bugün

günler geçer

günler geçer ve çalışır şafağın değirmeni
kim bilebilir ki kimi neyi eskittiğini
ben ne kadar önemserdim kendimi hay allah
sen ne kadar kumraldın aynalarda hay allah
temmuz tam bu işe göredir bana kalırsa
gel bağışlayalım birbirimizi.

turgut uyar
Mutsuzluktan söz etmek istiyorum
Dikey ve yatay mutsuzluktan
Mükemmel mutsuzlugundan insansoyunun
sevgim aciyor

Biz giz dolu bir sey yasadik
onlar da orada yasadilar
Bir dagin çarpikligini
bir sevinç sanarak

En basta mutsuzluk elbet
Kasaba meyhanesi gibi
Kahkahasi gün isigina vurup ta..........
.......
Seni sevdiğimi göreceksin sevmediğim zaman,
çünkü iki yüzüyle çıkar karşına hayat.

Bir sözcük sessizliğin kanadı olur bakarsın,
ateş de pay alır kendine soğuktan.

Seni sevmeye başlamak için seviyorum seni,
sana olan sevgimi sonsuzlaştıracak
bir yolculuğa yeniden başlamak için:
bu yüzden şimdilik sevmiyorum seni.

Sanki ellerindeymiş gibi mutluluğun
ve hüzün dolu belirsiz bir yarının anahtarları
hem sevmiyorum, hem de sevmiyorum seni.

Sevgimin iki canı var seni sevmeye.
Bu yüzden sevmezken seviyorum seni

ve bu yüzden severken seviyorum seni.

Neruda.
görsel
bu gecenin şiiri benim sesimden gelsin...

"kaybetmek için erken, sevmek için çok geç..."

https://www.youtube.com/watch?v=2qmjXrsOCy4
ne adını biliyorum, ne de sözlerini... tek bildiğim kafamda dinmeyen yankısı.
hasret

Yüz yıl oldu yüzünü görmeyeli,
belini sarmayalı,
gözünün içinde durmayalı,
aklının aydınlığına sorular sormayalı,
dokunmayalı sıcaklığına karnının.
Yüz yıldır bekliyor beni bir şehirde bir kadın.
Aynı daldaydık, aynı daldaydık.
Aynı daldan düşüp ayrıldık.
Aramızda yüz yıllık zaman, yol yüz yıllık.
Yüz yıldır alacakaranlıkta koşuyorum ardından.
“yüzümü size çeviriyorum, siz misiniz? 
elimi suya uzatıyorum, siz misiniz? 
siz misiniz, belki de hiç konuşmuyorum.
belki de kim diye sorsalar beni,
güneşe, çarşıya, kadehe uzatacağım ellerimi.
belki de, alıp başımı gideceğim.
biliyorsunuz ya, bir ağrısı vardır gitmenin.
nereye ama, nereye olursa gitmenin 
hüzünle karışık bir ağrısı.”

- edip cansever
Sen Varken
Yalnız değilim bu şehirde.
Oturup konuşabiliyorum,
Hatta gezinebiliyorum,
Sokaklar boyunca
Ya sen olmasan…
öyle günler gördüm ki, aydın gökler kararıp
Bahtım bir bulut gibi üstüme çöker oldu,
Her gözümü yumunca tanıdık yüzler görüp,
Hayaller alev alev beynimi yakar oldu.
ümitsizlik, gariplik dört tarafımı sarıp
Yüzüm sırıtsa bile, içim yaş döker oldu.

Her sabah ilk ışıklar gözlerimi oyardı,
Uyanan taş duvarlar iniltimi duyardı.

öyle günler gördüm ki, duvarlar gelir dile,
Gözümde canlanırdı eşkiya masalları.
Varlığımı sarardı, hain bir isteyişle
Görmediğim yumuşak bir düşmanın elleri
Kafada çelik gibi fikirler dursa bile
Kalplerin eksik olmaz böyle zayıf halleri:

Bazen kendi kendimin elinden kurtulurdum,
Kalbimi bir çamurda çırpınırken bulurdum.

öyle günler gördüm ki, dost dediğim insanlar
Ben yanına varınca dudağını kıvırdı.
Bir zamanlar yanımda ağız açmayanlar
Sırtımı sıvazladı, bana öğüt savurdu.
Silahsız gördüğüne saldıran kahramanlar
En alçak tekmelerle beni yere devirdi.

Ruhum bir heykel gibi düşüp parçalanırdı.
Bu sesleri duyanlar gülüyorum sanırdı.

öyle günler gördüm ki, tabanca sakağımda
Tasarladım aydınlık dünyayı bırakmayı
Gönlüm acıklı buldu, en ateşli çağımda
Sönük bir yıldız gibi boşluklara akmayı
Tabancanın namlusu ısındı yanağımda,
Parmağım istemedi tetiğini çekmeyi

Bir sonbahar yağmuru gibi içim ağlardı
Bir şeyler fakat beni yaşamağa bağlardı.

Ey bir tane sevgilim, ben bugün yaşıyorsam
Sanma ki hayat tatlı, insanlar hoş olmuştur,
Dağ başında bir kaya gibiyim şöyle dursam
Etrafım eskisinden daha bomboş olmuştur
Yalnız sana borçluyum bugün dünyada varsam:
Seni her andığımda gözlerim yaş olmuştur

Yaşlar ki bir ırmaktır, dertleri sürür gider,
Gözyaşları içinde seneler yürür gider.

Yok olmak isteğiyle kalbim attığı zaman,
Bana: Yaşa der gibi gülen senin yüzündü.
Dizlerim bir batakta yorgun yattığı zaman
Bacaklarıma kuvvet veren senin hızındı.
Yaşaran gözlerimde, güneş battığı zaman
Sıcak bir yuva gibi tüten senin dizindi.

Sen aklıma gelince her şey gülümserdi.
Ağaçlar şarkı söyler, rüzgar tatlı eserdi.

Ey sevgilim, bilirsin benim ne çektiğimi:
Garip başımın derdi bir yürek taşıyorum.
Anlarsın niçin uzak yerlere baktığımı:
içinde yaşanmaz bir dünyada yaşıyorum.
Görünce gülme sakın çırpınıp aktığımı:
ılık ve aydınlık bir denize koşuyorum.

Sen benim sevgilimsin, sevsen de, sevmesen de,
Aradığım yerlere benzeyiş buldum sende.

sabahattin ali
haberi yok artık bizden mevsimlerin
Kaç eylül uğurladık beraber kaç kasım özledik.
Sahi ne ara büyüdük.?
bu koca enkaz ne zaman yüklendi sırtımıza..
Yüzümdeki her çizgi senden hatıra
kolumdaki saatim hala gittiğin günü sayıklıyor..
Geç kaldık sevgilim.
Bir ahmet kaya konserine bile yetişemedik..
Ne Nazım ın elinden imzalı bir kitap aldık,
nede ahmed arifin leylasını gördük..
Artik eskisi gibi tadı'da yok filmlerin..
Zengin kızla fakir oğlan bile yer değişti.
Ucuz ve fiyakalı aşkların pençesinde,namusu bacak arasında arayan insanlara kaldık .
Ah sevgilim benim.
kırık biblom..
Ellerin şimdi hangi yaraya merhem?
Bugün doğum günü olanlara gelsin o zaman. En azından burdam kutlayayım. Hiçbir zaman gerçekte kutlamayacağım için. Can yücel yazmış buyrun.

Boş ver be yaşı!
Gönlün ne kadar genç ondan haber ver?
Şöyle atıp koyu grileri-siyahları sabahtan
sarı bir kaşkol atabiliyor musun boynuna, ondan haber ver?
Koyma bir kenara yüreğini, aç kapılarını,
Gelene geçene yol verme girsin içeri diye,
Ama gömme başını toprağa bir çift güzel göz uğruna.
Bilirim yine yeşerecek bir çiçek bulursun bir dalda,
Ama aklını kaybedecek kadar bir aşk varsa avuçlarında,
bırak aksın yollarına.
Yağ geç, yık geç kimse, kimse inanmazsa inanmasın
sen inan yüreğine.
hem ona geçmezse kime geçer sözün?
Büyü büyü..
Bak ellerin ayakların kocaman,
aklında maşallah yerinde
E ne diye tutarsın yüreğini uçmasın diye.
Akıllı ol, yüreğin gelir peşinden
boş ver yaşı başı,
Aşk var mı aşk, ondan haber ver?
Takılmışın yüzündeki, gözündeki çizgilere
o çizgilerin yüreğine neler kazıdğını düşün,
Atmak mı istiyorsun kendini dereye soğuk bir kış günü.
Öl gitsin...
Parayı pulu savurup
bir balıkçı köyünde balık mı tutmak istediğin,
Savrul gitsin..
Boşver be yaşı başı,
kim tutar seni kim,
Kendi yüreğinden başka?
Aklını al da öyle git...
ister bir duvara, ister bir odaya, kıra, bayıra vur da git.
Dert etme ellerini, onlarda gelir seninle birlikte bırakmadıkça birine.
O biride gelir, gerçekten istediğin oysa,
Seveceksen ve öleceksen uğruna...
Yaşa be yaşa da öyle git, gireceksen toprağa.

Yaş 70'e gelse bile, hayat daha bitmemiş,
Sen mi biteceksin?
Çekeceksen bile bayrağı,
yaşadım ULAN DiBiNE KADAR diyemeyecek misin?
Şu ballanan bahçe

Mavi rüyalarla dolu göğün kovası
içinden kana kana içtiğim
Bulut kokulu gelin bohçası

Kısa sanma hayatı koş
Umut dolu bu dirlik kavgasında
Olgun bir kadın şu ballanan bahçe

Bedeller peşin ödenir
Kurumuş boğazında bir yudum suyla
Titrek korku şakacı bir at, içimin eğri ovalarında.

Edip cansever.
Teoman-gemiler.
tragedyalar 3/ağıt

Gün bitti. Saat kaç. Bitecek mi bir gün savaşımız
Hak edilmiş hüzünlerimiz olacak mı bizim de
Dönüp dönüp arkamıza baktığımız
Bir dünya kalıntısı üstünde
Hak edilmiş hüzünlerimiz olacak mı bizim de.

edip cansever
Attila ilhan- mevsimidir

mevsimidir
müphem bir meltem yoklar dal uçlarını
gizlice ürperir yaseminler
körfezde deniz dalgın
bilinmez hangi aşktan arta kalmış
vahim bir yalnızlığı dinler

mevsimidir
artık erken kararır sular
her biri bir bulut ardına sinmiş yıldızların
korular terk edilmiş
ağaçlar duman duman
yalılar tenha
kanlıca ilk yağmurla serinler

mevsimidir
nedense ölmeye heveslenir insan
uzaya
bir avuç yıldız tozu gibi savrulmaya
rayından çıkmıştır yaşamak
bir eskimişlik duygusu nereye baksan
gücü yetmez kimsenin kimseyi kurtarmaya
çünkü ne güzeller
zehir zemberek güzeldir artık
ne zehir zemberek çirkindir
yeni çirkinler.
nazım hikmet ran - bulut mu olsam

denizin üstünde ala bulut
yüzünde gümüş gemi
içinde sarı balık
dibinde mavi yosun
kıyıda bir çıplak adam
durmuş düşünür.

bulut mu olsam,
gemi mi yoksa?
balık mı olsam,
yosun mu yoksa?
ne o, ne o, ne o.
deniz olunmalı, oğlum,
bulutuyla, gemisiyle, balığıyla, yosunuyla.

görsel
Ne kadar gönlümüzde bir Aysel olmasa da, Atilla ilhan- Aysel git başımdan
(...)
bir anı bile kalmamıştır
geceler boyu sevişmelerden;
binlerce yıl uzaklardadır
binlerce kez dokunduğun ten;
yazabileceğin şiirler
çoktan yazılıp bitmiştir;
ölümdür yaşanan tek başına,
aşk iki kişiliktir.
(...)

aşk iki kişiliktir / ataol behramoğlu
haberin var mı taş duvar
demir kapı, kör pencere,
yastığım, ranzam, zincirim
uğruna ölümlere gidip geldiğim,
zulamdaki mahzun resim,
haberin var mı?

ahmet arif
bugün yollanıyorken bir gurbete yeniden
belki bir kişi bile gelmeyecektir bize
bir kemiğin ardından saatlerce yol giden
itler bile gülecek kimsesizliğimize

gidiyorum gönlümde acısı yanıkların
ordularla yenilmez bir gayız var kanımda
dün benimle birlikte gülen tanıdıkların
yalnız bir hatırası kaldı artık yanımda.

hüseyin nihal atsız yolların sonu
Bir şiir bir geceye değer,
Bir şiir bir uykuya değer,
Bir şiir bir uyanmaya değer,
Bir şiir bir sigaraya değer,
Bir şiir bir rakıya değer,
Bir şiir bir şarkıya değer,
Bir şiir bir türküye değer,
Bir şiir bir ağrıya değer,
Diye-diye..
Meğer.

ÖZDEMiR ASAF
Ey uğruna yüzyıllardır savaştığımız sancak!
Türk’ün yüce dileği seni yaşatmak ancak
Kanımızla boyandın,biz sendeniz,sen bizden
Armağansın bu ırka Atilla’dan,Cengiz’den.

Senden gayrı kimseye gönül verir mi zafer?
Tarihler tanır seni hep cenklerde muzaffer
Sayısız ülkelerin üzerinde yükseldin
Önünde durulmayan taşıp giden bir seldin

Bazı bir düşman değil cihanla da savaştın
Bozkırlar ortasından okyanuslara taştın
Kosova’da kahraman,inönü’de kahraman
Var mıdır cihanda sana demeyen aman!

Kaç hükümdar önünde teslim etti tacını,
Kaç yaralı milletin verdin sen ilacını
Ödevimiz yaşatmak seni şerefle,şanla
Sancak yaşar uğruna dökülen temiz kanla

Sana kim yan bakarsa ona karşı geliriz
Sancak demek ne demek,onu bir biz biliriz
Yaşayacaksın evet,tarihle sen beraber
Ta ezelden ebede,götüreceksin haber

Her Türk sana borçludur,canını seve seve
Şehit haberi bizde,müjde gibidir eve
Senin için ölenler ermiştir muradına,
Ah ne tatlıdır ölmek! Vatan,sancak adına.
adnan yücel'in ¨yeryüzü aşkın yüzü oluncaya dek¨ adlı şiirini, yaşar kemal'in cenaze töreninde seslendiren haydar ertem'den gelsin.

lakin, önce sözlerini paylaşalım;

"Aşksız ve paramparçaydı yaşam
bir inancın yüceliğinde buldum seni
bir kavganın güzelliğinde sevdim.
bitmedi daha sürüyor o kavga
ve sürecek
yeryüzü aşkın yüzü oluncaya dek!
Aşk demişti yaşamın bütün ustaları
aşk ile sevmek bir güzelliği
ve dövüşebilmek o güzellik uğruna.
işte yüzünde badem çiçekleri
saçlarında gülen toprak ve ilkbahar.
sen misin seni sevdiğim o kavga,
sen o kavganın güzelliği misin yoksa...
Bir inancın yüceliğinde buldum seni
bir kavganın güzelliğinde sevdim.
bin kez budadılar körpe dallarımızı
bin kez kırdılar.
yine çiçekteyiz işte yine meyvedeyiz
bin kez korkuya boğdular zamanı
bin kez ölümlediler
yine doğumdayız işte, yine sevinçteyiz.
bitmedi daha sürüyor o kavga
ve sürecek
yeryüzü aşkın yüzü oluncaya dek!
Geçtiğimiz o ilk nehirlerden beri
suyun ayakları olmuştur ayaklarımız
ellerimiz, taşın ve toprağın elleri.
yağmura susamış sabahlarda çoğalırdık
törenlerle dikilirdik burçlarınıza.
türküler söylerdik hep aynı telden
aynı sesten, aynı yürekten
dağlara biz verirdik morluğunu,
henüz böyle yağmalanmamıştı gençliğimiz...
Ne gün batışı ölümlerin üzüncüne
ne tan atışı doğumların sevincine
ey bir elinde mezarcılar yaratan,
bir elinde ebeler koşturan doğa
bu seslenişimiz yalnızca sana
yaşamasına yaşıyoruz ya güzelliğini
bitmedi daha sürüyor o kavga
ve sürecek
yeryüzü aşkın yüzü oluncaya dek!
Saraylar saltanatlar çöker
kan susar bir gün
zulüm biter.
menekşelerde açılır üstümüzde
leylaklarda güler.
bugünlerden geriye,
bir yarına gidenler kalır
bir de yarınlar için direnenler...
Şiirler doğacak kıvamda yine
duygular yeniden yağacak kıvamda.
ve yürek,
imgelerin en ulaşılmaz doruğunda.
ey her şey bitti diyenler
korkunun sofrasında yılgınlık yiyenler.
ne kırlarda direnen çiçekler
ne kentlerde devleşen öfkeler
henüz elveda demediler.
bitmedi daha sürüyor o kavga
ve sürecek
yeryüzü aşkın yüzü oluncaya dek!"

ve link;

https://www.youtube.com/watch?v=dlqFP11SKww
dunyamsin benim, zorbam, duzenim
bundan gozlerim goge cevrili
ellerim denizde
hic katilmadan sende yasiyorum
dirimimsin benim
dogarken oldugum

nilgun marmara
güncel Önemli Başlıklar