bugün

"Ona kendimi, sonradan ben ekledim."
dizesi bile, şiirin hayatı güzelleştiren en iyi sanat olduğuna delalettir.
yav arkadaş bu kadar öznel yorumlar girmeyin bu adamlar hakkında. rica ediyorum. hepsi "çk sefdiğim şair" kıvamında entariler. ya da "en seftiyim şiiri bu: laaağps copy-paste" delirtiyorsunuz adamı yemin ederim. amaç ne kardeşim, biz ne yapalım en sevdiğin şiiri.

hayır anket başlığı tarzında olsa neyse de. veya ne bileyim git o şiirin başlığını filan hortlat, küçük bi alıntı yaz sevdiğin vurucu kısmı illa kararlıysan böyle şeyler yazmaya. nedir bu ya.

az buçuk bi şairi araştırayım bir bilgi, ipucu edineyim, farklı yorumlara bakayım desen binlerce çöp entry çıkıyor karşına.

ah üstelik gitmiş en popüler şiirlerinden birinin bu başlıkta bilmem kaçıncı paylaşımını yapmış. hof.

edit: ismet özel adamın kitaplığına girmişmiş de arkadaşı hediye etmişmiş. bak sen ya. ne kadar da önemli bu bizim için.

edit 2: bu entry üzerinden çok geçmeden ve yarım saat içinde aynı başlıkta yazılmış birbirinin aynısı iki entry daha:

http://m.uludagsozluk.com/e/30962262/

http://m.uludagsozluk.com/e/30961706/

gerçekten vasatsınız.
en güzel şiirlerini solcuyken yazmış olan şairdir.
Adını solda görünce öldü mü yoksa dedim bi an. Sevilecek şairdir, söyle ki;

damar kesildi, kandir akacak
ama kan kesilince damardan sicak
simsicak kelimeler bosandi
ask için karnima ve gögsüme
ölüm için yüregime sürdügüm ecza uçtu birden
ask ve ölüm bana yeniden
su ve ates ve toprak
yeniden yorumlandi.
'onunla ben hep sevişecekmiş gibi baktık birbirimize
bir kez öpüşebilseydik dünyayı solduracaktık' demiş bir adam.
"Bir şehrin urgan satılan çarşıları kenevir
kandil geceleri bir şehrin buhur kokmuyorsa
yağmurdan sonra sokaklar ortadan kalkmıyorsa
o şehirden öcalmanın vakti gelmiş demektir

Duygular paketlenmiş, tecime elverişli
gövdede gökyüzünü kışkırtan şiir sahtedir
gazeteler tutuklamış dünya kelimesini
o dünyadan, o şiirden öcalmalı demektir

Ölüm gelir, ölüm duygusuna karşı saygısız
ve zekâ babacan tavrıyla tiksinti verir
söz yavan, kardeşlik şarkıları gayetle tıkız
öcalınmazsa çocuklar bile birden büyüyebilir

Yargı kesin: Acı duymak ruhun fiyakasıdır
kin, susturur insanı; adına çıdam denir
susulunca tutulan çetele simsiyahtır
o siyah öcalmakcasına gür ve bereketlidir

Vandal yürek! Görün ki alkışlanasın
ez bütün çiçekleri kendine canavar dedir
haksızlık et, haksız olduğun anlaşılsın
yaşamak bir sanrı değilse öcalınmak gerektir."
yaşayan en büyük iki türk şairinden biridir. diğeri de sezai karakoç'tur. zaten bunun dışında kalanları- hele şöyle ataol behramoğlu, küçük iskender, murathan mungan falan - ekseriyetle kese kağıdı.
Bir vakit Genelkurmay Başkanlığı yapmış kişi. Fiziki yapısı itibariyle ben kendisini bu konuma yakıştırmıyordum. Kısa ve şişman olması vs. Zaten emekli oldu gitti.

En çok yakışan ilker paşaydı..

Pardon o Nejdet özelmiş.
Benim gövdem yıllar boyu sevmekle tarazlandı
Öyle bir çalımlarla gecenin çitlerinden atlardım
Bir güneş sayardım kendimi denizin karşısında
Çünkü çam kokularına sürtünüp ağırlaşan ruhların
inanmazdım dosyalara sığacağına
Gittikçe ışıldardım dükkânlar kararırken
Hüznün o beyaz etrafına sakallarım batardı.
Özel bir şair. Yeni nesil türk şiirinde derin bir etkisi var. Felsefi anlamlar taşıyabilecek öğelere ve şiirlerde klasik şiir argümanlarının yerine geçen şaşırtıcı benzetmelere yer verdiğinden beridir mukallitleri daha az felsefe daha çok çarpıcılık peşinde ne anlarsan anla artık tarzı şizofrenilere bağladı gitti. Slovakyalı salyangoz türevi ifadeler şiirlere daha çok girer oldu ismet özel sonrası.

Kesinlikle solda kalsaydı eğer, şu anda konuşulduğunun beş katı konuşuluyor olurdu. Şair falan olmayı geç, bambaşka orjinal kafa bu adam.
'mazot' şiiri dünyanın gelmiş geçmiş en iyi 10 şiirinden biridir.

ağlamadan
dillerim dolaşmadan
yumruğum çözülmeden gecenin karşısında
şafaktan utanmayıp utandırmadan aşkı
üzerime yüreğimden başka muska takmadan
konuşmak istiyorum.
şehre neden
esmer ve dölek yüzümle döndüm dağlardan
kar vakti tarlaları kımıldatan soluğum
niyedir sarmalasın vites dişlilerini
defneler, nakışlar yok
alnımda neden.
ağlamadan
etimin iğneli beşiklerde bıraktığı izlere aldırmadan
o mavi korularda ve dibektaşlarında
bırakıp sözlerimin kalıntılarını
açıkça konuşmak istiyorum.
besbelli ki leşler koruyor şehrin bedenlerini
göğsünün kafesinde yalnızca pasak
biliyorsun
korkutulmuş bir kızın
yüreğinden fışkıran beyaz güvercinleri
sabahın köründe kalkan tirenlerdeki nefret
hergün aynı kalafat yerine çekilmenin nefreti
bunları
bütün bunları biliyorsun
dağlardan dönüyorsun o sağır yamaçlardan
çevik bacaklarını getiriyorsun, ne çevik ne de ninni
boz şayaktan poturun dağlarda ne güzeldi
şehre varınca artık meşinler giymelisin
daha esmer
daha kankusturucu
sen o baygın sevgilerin adamı değilsin.
sana yaşamak düşer çarkların gövdesinde
bin demir kapıyla hesaplaşmaktan omzun çürümelidir
bin çeşit güneşle ovulmalıdır gaddar ellerin
yürü yangınların üstüne, kendi alevini de getir
çarpıntısız dakikası olur mu devrimcinin
ki
ölüm
her yerde uyanıktır
alestadır korkunun yardakçıları
tez kızaran güllerden kendini sakın
sevgiler ürkütsün seni, aşk ayrı-
aşktır diye geri geldin o çekiç seslerine
bıraktın vazgeçilmez ırmakları
gönlüne kar yağdırıyorsa çocuk sesleri yetsin
dikkat et hiçbir şey ıslatmasın namluları.
Şiirlerini sevmedigim kişi.bir de filozof falan denmis ki gülmeden edemedim.filozofluk nedir ne degildir iyi bilmek gerekir.
(bkz: kalın türk)
Filozof olarak anilacaktr . Aldm nefretini fahiselerin lanet ediyor bakirelerde bana .... msraya gel msraya
Celladima gulumserken cektrdgm fotografn arkasnda yazili satrlar .
şairliğine hiç kimsenin laf etmeye cürret edemediği insan. lakin bir konferansına katılmıştım, istiklal marşı derneği'nin. ismet abi gelirken tekbirler falan havada uçuştu. ardından istiklal marşı başka bir makam ile okundu.

beni en çok şaşırtan taraf ise, ismet abi'nin kürsüde, mikrofondan burnunu çekmesi olmuştur. bildiğin balgam çekti burnundan. ancak sorun bende. insanız biz sonuçta bunu aklımdan çıkarmışım bir an. gözümde insan üstü, metafizik, mistik bir birey olarak canlandırdığım ismet abi'nin de bir insan olduğunu işte o zaman anlamıştım. şiirlerine amadeyiz!

"uzun yola çıkmaya hüküm giydim"
Karlı bir gece vakti bir dostu uyandırmak!
Gezinti değil Yürüyüş
Eğer bir yere yürüyeceksek beraber yürümeliyiz nereye yürüdüğümüzün ve birlikte yürüyeceğimizin bilincinde, birbirimize güvenerek birbirimizi yürüyüşümüzden sorumlu tutarak...
Her şey ben yaşarken oldu, bunu bilsin insanlar
ben yaşarken koptu tufan
ben yaşarken yeni baştan yaratıldı kainat
her şeyi gördüm içim rahat
gök yarıldı, çamura can verildi
linç edilmem için artık bütün deliller elde
kazandım nefretini fahişelerin
lanet ediyor bana bakireler de.
Sözlerim var köprüleri geçirmez
kimseyi ateşten korumaz kelimelerim

ismet Özel.
(Celladıma Gülümserken Çektirdiğim Son Resmin Arkasındaki Satırlar)
eski solcu idi sanırım
lys edebiyat calisirken gelenekcilerin mihenk tasi olarak ogrenmistim bu adami...
dönüş yapmış ama...

birkaç şiirini okumustum, severim....

iyidir, ideolojik olarak uymasak da.
Kadınlarla ilgili psikolojik sorunları olduğu söylenmiş idi bana bir zamanlar. Çok terk edilmiş, çok sırtından vurulmuş.
psikolojisi ne kadar yerinde belli olmayan ancak iyi şiir yazan şair abimiz.
tek kelimeyle "yobaz".
"ve sancı geç saatlerde"

(bkz: 6 45)
Çağımızın en güçlü şairi,
Yaşamayı bileydim yazar mıydım hiç şiir?
Yaşamayabileydim yazar mıydım şiir?
-Yaşama!
-Ya bileydim?
Yazar: Mıydım
Hiç: Şiir.
1986
onunla ben hep sevişecekmiş gibi baktık birbirimize
bir kez öpüşebilseydik dünyayı solduracaktık.
toparlanın kalıyoruz.
güncel Önemli Başlıklar