bugün

Hatırladıkça hüzün veren, pekte unutulmayan hatıralardır.

Hatıramı anlatmayacağım ama bundan birkaç yıl öncesine dönmeyi çok isterdim. Hayatımı komple değiştiren o günlere dönmeyi.
(bkz: #37513470)
Bir daha beraber mutlu anılar yaşayamayacağın insan ile yaşadığın güzel anılar. Her zaman hüzünlendirir. Evet.
Kurban bayramına birkaç gün falan kalmıştı sanırım. Bayramlıklarımız hazırdı. O gün de karne almıştık. Heyecan doruktaydı. Karne günü, bayram yakın, yeni kıyafetler... bir çocuğu heyecanlandıracak her şey mevcuttu neredeyse. Ama bir pürüz vardı. Aynı gün dedem hastalanmıştı. Annem, dayılarım tüm gün yanında, hastanedeydi. Apar topar ilçeye gittik akşamına da, Dedemlere. Yalnız tabi tüm o hızlı hareketlere rağmen karnemi yanıma almayı unutmamıştım, dedeme gösterecem tabi harçlık koparacağım, gururlanacağım. Hem bu hastalık... nasılsa grip olmak gibidir, geçer. dedem... ölecek değil ya, geçer. Küçüğüm... Vardığımızda halsiz bir dede buldum, solgundu. Odadan çıkarttılar bizi. Üst katta pokemen izlemeye koyulduk. Sonra tepside bize makarna geldi, bir çatal aldım, yutkunduğum an bir bağırış çığlık koptu aşağıdan. Makarna ne boğazımdan indi o an ne de ağzımdan çıktı. Kaldı orda. Hakkaten kaldı. Benim için o bağırışın bir anlamı yoktu ama can yakan bir yanı vardı.
Buraya yazarken bile beni hasta edebilecek kadar üzen hatıralardır.

Düşünmek dahi istemiyorum.
liseyi bomboş geçirmek.
ingilizce kursuna gidiyorum sene 2015 falan. işsizim de o zaman ne cesaret ise hiçte cesaret gelmezdi o an geldi nedense bir cesaretle, kendimde şaştım. o da şu anlatayım. sınıfta hoşlandığım kıza, adı neslihan hemen değil ama birkaç ingilizce ile alakalı, okul ile iş hayatı ile alakalı daha doğrusu olmayan iş hayatıyla konuşurken konuyu kahve içmeye vakit geçirmeye getirdim. istersen bu hafta sonu sınıf dışı buluşalım ne dersin dedim. teşekkür ederim, erkek arkadaşım bunu hoş karşılamayabilir demişti. bunun iki tür hüznü oldu bende. birincisi hoşlanmıştım ama ne yazık ki sevgilisi vardı. ikincisi ne kadar arkadaşça buluşma olursa olsun sevgilisine sadakati vardı. o an gerçekten eğer kimse sevgilisi inşallah bu kızı üzmez diye iyi niyetle bize neden böyle sadakatli kişiler çıkarmıyor hayat karşımıza diye hüzünlenmiştim. bu da böyle kendimle kala kalışımın belkide süregelen bilmem kaçıncı anısı.