bugün

hayat denen oyunun bazen her insanı sıkmasından ötürü herkesin yaşamında bir kere de olsa ister istemli ister istemsiz ölsem de kurtulsam tipinde ölümü çare gören saçma cümleler kurmasına karşın hayatın aslında ne kadar değerli ve her saniyesinin dopdolu geçirilmesi gereken güzel bir şey olduğunu akla getiren anlardır.
yanında büyüdüğünüz bir akrabanızın hayatını kaybetmesi ve onu tabutundan çıkarıp kefeniyle toprağın altına koydukları, üstünü toprakla örttükleri an.
rüyanda uçurumdan düştüğünü görüp, irkilip kalkmanla birlikte, "oh be rüyaymış!" diyebilmektir.
5 tane kangalın peşinizde olduğu andır.

niye hatırlattınız ki şimdi.
ölümden dönmek olabilir. yani ben yaşadığım birkaç tehlikeden sonra öyle düşündüm. ama bu hayatın değersiz olduğu gerçeğini değiştirmez.
(bkz: cenaze namazı)
çay, sigara, müzik üçgenine girildiği her an..
Hiç beklemediginiz bir anda elinde iki kahveyle yanınıza gelen bir dostun gülümsediği anlardır.
(bkz: hapse düşmek)
bir insanın yavaş yavaş öldüğünü görmek.
hayatın değeri anca bir şeyler kaybedilince anlaşılır. Mesela hiç çalışmayıp sınava girdikten sonra keşke çalışsaydım ah benim şu kafam denilen bir olay. veyada hayatın değeri ancak sevdiklerimizi kaybedince anlaşılır
benim için:

(bkz: staj)

normalde yaşantımda olur olmaz şeylerden saçma şeyler bulup böyle hayat mı olur yıaa diyen birisiydim. sonra bu hafta başında tıp öğrencisi olarak yapmam gereken bir yaz stajı gereği hastanenin acilinde bulunmam gerekti.

acilin kırmızı alanında 5 gün kadar bulunmuş oldum düne kadar. buraya ileri derece müdahele gerektiren hastaları getiriyorlar. yoğun bakım gibi düşünülebilir. bu süre zarfında intihar etme amaçlı bir kutu dolusu ilaç içen hasta da geldi, kolon kanserinin son döneminde hasta da. kardiyak arrest geçirenden bol vaka yoktu zaten. hipertansiyona bağlı geçirdiği beyin kanamasından kaynaklı felç olan bir hastayı görünce yaşamanın onun da ötesinde sağlıklı yaşamanın ne kadar değerli ne kadar bulunamaz bir nimet olduğunu idrak ediyorsunuz.

birçok anım oldu bu staj süresinde kendime çıkardığım birçok ders ama sağlıklı olmanın size sunduğu inanılmaz fırsatın değerini keşfetmek en önemlisiydi herhalde. dünyayı daha iyi bir yere dönüştürmek için cidden herkesin yapabileceği şeyler var. bunları yapmak bir insana yardım ederek onu mutlu etmek pahası biçilemez şeyler.

hayatınızda geçen her bir günün kaderini kaybedilen mi kazanılan mı bir gün olarak belirlemek sizin elinizde.

en kötü diceğiniz yaşamak bile ölmekten daha iyi seçenektir, derdi çok sevdiğim bir dizi karakteri. yazımı da bunla bitirmek istedim. vesselam.
7 sene oldu.

işten biraz kaçayım dedim, Sırtım ağrıyor diye doktora gittim. Normalde hayatta gitmem.
Bir sürü ıvır kıvır, filmler vs çekildi.

Ortopedi beni göğüs cerrahına sevk etti. Bir sürü test daha yapıldı.

Kaburga kemiğimin içinde tümör tespit ettiler. Ameliyat olman lazım, hemen, dediler.

3 gün sonra tatile gidecektim. Ne ameliyatı, ne tümörü? Neyse, dedim tatile gidip geleyim. Ne yalan söyleyeyim, son tatilim diye gittim.

Lunaparktaki trene binemeyen ben, nasılsa öleceğim diye 2000 metreden paraşütle atladım, rafting yaptım, daldım, kanyona tırmandım... Bunların hepsini can korkusuyla 6 günde yaptım...

Koca 27 senede yapmak istediğim her şey için 6 günüm vardı.

Döndüm ameliyat oldum, artık 2 kemiğim eksik.

iyiyim çok şükür şimdi.

Canımın Kıymetini biliyorum. Kendimi daha çok seviyorum. Daha az üzülüyorum, daha çok gülüyorum.

Pamuk ipliği be, bir anlık iş. Şimdi varsın, 10 dakika sonrası allahkerim.

O yüzden başına bir iş gelmese de bil şu hayatın kıymetini.
güncel Önemli Başlıklar