bugün

çok zordur.
ikincisi üçüncüsü bir kenara, eylemin komple kendisi boktandır.
en çok istediğim durumdur.
zordur, tahminimce karşınızdaki insanın emeği ve çabasıyla filizlenir.
aynı hataları tekrarlamamaktır.
kolay kolay her bünyenin kaldıramayacağı durumdur.
saatin 12 ye yaklaşmasıyla aşk acılarının ortaya çıkışı paralelliğinde ortaya çıkan cümledir.
ilkinin acısını çekerken bunun imkansız olduğunu düşündüren olaydır.
olması mümkündür. her insan farklı bir heyecan farklı bir soluktur. şimdi sen gidiyorsun ya herkes sana benzeyecek melankolisi ancak şiirlerde geçerlidir. gerçek hayatta karşılığı yoktur. tekrardan sevmek mümkündür, tekrardan aşk mümkündür, hani biri terk edip gider ya sizi, hani ondan başkası olamaz, onun gibi bakan iki göz daha bulamam diye ağlanırsınız...

ama biri çıkar gelir, aklınızda beyninizde kendi kuruntularınızdan inşa ettiğiniz o kaleleri zapt eder. zaten toplumun geneline bakacak olursanız insanların böyle yıkık hikayeleri mutlaka vardır. kadınlı erkekli hemde... ne bileyim amcanızın 1986 yılından 1995 yılına kadar çıktığı, o zamanın tabiri ile konuştuğu bir kız vardır ve ayrılmıştır. sonra görücü usülü evlenmiş çoluk çocuğa karışmıştır. mutludur üstelik.

hayatın geneline baktığınızda kimse vazgeçilmez değildir önermesi defalarca doğrulanmıştır. bir daha asla sevemem ona aşık olduğum gibi kimseye aşık olamam önermeside yerle bir olmuştur.

bir kez daha aşık olmak da sevmek de mümkündür efendim. sadece ölüm karşısında kifayetsiz kalan imkan sınırları, diğer konularda yetkindir. tekrarı elzemdir. mümkündür yeniden aşık olmak.
Beklenendir. Herkesi bulmayandır.
bir çok insan ilk aşkıyla sonsuza kadar mutlu bir hayat hayal eder ancak bazen bu mümkün olmaz. ondan ayrılınca o güzel duyguyu tatmamak ya da tatmayacağını düşünmek saçmalıktan otesi değildir.

aşıksın deli gibi adam aldattı ayrıldın. ee sonra rahibe olup manastıra mı kapanıyorsunuz?

bırakın su ergen soylemlerini yahu yok bir kez aşık olurnurmuş falan.

geç bunları anam babam geç bunları...
mümkün olandır.

zira mümkün olmasaydı, ilk aşk diye bir kavram olmazdı.
bazı şeyler gibi bu olay da bir kere yaşanır.
bazen 8.sinde anlarsın bazen 1.sinde..
mümkün olabileceğine inanılandır. benimse bu inancım biraz körelmiş durumda... geçeceğine inancımdan bahsetmiyorum bile!
aşk hiç biter mi?
aynı kişiyeyse dadından yinmez. her gün her gün o gözlerde boğulmak ne güzeldir.
yaşanası tattır.

hamdım, piştim hayatıdır.
ilki platonikti ikinci kez olunacaksa platonik olmaması umulur.
imkansizdir. cunku asik olmak diye bir sey yoktur.
üçüncüye zemin hazırlanır.
Okunmuş bir kitabı yeniden okumaktır.
“Insan bir kere aşık olur diğerleri ondan izler taşır.”
bir erkek iki kez aşık olur derler..

birincisi hiç şüphesiz o'na varmak için geçilen duraklardan sonra bulunmuş bir inci tanesidir. kaç tende, kaç ruhta konaklarsanız konaklayın aslında o'nu ararsınız. bulduğunuzda aklınızda sadece geçtiğiniz yollar kalır. hayatın tüm gizemi çözülmüştür. "tabi ya" dersiniz son durakta.

ikincisi ilahi ölçekte bile sıklet bulacak olan sonsuz bir aşk, insanı besleyen yaşama güdüsü. ölesin vardır, ölemezsin. hasta olamaz, mutsuz olamazsın. o izin vermez..

bir babanın kızına olan aşkı insanoğlunun dünyada bulabileceği en değerli hazinedir. onun küçük elleri, küçücük yüzü, sarıldığında göğsüne vuran küçük kalp atışları.. her akşam dinmeyen bir hasretle seni bekleyen minik bir kız çocuğunun aşkıdır.

bu yüzden şanslı olan her erkek iki kez aşık olur.
sanırım insanın hayatındaki kırılma anı. bir kolay, üç artık normale bağlıyor. ama nerede bu iki, en zoru bu sanırım.
yok öyle bi dünya.