bugün

mülkiyet haklarıyla beraber özgürlüğün temelidir.
başörtüsü takma özgürlüğünüz var. dilediğiniz gibi başörtüsünü takıp istediğiniz kuruma girebilirsiniz. bu sizin özgürlüğünüzdür.

çıkar o başörtüyü diye seni ikna odalarına çekmeye çalışırlarsa hakkını savunuruz.

eski türkiye'de bunu yapıyorlardı ve dindar olsun olmasın bir çok insan hakkınızı savundu. zaten bu mücadele 80'li yıllardan beri yapılıyordu.

ancak;

birisi rahat rahat, gözünün içine baka baka, ben bu başörtüsü takanları anlamıyorum başörtüsü şöyle böyle diyebilir.

bu onun ifade özgürlüğüdür.

başörtüne dokundu mu? dokunmadı.
sadece düşüncelerini söyledi.

bu düşünceler senin hoşuna gitmeyebilir. buna katlanacaksın.

biz dinliyoruz. hoşumuza gitmiyor, sinirleniyoruz ama dinliyoruz.

sen de dinleyeceksin. kapatacaksın çeneni, kafanı eğip dinleyeceksin!
sırf sözler hoşuna gitmedi diye bana zulmediyorlar diyorsan orada duracaksın işte. özgürlüğün orada bitiyor. tak takma. ama kimseyi zorla susturamazsın.

söz konusu düşünceler/ifadelerse başörtüsü özgürlüğün bitti.

ben senin başörtüsü özgürlüğünü destekliyorum. ama sen de benim ifade özgürlüğümü destekleyeceksin.

aksini yaparsan sen kaybedersin.

çünkü insanlar senin özgürlük düşmanı bir insan olduğuna kanaat getirir ve özgürlük düşmanlarına özgürlük vermek bir paradoks doğurur.

başörtüsü dini bir konudur. dinler eleştirilebilir. eleştiriler hoşuna gitmiyor diye kimse senin dinine sövmüş olmaz. ben senin inancına saygı duyup peki bacım nasıl istiyorsan öyle giyin diyorsam sen de benim düşünceme saygı duyup, aman bana ne be ne düşünürsen düşün diyeceksin.

başka insanların senin hakkında ne düşündüğünü umursamadan yaşamayı öğreneceksin. sen değil, herkes bunu öğrenmek zorunda.

müreffeh bir toplumda en uç düşünceler bile ifade edilebilmeli ancak buradan bir mağduriyet çıkmamalı.
evet öyledir. insanın x bir dine nefret ettiğini belirtmesiyle aynıdır. ben islamı sevmiyorsam rahatça islamı gibeyim diyebilmeliyim, bu benim özgürlüğümdür. senin zoruna mı gidiyor? gıcık mı oluyorsun ? bana ne. bir şeyin suç olup olmaması bunla ölçülürse o zaman futbol takımlarına laf etmek de yasaklansın. fenerlilerin beşiktaşa sövmesi de benim zoruma gidiyor, sinirleniyorum ee napalım beşiktaşa hakaret suçu mu gelsin? ayrıca neyin hakaret olup olmadığına kim ve nasıl karar veriyor? ben muhammedin pedofil olduğunu düşünüyorum ve inandığım bu gerçeği dile getirdiğimde bunun ismi y bir kişiye göre hakaret oluyor ama bence hakaret değil. psikolojik şiddet dersen bunu neyle belirliyorsun? şişman birisine, kısa birisine şaka yapmak, dalga geçmek de psikolojik şiddet o zaman bunlar da suç olsun. üstüne bir de eğer hakaret suç ise o zaman islamın, kuranın da yasaklanması gerekir. kuran kitabının içerisinde gayri-müslimlere necis deniliyor bence bu hakaret, yahudilere lanetli deniliyor bence bu da ırkçılık.

not: benim islama veya birisinin annesine sövmem o kişinin hiçbir özgürlüğünü kısıtlamıyor.
ama ataya hakaret edilmediği halde en ufak eleştiride cimer savcılarla tehdit edilmesi durumudur. kemalit demokrasi böyle olduğunu biliyorduk ama tekrardan teyit ettik.

görsel
din gibi mitolojik uydurmalara saygı duymuyorum ama milyonlarca insanın sorgusuzca arkasından koştuğu bir şeye de hakaret etmek doğru değildir. gülün geçin. din gibi gerçeği olmayan konunun 21. yüzyılda gündem de olması, insanlığın kaç bin yıldır, inançsal açıdan aynı yerde saydığını gösterir. bunu sakın teknolojik ve bilimsel gelişimlerle karıştırmayın.
başka işiniz yok mu sizin dinden başka.. ? inanan inanır, inanmayan inanmaz..
hiçbir konuyla dalga geçmek, ifade özgürlüğü değildir.
Kimi tevbe eder, esfiya olur,
Kimi inat eder, eşkiya gider.
Kimi Ahmed seni uzaktan tanır,
Kimi yaklaşır da kör olur gider.

Dünya boş bir yer değildir. Elbette vücud için hesap verilecek arş ı ala vardır. insanoğlu Kendi bilir.
güneşin çamura battığına inanan insanlara hakaret edilmez. yazık lan.
ananız, bacınız, karınız, vatanınız, ırkınız hakkındaki ifadelerde ne kadar "özgür" olunmasını istiyorsanız, açıksanız ve rahatsız olmuyorsanız başkalarının da mukaddesatı hakkındaki "özgürlük" (adı altındaki şerefsizlikler)den rahatsız olmasını kalın kafanızaa, olmadı ne taraflarınızdan anlayabilirseniz o kısımlarınıza sokun.
dinime söven müslüman olsa...

bunu da dünyada en fazla gazeteciyi içeri tıkan...
50 bin küsür kişiye hakaret etti diye dava açan adamın taraftarları söylüyor bunu...

ulan el kadar bebeler bile şuraya bir eleştiri yazarken korkuyor aq.
Medeni ve çağdaş ülkelerde olan ortadoğu ülkelerinde olmayan hededir.

Kutsalların yasayla korunduğu, hakaret tanımının keyfi olarak yapıldığı yerde düşünce özgürlüğü yoktur.
atatürkü sevmeyene orospu çocuğu deme özgürlüğü iken peygambere de aleni hakaret etme özgürlüğüdür. bu zihniyetin neden iktidar olamadığını gerçeği bunun altında yatıyor.
ülkemizde varlığını unuttuğumuz terimdir, şaka yapmanın bile cezası 3 yıldan başlamaktadır gördüğümüz kadarı ile.
yobaz piçler işlerine gelince hatırlıyor olabilirler ama özgürlük kelimesinin manasını tam olarak kavrayanlar, her özgürlüğü olduğu gibi ifade özgürlüğünü de her daim hatırlarlar. sizin gibi beton kafalılara ifade özgürlüğünü işine geldiği gibi kullanan islamcılar ile ifade özgürlüğünü kutsal görerek savunan özgürlükçülerin aynı olmadığını öğreteceğiz.
herkes aklından geçeni yazması lazım.
kimsenin saygı duymadığı bir anlayıştır. daha ifade özgürlüğünün ne olduğunu bilmeyenler gerçek ifade özgürlüğü böyle olmuyormuş diyor. herkes kendi fikirlerini kimseden korkmadan, yargılanma endişesi olmadan açık açık dile getirse ne güzel olurdu.
güncel Önemli Başlıklar