bugün

er bulmasın gönlünde ne ihtiras, ne haset.
sen bütün varlığına yurdumuzun malısın.
sen bir insan değilsin; ne kemiksin, ne de et;
tunçtan bir heykel gibi ebedi kalmalısın.

iztırap çek, inleme... ses çıkarmadan aşın.
bir damlacık aksa da, bir acizdir göz yaşın;
yarı yolda ölse de en yürekten yoldaşın
tek başına dileğe doğru at salmalısın.

ezilmekten çekinme... gerilmekten sakın!
iradenle olmalı bütün uzaklar yakın,
dolu dizgin yaparken ülküne doğru akın
ateşe atılmalı, denize dalmalısın.

ölümlerden sakınma, meyus olmaktan utan!
bir kere düşün nedir seni dünyada tutan?
mefkuresinden başka her varlığı unutan
kahramanlar gibi sen, ebedi kalmalısın...

sen ne elde ve dilde gezen billur bir sağrak,
ne de sıska bir göğüse takılan bir çiçeksin;
senin de bu dünyada nasibin var: savaşmak!..
kayalarla güreşip dağlarda öleceksin.

yoldaşlık ederekten gökte güneşle, ayla
aşarsın tepe, ırmak; yürürsün ova, yayla...
hayata ne biçimde geldinse bir borayla
daha sert bir kasırga içinde biteceksin.

kızıl elma uğrunda kılıç çekince kından
bahtiyarlık denen şey artık geçmez yakından;
mesut olup gülmeyi sök, çıkar hatırından.
belki öldükten sonra bir parça güleceksin.

yüz paralık kursunla gider "hayat" dediğin;
"tanrı yolu" uzaktır; erken kalk, sıkı giyin.
yazık, bütün ömrünce o kadar özlediğin
güzel kızıl elma’na varmadan öleceksin.

belki bir gün çöllerde kaybedersin eşini,
belki bir gün ağlarsın kaçtı diye karına.
işıksız kulübende boranın esişini
dinleyerek çıkarsın bir ümitsiz yarına.

gün olur ki mertliğin uğrar kahpe bir hınca;
namert bir el arkandan seni vurur kadınca;
bir gün sabrın tükenir... silahını kapınca
haykırarak çıkarsın yurdunun dağlarına...

hayatin kamçısıyla sızar derinden kanlar,
senin büyük derdinden başkaları ne anlar?
vicdanını paris'e, moskova'ya satanlar,
küfür diye bakarlar senin dualarına.

hey arkadaş! bu yolda ben de coşkun bir selim,
beraberiz seninle, işte elinde elim.
seninle bu hayatin gel beraber gülelim
ölümüne, gamına, tipisine, karına...

atandan kalmış olan kılıcı iyi bile,
onu bütün gücünle vuracaksın çağında.
savaş..... bunun tadını ey türk sen bulamazsın,
ne sevgili yanında, ne baba ocağında.

savaşmaktan kaçınır, kim varsa alnı kara;
kan dökmeyi bilenler hükmeder topraklara...
kazanmanın sırrını bilmiyorsan git, ara
"çanakkale" ufkunda, "sakarya" toprağında.

siyasette muhabbet... hepsi yalan palavra...
doğru sözü "kül tegin" kitabesinde ara...
lenin’den bahsederse karşında bir maskara
bir tebessüm belirsin sadece dudağında.

yatağında ölmeyi hatırından sök, çıkar!
döşeğin kara toprak, yorganındır belki kar...
sen gurbette kalırsan, ben ölürsem ne çıkar?
ruhlarımız buluşur elbet tanrıdağı'nda...

mukadderat isterse seni yoldan çevirsin,
sen hele bu yollarda yıpranarak aşın da,
varsın bütün ömrünce bir an nasip olmasın
yorgunluğunu gidermek serin bir su başında.

bir gülüşten ne çıkar, ne çıkar ağlamaktan?
kullar kancıklık eder, bela bulursun hak'tan.
gün olur ki bir yudum su ararsın bataktan,
gün olur ki bir tutam tuz bulunmaz aşında.

bir çığ gibi yürürsün bir lahza durmaksızın,
bir ilahi kaynaktan geliyor çünkü hızın.
duygular ölmüştür... tapınılan bir kızın
bir füsun bulamazsın gözlerinde, kaşında.

iztırabı kanına katta göz kırpmadan iç!
varsın gülsün ardından, ne çıkar, bir iki piç...
bu varlık dünyasında yalnız senin hiç mi hiç
bir şeyin olmayacak... hatta mezar taşın da...
herhangi br şekilde terör tırmandığında terörist yardakçılarının konusunu gündeme getirdiği büyük türktür. Bu bile kim olduğunu, kimleri rahatsız ettiğini ve hangi sorunlara derman olabileceğinin kanıtıdır.

Ayrıca kıçı kırık bir farsın şiirlerinde açık seçik belli olan yönelimini söyledi diye Türk olan Atsız'a hakaretler etmek tamamen gayri-Türklükten, kansızlıktan ve PKKlılar ile aynı geminin farklı hangarlarında olmaktan başka manaya gelmez.
ruh hastası olduğundan şüphelenilen insan.
ölümünden sonra vasiyetine ekleme yapmak mümkün olsa düşmanlar arasına "güney sudan" eklenmelidir.
"bu gün olacakları yıllar öncesinden tahmin etmiş, alınacak önlemleri söylemiş büyük türk düşünürü.
şuan aramızda olsa ve aktif siyaset yapsa çok şey değişirdi şüphesiz."
dediğimde gülmüştü kafası basmayan ahmaklar.
(bkz: tkp nin bdp ile dayanışma kararı alması)

ve nihal atsız'ın:
komünistler ve kürtler makalesi:

malatya'nın bir köyünde, şaban adlı bir öğretmen hem atatürk büstünü kırdı, hem de türk bayrağını yırttı. bu öğretmen akıl hastası değilse, yaptığı işin üzerinde iyice durulmalıdır. çünkü bir insan siyasi ve dini inançları veya dar görüşlü taassubu yüzünden atatürk'e düşman olsa bile türk bayrağına hakaret etmenin hiçbir tevili veya hafifletici sebebi olamaz. bundan dolayıdır ki, şaban adındaki bu öğretmenin kanını ve soyunu araştırmakta, siyasi inançlarını incelemekte fayda vardır.

bugün türkiye'de türklüğe ve dolayısıyla türk bayrağına düşman üç zümre vardır: moskofçular, kürtçüler ve siyasi ümmetçiler.

vaktiyle çukurova'daki köy enstitüsünde türk bayrağı kanalizasyona atılmış, bu alçaklığı köy enstitülerine sızmış olan o bol sayıdaki moskofçulardan birinin yaptığı yüzde yüz belli olmakla beraber suçlu bulunamamıştı.
şaban adlı öğretmenin türk bayrağı düşmanı takımlardan hangisine bağlı olduğu şimdilik belli değil. bir kürtçü olması ihtimali üzerinde ısrarla durmak ve ciddi tedbirler almak lazımdır. unutulmamalıdır ki, kürtçülük almış yürümüş, idam isteğiyle mahkemeye verilen kürtçüler "büyük millet meclisi"ne girmiş, o ahım şahım kürtçe ile dergiler yayınlanmaya başlamıştır. kürtçüler, kürtlüklerini türklük aleyhinde bir eda ile söylemekten çekinmeyecek duruma gelmişlerdir. bazı kürtçüler, öğrenci derneklerinde önemli yerlere geçmişlerdir.
buna karşı ne yapılıyor? hiç! yobazlığı yapılan, şeriatın yerin geçen "demokrasi" bu hiçlik midir?

eski cumhurbaşkanı cemal gürsel, daha milli birlik komitesi başkanı olduğu sıralarda, istanbul üniversitesi profesörleriyle yaptığı özel ve az çok mahrem toplantıda bizim için iki tehlikenin varlığını açık yürekle söylemiş, "komünizm ve kürtçülük" demişti. cihan çapında güçlü bir tehlike olan komünizmin yanında cemal gürsel'in bir iki milyonluk ilkel kürtleri anması boşuna değildi. çünkü bu cemaat hem doğu illerimizin petrol kaynağı bölgelerinde oturmakta, hem de yıllardan beri ruslar, ingilizler ve amerikalılar tarafından desteklenip kışkırtılmaktadır.

şeyh said isyanı bir kürt ayaklanmasıydı ve açıkça ingilizler tarafından desteklenmişti. said-i kürdi hareketi ise uzak hedefli ve örtülü bir kürt hareketidir ve yine ingilizler tarafından "müslüman kardeşler" derneği kanalı ile yönetilmektedir. kürtlüğü destekleyen devletlerin maksadı insani değil, maddi çıkara, siyasi nüfuza, jeopolitiğe dayanan niteliktedir.

şimdi hep beraber düşünelim: "türk devleti"nin kürtçülüğe karşı durumu ne olmalıdır? bir devlet, hiç şüphesiz yarınını tehdit eden bir tehlikeye karşı aklın ve şuurun gerektirdiği tedbirleri alır. bu tedbirlerin yüzde yüz "milliyetçi" tedbirler olması şarttır. çünkü milletlerin "kendilerini başkalarından ayrı ve üstün tutmak ve kendilerini korumak için" tuttukları yol ancak milliyetçiliktir. türkiye cumhuriyeti ırkçı bir devlet değildir. kültür milliyetçisi olduğunu öne sürmesine rağmen böyle bile değildir de tabiiyet milliyetçiliği ile yetinmektedir. bu bakımdan yüksek mekanizmada kürtlere alabildiğine yer verir.

atatürk çağının milli eğitim bakanlarından vasıf çınar ile istiklal mahkemeleri kurulundan ali saip ursavaş, kürttü. fakat bunların aklına türklükten ayrı kürtlük diye bir şey gelmiyordu ve atatürk çağında böyle bir şey akla gelemezdi de. atatürk ortalığa bir türklük dehşeti saçmıştı. bu sayededir ki kürt olan ali saip, istiklal mahkemelerinde birçok asi kürdün idamında büyük rol oynamıştır. demokrat parti'nin ileri gelen mebuslarından kasım küfrevi ve ağrı mebusu halis öztürk de kürttüler. o zamanın milli eğitim bakanlarından celal yardımcı'nın da kürt olması kuvvetle muhtemeldir. çünkü kayseri cezaevinde kendisini lider tanıyan bir iki türk mebus bulunduğu gibi mahpusluk hayatında kürtçe öğrenmeye başlaması da mim konulacak noktalardandır.

bugün de partilerin çoğunda kürtler bulunmaktadır. yeni türkiye partisi'nin bir süre önce ölmüş bulunan mebusu mustafa ekinci ile yaşamakta olan mebusu yusuf azizoğlu kürttür. i̇kisi de kürt milliyetçisidir. yine aynı partiden muslih görentaş da milliyetçi kürtlerdendir.

halk partisinden cihat baban ve esat mahmut karakurt kürttür. adalet partisinden devlet bakanı cihat bilgehan ile gümrük ve tekel bakanı i̇brahim tekin de kürt asıllıdır.

kürtlere büyük millet meclisi dışında da rastlamak mümkündür. prof. şükrü baban ile prof. abdülkadir karahan ve yassı ada komutanı tarık güryay kürttürler.

yani türk devleti şimdiye kadar bunları kendisinden ayrı tutmamış, onlara her makamı vermiştir. fakat ayrı kürt devleti kurmak gayesiyle bir takım davranışları olan üniversiteli kürtlerin çoğalmasından sonra "devlet" şüphesiz kürt asıllılara karşı daha uyanık olacak, bunları kritik noktalara getirmeyecektir. kürtler, mevcut nispetindeki akıllarını başlarına dermeyerek yabancı kışkırtılara oyuncak olmakta devam ve kürt devleti hayali ardında koşarlarsa nasipleri yeryüzünden kazınmak olacaktır. türk ırkı oluk gibi kanı ve sayısız emeği pahasına yurt edindiği türkiye'ye göz dikenleri ne yapabileceğini göstermiş 1915'te ermenileri, 1922'de rumları bu ülkede yok etmiştir.

bu sonuca varırken daha 1944 yılında yapılmış bir büyük muhakemeyi düşünüyor ve o zamanki sanıkların ne kadar haklı olduğunu düşünmekten kendimi alamıyorum.

***

bir senatör bayın gündem dışı konuşma yaparak 15 yaşındaki bir ortaokul öğrencisinin komünizm sanığı olarak birkaç gün tutuklu kalmasının aleyhinde bulunmuş ve insani sözler söylemiş. büyük millet meclisi en önemli yerdir! orda söyle büyük millet meclisi en önemli yerdir! orda söylenen sözler nasıl tartılı ve ölçülü olmalıdır! insaniyet, milliyet, din, ahlak, sosyal adalet falan büyük sözlerdir. fakat en büyük gaflar kavramlar üzerine yapılmaktadır.

bir senatör 15 yaşındaki bir çocuk tutuklanamaz derse onun dünyadan haberi yok demektir. bu 15 yaşındaki çocuk, bayan senatörün parasını çalsaydı yahut canına veya ırzına kastetseydi acaba yine tutukluluk aleyhinde mi bulunacaktı? "o başka, bununki fikir işidir" denecek, "fikir özgürlüğüne ilişkindi" diye söylenecek! fikir özgürlüğü, bir milletin özgürlüğüne kasdeden fikirler için de revaçta mıdır?

ey ahmaklar! ey kafası işlemeyenler! ey hainler! fikir özgürlüğü anayasa, şeref, vatan, ahlak ve milli çıkarlar düzeni içinde olacaktır. türk devletini başka bir devlete bağlamak isteyen fikir, türkiye'yi bölmek isteyen fikir, aileyi kaldırmak isteyen fikir, insanların güneşe tapmalarını isteyen fikir, fikir değildir. kabul olunamaz, savunulamaz.

hürriyet kötüye kullanılıyor. fikirlerde ve davranışlarda gittikçe artan hafiflik ve hatta cıvıklık göze çarpıyor. mutlakıyet ve cumhuriyetten umduğumuzu bulamadık. bir de "ciddiyet" ilan olunsa da onu denesek, nasıl olur?

hüseyin nihal atsız
(18 nisan 1966), ötüken, 30 nisan 1966,

tarihe bir bakın
her türkün okuması gereken "bozkurtların ölümü" ve "bozkurtlar diriliyor" romanlarının sahibi, büyük düşünür.
iyi ki ölmüş olan kfatasçı bir ruh hastası. bir de bu hastanın peşinden giden ahmaklar var ki onlara laf bile yok.
(bkz: bir bu eksikti).hala insan olmayı denememekte ısrar edenlerin rezil sığınağıdır. ırkçı olmak, insan eti yemeğe bu kadar istekl olmak ne kazandırıyor size garip mahluklar denebilir sadece.
Ülkücü camianın şaman hatta ateist kesiminin başbuğudur..
varsayalım ki bu adam ermeni çıktı ne olacak?
ergenliği sorunlu geçen faşist.
ilk emodur.
vasiyeti can sıkıntısına birebirdir, gülmek isteyen herkese tavsiye edilir, ülkücü camianın da başbuğu falan değildir, ülkücü camianın başbuğu bu şahsın cenazesine bile gitmeyerek mesajını vermiştir vesselam.
türkçü ve turancı düşünürdür. kendisini yermeye çalışan bir çok hain vardır. türk ulsunun yüceliğine inanır. büyük üstat'tır.
Kendisinin Hangi Irktan Olduğunu Merak Ettiğim Kişidir. Arkadaş Bir Pomağın, Bir Lazın, Bir Abazanın Türk e Ne gibi Bir Zararı Olabilir Hastalıklı Beyinli Adam.
nobel edebiyat ödülü almaması şaşırtıcı dünyanın en iyi yazarı.
alsa alsa nobel komedi ödülü -ki varsa- alabilecek kişidir. zira vasiyeti tam bir komedidir. kitapları ve düşüncelerini saymıyorum bile.
türkler dışında herkesi düşman gören çürümüş ırkçı ideolojinin savunucusudur.
Gökbilge Atsız kendisinin fikirlerine günümüzde çok ihtiyacımız var.
1 hafta önce kitap setini aldığım büyük düşünür.
--spoiler--
ırkçılara ve ırkçılığa, faşistler ve faşistlik diyenler yok mu?
sizden olmayan herkez faşist amk zaten,beyninizi.. neyse.
--spoiler--
...
Meçhul kaderin çizdiği yoldan gideceksin;
Bilmem ki bu meçhulleri hep Tanrı mı yazmış?
Öyleyse bırak, ruh bütün işkenceyi çeksin,
Bin bir kere ölmeksizin insan yaşamazmış...
"kürşat'ın narasıyla indik tanrı dağı'ndan
ruhumuzu kandırdık orhun'un kaynağından
bu kaynaktan içenin yürekleri tunç olur.
türk'e kefen biçenin ölümü korkunç olur."

Muhteşem yetenekli olan bir yazar, şair, türkçü.
Düşüncemin mimarı, kitaplarıyla büyüdüğüm insan.

"delinse yer, çökse gök, yansa kül olsa dört yan
yüce dileğe doğru yürürüz yine yayan.
kardan, tipiden, kasırgadan yılmayan
ölümlerle eğlenen tunç yürekli türkleriz!"

Ailemin onun bozkurtların ölümü adlı kitabından esinlenerek bana "almıla" ismini verişi.
üsküdar'a gittikçe mezarını da ziyaret ettiğim kutlu insan!

"sen gurbette kalırsan, ben ölürsem ne çıkar ?
ruhlarımız buluşur elbet tanrı dağı'nda.."
içine bir adet adolf hitler kaçmış kişi.
bir idealisttir.

ideolog olmamamıştır. belki zamanı yetmedi belki de içindeki bazı çelişkilere kendi de bir çözüm bulamadı. yada türkçülüğü yaşam tarzı olarak benimsetmeyi arzulamış bir ideoloji olamayacağı kanaatine varmıştı.

doğruları yanlışları ile idealist bir kişiliktir.
içine bir adet kür şad kaçmış kişi. büyük edebiyatçı, türkçü aydın.