bugün

ilk sinema filmi olan, lumiere kardeşler 'in çektiğitren istasyonu konulu belgesel 28 Aralık 1895'te Pariste, Capucines Bulvarı'ndaki Grand Cafe de gerçekleştirildi. ilk öykülü film 1902 yılında Georges Melies tarafından Le Voyage dans la Lune (Aya yolculuk) adlı filmdir. öte yandan 1906 Atina’da yapılan Ara Olimpiyatlar'da ilk sinema kayıtları yapıldı. ilk türk filmi ise yakın zamana kadar fuat uzkınay 'ın 14 Kasım 1914'te çektiği Ayastefanos'taki Rus Anıtı'nın Yıkılışı adlı 150 metrelik belgesel olarak biliniyordu. ancak daha sonra ortaya çıkan kopyalardan anlaşıldı ki manakis kardeşler bundan çok daha önce sultan vahdettin' in yün eğiren kızları ziyareti'ni filme çekmiş. Türk sinemasının ilk konulu uzun metrajlı filmi 1916 tarihli Himmet Ağa'nın izdivacı 'dır.
28 Aralık 1895.
Parisliler o gün, Capucines Bulvarı' ndaki Grand Cafe'nin önünde Lumiere kardeşlerin 'sihirbazlık' gösterisini izlemek için toplanmışlardı. Bu iki sihirbaz, yapacakları gösterinin sihir olmadığını söyleseler de kimse onlara inanmamıştı. Eğer sihirbaz değillerse düpedüz dolandırıcılardı. Kimse aksini düşünemezdi.
Auguste önünde durduğu garip aleti kurcalıyordu. Hiçbir şey aksi gitmemeliydi. Son ayarları da yaptıktan sonra, kalabalığın şaşkın bakışlarını izleyen ve her şeyin yolunda gitmesi için dua ettiği her halinden belli olan Louise döndü:
- Başlayalım mı?
Louise kafasıyla onayladı.

Bu olamazdı, imkansızdı. Perdenin üzerinde dev bir tren vardı ve Grand Cafe'deki herkesi ezmek üzereydi. Daha demin orada hiçbir şey yoktu. Eğer hemen kaçmazlarsa bu büyük tren onları ezecekti.
Bir anda Grand Cafe'de kimse kalmamıştı. Halbuki, o tarihten sonra insanlığın en büyük eğlencesi olacak sinemanın doğuşuna tanıklık ettiklerini bilselerdi, kalırlardı.
Auguste ve Louis Lumiere kardeşlerin 28 Aralık 1895 tarihinde Paris, Grand Cafe’de sunulan halka açık ilk film gösterimleri 33 kişilik bir izleyici karşısında 17 kısa film ile gerçekleşmişti. Bu filmler belgesel niteliğinde ve yaklaşık birer dakika civarındaydı çünkü Sinematografi adını verdikleri aygıt ancak 15 metrelik film şeridi alabiliyordu.

http://www.youtube.com/watch?v=oGq8xiiujjs
Fakat içlerinden en efsanevi olanı bir trenin gara girişi idi. Zira rivayet odur ki, filmin gösterimi sırasında kameraya doğru hızla yaklaşan tren görüntüsü izleyicileri dehşete düşürmüş, kendilerine doğru gelen treni gören seyirciler çığlık çığlığa sağa sola kaçışmış ve Lumiere Kardeşler’in birer sihirbaz olduklarını düşünmüşlerdi. Şaşkın şeyler.*