bugün

yaygınlaşan sosyal paylaşım ağlarında net bir şekilde gözlemlenen durum.

bakıyorsun ne kadar okuduğu kitap varsa hepsini eklemiş beğenilenler hanesine. hiç mi okuyup da beğenmediği olmamış merak konusu. onlarca film izlenmiş, her tarzdan şarkıcısı, işvereni vermeyeni, güzel bir söz duymayagörsün hemen hayatın anlamını ben çözdüm tripleri.

aynı fotografı hem sağdan hem soldan çekip , renklisi renksizi, sislisi , karanlığı binbir türlü hallisini insanın gözünün içine sokmaları.

aslında ne kadar kültürlüyüm, ne kadar bilgiliyim, ne kadar eğleniyorum, ondan da anlıyorum bundan da anlıyorum süperim ben süper edaları. olmadığı kadar mükemmel görünme çabaları. eee? sonra ?

insanların her yönüyle kendilerini bu kadar pazarlamaya istekli olmalarına şaşırmamak elde değil. bu beni seç beni seç beni seç mızlamaları mide bulandırıcı. kime ne ispatlanıyor, ele ne geçiyor bu da merak konusu.

eskiden biri hakkında özel bir bilgiye ulaşmak değerliydi. fotograf istenirdi, verirse dünyalar bizim olurdu. şimdi hiç görmek istemeyeceğimiz hallere bile anında sahip oluyoruz. çünkü çoktan alenen ifşa edilmiş bile. eksiği yok fazlası var.

bu içgüdü başka neler getirecek bilinmiyor ama birçok güzelliğe mendil sallandı sayesinde. kutluyoruz.
Bu içgüdü, tamamen sosyal statü kazanma amacıyla yapılan davranışlar bütünü. Sosyal medyada, kişisel bloglarda insanlar sürekli olarak kendi değerlerini, görüşlerini alenen gösteriyorlar. Bunda insanın gerçeklikten uzaklaşmasının kaygısı yok değil. Bu kaygı istemsizce yada isteyerek yapılan tüm kendini gösterme eylemlerini kişinin yapmasını sağlıyor. Yani insanın var olduğuna dair inancı tam olarak oturmamış denilebilir.