bugün

Evet 7 yıldır çalıştığım şirkete hergün "abi beni kovun be " diye yalvarmama rağmen onların ısrarla beni kovmaması gibi durumlarda vuku buluyor malesef.
Kovulsan bir türlü kovulmasan başka türlü.
Kendi hatasını bi altındakine atan üst düzey yöneticiler yüzünden böyle şeyler yaşayan insanlar vardır. Ekmekle oynanmaz. Günahtır. Rızkı veren Allah'tır. Sebep olan beşer. Beşer dediğin şaşar. Tek tek gelin ulan. Yeter.

Valla bok gibi hissediyorum kendimi.
görsel

Kötü bir durum ama inan çok iplemeyin.

Malum hiç bir Türk işten atılamaz hep istifa eden bizlerizdir.
O seni atmadı,sen istifa ettin.
En azından kafa rahat olur. Bardağın hidrojen tarafı konuştu.
işimden atıldığım bir dönemde, moralimi yüksek tutmak için internette tırım tırım bir şeyler okuyordum ve Perihan Mağden'in çok güzel bir yazısına denk geldim. Beni epey gazlamıştı.

"""Bir arkadaşım işten atıldı.
Genci bozmamalı!
Evet, insan, işten atılınca dünya -her ne hikmetse- başına yıkılır.
Dünyadan atılmış filan gibi hisseder, insan. 'Ben atıldım ve bundan öte dünya yok' gibi hisseder.
Ben valla, işten atıldım. ilk işimden.
Bir gazete ilanına müracaat edip de, yüzlerce kişinin arasından seçildiğim, bileğimin hakkıyla girdiğim yani ve pek de iyi yaptığım, yapabildiğim iLK iŞiMDEN atıldım.
Belki de insanın ilk işinden atılması, onu devasız bir güvensiz haline getirir.
Bir daha da ömrü billah hiçbir işe/iş ilişkisine/işin önemine/ devamlılığına önem vermemeye; kadir/kıymet bilmezliğe mahkûm eder: Bilemiyorum.
Ama bildiğim şu, o iğrenç işte iyiydim, başkalarından filan iyi olmak bir yanda, acayip iyiydim; ama KARI'nın teki işten atmak için beni tercih etti.
Zira uyumsuzdum. Uymuyordum.
Ben gerçi uyduğumu sanıyordum, uymak için aklımca ters takla atıyordum; hiçbir bok yaptığım yoktu, lamı cimi yok: Uyumsuzdum ve uymuyordum.
işte, işten atılmanız için en mühim neden budur.
Banallikler ittifakı, sizi daima 'Yangında ilk Bırakılacak' olarak, daha gözleri gözlerinize değdiği anda, belleyiverir.
iplemeyebilirdim. Genci bozmasına izin vermeyebilirdim.
O zaman gençtim ve istanbul çok daha güzeldi.
Kelebek taksitlerini ödemiyordum, yuvada çocuğum, ateşte yemeğim yoktu.
Ama ben ne yaptım?
Yıkıldım.
Resmen, eşekten düşmüş karpuza döndüm. Bin bir parçaya bölündüm.
Dünya başıma yıkıldı.
işte olduğum sürece de, bana yapmadık -benim o zaman okuyamadığım, kavrayamadığım- kancıklık, adilik, kıllık bırakmamış olan karıyı mesela, yıllarca bir kâbus figürü olarak düşlerimde ruhuma kullandırttım.
Siparişle değil, ama öyle.
Pısır pısır kuyruğum bacaklarımın arasında -gençlik kuyruğum- annemin evine sığındım.
Kıştı, ama annem yazlıktaydı.
Teselli bilmez günlerimi, öyle annemin kanatları altında, surat beş karış, geçirdim.
ite kaka.
Madem ki, ilk işimden kovulmuştum, bir nevi dünyalardan, normal dünya ihtimallerinden de dışarı itilmiştim: Bünye, kaldırmıyordu beni besbelli.
Daha benim bünyemin kaldırmadığı zamanlara çok vardı: Hayatta, yeniydim.
Annem kadar iş/güç iplemeyen biri, az bulunur.
Beni oyalama beşiklerinde salladı da, salladı: Yüzümden, üstümden düşen bin parça. Yürüyüşler, yemekler, uyku, uyku. Sağaltıcı Anne Limanı.
Sonra ne mi oldu?
iki ay sonra başka bir işteydim. Yine gazete ilanıyla.
O zaman Türkiye gazete ilanıyla işe girilecek kadar, imkânlı bir ülkeydi.
Sonra başka bir yere transfer oldum -falan ilan.
Şimdi toplam işşş yaşamı, normal insanlara kıyasla, yüz kızartacak ölçüde kısa biri için özür dilerim. Hakkım var yine de.
Zira kovulmak nedir, şak diye öğrendim.
Kovulmamak mı? Bilmemkimin damadı, kankisinin kızı, görümcesinin baldızı olmak faydalıdır mesela.
Ama en faydalısı bukalemun olmaktır.
Araziyle aynı rengi alıp, etliye sütlüye bulaşmamak.
Fark edilmeyecek denli sıradan olmak.
Onlar ne renk, ne şekil, ne haltsa ondan olmak.
Gaz gibi: kabının şekline dönüşmek. Uçucu olmak.
Ama kovuldun mu, ey okur? Gönül ilişkilerinde geçerli olan burda da, geçerli.
Sana uygun değilmiş. Sana göre değilmiş. Senin tutkunun harcı değilmiş. Zayıfmış.
Su katılmışmış. Pelteymiş.
Koyver gitsin. Hakikaten, üzülme.
Sana cuk oturan bir işi, tanrılar bir yerlerde, başına çorap şeklinde mutlaka örüyorlardır.
Beni dinle.
Sonbaharda parasızlık/güçsüzlük/sapsızlık, gençsen hiç de fena gitmeyebilir.
Gence gider yani. Kuyruğu dik tut.
Arşınla sokakları: karın içerde, gözler en gıcır gıcırından, kuyruk -mutlaka- havada.
Neşeli köpekler için umut, her köşe ağacın altında durmaktadır. Sonbaharda da."""
işe iade davası açmak için ön koşul.
Kapının önüne konmaktır.
Evli ve çocuk sahibiyseniz daha da zordur. Sokak köpeği gibi hissedersiniz.
Eve gitmeden önce sağa sola gidip iş başvuru yaparsınız.
kul hakkı yiyen işçisini sömüren patronun iki dünyada yakası bir araya gelmez. zaman önemli değil. o kadar bedduaya sen nah hayatta kalırsın patron.
herkesin başına gelen iş.
herkesi, bilerek yazdım. babanın işi bile olsa kovulursun.
geçer. takmayacak, yoluna devam edeceksin. 3 gün üzülebilirsin. daha fazla uzatmaya gerek yok.
dinlen, gez toz, borçda olur, sorun değil. nasılsa bir iş çıkacak karşına.
Is hayati bu. Isten cikabilirsin, cikarilabilirsin de.
41 yasinda turkiye'nin en buyuk firmalarindan birisinden mudur pozisyonunda istifa ettim. Cunku firmanin bana verebilecegi bir sey kalmamisti ve altimda calisan kisilerin koordinasyonunu saglamak artik zor geliyordu. O firmadaki 10 senelik birikimimi bir kenara birakip istifa ettim. Tekrardan bir ise girmedim. Bir suru teklif de aldim ama tekrardan bir yere baglanmak istemiyorum. 2003-2022 yillari arasinda aktif bir sekilde calistim. Dile kolay 20 sene. Gencligim gitti ve bunu fark ettigimde ise istifa edip gitme karari daha agir basti. Baslayan her is elbet bir gun biter. Akil sagliginiz icin bunu hic unutmayin.