bugün
- türkiyede çok abartılan arabalar15
- bir kadının yemek ısmarlaması13
- futbolcu ismiyle nick almak10
- alınan en güzel iltifat10
- sözlük erkeklerinin bugünkü kombinleri16
- 170 boyunda olduğum için hep reddedildim10
- diyanet işleri başkanına audi 6 tahsis edilmesi15
- icardi190524
- artificialintelligence15
- icardi1905 silik olsun kampanyası28
- bik bik'in balona binmesi26
- kız mı erkek mi belli olmayan yazarlar8
- adanada polisin saldırganın ayağına sıkması14
- icardiyi tokat manyağı yapmak12
- yol bitimindeki kuytu mekan8
- anın görüntüsü18
- kanınıza rengini verir misiniz16
- abır nerede sorunsalı8
- suriyeliler suriye'ye dönsün9
- erkeğe ne hediye alınır31
- sırtınızı bir sözlük kızına dayar mısınız17
- uzağı göremeyen insan15
- vatandaşlık farkı alan otel10
- millet açsa neden kafeler tıklım tıklım28
- 27 nisan 2024 fenerbahçe beşiktaş maçı24
- ideal duş alma sıklığı12
- integralin müfredettan kaldırılması15
- ak partiliyi çok fena döven chp belediye başkanı8
- 26 nisan 2024 adana demirspor galatasaray maçı48
- kültürlü entelektüel alçak gönüllü güzel kadın13
- kekeme olan biri doktor olurmu11
- arkadaşlar cumaya neden gelmediniz14
- nickini google da aratınca çıkan ilk görsel16
- seni seviyoruz insan olmaya çeyrek kala8
- bik bik moderatör olunca bana kız ayarlar mı10
- antalya'ya abartılmış şehir diyen göt11
- istanbul suriyenin başkentidir12
- nervio'nun ellerinde cenneti koklamak9
- cumaya gidenlerin çok azalması13
- pahalılıktan dolayı suriyeye dönen kadın8
- azerileri çok seviyorum ne yapmalıyım13
- genç kızlıktan teyzeliğe geçiş12
- aristoteles'in orta yolu10
Yaşlandım artık, gidiyorum.
Ve geçmişimin film kareleri etrafımda.
O kavga edişimiz, terk edişin beni
Son kez terleyişimizin beraber, ortaya çıkardığı mucize;
Sen terk ettikten sonra ölen içimde: bir ruh bir beden.
Yaşlı halin bir de, yanımda sanki.
Hepsi bir düş şimdi, anıydı eskiden.
Doğduğum gibi, tek başıma yine ben.
***
Son günlerini yaşıyor Hatice. Hayat defterinde yazılı olan binlerce cümle, her gece uyumadan önce kurduğu hayaller, kalbinde iz bırakan kalpler, terk edilişler, yalnızlıklar Hepsini geride bırakmaya hazırlanıyor. Aniden, habersiz gelen aşk gibi gelecek ölüm, biliyor. Yaklaştığının farkında, siyaha bürünen son tüneli görüyor uzakta, sonunda ışık olmayan. Güneş son kez doğacak onunla birlikte belki de.
istanbulu görmek istiyorum. diye söyleniyor.
- Tamam, yarın gideriz.
- Gitmek istemiyorum, görmek istiyorum.
Akşama doğru Büyükadanın sahiline iniyorlar, tek vücut olmuş bir hikayenin, iki kişilik yolculuğu. Her gün evinin penceresinden zar zor izleyebildiği güneş, tepesinde bu kez. Deniz kenarında bir banka oturmuş, istanbulu izliyor Hatice. insan gürültüsü, martı çığlıkları, rüzgarın taşıdığı ayrılık göz yaşları bir aşk kavgası eşlik ediyor dalga seslerine.
- Sana tutunuyordum ben. Sev ya da sevme, ben de sevmiyorum zaten artık seni Aşıktım kızım ben sana. Senin varlığına yaslanmıştım ben, seni görmek yetiyordu.
- Buraya kadarmış demek ki.
- Bu kadar kolay mı? Yaşadıklarımızın hiç mi
- Geçti gitti hepsi. Ben unuttum, sen de unut.
Kızgındı Ekrem. Bu yüzden sevmiyorum diyordu zaten. Başka bir şey söylemeden kalktı yerinden. Hızlıca, dalgınca, hiçbir şey düşünmüyormuşçasına yürümeye başladı. Sinirlerine hakim olamayıp sağa sola saldırdı, tekmeledi, yumrukladı. Yanında vızıldayan sineği kovmak isterken, yanından geçen çocuğa geldi yumruğu. Çocuk yere düştü, kafasını vurdu kaldırıma. Kırmızılaştı birden dünya, çok da beyaz değildi ya zaten. Oracıkta öldü çocuk. Bir aşk kızgınlığıydı bu, üç farklı hayatı yok eden.
***
Birden fenalaştı Hatice, batarken güneş istanbulun havasız duman sahasında. Anıları canlandı gözlerinde. Sevdiği adamla ayrılışını, büyüyen karnını, düşük yapmasını Ekremi gördü yanında. Sahile beraber gelmemişler miydi zaten? Nereye gitmişti, ne ara döndü. Neden vücudumu sarsan insanlar görmüyor, onun ölüşüme tebessüm eden yüzünü. diye düşündü. Bir çocuk belirdi Ekremin yanında, hoşgeldin anne. dedi. Vücudunu sedyede götürdüler Haticenin, martılar eşlik etti çığlıklara. Bu; üç farklı hayatı birleştiren, bir ölüm haberiydi.
***
Huzurlu bir hayatım vardı, birden girdi hayatıma.
Sonra terk etti beni, bir umut bıraktı karnımda.
Düştü o umut da.
Şimdi başbaşayız yine;
Bu sefer ben gidiyorum,
Elveda.
***
görsel
(bkz: söykü dergisi sayı 21 ada)
not: tüm hakları "tanzamanitanyeri" adlı yazara aittir. izinsiz kullanılamaz.
Ve geçmişimin film kareleri etrafımda.
O kavga edişimiz, terk edişin beni
Son kez terleyişimizin beraber, ortaya çıkardığı mucize;
Sen terk ettikten sonra ölen içimde: bir ruh bir beden.
Yaşlı halin bir de, yanımda sanki.
Hepsi bir düş şimdi, anıydı eskiden.
Doğduğum gibi, tek başıma yine ben.
***
Son günlerini yaşıyor Hatice. Hayat defterinde yazılı olan binlerce cümle, her gece uyumadan önce kurduğu hayaller, kalbinde iz bırakan kalpler, terk edilişler, yalnızlıklar Hepsini geride bırakmaya hazırlanıyor. Aniden, habersiz gelen aşk gibi gelecek ölüm, biliyor. Yaklaştığının farkında, siyaha bürünen son tüneli görüyor uzakta, sonunda ışık olmayan. Güneş son kez doğacak onunla birlikte belki de.
istanbulu görmek istiyorum. diye söyleniyor.
- Tamam, yarın gideriz.
- Gitmek istemiyorum, görmek istiyorum.
Akşama doğru Büyükadanın sahiline iniyorlar, tek vücut olmuş bir hikayenin, iki kişilik yolculuğu. Her gün evinin penceresinden zar zor izleyebildiği güneş, tepesinde bu kez. Deniz kenarında bir banka oturmuş, istanbulu izliyor Hatice. insan gürültüsü, martı çığlıkları, rüzgarın taşıdığı ayrılık göz yaşları bir aşk kavgası eşlik ediyor dalga seslerine.
- Sana tutunuyordum ben. Sev ya da sevme, ben de sevmiyorum zaten artık seni Aşıktım kızım ben sana. Senin varlığına yaslanmıştım ben, seni görmek yetiyordu.
- Buraya kadarmış demek ki.
- Bu kadar kolay mı? Yaşadıklarımızın hiç mi
- Geçti gitti hepsi. Ben unuttum, sen de unut.
Kızgındı Ekrem. Bu yüzden sevmiyorum diyordu zaten. Başka bir şey söylemeden kalktı yerinden. Hızlıca, dalgınca, hiçbir şey düşünmüyormuşçasına yürümeye başladı. Sinirlerine hakim olamayıp sağa sola saldırdı, tekmeledi, yumrukladı. Yanında vızıldayan sineği kovmak isterken, yanından geçen çocuğa geldi yumruğu. Çocuk yere düştü, kafasını vurdu kaldırıma. Kırmızılaştı birden dünya, çok da beyaz değildi ya zaten. Oracıkta öldü çocuk. Bir aşk kızgınlığıydı bu, üç farklı hayatı yok eden.
***
Birden fenalaştı Hatice, batarken güneş istanbulun havasız duman sahasında. Anıları canlandı gözlerinde. Sevdiği adamla ayrılışını, büyüyen karnını, düşük yapmasını Ekremi gördü yanında. Sahile beraber gelmemişler miydi zaten? Nereye gitmişti, ne ara döndü. Neden vücudumu sarsan insanlar görmüyor, onun ölüşüme tebessüm eden yüzünü. diye düşündü. Bir çocuk belirdi Ekremin yanında, hoşgeldin anne. dedi. Vücudunu sedyede götürdüler Haticenin, martılar eşlik etti çığlıklara. Bu; üç farklı hayatı birleştiren, bir ölüm haberiydi.
***
Huzurlu bir hayatım vardı, birden girdi hayatıma.
Sonra terk etti beni, bir umut bıraktı karnımda.
Düştü o umut da.
Şimdi başbaşayız yine;
Bu sefer ben gidiyorum,
Elveda.
***
görsel
(bkz: söykü dergisi sayı 21 ada)
not: tüm hakları "tanzamanitanyeri" adlı yazara aittir. izinsiz kullanılamaz.
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar