mutluluk hedef değil, hedeflere gidiş yolculuk sürecidir.
Yarını düşünmeden tek bir anları olmaması. Hep dert hep telaş hep hayatta kalma çabası.
(bkz: akp)
türkiye'de doğmak olabilir.
doyumsuz olmaktır, bir şeye sahip olmak için debeleniriz sahip olup bizim için sıradanlaşınca hemen başka bir şeye kayar gönlümüz.
Bürsürü sebeb var say say bitmez okumaklan uğraşmazsınız bende yazmskla uğraşmam.
Artık her şeyi kolay elde edebilirlik. Kıymet bırakmadı , haz yaşatmıyor. Bir insan, bir eşya fark etmiyor. insalar ellerindekiye mutlu olmuyor hep daha iyisi daha güzeli.. hepinizin canı cehenneme.
genel itibariyle anın tadının keyfini çıkarmayı bilmemeleri. aslında küçük mutlulukları bilip, ama bunları mutluluk kategorisinde saymamaları.
Hayatlari idare ederken baslarina is almak istemeleri karsilarina ne cikacagini bilmeden bilincsizce davranip insanlara guvenmeleri sonra beklemeleri gelmicek biri icin her gun beklemeleri unutmak yerine her gun kendilerine hatirlatmalari.
Mutlu olduklarının farkında olmamaları / olamamalarıdır.
(bkz: insanlar)

insanlar olmasa niye mutsuz olalım ki. Aldatılıyoruz, insanlar tarafından. Bir insan ölüyor üzülüyoruz. Terörü de yapan insan, trafik kazasını da.
insanların sahte olmaları.
daha önce yazmış mıydım acaba?

daha fazla istemek.
çok fazla beklentiye girmemiz.
çok büyük beklentiye girince, hayal kırıklığı o kadar büyük oluyor.

kendi isteklerimi önemsememiz.
hep kendi isteğimiz olmaz, olamaz, olmamalı da zaten. o yüzden inatçı değil, mantıklı olmamız lazım.

aşırı tembel olmamız.
bizi mutlu edecek olan şeylerin peşinden gitmiyoruz bir türlü. bugün, yarın, sonraki gün... sürekli erteliyoruz.

insan ilişkilerinden çok, sosyal medya ilişkilerine önem vermemiz.
karşı komşumuzun gönderisini beğenmek değil, onunla çay içip sohbet etmek, hal hatır sormak önemli olan. karşılaşmamak için, o kapıdayken içeri girmesini bekleyip, kapını öyle açıyorsan, bırak zaten beğenme facebooktaki gönderisini, bırak kutlama doğum gününü duvarında.

her şeyi, ama her şeyi istememiz.
arabamız olsun, evimiz olsun, yazlığımız, köyde bir evimiz, gösterişli mutfağımız, milletin imrenerek bakacağı balkonumuz, son moda kıyafetlerimiz, son teknoloji cep telefonlarımız... isteklerimiz hep maddi şeyler. kaybedilmedikçe, sağlık isteyen, kaçmadıkça huzur isteyen kaç kişi varız?

sürekli haksızlığa uğrayan tarafın "biz" olduğunu düşünmek.
tüm dünya, bir tek bize cephe almış ve mutsuzluğumuzu istiyor. ve bunu herkes bu şekilde düşünüyor. uğradığımız haksızlık, uğrattığımız haksızlığın bedeli olarak bize geri dönmüş olabileceğini kesinlikle düşünmüyoruz.

kısacası; insanların mutsuz olmasının tek sebebi, bencilliktir.
hep, çoğu konuda kendinden daha iyi durumda olanlarda gözü olmak. belki de olabileceğin sade ama çok mutluluğu bu yüzden yakalayamamak. yani kısaca tamah etmemek. yetinmemek.
Kur an ın iktisat ve hukuk ayetlerinin zenginler ve güçlüler lehine yorumlanmasıyla başlayan ihanet zincirleridir.

Bu durum sınıf farkının olmasına, bir tarafın çokça kazanırken diğer tarafın yok olmasına neden olmuştur.
düşünün! Bu gün insanların yüzde 90 nı fakir. Bir genç sevdiği kızı alacak maddiyata sahip değil. Gençlerimiz gelecek korkusundan ya ihtiyar gibi yaşıyor ya da her şeye boş verip sokağa düşüyor. Bir taraf yoksulluktan namusunu satarken diğer taraftan aşırı varlıktan çükmediği karı kalmıyor.

Bu sorunu çözmeye sadece bir ayet yeter de artar bile.

" Altının gümüşü biriktirip de Allah yolunda harcamayana acı bir azabı müjdele"

Alimlerce bizi değilde Hristiyanları ve Yahudilerdir i ilgilendiren ayet.
yani onlara tekelleşmek, mal yığmak yasak bize serbest düşüne biliyor musunuz!
istediklerinin büyük bir kısmını gerçekleştirememek. geri kalan kısmın da onu tatmin etmemesi.
Kesinlikle beklenti.
Şimdi beklemeyin desem bekleyeceksiniz çünkü bu boku hepimiz yiyoruz.
Kendi ellerimizle yarattığımız aslında ihtiyaç olmayan ihtiyaçlar.
Bir bilgeye sorarlar zenginliğin ölçüsü nedir diye. Bilge, sahip oldukları şeyler o kişinin ihtiyacını karşılıyorsa o kişi zengindir cevabını verir. Bu tarif aslında mutluluğun tarifidir. Bugün biz, asıl ihtiyacımızın bile ne olduğunu tam olarak bilmeden gözü kara bir şekilde mal, kariyer ve şöhret sevdası peşine düşüyoruz. geride bıraktıklarımızın farkına varmayarak.
Sürekli beklenti içinde olmaları.
nereye baksam cehalet nasıl mutlu olayım aq ülkesinde.
kesinlikle memnuniyetsizlik

ve gözü sürekli başkalarında olmak.

tanıdığım bir karı koca var.

5 paraları yoktu. bir dükkan açtılar.

o biçim çalıştılar. o civardakilerin hepsine

fark taktılar, arabalar evler. tam takım.

mahalledeki ibiciler bu sefer de başladı bunları kötülemeye,

dedikodusunu yapmaya.

bu koyduumun piçleri aynı zaman da

tahmin olunacağı gibi ; camilerden falan çıkmayan tipler.
alım gücü, ve bu durumun dolaylı dolaysız etkileri...

insanlar sahip olamayınca huzursuzlaşır.

nitekim çalıştıkları emek karşılığında aldıkları ücrette bunu karşılamaz, bu nedenler ne ruhuna iyi gelebilecek eylemlerde bulunabilir, ne de maddi tatmin eşiğini geçebilir.

ve bu durumun sürekliliği hüzünbaz girdaplar yaratır...
en az yara ile sıyrılmanın yolu, size benzeyen dostlarınızın yanınızda olmasıdır.
parasızlık.sağlık sorunları.