bugün

kalabalığını bile özlediğim, sadece sokaklarında yürümesi bile kendinizi yalnız hissettirmeyecek şehirdir. şu üniversiteden bir kurtulayım da evime döneyim dediğimdir.
her gün ayrı ayrı saydırıyorum ama yine de vazgeçemiyorum bağlandım mı ne..
(bkz: bağlanmayacaksın)
napolyon; "dünya tek bir ülke olsa, başkenti istanbul olurdu." demiştir. haklıdır. dünyanın insanı buradadır. bir yıl geçirdiğim, ama o bir yılımı üç yıla çeviren şehirdir. gerçekten de istanbul'da bir yıl, diğer herhangi bir yerdeki üçç yıla bedel olabilmektedir. bağımlısı olmadım henüz, ama itiraf etmek gerekirse, ondan uzak kaldığımda, sahaflar çarşısının çınarı hüseyin avni dede ile birer cümlelik atışmalarımızı, kenar köşe bir restoranında bir travestiyle karşılıklı yenen yemekleri, hiç tanımadığım bir adamın cüzdanı için arkadaşımla attığımız o deparda, karıştırırım korkusuyla dalamadığım -ki bir arkadaşım tehey ankaralardan gelmiştir, gezerken karıştırmışımdır- cağaloğlu sokaklarındaki hırsız kovalamacasında bize yardım eden esnafın elindeki tespihi, kadırga sahilinde "dükkan açmış", boncuk mermili tüfeği elime her alıp balonları nişanladığımda "sen atma" der gibi yüzüme bakan balon nişancısı çocuğu, mefisto kitabevinde yaşadığım sağ yayınevi sol yayınevi diyaloglarını, istiklalde yürümenin cidden de bir atardamarı diğer alyuvarlarla katetmek gibi tadını, otogara yetişmeye çalışırken "beni de götür" diye peşime takılan rita'nın koşuyu bir oyuna çevirişişini ve otobüsünü kaçırmasına rağmen beni otobüsüme bindirip ardımdan koşuşunu, sabah beşte zeytinburnunda tramvay bekleyişimi, olur olmaz yerlerde beliriveren dünyanın en entelektüel insanlarını, ve tabii en ilginç insanlarını, türkü söyleyen zenciyi.. özlüyorum. sonuç itibariyle, diğer herhangi bir yerde üç yılda yaşayamayacağınız kadar şeyi, bir yılınıza sığdırabildiğiniz muhteşem şehirdir. ütopyaların başkentidir.
2011 yılının ilk 4 ayında Türkiye'de en çok Ford marka araç satılırken istanbul'da ise Renault marka araç satılmıştır. Şirketlerin kiralık araç olarak kullanmasında da bu etki söz konusudur.
görsel
bugün bi değişiklik yaptı ve uzun zamandır yapmadığı şeyi yaptı, güneşi gösterdi. *
bir kadın bir de şehir terk ettim,
şehir dünyanın en güzel şehriydi
kadın dünyalara bedeldi
bir istanbul'luyu terk ettim hemde istanbul'u.
eskiden taşı toprağı altın olan şehir olarak bilinen, neresini kazsan tarih fışkırıyor denilen, şimdilerde ise daha cok taşı toprağı denizi mühimmat olan şehir olarak ünlenen hüzünlu yorgun şehir. tarih boyunca pek çok olaylara, garipliklere şahit oldu, halen de olmaya devam ediyor. çok yıprandı, hırpalandı, üzüldü, yağmalandı ama bir türlü dize getirilemedi...
türkiye'nin new york city'si. şimdi aklınıza taksimin hava kararmadan önceki, güneşin battığı ama havanın tamamiyle karanlık olmadığı saatleri aklınıza getirin. bu arada herkes bir yere yetişmeye çalışıyor, büyük bir kalabalık ve kaos. o sırada da bu şarkı çalıyor: [http://www.youtube.com/watch?v=jjirWP5X6uw ] *
asimilasyon merkezi. 1 nesil sonra nötr, 2 nesil sonra türk yapar.
istanbul'un taşı toprağı altın diyenlerle dalga geçmeyin. çalışınca gerçekten oluyor.
sertab erener'in istanbul klibinde istanbul'a ait hemen her öğe vardır sanırım, çok sevimli klip ve şarkıdır.
eminönünde balık ekmek, istiklalde ısalk hamburger, nevizadede fasıl, ortaköyde kumpir ve daha nice sayılamayacak tatları kendine özgü lezzette içinde barındıran şehir.
üreme organım gibi şehir afedersiniz. adı var, kendi yok. ölmüş gömeni yok.
Üzerine şarkılar, türküler, şiirler yazılan 7'den 70'e gören herkesi kendine hayran bırakan dünya harikası bir şehir. Seviyorum ben bu şehri, bu şehr-i istanbul ki...
be hey dürzü şiirinin son kıtasının istanbul için düzenledim.

--spoiler--
bizansdaki hali sakın unutma
istanbul'a dil uzatma sebepsiz
sen yine bir yerde yaşardın amma
baban kimdi bilemezdin şerefsiz
--spoiler--
http://www.bobiler.org/istanbul_m209268n_yekfb
istanbul : http://www.vidivodo.com/5...nblue-_-sehrin-ta-kendisi
(bkz: hocam adamlar yapmış)
rusçası tsaregorod olan.
istanbul da yaşayanara gıpta ile baktığım ama yaşamak istemediğim güzel şehir askerliğimi orada yaptım ondan bu kanı.
financial times'ın anketine göre yaşanılır şehirler arasından 1 numaradır.

2- (bkz: londra)

3- (bkz: new york)

4- (bkz: san francisco)

5- (bkz: paris)

6- (bkz: roma)

7- (bkz: rio)

8- (bkz: sydney)

9- (bkz: hong kong)

10- (bkz: delhi)
Günün her saati trafik sorunu yaşayan şehir.
ümit yaşar oğuzcan'a göre;

Evin içinde bir oda, odada istanbul
Odanın içinde bir ayna, aynada istanbul
Adam sigarasını yaktı, bir istanbul dumanı
Kadın çantasını açtı, çantada istanbul
Çocuk bir olta atmıştı denize, gördüm
Çekmeğe başladı, oltada istanbul
Bu ne biçim su, bu nasıl şehir
Şişede istanbul, masada istanbul
Yürüsek yürüyor, dursak duruyor, şaşırdık
Bir yanda o, bir yanda ben, ortada istanbul
insan bir kere sevmeye görsün, anladım
Nereye gidersen git, orada istanbul.
dünyanın en güzel semtine sahip şehir.
DELi GiBi ÖZLEMiNi ÇEKTiĞiM ŞEHiR. iki haftadır istanbul şarkıları dinler oldum. bu yaz da gidemezsem ölüm fermanım yazılmış sayarım. benim için yeri çok farklı bir şehirdir. aşığıyım. güzel istanbul. (bkz: Gel otur yanı başıma anlat istanbul)
şiirleri küçüktür, şarkıları küçüktür, fotografları küçüktür, iSTANBUL.

Kaç şiir yazıldı sana ? Kaç şarkı söylendi sana bildiğimiz bilmediğimiz, kaybolup giden belki? Kaç aşığın var istanbul? Kaç aşk ölüp gitti içinde? Mutlu sonla biten aşkların var mı? Mutsuz sonla biten aşkların... Kaç insan savruldu denizinden ölüme? Kaç kalp kırdın istanbul? Taşın toprağın altın mı sahiden? Gelsem öpsem toprağını dudaklarım altın gibi parlar mı? Neden tüm şairler sana yazmıştırlar şiirlerini, hepsi neden sana aşıktırlar? Güzel sesli kadınlar, erkekler neden seni söylerler hep? Neden hep ağlarsın be istanbul, bu kadar sevenin varken. Kim ağlar, böyle sevenleri varken! Neden tüm mevsimler sana aşıktırlar? Hepsi sana yaraşır ayların. Sende güzeldir ocak, sende güzeldir mayıs, ağustos, kasım. Hepsi sende yaşar. Sonbahar neden sana ağlar hep? Seninle beraber, sana ağlar istanbul. Kendini boşuna üzdüğün yetmiyormuş gibi, bir de neden aşıklarını üzersin... Sonbahar sararıp gider sende. Ağaçlarının yaprakları denizine düşer, kaybolur. Ölür. Kaç kişi kayboldu sende istanbul denizine düşen yaprakların gibi? Kaç kişiyi öldürdün..?

Büyüleyici sokaklarının, sevişen martılarının çığlıklarının, denizinin kokusunun, ekmek arası balığının, yağmurunun, karının, baharının, yazının aşığıdır insanlar. Sadece de insanlar olsaymış ya. Herşeyinin aşığıdırlar işte. Seninle denizinin üzerinde sevişen martılar gibi sevişmek isterler. Denizine atlamak, sularınla iç içe geçmek...Sularınla, balıklarınla, seninle sevişmek isterler! Yağmurun bir başkadır onlara. Yağmurun, onlar için ''onun'' ağlaması demektir. Senin ağlaman ''onun'' ağlaması demektir! Sen ağlama sus, sus istanbul. Sen ağlarsan o da ağlar, ne olursun sus. Herkes sana deli divane aşıkken sus istanbul ne olur ağlama.

El değmemiş bakire güzeller gibisin.Ellerine eller değmemiş.Saçlarını koklamamış hiç kimse. Kimseyle sevişmemişsin. Kimseyi sevmemişsin istanbul! Nedendir bu acımasızlığın! insanlar, aylar, mevsimler, kainat, evren herkes sana aşık olmuşken nedendir kimseyi beğenmezliğin...Kendini boşuna üzüşün! Ağlayışın nedendir? Martıların kadar yok musun istanbul. Ben, ben sana deli gibi aşığım bak. Gör işte, bari beni sev, beni sev ne olur beni sev. Beni sev.

Beni sev ne olur istanbul! Lalerini koklarken bile zevkin doruklarına çıkıyorsam, beni seversen neler olur ey istanbul!

Ey sen ne güzelsin kavgamızın şehri.Uzaktan seni düşünür, düşünürüm istanbul.''ADALARINDA BAHAR SÜLEYMANiYE'NDE GÜNEŞ'' var mıdır şimdi? Vardır elbet. Mayıstayız değil mi? Sana aşık olan mayıs. Bu gece gelsem sana. Yanına gelsem. 7 tepeyi gezsem. Tophane'de sabahlasam belki. Sabah olunca bir kaç simit alıp martılarına atsam. Bir vapuruna binsem. Gözkamaştıran, büyüleyen sen! Havasıyla insanı sarhoş olmaktan beter eden sen! Adın geçince gözleri dolduran sen! Herkesin aşığı sen! Aşık edip kaçan sen! Tüm güzelliklerin sahibi, bakire sen! Acı çektirme artık bana. Onca aşığın varken, gel bana. Başımı döndür. Sarhoşum zaten aşkından. Azıcık daha yanayım. Günahını seviyorum istanbul. Senin içinde günaha girmekten korkmam ben! Süreya gibi yazarım sana. Seninleyken günahın bahsi olmaz! Yık duvarlarını. Artık ağlama. Oyuncağını kıskanan bir çocuk gibiyim... Yazmasınlar şarkılar sana, şiirler yazmasınlar. Sadece benim ol istanbul...Korkma gel istanbul...