bugün

eskiden düğünlerde halayı bozan küçük çocukken, artık tek başına bütün salona boyunu posunu göstererek harman dalı oynayabilmektir, büyümek.
pipisindeki kıllara anlam verebildiği andır.
bayramlarda kolonyalarin basa degil, ele dokuldugu andir
para kazanmanın ne denli zor olduğunu, yediğin tüm şekerlerin boşa para olduğunu farkettiğin andır..
her iki yanındaki apartmanlarda hatta sokakta ve hatta kendi apartmanındaki herkes tatile çıktığı ve ailesi de tatile çıktığı için evde tek başına kalan insanın evdeki olağan tıkırtılardan seslerden bile huylanmadan iki de bir her yerielinde oklavayla turlamadan gönül rahatlığıyla oturup tv izleyip uyuyabilmesidir.
aile büyüklerinin de olduğu derin sohbet ortamlarında, söylediklerinizin sonuna kadar pür dikkat dinlenip, üzerinde durulduğunu gördüğünüz andır. *
geçmişinde çok fazla hata yaptığını anladığı andır.
15 - 16 yaşlarıdır.
annenizin elleriyle hazırladığı salçalı ekmeği özlediğiniz andır.
trafik cezası yediğiniz andır.
hayattan artık yemeye başlayacağı kazıkların, okkalı bir biçimde içeriye doğru ve keskin bir çukur oluşturmaya başladığı zamandır.
Yılların su gibi aktığını hissettiği an'dır.
artık "boşver daha çocuk o" cümlesinin aşındığı ve bir daha gündeme gelmediği zamandır..
cevredeki arkadaslarının evlenip coluk cocuga karıştıgı an.
balkondan izlediğin mahalle çocuklarının ellerinde ki kız kaçıranı bir türlü yakamamaları ile gülmekten kırılman, çocukluğunu özlemen, en kötüsüde gidip onlarla oynayamaman.
içini burkar, ağlatır.
yıllar sonra bisiklete binip kısa bir mesafe gitmiş olsan da bacakların kesildiğini hissettiğin andır.**
hayattaki sahteliklerin farkına vardığınızda, bugüne kadar uğradığınız tüm haksızlıklar ve size yapılan tüm kötülükler artık daha az acıttığında, gerçek hayatta pamuk prensesler değilde kötü cadıların çoğunlukta olduğunu gördüğünüzde ve kalbiniz artık acımaktan bile vazgeçtiğinde anlarsınız büyüdüğünüzü. büyüdüğünü anlamak hayatın karanlık tarafında bir ışık ararken buluvermektir kendinizi.
gece lambasının artık rahatsız ettiğini anladığın ve kırmak istediğin andır.
bayram ziyaretine gelen sülalenin veletleri elinizi öpmeye kalkıştığında.
ölümle tanıştığı an.
kendini her zorluğun üstesinden gelebilecek kadar güçlü hissettiği zaman.
olayları zamana bırakmaya başlayabildiğini farkettiği andır.
parmağınızdaki nişan yüzüğüne bakıp bakıp gülümsediğiniz her an.
bankadan arandığınız an. *
her gece üstünüzü örten babanızın bir gece örtmemesi.üşümek...ama nasıl bir üşümektir o.bir daha asla eskisi gibi ısınamayacağını bilirsin.