bugün

Alın size edebi şiir o zaman
görsel
Uzanıp yatıvermiş, sere serpe;
Entarisi sıyrılmış, hafiften;
Kolunu kaldırmış, koltuğu görünüyor;
Bir eliyle de göğsünü tutmuş.
içinde kötülüğü yok, biliyorum;
Yok, benim de yok ama...
Olmaz ki!
Böyle de yatılmaz ki!
Aynaların farkı kalmaz düşmanla
Tanışırsın doğduğuna pişmanla
Hüzün adres değiştirir zamanla
Benden göçer, sana geçer sevdiğim.
Kimdi cesaretimi kıran,üstelik
Yeni serüvenlere hazırlarken kendimi
Sesimi cılız, rüzgarımı yelkensiz
Bulan kimdi, ki şimdi geniş zaman
Kipiyle düşürüyor gölgesini anılarıma

Ama kimdi adını bir kadına ödünç verip
Doruklara çekilen büyülü doruklara
Biz Asmin dedik ona,sevgilim,kadınım,
Anamdı belki, ama o çoktandır
Üç bin metrenin altına inmiyor artık

içimde bir fil sezgisi,kopup gitmeliyim
Dağlara yazmalıyım aşkı ve ayrılıkları
Asminli düşler kurmalıyım ya da birisi
Karşılık bulmalı canımı yakan sorulara
Kim demiyorum kim olursa olsun

Boynu kırılan bir oyuncaksam hırçın
Bir çocuğun elinde, ki celladım
Gözlerimi de oymuştu fırlatıp atarken
Yine de özlüyorum onu, niyetçi
Tavşanlara dönerken beklediklerim

Aynı soruyu sormaktan, minör
Ağrılardan yoruldum,gitmeliyim buralardan
içimde buharlaşan cıvayı soluyorum artık
Yoruldum yoruldum yoruldum
Gereklilik kipinde yaşamaktan

-ahmet telli
ne kadar büyüktü dindara kinin.
hacıya, hocaya uzardı dilin.
konuşsana mevtâ! bitti mi pilin?
oksijen tüpleri yok tabutların,
söyle de bir nefes versin putların.
https://soundcloud.com/l-...usmak-olsun?ref=clipboard
Ne ararsın Tanrı ile aramda
Sen kimsin ki orucumu sorarsın?
Hakikaten gözün yoksa haramda,
Başı açığa niye türban sorarsın!

Rakı, şarap içiyorsam sana ne.
Yoksa sana bir zararım içerim.
ikimiz de gelsek kıldan köprüye
Ben dürüstsem sarhoşken de geçerim.

Esir iken mümkün müdür ibadet?
Yatıp kalkıp Atatürk'e dua et.
Senin gibi dürzülerin yüzünden,
Dininden de soğuyacak bu millet.

işgaldeki hali sakın unutma,
Atatürk'e dil uzatma sebepsiz.
Sen anandan yine çıkardın amma,
Baban kimdi bilemezdin şerefsiz.
Hepsini yazamam gerçi ufak bir kesit Ahmet Arif'in Anadolu'dan;

Gör, nasıl yeniden yaratılırım,
Namuslu, genç ellerinle.
Kızlarım,
Oğullarım var gelecekte,
Herbiri vazgeçilmez cihan parçası.
Kaç bin yıllık hasretimin koncası,
Gözlerinden,
Gözlerinden öperim,
Bir umudum sende,
Anlıyor musun?
Ne zaman yağsa yağmur pencereme,
Bir efkâr basar beni birdenbire,
Uyuyamam geceleri sessizliğimde,
Umutsuz kalbimin kelimeleriyle...
Her okuyuşumda, ruhumu sancıtan bir şiir.

bir adın kalmalı geriye
bütün kırılmış şeylerin nihayetinde
aynaların ardında sır
yalnızlığın peşinde kuvvet
evet nihayet
bir adın kalmalı geriye
bir de o kahreden gurbet

sen say ki
ben hiç ağlamadım
hiç ateşe tutmadım yüreğimi
geceleri, koynuma almadım ihaneti
ve say ki
bütün şiirler gözlerini
bütün şarkılar saçlarını söylemedi
hele nihavent
hele buselik hiç geçmedi fikrimden
ve hiç gitmedi
bir topak kan gibi adın
içimin nehirlerinden
evet yangın
evet salaş yalvarmanın korkusunda talan
evet kaybetmenin o zehirli buğusu
evet nisyan
evet kahrolmuş sayfaların arasında adın
sokaklar dolusu bir adamın yalnızlığı
bu sevda biraz nadan
biraz da hıçkırık tadı
pencere önü menekşelerinde her akşam

dağlar sonra oynadı yerinden
ve hallaçlar attı pamuğu fütursuzca
sen say ki
yerin dibine geçti
geçmeyesi sevdam
ve ben seni sevdiğim zaman
bu şehre yağmurlar yağdı
yani ben seni sevdiğim zaman
ayrılık kurşun kadar ağır
gülüşün kadar felaketiydi yaşamanın
yine de bir adın kalmalı geriye
bütün kırılmış şeylerin nihayetinde
aynaların ardında sır
yalnızlığın peşinde kuvvet
evet nihayet
bir adın kalmalı geriye
bir de o kahreden gurbet
beni affet
kaybetmek için erken, sevmek için çok geç. *
behey ala gözlü dilber(dilber)
vaktin geçer demedim mi(dim mi)
harami olmuş gözlerin(lerin)
beller keser demedim mi(dim mi)

bak su kaşa, bak şu göze
ciğer kebab oldu öze
yakasız gömlekler bize
felek biçer demedim mi

yüzün bedir kaşın kalem
nasib olup bir dem görem
kime razılıktır bu alem
konan göçer demedim mi

deryalarda gezer gemi
sükkedir tutinin yemi
sürelim devrani demi
devran geçer demedim mi

karac'oğlan, cömertle
benim işim yok namertle
kahbe felek bin fendile
gönlüm alır demedim mi
Yalnızlık, yaşamda bir an,
Hep yeniden başlayan..
Dışından anlaşılmaz. Ya da kocaman bir yalan,
Kovdukça kovalayan..
Paylaşılmaz. Bir düşün'de beni sana ayıran
Yalnızlık paylaşılmaz
Paylaşılsa yalnızlık olmaz.
görsel
Nazım Hikmet

"Nâzım Hikmet vatan hainliğine devam ediyor hâlâ.
Amerikan emperyalizminin yarı sömürgesiyiz, dedi Hikmet.
Nâzım Hikmet vatan hainliğine devam ediyor hâlâ."
Bir Ankara gazetesinde çıktı bunlar, üç sütun üstüne, kapkara haykıran puntolarla,
bir Ankara gazetesinde, fotoğrafı yanında Amiral Vilyamson'un
66 santimetre karede gülüyor, ağzı kulaklarında, Amerikan amirali
Amerika, bütçemize 120 milyon lira hibe etti, 120 milyon lira.
"Amerikan emperyalizminin yarı sömürgesiyiz, dedi Hikmet
Nâzım Hikmet vatan hainliğine devam ediyor hâlâ."

Evet, vatan hainiyim, siz vatanperverseniz, siz yurtseverseniz, ben yurt
hainiyim, ben vatan hainiyim.
Vatan çiftliklerinizse,
kasalarınızın ve çek defterlerinizin içindekilerse vatan,
vatan, şose boylarında gebermekse açlıktan,
vatan, soğukta it gibi titremek ve sıtmadan kıvranmaksa yazın,
fabrikalarınızda al kanımızı içmekse vatan,
vatan tırnaklarıysa ağalarınızın,
vatan, mızraklı ilmühalse, vatan, polis copuysa,
ödeneklerinizse, maaşlarınızsa vatan,
vatan, Amerikan üsleri, Amerikan bombası, Amerikan donanması topuysa,
vatan, kurtulmamaksa kokmuş karanlığımızdan,
ben vatan hainiyim.
Yazın üç sütun üstüne kapkara haykıran puntolarla :
Nâzım Hikmet vatan hainliğine devam ediyor hâlâ.
Allahaısmarladık

Elimi beş yerinden dağladı beş parmağın,
Bağrımda da yanmadık bir yer bırakmadan git...
Bir yarın göçtüğünü,çöktüğünü bir dağın
Görmemek istiyorsan ardına bakmadan git!

Yavrusunun yoluna dalan bir dul bakışı
Andırıyor ışıksız evinde pencereler.
Biraz yeşermek için beklesin artık kışı
Çağlayansız yamaçlar,suyu dinmiş dereler.

Bir sarı yaprak gibi düştü gönlüm yoluna,
Buğulu gözlerimden geçmediğin gün olmaz:
Benim kadar titremez hiç bir yiğit oğluna,
Hiç bir ana kızına bu kadar düşkün olmaz.

Bin fersahtan duyarım kimle gülüştüğünü,
Alnından öz kardeşim öpse ben irkilirim.
Değil yalnız ardına kimlerin düştüğünü,
Kimlerin rüyasına girdiğini bilirim.

Gözlerimi gün gibi kamaştıran yüzünü
Daha candan görürüm senden uzaklaşınca.
Sararırsın dönüşte görünce öksüzünü:
Bir gelinlik kız olur aşkım senin yaşınca.

Elimi beş yerinden dağladı beş parmağın,
Bağrımda da yanmadık bir yer bırakmadan git.
Bir yarın göçtüğünü,çöktüğünü bir dağın
Görmemek istiyorsan ardına bakmadan git!

Faruk Nafiz Çamlıbel
Bugün sensizliğimin 1360. Günü.
Ayrılık mesajını okuduğumdan beri çıkmıyorum yataktan.
Yorganı kaldıramıyorum, çarşafa sinen atomların uçmasın diye..

Bugün sensizliğimin 1360. Günü.
Artık sadece kayıp ilanlarında görülüyor suretim.

Bugün sensizliğimin 1360. Günü.
Ölüm ilâmımı çıkartmış eşim dostum.
Belki gerçek sanıp ağlarsın.

Ödeyemedim başlık paranı, şair pkp.
Seninle bir yağmur başlıyor iplik iplik,
Bir güzellik doğuyor yüreğime şiirden.
Martılar konuyor omuzlarıma,
Gözlerin istanbul oluyor birden.

Akşamlardan, gecelerden, senden uzağım
Şiirlerim rüzgardır uzak dağlardan esen
Durgun sular gibi azalacağım
Bir gün, birdenbire çıkıp gelmesen.

Şarkılarla geleceksin, duygulu, ince
Yalnız gözlerime bak diyeceksin.
Ellerim usulca ellerine değince
Kaybolup gideceksin

Bir elim seni çizecek bütün pencerelere
Bir elim seni silecek.
Kalbim: Ebemkuşağı; günde bin kere
Senin için yeni baştan can kesilecek.

Ne güzel seni bulmak bütün yüzlerde
Sonra seni kaybetmek hemen her yerde
Ne güzel bineceğim vapurları kaçırmak
Yapayalnız kalmak iskelelerde.

Seninle bir yağmur başlıyor iplik iplik,
Bir güzellik doğuyor yüreğime şiirden.
Martılar konuyor omuzlarıma,
Gözlerin istanbul oluyor birden.

Yavuz Bülent bakiler.
Konuş mu? Sus mu? Unut mu?
Buradan insan mı çıkar tabut mu?
Saat Çini vurdu birden: p i r i n ç ç ç
Ben gittim bembeyaz uykusuzluktan
Kasketimi eğip üstüne acılarımın
Sen yüzüne sürgün olduğum kadın
Karanlık her sokaktaydın gizli her köşedeydin
Bir çocuk boyuna bir suyu söylerdi. Mavi.
Bir takım genç anneleri uzatırdı bir keman
Sen tutar kendini incecik sevdirirdin
Bir umuttun bir misillemeydin yalnızlığa

Yalnız aşkı vardır aşkı olanın
Ve kaybetmek daha güç bulamamaktan
Sen yüzüne sürgün olduğum kadın
Kardeşim olan gözlerini unutamadım
Çocuğum olan alnını sevgilim olan ağzını
Dostum olan ellerini unutamadım
Karım olan karnını ve önlerini
Orospum olan yanlarını ve arkalarını
işte bütün bunlarını bunlarını bunlarını
Nasıl unuturum hiç unutamadım
Kibrit çak masmavi yanardı sesin
Ormanlara ormanlara yüzünün sesi
En gizli kelimeleri akıtırdı ağzıma
Şu karangu şu acayip şu asyalı aşkın
Soluğu kesen ağulayan ormanlarında
Yaşadım o kısa ve korkunç hükümdarlığı
Ve çarpıntılı yüreğim saçlarının akıntısında
Karadeniz'e karışırdı ordan Akdeniz'e
Ordan da daha büyük sulara

Geceyse ay hemen tazeler minareleri
Kur'an sayfaları satılan sokaklardan
Ölüm bir çeşit sevgiyle uçar
Ölüm uçar çocuk yüzlere
Ben o sokaklardan ne kadar geçtim
Damağımda dilinin yosunlu tadı
Önce buğulu sonra cam gibi parlak sonra buğulu yine
Bir takım tavşanları andıran bir takım su hayvanlarını
Pazartesi günlerini ve haftanın öbür günlerini
Yani salı çarşamba perşembe cuma cumartesi

Bir başak ufak ufak bildirir Konya'yı
O başakta o Konya'da seni ararım
Ben şimdilerde her şeyi sana bağlıyorum iyi mi
Altın ölçü çift ölçü ve altın karşılıksız
Para basma yetkisini Fırat'ın suyunu Palandöken'i
Erzincan'ın düzünü asma bahçelerin dibini
Antalya'nın denizini o denizin dibini
Beş türlü yengeç yaşıyan sularında
Çağanoz adi pavorya çingene pavoryası ayı pavoryası bir de çalpara
Bilinir ne usta olduğum içlenmek zanaatında
Canımla besliyorum şu hüznün kuşlarını
Sen kalabalıkta bulup bulup kaybettiğim kimya
Yokluğun gayri şurdan şuraya geldi
Bir günler şölenlerle egemen ülkende
Şimdi iri gagalı yalnızlıklar dönüyor
N'olur ağzından başlıyarak soyunmaya
Bir kez daha sür hayvanlarını üstüme üstüme
Çık gel bir kez daha çıkıntılardan
Çık gel bir kez daha bozguna uğrat

-cemal süreya.
oktay kaynarcadan dinlemek isteyenler için(adam cidden duygulu seslendirmiş)
https://www.youtube.com/w...h?v=5UiYk1gypio&t=15s
GÜLCE

Uçurumun kenarındayım Hızır
Ulu dilber kalesinin burcunda
Muhteşem belaya nazır
Topuklarım boşluğun avcunda
Derin yar adımı çağırır
Dikildim parmaklarımın ucunda
Bir gamzelik rüzgâr yetecek
Ha itti beni, ha itecek
Uçurumun kenarındayım Hızır
Civan hazır
Divan hazır
Ferman hazır
Kurban hazır

Uçurumun kenarındayım Hızır
Güzelliğin zulme çaldığı sınır
Başım döner, beynim bulanır
El etmez
Gel etmez
Gülce'm uzaktan dolanır
Uçurumun kenarındayım Hızır
Gülce bir davet
Mecaz değil
Maraz değil
Gülce bir afet
Peri değil
Huri değil
Gülce beyaz sihir
Gülce ölümcül naz
Buram buram zehir
Yar yüzünde infaz

Bir gamzelik rüzgâr yetecek
Ha itti beni, ha itecek
Güzelliğin zulme çaldığı sınır
Uçurumun kenarındayım Hızır
Ben fakir
En hakir
Bin taksir
Ateşten
Kalleşten
Mızrakla gürzden
Dabbetülarz'dan
Deccal’dan, yedi düvelden
Korku nedir bilmeyen ben
Tir tir titriyorum Gülce’den
Ödüm patlıyor Gülce’ye bakmaktan
Nutkum tutuluyor, ürperiyorum
Saniyeler gözlerimde birer can
Her saniyede bir can veriyorum

Ömer Lütfi Mete
"büyük bir ihtimalle ölmüştük
şehir kan kıyametti ayaklarımızda
gökyüzünü katlayıp bir köşeye koymuştuk
yıldızlar kaldırımlara dökülmüştü bütün
hamza bütün parmaklarını ortaya dökmüştü
yirmi yıldır cebinde biriktirdiği parmaklarını
hamza son şarkıyı kırka bölmüştü
doğrusu iyi idare etmiştik
dogrusu iyi halt etmiştik
yaşayanlar unutmuştu bizi
biz öldüğümüzle kalmıştık. "

(bkz: hamza)
(bkz: cemal süreya)
geberiyorum. kederden.
can yücel - sebepsiz sevmektir aşk
https://youtu.be/sRLdD63zZ9w
Ve hep olmayacak şeyler kurarım,
Gülünç, acemi, çocuksu...

Ahmed Arif
" ibrâhîm
içimdeki putları devir
elindeki baltayla
kırılan putların yerine
yenilerini koyan kim

güneş buzdan evimi yıktı
koca buzlar düştü
putların boyunları kırıldı
ibrâhîm
güneşi evime sokan kim

asma bahçelerinde dolaşan güzelleri
buhtunnasır put yaptı
ben ki zamansız bahçeleri kucakladım
güzeller bende kaldı
ibrâhîm
gönlümü put sanıp da kıran kim "

asaf halet çelebi

" Gönlümü put sanıp da kıran kim ? " Bu nasıl güzel bir dizedir..

Edit : https://youtu.be/tjWjFUfVrng

(bkz: cihat aşkın)
Eski halimi geri istiyorum
Seninle olduğum o tanımsız, muazzam
Derinlemesine, yaşantımı.
Dertsiz, tasasız olmasam da,
Sen varken kendime odaklanıp, yağmur gibi yağmadığım zamanları.
Çaresizliğin nasıl bir şey olduğunu,
Umutsuzluğun, Umarsız bir soytarı müsveddesine,
Verilen bir cevap gibi.
Karşısına dikilip, sadık hidayet gibi olmak istiyorum.

Uyumak istiyorum uyuşmaktan önce.
Ve sevişmeden önce, sevmek istiyorum.
Ölmeden önce de, uyanmak seninle.