bugün

cem karaca'dan dinlenesi nazım hikmet'e ait mavi liman şiiri. çaylak olduğum bu günde eminim burileri görecektir, selam olsun onlara.

https://youtu.be/e_qgUbKuhGg

cok yorgunum
beni bekleme kaptan
çok yorgunum
beni bekleme kaptan
seyir defterini baskası yazsın
seyir defterini baskası yazsın
çınarlı kubbeli mavi bir liman
beni o limana çıkaramazsın
beni o limana çıkaramazsın

çınarlı kubbeli mavi bir liman
beni o limana çıkaramazsın
beni o limana çıkaramazsın

çok yorgunum
beni bekleme kaptan...
Gece

Yaklaşmada sinsi, sessiz ve sonsuz.
Biliyorum; her şeysiz, sensiz, bensiz
Yiteceğim, karanlıklar içinde.

Ahmet Muhip dıranas
Ömrümün kanlı maceralarına
Seneler sanki bir siyah perde
Susadım aşkın ince rüzgarına
Gözü var gönlümün o gözlerde

Sanki derman bula can bakışı
Hasta ruhumda sızlayan derde
Benim olsaydı âh her bakışı
Gözü var gönlümün ol gözlerde...

bir tehassür- ömer bedrettin uşaklı.
Ne atom bombası 
Ne Londra Konferansı 
Bir elinde cımbız, 
Bir elinde ayna; 
Umurunda mı dünya

orhan veli kanık.
Bu müze var ya bu müze
Seninle gezerken güzel
Kimseler yoksa salonda
Seni öpmek en güzel
Bu rakı var ya bu rakı
Seninle içerken güzel
Kimler olursa olsun varsın
Rakılı ağzından öpmek en güzel
işte bu dünya var ya bu dünya
Seninle yaşarken güzel
Sen varsın ya sen
Ancak benimleysen güzel

aziz nesin
Ne put adam, ne ham yobaz, ne bozkurt ,
Yeni nizâm, yeni insan, yeni yurt.

Necip fazıl kısakürek
Şimdi bir rüzgar geçti buradan, koştum ama yetişemedim.
görsel
Hâlâ taş elinde düşünde hâlâ sapan
çağımın insanı. Uçaktaydın,
kanatları ölüm ve kötülük taşıyan,
-gördüm seni- ateş arabasında, darağaçlarında,
işkence çarklarında, gördüm: sendin,
kıyıma inanan biliminle, yanılmaz...
https://www.youtube.com/watch?v=0IFZy5-9IsY
en sevdikleri penaltı
kızın saçlarındaki sarı.

yazan: ben.
Her zaman, fakat, bilhassa
Beni sevmediğini
Anladığım zamanlarda
Görmek isterim seni de
Annemin kucağından
Seyrettiğim insanlar gibi,
Küçüklüğümde...

orhan veli kanık
Üç Frenk Havası'ndan bir bölüm olsun o zaman.

"Ben ne büyük bir dalgınlıkla bakmış olmalıyım ki hayata
görmedim orda çinko damlar ve plastik sürahilerin tanrısını
yerime yadırgadım
yerim olmadı zaten kendi mezarımdan başka
çılgının biri sanılmaktan sakınmaya vaktim olmadı
durmadan beyaz bir aygırla taşardım derin göllerden
bir gebe kısrakla kaçardım derin ormanlara
güneşin zekasıyla doymak isterdim
kaba solgun kağıtlar sunardı
şehrin insanı bana

şehrin insanı, şehrin insanı, şehrin
kaypak ilgilerin insanı, zarif ihanetlerin"

ismet Özel
Ben mi? Evet...
bir gün çıkıp gideceğim kapıları,evleri,dergileri,hüzünler bırakarak...
bir çiçek merhaba diyecek...
hoş geldin diyecek dağ...
orman gülümseyecek...
anımsayışların,bekleyişlerin,ümitlerin ya da ümitsizliklerin
hırsların,yarışların,tasaların kalktığı yerde
tam anlatının kaldığı yerde başlayacak şiir...
hiç kimseye seslenmeyen,kendi kendine yeten sadece...
kendi mantığı;kendi güzelliği içinde tutarlı...
ama halkın yaşantısı girecektir oraya,çünkü yaşayan büyük
bir şeydir halk...
deniz ve ufuk girecek,karınca yuvaları,gökyüzü,kozalaklar
ve kopuk ve artık hasetsiz bir aşk...
yani sevişmek denizle,koşulsuz,önyargısız,hesapsız...
yani uzanmak ve düşünmek binlerce yıl..
doğan,ölen ve yaşayan şeyleri...
doğumu,ölümü ve yaşamayı
yani dingin ve büyük olan her şeyi anlatmak...
ben mi?evet .
çıkıp gideceğim bir gün...
tasasız,gözyaşsız,geride bir şey bırakmadan ve bir şey beklemeden ilerde...
sadece yağmur sularından pırıl pırıl bir yürek
artık kendi kendinin anlamı ve nedeni olan bir yürekle…

ataol behramoğlu
Karanfil kokuyor cigaram cigaram,
Dağlarına bahar gelmiş memleketimin...
her şeyden biraz kalır
kavanozda biraz kahve
kutuda biraz ekmek
insanda biraz acı..
'' kapılar tutulmuş, neylersin ?
neylersin içeride kalmışız.
şehir yenilmiş, açlıktır başlamış,
neylersin ?
neylersin karanlık da bastırmış ?
sevişmezsin de neylersin ? ''

(bkz: paul eluard)
Çekilmez bir adam oldum yine
Uykusuz, aksi, lanet
Bir bakıyorsun ki ana avrat söver gibi
Azgın bir hayvan döver gibi
O gün çalışıyorum
Sonra birde bakıyorsun ki
Ağzımda sönük bir cigara gibi tembel bir türkü
Sabahtan akşama kadar sırt üstü yatıyorum ertesi gün
Ve beni çileden çıkarıyor büsbütün
Kendime karşı duyduğum nefret ve merhamet
Çekilmez bir adam oldum yine
Uykusuz, aksi, lanet
Yine her seferki gibi haksızım
Sebep yok olması da imkansız
Bu yaptığım iş ayıp rezalet
Fakat elimde değil
Seni kıskanıyorum.

ahh nazımım...
Yaslan göğsüme sevdiğim
Benim gönlüm gök gibidir, açık deniz gibidir
Pas tutmaz benim içim yeryüzü gibidir
Toprak gibidir
Sen ki bulut gibisin
Ay gibisin güneş gibi bazen.

erdem bayazıt/aşk risalesi
şu amk dünyasında
birşeye sıkılırsın yüzün asılır da
kimse neyin var diye sormaz
ancak ya buna bişey oldu
ya da bana trip attı diyen bir avuç kişi birikir.
o yüzden piçlik iyidir
kimsen olmadan dünya senin.
https://scontent-sof1-1.x...b478cdfce&oe=5AC4B72C
"siz haklısınız,
ben ölümümden sonra hiçbir zaman
cüret edemedim aynaya bakmaya
ve o kadar ölüyüm ki,
hiçbir şey ispatlamıyor artık ölümümü."
"ve o kadar ölüyüm ki,
Hiçbir şey ispatlamıyor artık ölümümü.
Ne ardımdaki yaşlar
Ne cevapsız kalan sorular
Ne de sokaklarda sessizce yürüyen ruhlar.
Sözde yaşıyorlar ama
Ben onlardan daha canlıyım
Bilmiyorlar."
Gün, senden ışık alsa da bir renge bürünse;
Ay, secde edip çehrene, yerlerde sürünse;
Her şey silinip kayboluyorken nazarımdan,
Yalnız o yeşil gözlerinin nuru görünse...
akıllı olmak lazım,
şu kısacık dünyada,
ganimet bilmek lazım zamanı,
şu ahiret yolculuğunda.