bugün

bir halta yaramayan personel grubudur. makamlarının önemi anlayamamış olanları, şirket personeline köpek muamelesi yaparlar. bir halttan anlamazlar. benim tanıdığım bir tane var. hem kibirli, hem de cahil. benim departmanımdaki elemanıma casusluk teklif etmişti.
çok halta yarayan personel grubu. bir halta yaramadıklarını iddia edenler, insan kaynakları yönetiminin işe alıp işten atmak dışında anasının amı kadar fonksiyonla uğraştığını bilmezler. ya da bilirler ama dikkate almazlar. patronun götüne tekmeyi insan kaynakları çalışanları üzerinden vurduğu içindir belki de ha? harbiden de bahsi geçen çalışan grubunu kimse sevmez amına goyim. milletin cebine giren paradan direkt sorumlu olmalarından ileri gelmekte bu biraz. ha, mevcut yetkiyi kötüye kullanıp diğer çalışanları camış olarak görenler yok mu, var. onların da amına koyayım ben. bu işi kobi tabir edilen sikindirik şirketlerde yapmak ölümdür. otu boku insan kaynakları sorumlusuna yıkarlar. 300 kişinin sorumluluğunu tek kişiye verirler uğraş dur. o da yetmezmiş gibi herkese yardım etmeni isterler. sen de şirket sahibine küfür eder ayrılırsın. icrası, eksik günü, puantajı sigortası cartı curtu gerer bünyeyi. sike boka anlamsız taleplerle gelen tiplerle mücadele etmesi de cabası. sonra çalışanlara neden mesafeli davranıyorlar deniyor. hacı, gün içinde bin türlü insanın akla mantığa sığmayacak istekleriyle cebelleşmek bir yere kadar.
bazı şirketlerde bu pozisyondaki adamlar deneyim kazanmaları için ihtiyaçları olmadığı halde mülakat yapıyorlar. (bkz: ben bunu gördüm)
alınacak personel hakkında ve iş tanımı hakkında bilgi sahibi olması gereken insan. mesala bir makine mühendisi işe alacaksınız adam akıllı iş tanımını bilmeden işe alım yapamazsınız. en fazla karakter tahlilinde bulunabilirsiniz ama işi yapar mı yapmaz mı karar veremezsiniz. çünkü bu pozisyon ne makine mühendisliğinden anlar ne de tesisin yada işletmenin üretim akım sürecini bilir.

bu kadro işçisiyle muhatap olmayan patronların yada işletme müdürlerin kurtarıcısıdır. fakat üretimin gerçekten bilinçli elemanlarla yapılması için bu pozisyonun kaldırılması şarttır.

tanıdığınız varsa direk ya patron yada işletme müdürüyle görüşürsünüz. torpiliniz yada tanıdığınız yoksa bu işten anlamayan insan kaynakları uzmanı ile muhatap olursunuz.

birde yarım ağız ingilizcesiyle sizi test etmeye çalışanlarda çıkabilir sabırlı olun. köprüyü geçene kadar ayıya dayı deyin eyvallah deyin sonra ne kadar önemsiz bir pozisyon olduğunu anlayacaksınız.
sadece insan kaynağı teorilerini okumuş ama gerçek insanı okuyamamış, insanları ayırt edebilmeyi öğrenememiş, insan sarrafı geçinen ama gerçekte hiçbir şey anlamayan, sadece personelin resmi işlemlerinin takibini yapabilecek kişilerin mesleğidir. kendileri bunca cahilliğine rağmen sanki şirketin patronuymuş edasıyla kasım kasım kasılırlar. kibirleri everesti bile aşmıştır.
çoğu bölümünü okumamıştır.
Bizim ofisdekiler için insan kaynakları dedikoducula uzmanı.
iş yerinde en sevilmeyen tiplerdir. genellikle satın almacılarla takılırlar. hele şirket danışman bir kariyer firmasıyla çalışıyorsa değmeyin keyfine. çok az iş yapıp bi de karşınıza geçip mesleğinizle alakalı kulaktan dolma yorum yaparlar. o kadar boş vaktin var bir araştır, açıp oku be adam.
-mimarsınız demek.
-evet.
-iç mimar olsaydınız ya o daha zevkli.
-mimarlık; iç mimarlığı da kapsıyor, siz rahat olun.
-........
Gelecekte yapmayı düşündüğüm meslektir. Varsa uzman yazarlarımız mesaj atsalar bir sürü sorum var.
iyi polis kötü polis oynamalarıyla meşhurdur.
itinayla yardimci olunur.
dün itibarıyla bsh adlı köklü kuruluşta şahsımı sinir küpüne çevirmiş insanımsı.
ayriyeten şuana kadar yaptığım iş görüşmelerinde insanlıkla uzaktan yakından azıcık alakalı olanına rastlamadığım, firmada çalışmaya hevesli ve niyetli insanları, özellikle de benim gibi tecrübesiz/deneyimsiz sıfatındaki toyları yetenek ve kapasitesini açığa çıkarmak yerine, "ben bunu burdan nasıl postalarım, nasıl siktirederim" düşüncesiyle hareket eden allahın belası gereksiz insan müsveddeleri. öyle sinirleniyorum ki bu insancıklara, bi gün iş görüşmelerinin birinde patlayıp karşımdaki ik uzmancığını oraya yığabilecek hiddete geliyorum.

dün bsh da back office responsible pozisyonu için görüşmeye gittim. kariyer net adlı sitede işle ilgili hiç bir detay yazmadan üç satırla ilan koymuş sözümona insan kaynakları uzmanı. he bu arada yeni mezun ve 6-7 aydır iş bulamamış, iş hayatında tecrübesiz ama teknik donanımı yeterli bir elektronik mühendisiyim. aynı zamanda elektrik-elektronik mühendisliği yüksek lisans yapıyorum. asla boş beleş bir insan olduğumu düşünmüyorum. kendimi övmem ama küçümsemem de. öğrenmeyi, gelişmeyi severim.
neyse, benim back office sorumlusundan anladığım, en azından elektronik mühendisinin yapacağı bir iş olarak geri ofiste i.t. işleri, teknik destek, teknik servis bok püsür hepsini kapsayan orospu bir meslek vardır. ki birçok firma da bu şekilde ilan açmakta.
neyse başvurdum bu ilana. işsiz ve tecrübesiz kalmaktansa, teknik servislik yapayım ama bişeyler yapayım diye düşündüm. firmanın bin tane mühendislik ilanına başvurdum. bu insan kaynakları şeysi hiç birini sallamamış gitmiş backoffice sorumlusu ilanından beni çağırdı. neyse görüşmeye gittim.
abi artık kalıp cümleleri ezberlemiş, yüzüne bile bakmadan standart soruları sıralıyor. haliyle senin motivasyon sıfırın altına iniyor.

önce kendinizi tanıtın,eğitim hayatınızı deneyim ve becerilerinizi anlatın falan dedi.
ben bi başladım yardırmaya. şu üniversiteden mezun oldum, şurada yüksek yapıyorum, bilgisayar deneyimlerim şöyle böyle, şu şu programlara hakimim, bu konulara ilgi duyuyorum, şu şu programlama dillerini öğrendim-öğreniyorum falan filan anlatıyorum.

bu da dinlemiyo bile. neyse ben bitirdim. bi suskunluk oldu. ben sordum. "backoffice sorumlusunun tam olarak ne olduğnu bilmiyorum açıkçası, ilanda da çok detay belirtmemişsiniz, biraz pozisyonu anlatabilir misiniz" dedim."sizin backoffice'ten anladığınız nedir mesela" dedi. ben de firmanın arka plandaki önemli departmanlarından biri olduğunu düşünüyorum, araştırdığıma göre it(aytii), teknik destek gibi birçok alanı kapsıyor" dedim.
aslında öyle değilmiş. backoffice sorumlusu müşterilerden gelen şikayet maillerine cevap yazacakmış sadece. sadece bu. ısrarla sordum. "herhangi teknik bir iş yapmıyor muyuz? sadece mail atmakla mı sorumluyuz" diye. "evet" dedi.

sonra beni sallamadığı her halinden belli bi şekilde standart sorusunu sordu. "kariyer planlarınız neler?"
abi kariyet planı mı koydun sen? amına koydun ortalığın. mail attırmak için elektronik mühendisi çağırmışsın. ne kariyerinden bahsediyorsun? sen mühendisle sekreteri karıştırmışsın.

samimi olarak soruyorum, hakkında saygılı bir şekilde tartışmak isteyenlere açığım. sizce bu hakaret değil midir?
hadi ben malım. hadi ben tecrübesiz ve o pozisyonla ilgili bir bok bilmeyen biri olarak başvurmuşum o pozisyona. peki bu ik uzmanı nasıl uzman? abi cv min kariyer.netteki çıktısını almış, 3 sayfa. sen başvuranlar arasında gidip beni seçmişsin, hiç mi bakmadın bu adamın cv sine? ya da baktın da hiç mi düşünmedin bu işi yapabilecek zirilyon tane adam varken memlekette, bir elektronik mühendisi seçmek nedir diye?

bak bu işi ve yapanı küçümsemiyorum. benim gözümde çöpçülük bile(bile diyince küçümsemiş olmuyorum dostum) kutsaldır. ama arkadaş bi bak cv'sine şu adamın. bak o kadar çalışmaya istekli, o kadar kendi kendini geliştirebilmiş ve gelişmeye açık, öğrenmeyi seven, argeci bi adam bu.

bir elektronik mühendisinden tek beklentin mail atabilmesi mi? bu adam sadece mail atabilmek için mi okudu mühendisliği? mail atabilmek için mi yüksek lisans yapıyor?
sonra kariyer hedefi sor sen bu adama.
ben mail atmak için doğmuşum zaten amk. en büyük hayalim dünyanın en çok ve en hızlı maillerini atabilen alanında uzman bir e-mail engineer olmak zaten.

bilmiyorum çok mu gurur yaptım ama şuana kadar gittiğim görüşmeler hep 35-40 dakikadan aşağı sürmüyordu. hepsinde de gerçekten yüzüm gülerek çıktım. çünkü hem tecrübesizlik hem de heyecan varken karşımdakinin bana saygı duymasını sağlamıştım açıkçası. ki saygı duymasalar, konuşmaya devam etmezlerdi heralde. bazıları ikinci görüşmeye çağırmazdı heralde.(hoş torpilimiz yok diye de işe alınmıyoruz hep ama neyse.) ama bu olay dün baya fırlattı sinirlerimi. bin tane mühendislik ilanına başvurmuşken, çoğunda aradığın nitelikleri karşılıyorken, çağıra çağıra bu pozisyona çağırmak... hele hele firmanın çağırdığı bir kişiyi başka bir pozisyon için bir daha kolay kolay çağırmayacağını düşünürsek...

sizce bu ik cıyı yönetime şikayet etmeli miyim? bana böyle davrandıysa diğer adaylara da böyle davranıyordur. rastgele birini çağırıp dinlemeden görüşme gerçekleşti demek için görüşme yapması ne kadar doğru?
Yeni nesil iK cıların birçoğunda fark ettiğim bir durumu bugün sizler ile paylaşmak istiyorum Farklı sosyal medya platformlarında, iş ve gelişim amaçlı kurulan platformlarda ve mail gruplarında kendilerine gelen CV ler ile alay eden, ön yazılar ile makara yapan bazı iK cı arkadaşlara rastlıyorum.

işin etik boyutunu tartışmayacağım. Zaten etik değil bu durum.

Bu nasıl bir kendini beğenmişlik ve nasıl bir kibir ola ki; sen sana iş bulma umudu ile CV gönderen bir adayın özgeçmişini makara malzemesi olarak kullanırsın. Aklımın almadığı bir diğer durum ise, o tür paylaşımların altına yorum yazan ve hunharca kahkahalar atan bir güruhunda iK dünyasında kendine yer edinmesi.

O insanlar siz dalga geçin diye mi yazıyor bunları?

isim vermediğiniz zaman, rencide etmemiş mi sayılıyorsunuz?

Kendinizi nasıl bir Kaf Dağı’ nda görüyorsunuz da bu tür bir paylaşımda bulunma hakkını kendinizde buluyorsunuz.

Yazık vallaha sizinle aynı şirkette çalışanlara!

Yazık dalga amaçlı attığınız paylaşımlara hunharca gülücük bırakanlara, kendilerie gelen CV leri önyazıları paylaşıp, mizah seviyesini arttıranlara.

Bütün bir iK ordusunun içerisinde bulunan bu tür çürük yumurtaların, ivedilikle temizlenmesi lazım. En azından iK’ nın ciddi olarak konuşulduğu platformlarda, diğer iK Blogcuları ve portal takipçilerinin tepkisini ortaya koyması gerekir.

Aday ile dalga geçeceğinize, gidin kendinizle alay edin.

O küçük gördüğünüz, dalga geçtiğiniz adaylardan çok çok daha küçük ve bait olduğunuzu bilebilseydiniz keşke.
Dün kendisinden 1 adet ile daha tanışmış oldum.

Alanım hakkında bilgisi olmadığı için, yarım saatlik görüşmenin %80 i benim konuşmamla geçti.. Ara sıra boş bakışlar, bol notlar ve sık sık baş sallamalar..

Kağıt kalem verip teknik mülakatların sınavdan ibaret olmasına ne kadar karşıysam, ilk görüşmenin sadece insan kaynaklarıyla olmasına da o kadar karşıyım.
Karşısındaki insanın değerini ölçme yetkinliğine sahip olmadığında, aldığı ve beklediği maaş fazla gelip diğer görüşmelerin önünü kapatma yetkisi maalesef var..
(bkz: çocuklar duymasın meltem)
güzel meslek aslında.
Bu meslek grubu arkadaşlara bir şey danışacağım acil beni bulun yiğitler.
kendi içinde bordro ve personel özlük & işe alım olarak 2 ayrı görev tanımı vardır.
Sıçtığım b*ktan daha değersiz gördüğüm meslek grubudur. 20 iq’su ile kendisinden daha değerli insanları değerlendirmesi kadar saçma bir şey yok.
Kisaca torpil kaynaklari uzmani.
Çok siklemeyin seninle konuştuğu gibi en az 20 kişiyle daha konusuyo ümit veriyo iş icin...
afedersin bacak aramda duran nesnenin başının uzmanıdır. hatta afedersin demem fazla kibar oldu. başının ta kendisidir.

Allah sanırlar kendilerini.
Dünyanın en boş güruhu ik cılardır.
Pazartesi ikcı bi hanfendi ile randevum var. gizli bi firma için görüşücez iş çok uzakta olduğu için gitmek istemiyorum fiyatı yüksek çekip artı araba istiycem. Ama önce sözde gizlediği şirketi ve patronun adını söyleyip perşembe günü telefonla konuştuğumuzu söyleyip göt edicem. Sen giderken biz dönüyorduk yarram.