bugün

ilk sayısını çıkardıkları red dergisinin fikir babası, eski radikal cumartesi yazarı.

http://www.radikal.com.tr...mp;edi=HAKAN%20G%DCLSEVEN
yakından tanıdığıma sevindiğim ender kişilerden biri. red ve leman dergilerindeki yazıları okunmaya değerdir. tek sevilmeyen özelliği karşıyakalı olmasıdır bu kişinin.
32. gün de tuncay özkan'a ayar veren şahsiyettir.
"dergimi, düşmana satacağıma yakarım"
32. gün programında tuncay özkana bi susar mısınız ya diye bağıran, çok sinirli bir adam. kendisiyle muhabbet etmek çok zevklidir.
red dergisini çıkaran, odtü mezunu troçkist gazeteci.
bir yazısını okurken küfrettiğim, başka bir yazısını okurken helal lan dediğim red dergisi yazarı.
kesmeyen kılıç, patlamayan tabanca olmaz. hakan gülseven kesmez, patlamaz. ses çıkarır. ne olur? kendi bilir.
http://galeri.uludagsozlu...om/g/hakan-g%C3%BClseven/
kesmeyen kılıç, patlamayan tabanca... messinian ne der bilinmez...
edit: messinian rumuzlu arkadaş h. gülseven için "kesmeyen kılıç, patlamayan tabanca" diye bir entry girmişti. anlaşılan ufak fırça darbemiz sonucunda utanmış, silivermiş o entrysini...
1 haftadır broşür göndermesini beklediğim sevdiğim abi. ayrıca bu pazar maltepe sahilde red med komple piknik var, uyandıriyim.
Yurt Gazetesi'nde de yazmaya başlamıştır.
"kadın eti nasıl pazarlanır" isimli yazısıyla takdirimi kazanmış şahsiyet:

"suriye'nin türkiye sınırındaki cisr eş-şuğur kasabasında 120 polis, ;özgür suriye ordusu tarafından bir gün içinde satırlarla doğranarak katledildi. geçtiğimiz haziran ayında yaşanan bu katliamı yapanların muradı, suriye ordusunun misillemeye girişmesi, bunun sivillere yönelik bir katliamı tetiklemesi, sınıra yakın bölgelerde yaşayan on binlerce suriyelinin sınırı geçmesi ve türkiyedeki kamplara "sığınması" idi
sınırın beri tarafında kamplar itinayla hazırlanmıştı. elbette bu hazırlıklarda emperyalist istihbarat kuruluşlarının dahli vardı.
zira van depreminde günlerce aval aval bakıp, çadır temin edemediği için yüz binlerce kişiyi soğukta kaderine terk eden akp hükümetinin harcı değildi bu iş. ingilizelçilik görevlileri bizzat refakat etti kampların hazırlığına
***
cisr eş-şuğur;daki katliamdan sadece birkaç gün sonra angelina jolie birleşmiş milletler mülteciler yüksek komiserliği iyi niyet elçisi& sıfatıyla hataydaki mülteci kampını ziyarete geldi.
iki saat kaldı, çocuklara oyuncak falan dağıttı ve sonra çekip gitti
angelina jolie, bizim yalakalıkla belirlenen ;yerel karşılama geleneğimiz icabı dev bir dünyanın iyilik meleği hoş geldin!” pankartıyla karşılanmıştı ama o, bir cehennem meleği misali, tüm dünyaya niçin suriyeye askeri müdahale yapılması gerektiğinianlatmaya başladı. her şey önceden hazırlanmış bir mizansenin parçaları gibiydi.
allahtan cisr eş-şuğur katliamı beklenen etkiyi doğurmamıştı.
sadece 16 bin mülteci sınırı geçmiş, bunların yarısı da sonradan geri dönmüştü. 100 binin üzerinde mülteci türkiyeye aksaydı eğer, askeri müdahale koşulları oluşacaktı.
ve şimdi belki de suriyede taş taş üstünde kalmayacaktı.
***
beş para etmez bir aktris iken, 2001de dünyada 275 milyon dolar hasılat yapan lara croft:
tomb raider filmiyle bir anda parlatılan ve kariyeri hollywood ödülleriyle doldurulan angelina jolie, artık uluslararası medyada en tanınan ikonlardan biri. küçüklüğünden beri kendini kesen, sado-mazoşist olduğunu alenen itiraf eden, evindeki 60 hizmetçisinden birinin tabiriyle ;çocuklara karşı tam bir canavar gibi davranan bu ruh hastası kadın, 10 yıldır peşine bir medya ordusunu da takarak kosovadan afganistana, sudandan kuzey kafkasya'ya, suriye;den libya;ya kadar, abd;nin doğrudan ya da dolaylı askeri operasyonlar gerçekleştirdiği her bölgede boy gösteriyor.
maşallah, angelina;nın ayak bastığı her yerden oluk oluk kan fışkırıyor!
bizde adettendir, kebapçı açılışlarına bile o sıralar ;aşk;larıyla fazlaca anılan ;dekolteli; fotomodeller getirilir.
böylece açılan mekan kendinden söz ettirir, medyada yer bulur...
***
kadın bedeninin pazarlamasının "reklam" bahanesiyle makulleştirilen biçimidir bu
amerikan emperyalizmi de askeri müdahalelerine zemin hazırlamak için, tıpkı bizdeki kebapçı açılışlarında olduğu gibi, kadın bedenini kullanıyor.
elbette bizim kebapçılardan çok daha ciddi çalışılmış bir ;halkla ilişkiler” kampanyası eşliğinde!
eğer emek güçleri tüm dünyada bu planları bozamazsa, insanlık angelina jolie gibi pazarlama ürünlerinin silikonlu vücutlarında kendi yok oluşunu seyredecek
dünya emekçi kadınlar gününüz kutlu olsun"
önemli meselelere değinen yazar.

http://www.yurtgazetesi.c...iktidari-makale,6301.html
Şu güzel yazısına sscb'nin de bugüne katkılarını ekleseydi harika olacaktı. ilericilik olarak hala kılık kıyafet eksenli sokakta yuruyebilme gibi yaşam eksenli şeyleri gören bir garip.