bugün

Mekke'de nazil olmuştur.Ancak 26, 32, 33, 57, 73 ila 80. âyetlerin Medine'de indiği rivayet edilmektedir. 111 âyettir. "isrâ" kelimesi, geceleyin yürümek manasına gelir.Hz. Peygamber'in Mi'rac mucizesinin Mekke'den Kudüs'e kadar olan kısmı bu sûrede anlatıldığından, sûre "isrâ" adını almıştır.

http://www.biriz.biz/kuran/isra/17isra.htm
http://www.youtube.com/watch?v=Pb7aM1-8Z3E
http://www.youtube.com/watch?v=FHdSthSzBtY&feature=related
http://www.youtube.com/wa...VoiK4&feature=related
Allah'ın yapmamızı istediği ve istemediği davranışların peşpeşe sıralandığı ayetlerin yer aldığı suredir.

26.-38. ayetler:

"Akrabaya, yoksula ve yolda kalmış yolcuya haklarını ver, fakat saçıp savurma.

Çünkü saçıp savuranlar şeytanların kardeşleridir. Şeytan ise Rabbine karşı çok nankörlük etmiştir.

Eğer Rabbinden umduğun bir rahmeti istemek için onlardan yüz çevirecek olursan, o zaman onlara yumuşak bir söz söyle.

Eli sıkı olma, büsbütün eli açık da olma. Sonra kınanır ve çaresiz kalırsın.

Şüphesiz Rabbin, dilediğine rızkı bol bol verir ve (dilediğine) kısar. Çünkü O, gerçekten kullarından haberdardır ve onları görmektedir.

Yoksulluk korkusuyla çocuklarınızı öldürmeyin. Onları da, sizi de biz rızıklandırırız. Onları öldürmek gerçekten büyük bir günahtır.

Zinaya yaklaşmayın. Çünkü o, son derece çirkin bir iştir ve çok kötü bir yoldur.

Haklı bir sebep olmadıkça, Allah'ın, öldürülmesini haram kıldığı cana kıymayın. Kim haksız yere öldürülürse, biz onun velisine yetki vermişizdir. Ancak o da (kısas yoluyla) öldürmede meşru ölçüleri aşmasın. Çünkü kendisine yardım edilmiştir.

Rüştüne erişinceye kadar, yetimin malına ancak en güzel şekilde yaklaşın, verdiğiniz sözü de yerine getirin. Çünkü söz (veren sözünden) sorumludur.

Ölçtüğünüzde ölçmeyi tam yapın, doğru terazi ile tartın. Bu daha hayırlı, sonuç bakımından daha güzeldir.

Hakkında kesin bilgi sahibi olmadığın şeyin peşine düşme. Çünkü kulak, göz ve kalp, bunların hepsi ondan sorumludur.

Yeryüzünde böbürlenerek yürüme. Çünkü sen yeri asla yaramazsın, boyca da dağlara asla erişemezsin.

Bütün bu sayılanların kötü olanları Rabbinin katında sevimsiz şeylerdir. "
ayrıca ebubekir şatiri nin sesinden dinlemek için;

[null http://www.gulyarasi.com/...-satiri--isra-suresi.html]
26,32,33 ve 57. âyetler ile 73-80. âyetler Medine döneminde, diğerleri Mekke döneminde inmiştir. 111 âyettir. Sûre, adını ilk âyetin konusu olan isrâ olayından almıştır. Geceleyin yürütmek anlamına gelen isrâMîrac yolculuğunda, Hz. Peygamberin bir gece, Mekke'den Kudüs'e götürülmesini ifade eder. Sûrenin diğer bir adı da Benî isrâil Sûresi'dir.

ilk 17 ayeti aşağıdaki gibi olan suredir.

Bismillâhirrahmânirrahîm.

1.Kendisine âyetlerimizden bir kısmını gösterelim diye kulunu (Muhammed'i) bir gece Mescid-i Haram'dan çevresini bereketlendirdiğimiz Mescid-i Aksa'ya götüren Allah'ın şanı yücedir. Hiç şüphesiz O, hakkıyla işitendir, hakkıyla görendir.

2.Mûsâ'ya Kitab'ı (Tevrat') verdik ve onu, Benden başkasını vekil edinmeyin diyerek, israiloğullarına bir rehber yaptık.

3.Ey kendilerini Nûh ile birlikte (gemide) taşıdığımız kimselerin çocukları! Gerçek şu ki, o çok şükreden bir kuldu.

4.Biz, Kitap'ta (Tevrat'ta) israiloğullarına, Yeryüzünde muhakkak iki defa bozgunculuk yapacaksınız ve büyük bir kibre kapılarak böbürleneceksiniz, diye hükmettik.

5.Nihayet bu iki bozgunculuktan ilkinin zamanı gelince (sizi cezalandırmak için) üzerinize, pek güçlü olan birtakım kullarımızı gönderdik. Onlar evlerinizin arasına kadar sokuldular. Bu, herhâlde yerine gelmesi gereken bir va'd idi.

6.Sonra onlara karşı size tekrar egemenlik verdik. Mallar ve çocuklarla sizi güçlendirdik; sayınızı daha da çoğalttık.

7.iyilik ederseniz kendinize iyilik etmiş olursunuz, kötülük yaparsanız yine kendinize yapmış olursunuz. ikinci bozgunculuğun zamanı gelince, yüzünüzü kara etsinler, daha önce girdikleri gibi yine mescide (Beyt-i Makdis'e) girsinler ve ellerine geçirdikleri her şeyi yerle bir etsinler diye (üzerinize yine düşmanlarınızı gönderdik.)

8.Umulur ki Rabbiniz size merhamet eder. Eğer yine eski duruma dönerseniz, biz de (cezaya) döneriz. Biz cehennemi kâfirlere bir zindan yapmışızdır.

9,10.Gerçekten bu Kur'an en doğru olan yola götürür ve iyi işler yapan mü'minler için büyük bir mükâfat olduğunu ve ahirete inanmayanlar için elem dolu bir azap hazırladığımızı müjdeler.

11.insan hayra dua eder gibi şerre dua eder. insan çok acelecidir.

12.Biz geceyi ve gündüzü (kudretimizi gösteren) iki alâmet yaptık. Rabbinizden lütuf isteyesiniz, yılların sayısını ve hesabını bilesiniz diye gece alametini giderip gündüz alametini aydınlatıcı kıldık. işte biz her şeyi açıkça anlattık.

13.Her insanın amelini boynuna yükledik. Kıyamet günü kendisine, açılmış olarak karşılaşacağı bir kitap çıkaracağız.

14.Oku kitabını! Bugün hesap sorucu olarak sana nefsin yeter denilecektir.

15.Kim doğru yolu bulmuşsa, ancak kendisi için bulmuştur; kim de sapıtmışsa kendi aleyhine sapıtmıştır. Hiçbir günahkâr, başka bir günahkârın günah yükünü yüklenmez. Biz, bir peygamber göndermedikçe azap edici değiliz.

16.Biz bir memleketi helâk etmek istediğimizde, onun refah içinde yaşayan şımarık elebaşlarına (itaati) emrederiz de onlar orada kötülük işlerler. Böylece o memleket hakkındaki hükmümüz gerçekleşir de oranın altını üstüne getiririz.

17.Nûh'tan sonra da nice nesilleri helâk ettik. Kullarının günahlarını hakkıyla bilici ve görücü olarak Rabbin yeter.

"diyanet çevirisidir."
18'den 26. ayete kadarı ise aşağıdaki gibidir.

18.Kim bu geçici dünyayı isterse orada ona, (evet) dilediğimiz kimseye dilediğimiz kadar hemen veririz. Sonra da cehennemi ona mekân yaparız. O, buraya kınanmış ve Allah'ın rahmetinden kovulmuş olarak girer.

19.Kim de mü'min olarak ahireti ister ve ona ulaşmak için gereği gibi çalışırsa, işte bunların çalışmalarının karşılığı verilir.

20.Rabbinin lütfundan her birine; onlara da, bunlara da veririz. Rabbinin lütfu (hiç kimseye) yasaklanmış değildir.

21.Bak nasıl, onların kimini kimine üstün kıldık. Elbette ahiretteki dereceler daha büyüktür, üstünlükler daha büyüktür.

22.Allah ile birlikte başka bir tanrı edinme, yoksa kınanmış ve yalnızlığa itilmiş olarak kalırsın.

23.Rabbin, kendisinden başkasına asla ibadet etmemenizi, anaya-babaya iyi davranmanızı kesin olarak emretti. Eğer onlardan biri, ya da her ikisi senin yanında ihtiyarlık çağına ulaşırsa, sakın onlara öf! bile deme; onları azarlama; onlara tatlı ve güzel söz söyle.

24.Onlara merhamet ederek tevazu kanadını indir ve de ki: Rabbim! Tıpkı beni küçükken koruyup yetiştirdikleri gibi sen de onlara acı.

25.Rabbiniz, içinizde olanı en iyi bilendir. Eğer siz iyi kişiler olursanız, şunu bilin ki Allah tövbeye yönelenleri çok bağışlayandır.

26.Akrabaya, yoksula ve yolda kalmış yolcuya haklarını ver, fakat saçıp savurma.
allah, biz insanları yeryüne gönderip cenneti ve cehennemi bir imtihan sonucu kılmış ve peygamberleri vasıtasıyla bu imtihandan başarılı olmanın şartlarını ortaya koymuştur. allah, hem bireysel hem de toplumsal anlamda hayatlarımızı nasıl yaşayacağımızı bizlere çok geniş bir hareket alanı bırakarak belirlemiş ve böylece bir bakıma rızasına ve bunun somut hali olan cennete ulaşmanın anahtarını bizlere sunmuştur.

allah'ın yapmamızı ve yapmamamızı emrettiklerine baktığımızda bizlere olan lütfünü daha açık görebiliriz. islami manada meşru daire o kadar geniş ki, dairenin dışına çıkmak tek kelime ile şımarıklıktan başka bişey değildir. insanın mutlu olması, rahat yaşaması, hayatın güzelliklerini sinesinde hissetmesi için islam'ın çizdiği helal alanın içinde kalması yeterli. kendisine verilen muazzam hareket kapasitesine rağmen ısrarla bu meşru çizgiyi aşmak sadece ve sadece huzursuzluk ve mutsuzluk getirir.

bu noktadan hareketle, islam'ın toplumsal barış ve huzur için belirlediği buyruklara baktığımızda, içinde yaşadığımız toplumun dengesizliklerine, çarpıklıklarına, karmaşasına hasılı her türlü bozukluğuna ne kadar kati ve net çözümler getirdiğini ve bunların uygulanabilmesi sonucunda toplumsal anlamda hızlı bir iyileşme sürecini yaşama ihtimalimizin ne kadar yüksek olduğunu çok açık görebiliriz.

kur'an her türlü insani problemlere çare olabilecek kati şifa reçeteleri ile dolu. burada isra suresinin 22 ile 38. ayetleri arasında kalan ayetlere dikkatinizi çekmek istiyorum. bu ayetleri okuduğunuzda bireyin ve toplumun sorunlarının ne kadar açık bir fotoğrafının çekildiğini ve bu duruma karşı ilahi kaynaklı çözümün kapsayıcılığını göreceksiniz:

yazının devamı için:

http://www.genchacilar.or...ageID=KoseDetay&id=19
http://www.youtube.com/watch?v=C3pH0KcJI4M
görsel
Dualarla dolu ayetlere sahiptir

görsel

80. Ayeti
Defalarca bizzat yaşadığım durum. Herşey yoluna girince azıtıyorum. Sonra gene dersimi alıyorum. Mesela şu anda ders alma dönemimdeyim.
“Hak geldi, batıl yok oldu. Hiç şüphesiz batıl yok olucudur.” (isra Suresi, 81)
görsel
Arapça birtakım sözler. Türkleri ilgilendirmez.
görsel
Yeryüzünde böbürlenerek yürüme. Çünkü sen yeri asla yaramazsın, boyca dağlara asla erişemezsin.

isra Suresi 37. Ayet.
26,32,33 ve 57. âyetler ile 73-80. âyetler Medine döneminde, diğerleri Mekke döneminde inmiştir. 111 âyettir. Sûre, adını ilk âyetin konusu olan “isrâ” olayından almıştır. “Geceleyin yürütmek” anlamına gelen “isrâ”, Mîrac yolculuğunda, Hz. Peygamberin bir gece, Mekke’den Kudüs’e götürülmesini ifade eder. Sûrenin diğer bir adı da “Benî isrâil Sûresi”dir.