Takım oyunudur. Arkanızı kollayan varsa, pasınızı gole çeviriyorsa biri sırtınız yere gelmez. Kaleciye dikkat maçı satmasın.
Atamayana atarlar değil mi? Haklısın kardeş..
Ne zaman gol yiyeceğini bilemezsin.
her sene başında şampiyonluğa oynayıp, sezon sonunda kümede kalmaya çalışmaktır.
Dar alanda kısa paslaşmalar filminde erkan Can'ın(torba Suat) söylediği harikulade sözdür. Devamı ise şöyledir : Futbol şahsi beceri gerektirir ama aynı zamanda da toplu oynanan, insanların bir takım halinde oynadıkları bir oyundur.
ölümsüz bir dar alanda kısa paslaşmalar repliği.
sen önce dar alanda kısa paslaşmalar'ı yap, akabinde işi gemide 'ye bağla sonra da üzerine çokta koyama. neyse, nerede kalmıştık.
doğru olduğunu düşündüğüm önermedir. kimilerinin hayatı da rakip takım tribününden futbol izlemeye benzer. işe yaramayacağını bilse de tepkisini belli edememesidir can sıkıcı olan.
Eskiden aynı kulüpte birlikte olduğun sevgilinle aradan ayrı geçen onca başarısız sezon sonrası iki yabancı gibi karşılaşınca ne garip oluyor yaaa.. O gittiği kulüpte barınamamış, taraftarlarla arasında sürtüşmeler yaşamış, sen her gittiğin camianın Armasını öperek pozlar verip, attığın goller sonrası rakip taraftara koşmuşsundur..

Manchester United gibi zor dönemlerden geçiyorum, Taraftarlar Ferguson pankartları asar olmuş tribünlerine, inişli çıkışlı bi grafik, ardı ardına gelen başarısız sonuçlar, ikinci yarının başında havlu atılan ligler ve boşa yapılan transferler..

Yapboz tahtasına çevirmek zorundamıydık hayatımızı, Yoksa farklı heyecanlarmı ayakta tutuyordu kalp ritimlerimizi ? Her gelen antrenörün farklı sistem denemeleri, 3-5-2 den 4-2-3-1’e geçiş yılları,

Çok sancılıydı hakikatten..

Genç Tuncay, Genç Semih’tik her birimiz.. Kimimiz Avrupa kulüplerinde öldürdü umutlarını, kimimiz Türk liginin vazgeçilmez ikinci sınıf oyuncusu oldu yedek kulübesinde..

90 dakikalık sürenin dolması için yapılan oyuncu değişikliklerine kurban giden topçular vardır ya bide, hayalleriyle oynar Teknik Direktörler, Ağzına bal çalıp, gösteripte vermeyen kızlar gibi..
Sen Futbol kariyerinin zirvesinde olursunda, son düdük çalar ya oyuna girdiğinin 15 saniyesinde..

işte hep böyleydi derbi maçlarda sahaya girişlerimiz.. Hep sonradan gelirdi aklımız başımıza.. Hep sonradan..

http://www.youtube.com/wa...ded&v=AYzorQUDJhw#t=0
http://www.youtube.com/watch?v=j6lRgM7yu2Q
1. hayat da futbol da sosyaldir. çünkü futbol bir takım oyunu ve hayatta da olduğu gibi takım arkadaşlarınız size pas vermezse başarısız olursunuz. tıpkı hayatta olduğu gibi bazen siz başarısız oyuncu olsanız da etrafınızdakiler (eş, dost) sayesinde siz de bir yerlere gelirsiniz. ya da tam tersi siz çok iyi bir oyuncusunuz ama takım sizi de batırıyor. nice insanlar var ki kendi çok zeki ve çalışkan. fakat ailesi ya da çevresi hep ondan maddi manevi destek bekliyor. ailesi ona bakacağına, neredeyse o ailesine bakıp geçindiriyor.
2. ne yazık ki futbolda da gerçek hayatta olduğu gibi parası olan düdüğü çalıyor. mesela, parası olan şike yapıyor. bence tüm takımlar şike yapıyor. gerçek hayatta da rüşvet var.
3. futbol çok anlamsız kimilerine göre. bir çok adam boş yere topun peşinde koşuyor. zaman geçiriyorlar. hayatta acayip anlamsız oysa. çünkü ne kadar mücadele edersek edelim hepimiz öleceğiz.
4. ikisinde de mücadele kaçınılmaz.
5. ikisinde de bazen yedek kulübesinde beklememiz gerekir.
6. hayatta da futbolda da şans faktörü var. şanslı bir pas ya da şut hayatımızı ve futbolun skorunu tamamen değiştirebiliyor. eğer doğru zamanda doğru yerde bulunursak şanslı bir pas alabiliriz.
7. Son olarak Albert Camus Cezayir Üniversitesi'ne giderken okul takımının kaleciliğini yapmış ve çok anlamlı bir söz söylemiş... "Ahlaka dair bildiğim ne varsa futboldan öğrendim. Çünkü top hiç bir zaman beklediğim köşeden gelmedi."Gerçek hayatta da birçok plan proje yapıyoruz. bir bakıyoruz onca emek ziyan olmuş.
neden hayatta hep bir top'un peşinden mi koşarız? sorusunu akla getiren önerme.
bknz: hayatın "top benim. kurallarıma uymazsanız topumu da alır giderim." demesi
hayat fena halde futbola benzer,atamayana atarlar.
en iyi savunma hücumdur.
"öyleyse hakem kim" diye sorulası önerme.
bir ayakta top olmadığınız sürece sorun yoktur. kazanma şansınız daima devam eder.
ikisinde de bir yerlere birşeyler sokmaya çalışılır.
kötü oynasan bile galip gelebilirsin.
(bkz: bu da mı gol değil)
futbol hayatın içinde olduğu için futbolun hayata benzemesi normaldir. ama hayat futbolun içine sığmayacak kadar büyüktür.
(bkz: kendi kalesine gol atan futbolcu psikolojisi)
ikisinde de olmaması gerken sertlikler vardır.
evet futbolu fena halde benzetmişler. ağzını burnunu dağıtmışlar. o ister miydi hayata benzemek?
hayat asla sadece hayat değildir.
90+ da yenen golle eşdeğerdir hayatta yenilen kazıklar. bu yüzden futbol= hayat