bugün

sıcak gülüşler, öpüşler, uzun sohbetler, sevişmeler, kavgalar kısacası hatıralar ve bi damla gözyaşı..
önce insanı yakan bir acı, ardından acının yerini alan, insanı çileden çıkaran delicesine bir öfke, sonrasında sevgiliye duyulan, insanı yakıp kavuran çılgın bir hasret, en sonundaysa bir alevlenip bir sönen aşk kıvılcımları.
bir buruk, acı gülümseme.. ve heybede onca anı..
birinin hayatınızdan öylece geçip gitmiş olmasının yarattığı sarsıntı. sarsıntıdan kaçacak biyer aramak, bulamamak ve bunu saklamak üzere surata yapıştırılmış yalan bir gülümseme.
kalbiniz´in mixer den cikmis hali kalmistir. (igrenc oldu bende fena oldum simdi)
anılarla dolu koca bir şehir ve mutlu fotoğraflar.
hiç bir b.k.
keşkelerdir arda kalanlar...
kurumuş gözyaşlarıdır.
anılar ve hiç bitmeyecek bir aşk.
yarım kalmışlık hissi.kahrolası bi ton ukde.yüzlerce sms.yazdığı şiirler.bir çift baget.dinle dediği her şarkı.başbaşayken size çaldığı her şarkı.aynı kulaklıktan dinlediğiniz yılmaz erdoğan şiirleri. kalmıştı bir zamanlar "o"ndan geriye.. şimdi hiçbir şey yok ama! hiçbir şey. herkes kendi yolunda, mutlu olmaya çalışıyor ya ondan.

edit: ha bir de "insanın insana ettiği en yalan yemin; aşk!" sözünün doğruluğu...
sadece acı.
(bkz: gözyaşı)
şayet yaşanan duygunun adı aşk ise, hele de kişilerin ilişkisi gerçek bir aşk ise sonu gelmeyeceği için, ardı arkası da olmayacaktır, kişiler birbirinden uzaklaşsa, kopsa, başka insanlar da olsa artık hayatlarda, aşk hala kale gibi kendini koruyacağı için, ancak gerçek bir aşığın ardından kalanlar olabilir, ki o da enkazdır, yıkıktır, hüzündür.
her yüzde o'nun yüzünü görürsünüz fakat hiçbir göz o'nun gibi bakmaz, sesi gitmez kulağınızdan her seste o'nu duyarsınız. gülersiniz halinize çocukca peşine kalabalığın içerisinde kaybolur gidersiniz.
sürekli bir üşüme hissi ve koca bir yanlızlık.
yasanmis guzellikler ve her hatirladiginda askini hissettigin hasret kalir.
yoklukla başbaşa kalmak.
umutsuz düşünceler, boş hayaller ve sürekli birşeyleri sorgulayan bi iç ses...
kokusudur...

duyduğun her kokuyu onunki sanırsın...
kısacası efendim ;

biraz hüzün, biraz keder ya da biraz pişmanlık, uykusuz günler ve yaşlı gözler.
gerçek bir aşk bitmeyeceği için arta kalan birşey olamaz
daha gerçek bir aşk kalır. *
geçirilen onca güzel zamanın ardından, kalbinin her bir yanına dağılmış aşk kırıntılarını tek tek toplama ihtiyacı duyarsın. bunu belki tek başına, belki bir başkasının yardım etmesini dileyerek yaparsın bu toplama olgusunu. fakat çoğu zaman yardım etmesini istediğin kişi de yardım edemez. aslında teksindir; hayatında biri olsa dahi. o teklikle tek tek toplarsın arda kalan kırıntıları; ta ki o geri dönene kadar. fakat o asla dönmeyecektir. kısacası gerçek bir aşkın ardından kalan tek şey acı ve acı ile hatırlanan güzel anılar.
aşk mı sevgi mi diye önce sorulması gereken ardından eğer sonuç aşk ise; nefret, öfke, hırs...

sevgi ise; saygı, merhamet ve düşüncedir...

ikisi de değilse külleri kalmıştır.