bugün

ben de hiç sevmem. linç yemeyi de garantiliyim o zaman, rakının tadını da sevmiyorum...
Edebiyatı sevmediğime göre zaten sevmem.
üstad necip fazıl şiirlerinin büyük kısmını topladığı ''çile'' adlı şiir kitabında şiir ve şair bahsinde ''şairliğim 12 yaşında başladı ve bahanesi tuhaftır'' diye devam eder....
ve '' biz şiiri iman için bilmişiz; ve bu mihrak bilgiyi, her bilginin geçtiği binbir yol ağzı biliyoruz.'' der.
buna paralel olarak mütefekkir salih mirzabeyoğlu dil ve anlayış adlı eserinde, '' şair her şeyden önce dilin imkânları içinde yeni bir dil yontucusudur.'' diye belirtir.

''ruhtan ruha'' diye bir dava olduğundan habersiz olanların şiirden nefret etmesi de doğal karşılanır. insanın şiir sevmemesi ayrıdır ama ,şiirden nefret varsa sorun vardır, eksiklik vardır.
yahut incelik ve seziş yoksunudur. naiflikte payı yoktur...
sniper elite oynarken düşman askerlini işaretleyebiliyorsunuz ve istihbarat bilgisi olarak dğişik değişik şeyler yazıyor orada.

mesela ben şiir yazan yada edebiyatla uğraşan askerleri özellikle kalbinden vurmayı tercih ediyorum.
kırık kalplerle ayrılıyorlar bu dünyadan. aynı şekilde kimya yada matematikle uğraşanları da mümkünse öldürmemeyi tercih ederim. öyle de manyağımdır.