bugün

insanların başlarına islami(!) sarık yerine, bir yunan başlığı olan fes giymesini sağlamıştır. fakat şapka devrimi konusunda demediklerini bırakmayan günümüz yobazları nedense kendisine yönelik iki çift laf etmezler.
türbesi inanılmazdır. önünden ne zaman geçsem -ki en kötü haftada bir önünden geçerim- ihtişamına hayran kalırım. bütün o büyük kemerleriyle, kabartmalarla, parmaklıklarındaki bitkisel motiflerle ciddi anlamda muhteşem gözüküyor.
ayanlara hak veren padişahtır. sennedi-ittifak ile tanınmıştır. ıslahatçıdır. vakayi hayriye (yeniçeri ocağı kapanması) bu padişah döneminde gerçekleşmiştir. yanılmıyorsam ceride-i havadis şeklinde gazete yayınlatmış.
bazı kitaplarda 'cennetmekan adli' olarak geçer.
"batı'nın ilmini ve güzelliklerini al ama kendi kültürüne sahip çık" mottosunun vücut bulmuş hali.

kendisi yakınçağ tarihimiz için en önemli 3 addan biridir. öyle ki şu an bile yaşadığımız ana direkt etkisi vardır. hakkında yazılması gerekenler çok fazla. sözlük veritabanı bile yetmez.
Sert bi hükümdar diye aklımda kalmış tarih dersinden .
görsel
Devrimci padişah olarak da bilinir .
kavalalı mehmet ali paşa isyanını bastırmak için düşmanı rusya'dan yardım istemiştir. bu yardımdan dolayı unutulmaz sözü söylemiştir: (bkz: denize düşen yılana sarılır). evet, bu atasözünü 2. mahmut bulmuştur ve ilk o söylemiştir.
modern türkiye'nin kuruluş sürecini başlatan adamdır. bu nedenle kendisini ve cumhuriyete kadar olan süreci çok iyi anlamak araştırmak lazımdır.

zira cumhuriyet bir gecede kurulacak kadar küçük bir mesele değildir. atatürk gibi bir deha da yoktan var olmamıştır.

2. mahmut'un başlattığı yenileşme süreci Atatürk ve benzeri asker-aydın kadroları yaratmış; bu kadrolar sonuç olarak cumhuriyet'i kurmuşlardır.

ayrıca kendisinin yaptığı ıslahatlardan bir çoğu cumhuriyet devrimlerine tıpatıp benzemektedir; fes ile ilgili olan düzenleme gibi.

kendisine teşekkürlerimi borç biliyor, allah rahmet eylesin diyorum.
Osmanlının 3 tane kurucusu vardır bunlardan biri de 2. Mahmuttur. Kendisi geleneksel osmanlı kurumlarının yerine batı tarzı kurumlar kurmuş. Devlet düzeni, askeri gelenek veya teamüller tamamen farklılaşmıştır. Ayrıca Başa geçtiği dönemde ülkenin her yerinde yerel bir güç olan askeri güç de dahil (hatta devlet savaşa giderken bu ayanların askerleri ile gidiyordu.) mücadele etti bunlardan bazılarını balkanlarda tepedenli ali paşa; anadolu da karaosmanoğulları ve çapanoğulları suriye ve lübnanda said paşa ve abdullah paşa gibi ayan diye bilinen derebey de diyebileceğimiz bu beyleri teker teker temizlemiştir. Bir kısmı öldürüldü bir kısmı sürüldü. Hatta sıranın kendisine geldiğini gören kavalalı mehmet ali paşa da isyan etmiştir.
dinciler abdülhamid diye yırtıncağına bu adamı örnek alsın.
çok sayıda olan doğrularının yanı sıra bazı yanlışları da olan bir padişahtır.

başlıca doğruları osmanlı'nın yönünü kesin olarak batı sistemine doğru çevirmeye çalışması ve geleneksel düzenden saparak, merkezi iktidarı güçlendirmeye çalışmasıdır.

fakat yeniçeri ocağını toptan tasfiye etmesi tartışmalı bir mevzudur. şöyle ki, yeniçerilerin yaptıkları malumdur ama ocağı tasfiye ettikten sonra yerine koymaya çalıştığı ordu yeniçeriler kadar bile olamamış, mısır kuvvetlerine bile defalarca yenilmiştir. yeniçerilerin performansı en düşük dönemlerinde bile daha iyiydi.

peki yeniçeri ocağı tasfiye edilmeyi hak etmiş miydi? yine tartışmalı bir konudur. yeniçerilerin yaptıkları ortadadır fakat olayın bir de diğer bir yüzü var. zaman içinde esnaflar yeniçeri yazılır olmuştu. böyle olmasının sebebi osmanlı'nın yeniçeriye ödeyecek para bulamamasıydı. yeniçeriler kendi içlerinde "seferiler" ve "yatuklar" olarak ikiye ayrılmıştı. "yatuklar" bildiğiniz esnaflardı. bunlar savaşa katılmazlardı ama gelirlerinden seferilere ve onların yetimlerine pay vermek zorundaydılar. velhasıl devletin bulamadığı çözümü yeniçeri bulmuştu. yeniçeri esnafının bir özelliği de yabancı malların pazara girmesi konusunda direniş göstermeleriydi ki söz konusu direnişleri osmanlı ekonomisini ayakta tutuyordu.

tabi bir devletin ordusunun böyle devam etmesi mümkün değildi. 2. mahmud olması gereken düzeni sulh içinde sağlamayı başaramadı. belki de böyle bir olasılık hiç yoktu; emin değilim. sonuçta yeniçeri ile çatışması bir kan davası haline geldi. seferi yeniçeriler katledildi. onların bıraktığı boşluğu doldurmak ise çok zaman aldı.
Tanzimat fermanının asıl mimarı.
yengeç padişah.
Ataturk'un yaptiklarini 100 yil once yapan padisah. Kendisine gavur padisah denmistir.

En sevdigim 3-5 padisahtan biridir.
önce ayanları resmi olarak tanıdı sonra ayanlığı kaldırdı.

önce okudum sonra bastım eksiyi gibi bişe sanırım.

iyi padişahtı. 2 büyük hatası; kavalalı mehmet ali paşa'ya karşı sözünde durmaması ve ingilizlerle balta limanı anlaşması imzalaması.
Keşke elinde biraz daha güç olsaydı padişahıdır. Ayanları ve yeniçerileri birbirine kırdırıp ortadan kaldırması büyük hamledir. Ha bu yüzden gücü düşüp valisine bile karşı koyamamıştır ama gelecek modern türkiyenin temellerini bu adam atmıştır.
söyle de fıkraları mevcuttur:

eğer padişah verseydi..

sultan mahmut, yolda gördüğü bir çocuğa bir altın verdiğinde, çocuk onu almamış. sultan, büyük bir merakla bunun sebebini sorduğunda, çocuk:
- sultanım! annem ve babam bu altını gördüklerinde, "onu mutlaka çaldın" diyerek bana kızarlar.
sultan mahmut:
- o zaman kolayı var, diye yol göstermiş. "bunu bana padişah verdi." dersin.
çocuk:
- hele o zaman hiç inanmazlar, diye atılmış.
"eğer padişah verseydi, bu kadar az vermezdi." derler.
sultan mahmut, çocuğun bu inanılmaz zekasını bir kese altınla ödüllendirir.

yolunacak kazın hikâyesi...

kolay para kaptıranlar için, yolunacak kaz gibi adam, deriz. acaba bu deyim ne zamandan beri kullanılıyor hiç düşündünüz mü? rivayete göre hadise ıı. mahmut zamanında olur. sultan, zaman zaman yanına bir iki görevliyi alarak tebdil-i kıyafet eyleyip halkın arasına karışır, bizzat incelemelerde bulunurmuş. yine bir gün iki görevliyi yanına alarak sirkeci?ye gelir. bir kayığa atlayıp beylerbeyi?ne geçerler. kayıkçı ihtiyar ve tecrübeli biridir. muhtemelen sultan ile daha önceden tanışmakta ama sultan?ın yanındakilerle ilk defa görüşmektedir. yolculuk esnasında padişah kayıkçıya sorar:
baba, 32 ile aranız nasıl?
ihtiyar hemen cevap verir:
32yi 30 vuruyorum, 15 çıkıyor.
padişah devam eder:
son zamanlarda hırsızlar artmış deniyor, senin evine de hırsız girdi mi?
iki ay kadar önce evime bir hırsız girdi. bugünlerde birisi daha dayandı ya! bakalım ne olacak?
babalık, sana iki besili kaz göndersem yolabilir misin?
elbette, ruhları duymaz, cascavlak ederim alimallah!
sultan sandala bir kese altın bırakır ve karaya çıkarlar. sultan'a eşlik eden iki görevli bu konuşmadan bir şey anlayamaz. ertesi gün, meraklandıklarından fırsat bulunca sirkeci'ye gidip yaşlı kayıkçıyı bulurlar.
baba sen dün beylerbeyi?ne üç yolcu götürmüştün değil mi, derler.
evet.
onlardan ikisi bizdik, seninle konuşan da padişahımız hazretleriydi.
bir hatamız mı oldu ağalar?
hayır, bir hatanız olmadı. lakin konuşmayı merak ediyoruz. pek anlayamadık da!
canım, gizli sırları ifşa mı edeyim şimdi?
hâşâ! ancak?
ihtiyar nazlanırken, ağalardan biri bir kese akçeyi ihtiyarın avucuna sıkıştırıverir. ihtiyar konuşmaya başlar:
sultanımız bana sordu 32 ile nicesin! yani ağzında 32 dişin var. yeme içme işleri nasıl? evinin geçimini temin edebiliyor musun? ben de ay 30 gün ama ben 15 gün iş bulabiliyor, çalışabiliyorum, dedim.
peki hırsızlar çoğalmış, deyince ne demek istedi sultanımız?
bakın, der ihtiyar, bu kadarcık açıklama yeter. gerisini söylemeyeyim.
ihtiyarın nazlandığını gören diğer ağa da bir keseyi çıkarıp ihtiyarın cebine koyar. bunun üzerine ihtiyar devam eder:
sultanımız, son aylarda hırsızlar çoğaldı, sana da gelen oldu mu, deyince ?kaşık hırsızlarını? kastetmişti. son zamanlarda evlenmeler arttı. evlere gelen gelinleri kastettiğini anladım. benim oğlumun biri yeni evlenmişti. bir diğeri de nişanlı idi. cevabımdan ne demek istediğimi sultanım anlamıştı. ihtiyacım olduğunu ima etmiştim. sonra üçüncü sualini tevcih ettiler.
üçüncü sualinde neyi kastetti sultanımız?
ihtiyar hafifçe doğruldu ve:
aman efendim kerem buyurunuz. padişah efendimiz sana iki besili kaz göndereceğim. sen onları yolup ihtiyacını temin edersin, dedi. ben de sizi göndereceğini anlamakta gecikmedim, dedi.
iki görevli şaşkın bir şekilde birbirine bakakalır. derken, bu hadise halk arasında meşhur olur ve kolayca para kaptıranlar için yolunacak kaz deyimi kullanılmaya başlanır.
150 sene önce yapılması gerekenleri bir anda yapmaya çalıştı.Elinden geleni yaptı ama kurtaramadı devleti.Toprağı bol olsun.
birincisinin önüne geçmiştir.
Osmanlının atatürkü. Zamanın çomarlarının deyimiyle gavur padişah.
Reformist ve ıslahatçı hünkar.
yenilikçi padişahlardandır. gericiler sevmez bu padişahı.
' ben tebaamın yalnızca havrada, kilisede ve camide farklı olduğunu görmek isterim ' diyerek osmanlı' daki kamu hukukunun yavaş yavaş laik devlet politikası altında işleneceğinin sinyallerini vermiştir. türkiye cumhuriyeti' nin laiklik ilkesinin kökenleri ikinci mahmud döneminde aranabilir.

sakalını kısa kesmesi ve batıcı anlayışları nedeniyle tebaa tarafından ' gavur padişah ' olarak anılmıştır.