rüyamda bir ünlüyle konser de şarkı söylüyorduk.
bu gece gemi yolculuğu yapıyordum. hayırlara gider inşallah.
aradım ama "gördüğünüz rüyalar" şeklinde.
her neyse. rüyamın devamında ise özel arabama binip evime dönüyordum. arabanın yakıtı falan bitiyordu, bisikletle evime döndüm. böyle güzel, saçma bir rüya işte.
Ömer koç ve ali koç ile birlikte teknedeydim. Aliyi boşverde ömerle teknede olsam gerçek hayatta harika olurdu. Kıh kıh kıh.
21 temmuz 2017 bodrum depremini şiddetli bir şekilde hissettiğimden beri, depremle ilgili bir sürü rüya gördüm. en son gördüğüm rüyada; kastamonu'da 9.5 büyüklüğünde deprem olmuştu ve yeryüzünün gözümün önünde çatlayıp büyüdüğünü gördüm. aman allah korusun...
bir türlü hatırlayamadığım anlarımdır. hatırlasam bir işe yarar mı bilemem, kimbilir, belki birgün rüyaları süper yorumlayabilen biri ile tanışıp, geleceğimi görebilirdim onun sayesinde. Fakirin ekmeği bunlar işte hep.
Dün gece dedemi bıçaklayarak emekli maaşını çaldığımı gördüm.hemen arkasından çok ağır bir pişmanlık duyarak uyandım. nasıl bir ahlaki çıkmazsa artık.evet,Allah belamı versin.
Gün içinde gördüğüm her şeyin harmanlandığı absürt rüyalardır.
bazı yazarların annelerini toplayıp bir güzel silkiyordum. evet.
Dün sabah börekçide kahvaltı yaparken tv de mabel matiz in klibi vardı. Saçma sapan bişey. 'Lan ne mal adam yaa' dedim kendi kendime. Bu gece rüyama girdi haylaz herif. Çok samimiydik amk. 50 yıllık kanka gibi.
Dün gece rüyamda bir arabesk sarkicisiydim. Beyaz takım elbisemle sahnede titreyerek söylüyordum şarkımı. Arasında şiir okuyorum filan. Sonra sahneden inince büyük bir masada şimdiki müzisyen arkadaşlarımla grup arkadaşlarımla oturuyoruz bir şeyler içiyoruz. Ulan diyorum işler rock n rolldan buralara nasıl geldi hala inanamıyorum.
otobüs yolculuğumun en başında biraz sızdığımda gördüğüm rüyadır. boş, muhtemelen anlamsız.

rüya boyunca şemsiyesiz bir şekilde inanılmaz derecede bir sağanak yağmurun altında yürüyordum. hava buz kesmiyordu, ama sıcak da değildi. tek hissettiğim şey hüzünden ibaretti.
Dün gece, Bugün dükkana gideceğimi gördüm. Ve nihayetinde gittim gerçekten. Bana önceden geliyor böyle şeylerin haberi.
Bir keresinde de halı sahada sakatlanmıştım çok fena. Ama bu rüya değildi.
geçen gece gördüğüm rüyada adamın biri kesilen hayvanın kafalarını imha için kancaya takıyordu. sonrada o kafalar teker teker düşüp ince ince kıyılıyordu sonra ne olduysa imhayla ilgilenen adamın hırkası mekanizmaya takıldı ve adamda komple makinenin içine düştü ve makinenin içinde dönerek kıyılmaya doğranmaya başladı ve ben de hala adamı nasıl oradan kurtarabilirim diye düşünüyordum.
Sevgilimin babasıyla dağda yürürken karşılaşıyordum. Sonra sohbet muhabbet falan en son sarılıp vedalaşıcaktık. Annem birden gelip adamın üstüne atlayıp küfretmeye başladı. Zamanınızı çaldım farkındayım. Sorry.
bu sene temmuzda annemi kaybettik. babam zaten ölmüştü. kız kardeşimle yalnız kaldık.

gel zaman git zaman annemin 40'ı yaklaştı. mevlid okutacaktık evde. annemin arkadaşları, akrabalar, komşular falan çağırılacak, bir tane hoca bulunacak, kuran okutulacak...

gelin görün ki eve köpek bağlasan durmaz... annem aylardır hasta olduğu ve hastalığı 24 saat bilfiil yanında durmayı gerektirdiği için evin asgari tertibini sağlamak ötesinde iş yapamamıştık zaten. annemin ölümünden sonraki 1 ayda da kardeşimle iyice dağıtmıştık. doğru düzgün yemek de yemiyorduk ama yersek de tabak-çanağı yemek yediğimiz yerde bırakıyorduk. evde duramadığımız ve sürekli dışarı çıktığımız için eve sadece üstümüzü değiştirmeye geliyorduk. evin her yerinde bulaşıklar, kirli çamaşırlar, çantalar, yerlerde kırıntılar ve ölümüne toz vardı.

acilen ve derinlemesine bir temizlik yapılması gerekiyordu.

temizlik yapacağımız gün, sabah uyanmadan önce bir rüya gördüm. annem beni telefonla aramıştı. "ee n'apacaksınız bugün?" dedi. ben de "işte evi temizliycez anne," dedim. "asiye abla gelecek, camları silecek. biz de geri kalanını halledicez." kardeşimi göstererek, "e bu hala yatıyo" dedi. kardeşim uykuyu sever. annem, temizlik yapılacağı zamanlarda öğlene kadar uyumasına çok kızardı. "kaldırırım birazdan" dedim. "kaldır da onunla da bi konuşayım," dedi.

buraya kadar bir tuhaflık yok aslında. tuhaf olan şu ki bu rüyadan sonra uyandım, kardeşim de kısa bir süre sonra uyandı ve dedi ki: "annemi rüyamda gördüm. temizlikle ilgili bir şeyler sordu."
elimde starbucks kahvesiyle israil askerlerine karşı savaşıyorduk bir kaç aptalla. bir elimde kahve bir elimde silah..israil'e para verip israili vurmak. beynim bile dalga geçiyor artık. itiraf ediyorum bir ara ölü taklidi yaptım ama o sırada hazırlıksız yakalanmıştım. sonra israil askerleri çekildi nedense sonra ben tekrar ayaklanıp binanın içine kaçtım, oysaki salak kaç binadan uzaklaşsana. ama aradan bir sivri bizi içeri yöneltti onu hatırlıyorum. Silah var içerde savaşabiliriz gibisinden. Bende büyük hevesle silahı aldım ve çatı katına çıkıp tek tek askerleri vurmaya çalıştık ama karşımızda neredeyse bir ordu vardı. bu arada neden o kadar askerle üç beş kişiyi imha etmeye geldiler anlamış değilim. sonra sahne birden değişti. kadife koltuklu bir okul sahnesine giriş yaptım. gri simli oje sürmüş ukala bir erkek öğretmen. çok fazla visual kei dinlediğim için hep bunlar xd neyse sonra uyandım zaten..
Sözlük yazarlarının gördüğü rüyalardır.
Ben bir keresinde büyük bir törenle yozgat'ı haritadan sildiğimizi görmüştüm. Vallahi yalan değil. Taş bir harita vardı önümüzde, yozgat'ı çıkarıyorduk haritadan. Yozgat'a da hiç gitmedim aslında ama önyargı işte.
bazen günümü mahvedip, mutlu kılabiliyor.