evime yakın olması sebebiyle haftasonlar gezmeye çıktığımızda giderdik. içinde malum atlı karınca filan çocuksun tabi istiyorsun her şeyi ama babamın parasının olmadığını bildiğim için istemezdim. sahile inelim diye tuttururdum ki gururu kırılmasın. sonra sahile iner çekirdek alır yerdik. o dönem bakırköy sahilde çok güzel insanlar vardı. doyasıya istediğin gibi eğlenebiliyordun. sonra her şeyin gibi onunda cılkı çıktı. başkaydı 90 lı yılların istanbulu. kokusu bile başkaydı.
Tek avm'nin kapali carsi oldugu gunler kadar guzel degildir.
buz pateni de yapardık çocukken hem.
kapitalizmin bugünkünden küçük olduğu günlerdi.
suriyeli piçlerin olmadığı, ve kürtlerin nispeten az olduğu yıllardır. sokaklarda sakince yürümektir. güZel günlerdi.
istanbulun güzel olduğu günlerdi. şimdi çöplük.
şimdi ise sadece bakırköy ilçe sınırlar içerisinde 7-8 tane avm var ve galleria en az rağbet göreni.

lan bir taşınamadık şu bakırköy'den aq.

edit: 11 ülkeden daha fazla avm varmış bakırköy'de.

http://www.milliyet.com.t....2013/1678047/default.htm
sözlüğün moruk dedektörüdür.
ardından her büyük semte avm getiren yıllardır.

anadolu yakasının ilk avm de capitol olmuştu, bir sürü arkadaştan oluşan velet grubu capitol'e gider amaçsızca bir yürüyen merdivenden inip diğerine binerdi*... **
not: yalnız galleria'nın tek avm olduğunu hatırlayanlar, ne olarak moruktur...
Hey gidi günler heydir. Çocukluğumuzdur.
buz patenini ilk kez görmektir.
(bkz: başlık canlandırmak)
(bkz: bi sus la)
kapitol vardı onuda unutmamak lazım. ikisi istanbulun incileriydi.
harbiden ya bir sürü yol gidilerek ulaşılırdı avm'ye..

o zaman da avm sevmezdim şimdi de sevmiyorum.
annemin gençlik yıllarına dair anlattığı bir anıdaki günler.