğu için göğsüm kabarırdı. Ben nasıl unuttum: Bu piyasada acıma yoktur. Bu piyasa ne ayıların ne de boğaların piyasasıdır. Bu piyasa Sırt(l)anlar'ın piyasasıdır.
Ya gördün mü? Şimdi de ben silkelenmişim, haberim yok. Hem de karımın üzerinden...
(bkz: biyopsi)
erkek nadide sultan'ları ortaya çıkaran, tıbbi müdahale gerektiren durum.
erkeklerde steroid kullanımı sonucu oluşması mümkün olan kadınsı meme gelişimidir.
Kötü bir durumdur.Çözümü ameliyattır.Erkekte olmaması gereken birşey olduğundan liposuction uygulanıp kurtulunabilir.Olan herkezin duygularını çok iyi biliyorum.Allah yardımcınız olsun.Sizi seven öyle sevsin kardeşim.
obez erkek çocuklarda ve yetişkinlerde sık görülen durum. testesteron ve steroid kullanımının komplikasyonu.
bazı antipsikotik ilaçların kullanılmasıyla ortaya çıkan yan etki. aynı zamanda jinekomastiye sebep olan antipsikotikler galaktoreye de sebep olabilir dikkatli kullanılması gerekir.
cem yılmaz'da da bir benzeri görülen hastalık.
Cem Yılmaz ve Ata Demirer'de allahı olan hastalık.
bazı durumlarda erkek memesi kendiliğinden büyümeye başlıyor ve neredeyse bir kadın memesi şekli alıyor. Bu bir hastalık ve tıpta “jinekomasti” olarak adlandırılıyor.
testis kanserinin belirtilerinden biri.
bu durum ergenlikte görünüryorsa fazla kilodandır büyük ihtimalle. bende de küçükken vardı, çok aşıryıdı belirgindi tabi zayıflayınca baya bi kilo verince geçiyor bir de spor yaparsanız göğüs kası falan çalışın. fazla kilodan olur bu durum. ama kadın memesi gibi değildir. hafif bi fazlalık vardır. öyle kadın memesi gibi görünmez erkeksidir ama böyle göbeğin çıkması gibi, fazla kilodan olduğu belli olur.
ameliyat için telefon beklediğim hastalık.*
fight club filminde bi adamda vardı bu olay. böyle kocaman memeleri vardı adamın şişko bi adamdı.
bir hiperplazi türüdür.
erkek memesinin büyüyüp neredeyse kadın memesi şeklini alması.
tedavisinde, göğüs dokusu büyümüş ise meme ucundan yapılan yaklaşık 1 cm lik kesikten çekip çıkarılan, onun altında da yağ birikmişse o da yağ vakumlama yöntemiyle alınan sorun. tabii bunun için hep genel anestezi yapılıyor ülkemizde ama lokal anestezi ile gayet de rahat yapılabilecek bir operasyonu vardır. üşenmeyin, çekinmeyin gidin olun. çektiğinize değmez. tabii estetik cerrahideki doktorunuz estetik amaçlı değildir ibaresini koymalı. yoksa para isterler. arıza mı çıkardı. gidin genel cerrahiye aq. kim tutar lan sizi.
gazi üniversitesi tıp fakültesinde ücretsiz bir şekilde sunulan estetik ameliyatı. yaptıkları ameliyat gayet başarılıdır.
er kişide meme dokusunun kimi kadınlara taş çıkartacak ölçüde büyümesidir.

şöyle ki,

görsel
büyük ihtimal lipamatöz türünden bende de olan şey.
Bildiğimiz üzere estetik ameliyatları büyük bir kısmını devlet karşılamıyor yalnız bu ameliyatı devlet karşılıyor sebebi erkek kişisin kendi benliğini sorgulama cinsiyet bunalımı yaşadığı toplumdan dışlanmaması için garip.
Estetik cerrahide "erkekte kadın tipi meme dokusunun büyümesi" demektir. Bazı ilaçların kullanımına bağlı olabildiği gibi, hormonlara bağlı olarak da oluşabilir. Oluşmasında en sık, yapısal olmakla birlikte, genetik sebepler etkendir ve çoğunlukla altından da pataloji çıkmaz.

En sık, ergenlik dönemi ve ileri yaşlarda görülür. Her iki yaş döneminde de, meme dokusunun altındaki yağ dokusu miktarının artmasıyla oluşur. Ergenlik çağında, % 90; bir yıl içinde problem kendiliğinden çözülür.

Ancak ileri yaşlarda, gerileme olmaz. Ergenlik çağında olan gençlerde, hızlı büyüme ve yağ miktarının artması sebep olup; sorun ergenlikten sonra kilo verilmesiyle geriler ve herhangi bir sarkmaya sebep olmaz. Orta yaş grubunda görülen meme büyümesi ise; çoğunlukla, aşırı kilo alımı ile ortaya çıkar. Ancak yine de, herhangi bir meme kanseri şüphesini ekarte etmek için meme ultrasonu yapılmasında fayda vardır.

Genellikle, üç tip meme büyümesi görülür: Glandüler, miks ve lipomatöz. Glandüler tip meme büyümesi, gerçek meme dokusundan oluşur. Lipomatöz tipi meme büyümesi, yağ dokusu artışından; miks tipi meme büyümesi de her iki dokunun artmasıyla oluşur.

Meme büyümesi tedavisinde; liposuction ve küçük kanüller kullanılarak, yağ dokusu alınır. Ciltte herhangi bir iz kalmaz ve aynı zamanda, yağ ve meme dokusu çıkarılır. Sarkma olmadığı gibi, en geç bir ay sonra cilt iyileşir. Ameliyat, meme başının yarım daire şeklinde kesilmesiyle ve kitle olarak meme dokusunun çıkarılması ile yapılır. Ameliyat sonrasında, içeride kan birikimini önlemek için; pansuman yapılır ve iki gün sonra açılır. Ameliyatın yedinci günü dikişler alınır. Ameliyat sonrası, komplikasyon görülebilir. Son olarak, meme başında, geçici olarak duyu kaybı olabilir; en geç altı ay içindeyse, problem ortadan kalkar.
(Cansen Yeni, Esquire eylül 2012)
yıllarca göğsümde taşıdıktan sonra nihayet dr burak türkyılmaz'a yaptığım operasyon sonucu kurtulduğum baş belası. o ne cefaymış, o ne özgüven yiyen bir şeymiş arkadaş. hiç düşünmeyin aldırın.