bugün
- eşcinsellik kendi kendini hadım etmektir11
- ismail kartal8
- jose mourinho nun fenerbahçe ye transferi22
- fethullah gülen öldü mü sorunsalı19
- aleyna tilki9
- geldi yine deli11
- seçme şansınız olsa hangi ülkede yaşardınız14
- tecavüz ettiği kızlarını müge anlı da arayan baba19
- türkiye cidden almanyadan daha iyi9
- 2001 türkiyesinin en gelişmiş ülke olduğu gerçeği10
- içine şeytan girse ne yaparsın13
- ümmetçilerin azerbaycan düşmanlığı10
- artık yazmayacağım9
- erkekler ne işe yarar19
- yanında karısı varken karı kıza bakan erkekler9
- arda güler11
- askerliğe veda gecesi8
- jose mourinho62
- icardi190521
- 2 haziran 2024 küçükçekmece de çöken bina10
- iremga9
- anın görüntüsü11
- insanı zengin hissettiren şeyler11
- magicovento17
- carlo ancelotti8
- albay kemal13
- kılıçdaroğlu'nun kuracağı partiye isim önerileri16
- albay kemal'in yazdıklarıni okumamak9
- iq seviyesi yükseldikçe tanrı inancının azalması9
- siyasal islamcıların aslında kötü olmaması18
- ateistlerin zeka seviyesi düşüktür18
- en çok sevişmek istediğin kimse11
- 1 haziran 2024 borussia dortmund real madrid maçı25
- nihavend longa20
- true nickli yazar8
- bir erkeğe nasıl aşık oldunuz8
- en objektif siyasi parti9
- sokak kedilerine örgütlü saldırı başlayacağı gün9
- türkiye akp lidir akp'li kalacaktır13
- kadir mısıroğlu'na bir söz bırak14
- kizil kara14
- kadir mısırlıoğlu seven mhp'li sorunsalı15
- eskorta 220 bin lira gönderen adam9
- barbara palvin'in aldatılması15
- magicovento cesurluğu17
- erdoğan'ın mülteci sevdası19
- enes kanter'in cemaate 110 milyon dolar vermesi27
- beli açıp kot şort giymek10
- ahmet uğurlu8
- sözlüğün en güzel kızından aldığım iltifat11
cemaat pilavlı ya çağırmış anlaşılan.
holosko artı bir miktar paraya chp ye geçecektir.
--spoiler--
"Son günlerde yaşanan ve vicdan sahibi herkesi derinden üzen bir kısım gelişmeler üzerine aşağıdaki açıklamayı yapma zarureti hâsıl oldu. Öncelikle şunu ifade etmeliyim ki politika benim hiçbir zaman birinci önceliğim olmadı. Ama Sayın Başbakanın samimi davetini geri çevirmek temsil ettiği makama ve şahsına olan saygımdan ötürü yakışık almazdı. Ailemin de destek ve dualarını alarak Sayın Başbakanın davetini kabul ettim. AK Parti son 11 yılda Türkiyede çok önemli başarılara ve reformlara imza attı. Ancak dersanelerle başlayan süreçte takınılan anlamsız tavırlar pek çok vicdan ehlini rencide etti.
Türkiyede eğitimin halledilmesi gereken onlarca problemi varken, sanki sorunun tek kaynağı dersanelermiş gibi göstermek hakperest bir yaklaşım değildir. Bu yaklaşım tarzı partinin 11 yıldır temsil ettiği çizgiyle örtüşmemektedir. Daha önce, gösterilen tepkilerden ötürü bazı kararlarından dönme erdemi gösteren Sayın Başbakanın bu konudaki bütün ısrarlı anlatımlara, sitemlere ve taleplere kulaklarını tıkamasını anlayabilmiş değilim.
Dersaneler konusunun samimi insanların taleplerine kulak verilerek olumlu bir noktaya geleceği ümidini bugüne kadar besledim. Bunu beklerken dersanelerin benim de bulunduğum bir ortamda KCK yapılanmasına benzetilmesi ve özür dilenmek bir yana bu açıklamalara Sayın Başbakan ve parti yönetimi tarafından bir tepki verilmemesi vicdanımı derinden yaralamıştır. Bu tartışmanın daha sonra başka alanlara çekilmesi de hiç hoş olmamıştır.
Ben yirmi seneden fazla bir süredir hizmet hareketini ve Muhterem Hocaefendiyi tanıyor ve seviyorum. Referandum başta olmak üzere milletin hayrına gördükleri bütün meselelerde hükümeti var güçleriyle destekleyen, kapı kapı dolaşıp insanları ikna eden, yurt dışından binlerce insanı fedakârca oy kullanmaları için taşıyan, AK Parti kapanmasın diye dualar eden bu samimi insanların şimdi düşman muamelesine tabi tutulması en hafif tabirle vefasızlıktan başka bir şey değildir.
Dersaneleri kapatılan, mensupları devlet dairelerinden tasfiye edilen, parti yöneticilerimiz tarafından ahlaksızlık olarak nitelenen fişlemelere ve baskılara maruz kalanlar bu milletin evlatlarıdır. Buna rağmen bu insanların sanki karanlık işler içinde olduklarını ima eden yayınlar, bu yönde atılan iftiralar, ithamlar maalesef bir aymazlık örneği olarak tarihe geçecektir. Hele yeni yeni tedavüle sokulmaya çalışılan 'örgüt' kelimesinin bu gönüllüler hareketi için kullanılmaya çalışılması amacın sadece dersaneleri kapatmak olmadığı düşüncesini de akıllara getirmektedir.
Bazı çevrelerce moda bir tabir haline getirilen, 'Bazıları rahatı görünce değiştiler' ifadesiyle hizmet hareketi mensuplarının kastedildiğine dair yorumlar yapıldı. Ben Sayın Başbakanın böyle bir kasıt içinde olacağına ihtimal vermek istemiyorum. Ama bu yorumlar doğruysa milyonlarca fedakâr insanın hakkına girilmiş olmaktadır. Dünyanın dört bir yanında milletimizi, bayrağımızı temsil adına karın tokluğuna bir bursla, dünyevi hiçbir beklentiye girmeden hizmet veren insanlar mı rahatı bulmuşlardır. Ya da yirmi metrekarelik hasırla kaplı odasında on beş senedir gurbet hayatı yaşayan ve ziyarete gelen misafirlerin ağırlandığı vakıf binası bir kısım medya tarafından insafsızca 'malikâne' gibi sunulan Muhterem Hocaefendi mi rahatı bulmuştur? Hayatı boyunca dinine, milletine ve insanlığa hizmetten başka bir gayesi olmayan bu müstesna gönül insanını olmadık iftiralarla, ithamlarla karalamak, gönlünü yaralamak ehl-i imanın ve insaf sahibi hiçbir insanın gönülden onaylayacağı bir tutum değildir.
Bu millete ve insanlığa hizmet etmekten başka amacı olmayan bu hareketin milyonlarca gönüllüsünden biri olarak hizmete ve Muhterem Hocaefendiye karşı takınılan hasmane tavırları, atılan mesnetsiz iftiraları, yapılan bütün hakaretleri ben üzerime alıyorum. Beni tanıyan herkes, özellikle Sayın Başbakanımız bilir ki, siyasi hayatım boyunca hiçbir dünyevi beklenti içinde bulunmadım. Şahsım, ailem ve yakınlarım adına hiç kimseden herhangi bir talebim olmadı. Amacım sadece eğer bir faydam olursa doğru işler yaptığını düşündüğüm bu siyasi harekete mütevazı bir katkı sunmaktı. Fakat bu noktadan sonra bunun mümkün olmadığı da ayan beyan ortadadır.
Ayrıca dost bildiğim pek çok çevrenin bu 'cemaati bitirme' korosuna gönüllü ya da baskıyla katılmış olduklarını veya hiç ses çıkarmadıklarını görüyorum. Bu da maalesef beni derinden üzmektedir. Hocaefendiyi defalarca ziyaret eden, toplantılarına, olimpiyatlarına katılan, iyi günde hizmete övgüler yağdıran insanların bir anda susmaları oldukça şaşırtıcıdır. Haksızlık karşısında susanın dilsiz şeytan olduğunu benden daha iyi bildiklerine inandığım bu dostların yapılan haksızlıklara, atılan iftiralara karşı tavır almak yerine sessizliği tercih etmeleri anlaşılır gibi değildir. Gerek gazeteci, gerek ilim adamı, gerek din adamı veya milletvekili, bakan, bürokrat vesaire, kim olurlarsa olsunlar o insanlardan bir kaçının en azından ortamı yumuşatmak ve bu yanlıştan dönülmesini sağlamak için yüreklice çıkıp tavır belirtmelerini beklerdim. Ama maalesef sınırlı sayıdaki insaflı ve vicdanlı kanaat önderinin ve gazetecinin dışında bu yürekliliği gösteren de olmadı.
Açıklayacağım bu karardan sonra şahsıma yönelik bir kısım karalama kampanyalarının da başlayacağını biliyorum. Sporculuk hayatımdan beri, benzerlerini defalarca yaşadığım bu duruma alışkınım. Daha 2002 yılında merhum M. Ali Biranda 32. Gün programında Hocaefendiyi sevdiğimi söylemiş ve bunun bir suç olduğu algısını oluşturmak için DGMde ifadeye çağrılmıştım. ifademde de söylediğimi inkâr etmeden aynı duygularımı belirtmiştim. Bugün de düşüncemde hiçbir değişiklik olmamıştır. Bu duygularla açıklamama son verirken büyük umutlarla girdiğim AK Partiden üzülerek istifa ettiğimi, milletin vekili sıfatıyla siyasi hayatıma bağımsız olarak devam edeceğimi bildiriyorum.
Aziz milletimizin dualarını bekliyor ve hepsine teker teker en derin selam ve hürmetlerimi sunuyorum."
--spoiler--
"Son günlerde yaşanan ve vicdan sahibi herkesi derinden üzen bir kısım gelişmeler üzerine aşağıdaki açıklamayı yapma zarureti hâsıl oldu. Öncelikle şunu ifade etmeliyim ki politika benim hiçbir zaman birinci önceliğim olmadı. Ama Sayın Başbakanın samimi davetini geri çevirmek temsil ettiği makama ve şahsına olan saygımdan ötürü yakışık almazdı. Ailemin de destek ve dualarını alarak Sayın Başbakanın davetini kabul ettim. AK Parti son 11 yılda Türkiyede çok önemli başarılara ve reformlara imza attı. Ancak dersanelerle başlayan süreçte takınılan anlamsız tavırlar pek çok vicdan ehlini rencide etti.
Türkiyede eğitimin halledilmesi gereken onlarca problemi varken, sanki sorunun tek kaynağı dersanelermiş gibi göstermek hakperest bir yaklaşım değildir. Bu yaklaşım tarzı partinin 11 yıldır temsil ettiği çizgiyle örtüşmemektedir. Daha önce, gösterilen tepkilerden ötürü bazı kararlarından dönme erdemi gösteren Sayın Başbakanın bu konudaki bütün ısrarlı anlatımlara, sitemlere ve taleplere kulaklarını tıkamasını anlayabilmiş değilim.
Dersaneler konusunun samimi insanların taleplerine kulak verilerek olumlu bir noktaya geleceği ümidini bugüne kadar besledim. Bunu beklerken dersanelerin benim de bulunduğum bir ortamda KCK yapılanmasına benzetilmesi ve özür dilenmek bir yana bu açıklamalara Sayın Başbakan ve parti yönetimi tarafından bir tepki verilmemesi vicdanımı derinden yaralamıştır. Bu tartışmanın daha sonra başka alanlara çekilmesi de hiç hoş olmamıştır.
Ben yirmi seneden fazla bir süredir hizmet hareketini ve Muhterem Hocaefendiyi tanıyor ve seviyorum. Referandum başta olmak üzere milletin hayrına gördükleri bütün meselelerde hükümeti var güçleriyle destekleyen, kapı kapı dolaşıp insanları ikna eden, yurt dışından binlerce insanı fedakârca oy kullanmaları için taşıyan, AK Parti kapanmasın diye dualar eden bu samimi insanların şimdi düşman muamelesine tabi tutulması en hafif tabirle vefasızlıktan başka bir şey değildir.
Dersaneleri kapatılan, mensupları devlet dairelerinden tasfiye edilen, parti yöneticilerimiz tarafından ahlaksızlık olarak nitelenen fişlemelere ve baskılara maruz kalanlar bu milletin evlatlarıdır. Buna rağmen bu insanların sanki karanlık işler içinde olduklarını ima eden yayınlar, bu yönde atılan iftiralar, ithamlar maalesef bir aymazlık örneği olarak tarihe geçecektir. Hele yeni yeni tedavüle sokulmaya çalışılan 'örgüt' kelimesinin bu gönüllüler hareketi için kullanılmaya çalışılması amacın sadece dersaneleri kapatmak olmadığı düşüncesini de akıllara getirmektedir.
Bazı çevrelerce moda bir tabir haline getirilen, 'Bazıları rahatı görünce değiştiler' ifadesiyle hizmet hareketi mensuplarının kastedildiğine dair yorumlar yapıldı. Ben Sayın Başbakanın böyle bir kasıt içinde olacağına ihtimal vermek istemiyorum. Ama bu yorumlar doğruysa milyonlarca fedakâr insanın hakkına girilmiş olmaktadır. Dünyanın dört bir yanında milletimizi, bayrağımızı temsil adına karın tokluğuna bir bursla, dünyevi hiçbir beklentiye girmeden hizmet veren insanlar mı rahatı bulmuşlardır. Ya da yirmi metrekarelik hasırla kaplı odasında on beş senedir gurbet hayatı yaşayan ve ziyarete gelen misafirlerin ağırlandığı vakıf binası bir kısım medya tarafından insafsızca 'malikâne' gibi sunulan Muhterem Hocaefendi mi rahatı bulmuştur? Hayatı boyunca dinine, milletine ve insanlığa hizmetten başka bir gayesi olmayan bu müstesna gönül insanını olmadık iftiralarla, ithamlarla karalamak, gönlünü yaralamak ehl-i imanın ve insaf sahibi hiçbir insanın gönülden onaylayacağı bir tutum değildir.
Bu millete ve insanlığa hizmet etmekten başka amacı olmayan bu hareketin milyonlarca gönüllüsünden biri olarak hizmete ve Muhterem Hocaefendiye karşı takınılan hasmane tavırları, atılan mesnetsiz iftiraları, yapılan bütün hakaretleri ben üzerime alıyorum. Beni tanıyan herkes, özellikle Sayın Başbakanımız bilir ki, siyasi hayatım boyunca hiçbir dünyevi beklenti içinde bulunmadım. Şahsım, ailem ve yakınlarım adına hiç kimseden herhangi bir talebim olmadı. Amacım sadece eğer bir faydam olursa doğru işler yaptığını düşündüğüm bu siyasi harekete mütevazı bir katkı sunmaktı. Fakat bu noktadan sonra bunun mümkün olmadığı da ayan beyan ortadadır.
Ayrıca dost bildiğim pek çok çevrenin bu 'cemaati bitirme' korosuna gönüllü ya da baskıyla katılmış olduklarını veya hiç ses çıkarmadıklarını görüyorum. Bu da maalesef beni derinden üzmektedir. Hocaefendiyi defalarca ziyaret eden, toplantılarına, olimpiyatlarına katılan, iyi günde hizmete övgüler yağdıran insanların bir anda susmaları oldukça şaşırtıcıdır. Haksızlık karşısında susanın dilsiz şeytan olduğunu benden daha iyi bildiklerine inandığım bu dostların yapılan haksızlıklara, atılan iftiralara karşı tavır almak yerine sessizliği tercih etmeleri anlaşılır gibi değildir. Gerek gazeteci, gerek ilim adamı, gerek din adamı veya milletvekili, bakan, bürokrat vesaire, kim olurlarsa olsunlar o insanlardan bir kaçının en azından ortamı yumuşatmak ve bu yanlıştan dönülmesini sağlamak için yüreklice çıkıp tavır belirtmelerini beklerdim. Ama maalesef sınırlı sayıdaki insaflı ve vicdanlı kanaat önderinin ve gazetecinin dışında bu yürekliliği gösteren de olmadı.
Açıklayacağım bu karardan sonra şahsıma yönelik bir kısım karalama kampanyalarının da başlayacağını biliyorum. Sporculuk hayatımdan beri, benzerlerini defalarca yaşadığım bu duruma alışkınım. Daha 2002 yılında merhum M. Ali Biranda 32. Gün programında Hocaefendiyi sevdiğimi söylemiş ve bunun bir suç olduğu algısını oluşturmak için DGMde ifadeye çağrılmıştım. ifademde de söylediğimi inkâr etmeden aynı duygularımı belirtmiştim. Bugün de düşüncemde hiçbir değişiklik olmamıştır. Bu duygularla açıklamama son verirken büyük umutlarla girdiğim AK Partiden üzülerek istifa ettiğimi, milletin vekili sıfatıyla siyasi hayatıma bağımsız olarak devam edeceğimi bildiriyorum.
Aziz milletimizin dualarını bekliyor ve hepsine teker teker en derin selam ve hürmetlerimi sunuyorum."
--spoiler--
fethullah hocasının isteğini yerine getirmiştir.
amk sanki özgür iradesiyle istifa etmiş. kime sordun hakancım nerden telefon geldi de istifa ettin??
Dershane meselesinden sonra cemaatin akpye olan desteğini çekeceğinin bir işaretidir. hakan şükür koyu cemaatçidir.talimatın nerden geldiği bellidir.
sebep işsizlik problemi mi?
-hayır
sebep ayrımcılıklar mı?
-hayır
sebep adaletsizlik mi?
-hayır
sebep milyarlarca lira borç içinde olmamız mı?
-hayır
sebep?
-dersaneleri kapatıyolar ühühü.
-hayır
sebep ayrımcılıklar mı?
-hayır
sebep adaletsizlik mi?
-hayır
sebep milyarlarca lira borç içinde olmamız mı?
-hayır
sebep?
-dersaneleri kapatıyolar ühühü.
amerika'dan kulağına bir şeyler üflendiğinin kanıtıdır.
artık gülen cemaati bir parti kurarsa politika hayatını orada sürdürür.
artık gülen cemaati bir parti kurarsa politika hayatını orada sürdürür.
Kabartma tozu pastası ne kadar kabartır.
Hakan şükür böyle yazmayı nerden öğrendi.
Hakan şükür böyle yazmayı nerden öğrendi.
büyükleri istemediyse onu düşünebilecek çapta olmayan kişiliktir.
fethullah hoca'nın adamı olduğu için istifa etmiş olması muhtemeldir.
Pensilvanyadan gelen emirle yapılmış bir harekettir.
hakan şükür sadece akp den değil tamamen siyasetten istifa etsin efendim.
kendisine kır evi falan alıp, koyun neyin otlatsın.
kendisine kır evi falan alıp, koyun neyin otlatsın.
böylece hakan şükür'ün aslolan cemaattir dediğini duyar gibi olduğumuz olay. ah be kral ne işin var senin buralarda. oysa ki biz seni hep leeds'e attığın gol ile hatırlamak isterdik. (bkz: kim attı kral attı)
ne dersaneymiş arkadaş. birtane dersane kalmasın anasını satayım. ortalığa düştüler. samimi gelmiyor bana. gidin islama farklı hizmet edin. icad çıkarmayın.
güncel Önemli Başlıklar