bugün

yabancı dil konuştuğunu sanan yozdur. bu gibi tipler hoşçakal yerine tschüs; affedersiniz yerine de pardon derler. böylece ingilizce, almanca ve fransızca konuşmuş olurlar. her nedense türkçe'yi de yarım yamalak konuşurlar.
sadece bye bye değil bunun by by , baş baş , bayyyy, by mucks gibi farklı türlerini kullanan insan(cık)larımızda vardır.*
(bkz: ( bye bye varken çüüz diyen insan) tartışma bu boyuta gelince, türkçe mizi nasıl kaybettiğimizi hatırladım.
(bkz: bye bye varken güle güle diyen ingiliz)*
dövülesi insandır. ne yabancı dili ne de türkceyi kullanabilen aciz bir canlıdır.
Halkın büyük bir bölümünün modern sömürgeciliğin yani kültürel emperyalizmin (yayılmacılık) etkisinde kalmasıyla oluşmuş olan yozdur. Büyük bir kısmı "bye" kelimesini türkçe sanmaktadır. Kültürel emperyalizmin önüne geçmek bizim elimizdedir, kültürümüzü farkında olmadan yozlaştıran bu insanları uygun bir üslup tarzı ile uyarmamız gerekmektedir.
Hala kelimeleri secerek konusmanin, dile yaptirimlar yapmanin uygulanabilir, pardon applicable, bir sey oldugunu sanip dil uzerinden milliyetcilik ve muhafazakarlik pesinde kosan kimselerin kendisine hakaret ettigi yozdur.
karşı koymama, iğrenç bulmama, konuşana kötü gözle bakmama rağmen ne menem bir deyiş ise hale dilimi arındıramadım tuhaf selamlama deyiminden. esenlikle de, selametle de, allaasmarladık(allah'a ısmarladık) de, iyi günler de. yok, yine yok!