bugün

müsait oldukça uzun uzun yazacağım yerdir.

Merhaba sevgili sözlük. Henüz beni tanımasanız da muhtemelen ileride benimle çok muhatap olacaksınız. Korkarım ki birçoğunuzun şöyle bir bakıp geçeceği uzun yazılar yazan bir yazar olarak hatırlayacaksınız beni. Merak etmeyin ama işinize pek fazla karışmayacağım. yapmak istediğim şey kurulu düzeninizi bozmak değil sadece yazmak. Sırf bir şeyler yazmak için kendime bir başlık açmamı umarım mazur görürsünüz. Epeydir takip ediyorum sizleri. mümkün olduğunca okuyorum. içinizde gerçekten çok güzel yazanlar var. Bir çoğunuzun da eğlenmek için burada olduğunuzu biliyorum. Ne güzel kendi eğlence ortamınızı oluşturmuşsunuz birçok saçma sapan muhabbetle gününüzü güzel geçiriyorsunuz.

Uyumsuz bir adamım ben sözlük. hem yaş grubu olarak da sizden biraz büyüğüm. bu yüzden aranıza pek fazla katılamıyorum. Mizah anlayışım pek sizinkine uymuyor. Tam buna bir şeyler yazılır dediğim başlıklar olduğunda karalıyorum üç beş satır. bazen kendimi tutamayıp çerezlik başlıklara yazdığım da oluyor. bu beni sizlerden biri yapmaya yeter heralde.

Haddim olmayarak bugünkü yazımı hem tanışma hem de biraz tavsiye niteliğinde yazmak istiyorum. sonrasında kendi duygu ve düşünce süzgecimden geçenleri yazacağım. sözlüğün en iyi yazarı olmak gibi bir kaygım yok. herkes beni okusun da demiyorum. dedim ya amacım sadece yazdıklarımı paylaşmak. içinizden birkaç kişi okuyup geri dönüş yaparsa bu memnuniyet beni idare edecektir.

Görüyorum ki açılan başlıkların birçoğu kadın erkek ilişkileri üzerine. pek tabii genç hanımlar ve genç beyler olduğu için birbirleriyle tanışmak kaynaşmak istiyorlar. Doğanın bize verdiği önlenemez istek için bulduğunuz bir yol burası. Fakat sevgili arkadaşlar emin olun ki çiftleşmek için binbir türlü dolap çevirmenize gerek yok. iki tarafta da doğuştan gelen organlar var olduğu sürece arayıp birbirini bulacaklardır onlar. cinsel kaygılarınızı anlıyorum o yüzden bu konuda yazdıklarınıza karşı değilim. evet onaylamıyorum da ama bu beni pek fazla alakadar edecek bir durum değil.

nesilden nesile geçildikçe değer yargıları değişiyor sözlük. Benim neslim bu yaşlardayken emin olun sizden daha farklı değildi. sadece değer yargıları farklıydı. isteklerimiz amaçlarımız aynıydı ama yöntemlerimiz farklıydı. siz bizim yapamadığımız şeyleri yapmışssınız. aşırı bireysel ve katı tutumunuz sizi bireysel mutluluğa eriştirecektir bundan şüphem yok fakat sizlerin daha fazla maruz kaldığı bilgi teknolojileri ile popüler kültür etkisi sizi insani yönden zayıflatıyor. Hayat yeyip bitirebileceğiniz ve marketten yenisini alabileceğiniz patats cipsi değildir. onu bir kez bitirirseniz tekrarını bulamazsınız. bu yüzden tüketmeden önce iyi düşünün. dikkatli kullanın.

Değerli arkadaşlarım karşı cinsler olarak birbirinize davranışınız beni ilgilendirmiyor ama bütün olarak insan ırkını ele aldığımızda onların üzerine etiketler yapıştırmayın. yani sigara içen bir kadın illaki orospu değildir. aynı şekilde türbanlı bir kız da illa çok büyük cinsel açlık çekiyor anlamına gelmez.

insan ırkı olarak biz diğer canlıların yapamadığı bir şeyi yaptık. bilinç geliştirdik, yaşadığımız hayatın farkına vardık. bu bize birçok değer kattı aynı zamanda doğada var olan her şey üzerinde hakimiyet kurmamızı sağladı. onu çarçur etmeyelim. bir hayata sahip olan herkesi sevmek zorunda değiliz ama saygı göstermek zorundayız. Yaratılan ya da var olan içini asla dolduramayacağımız bir hafızaya sahibiz. mümkün oldukça onu bilgiyl, duygularla dolduralım. doğuştan gelen özelliklerimiz üzerinde hiçbir hükmümüz yoktur. türk kürt ermeni kadın erkek hetero ya da eşcinsel olmayı seçemeyiz ve sırf bunlardan birine sahip olduğumuz için diğerinden üstün değiliz. bizi üstün kılan içini dolduracağımız fikirsel- duygusal dünyamız olacaktır.

Lafı toparlamak gerekirse önce fikirli, duygulu insanlar olalım sözlük. Karşı cinsi iliklerine kadar kemirmeyi düşünmeyi, bir politik görüşün diğerine böcek gibi davranmasını, bir dinin diğerlerini cehennem ateşinde yakmasını engelleyelim.

Hayat emek değer ilişkisine bağlıdır. Bir şey için ne kadar emek harcanıyorsa (emeği doğru yollarla harcamak koşuluyla) o şeyin değeri kat be kat artar. Karşınızdaki herhangi bir nesnenin değeri harcanılan emekle eşdeğerdir.

Bu yazı bitti sözlük. Fazlaca nasihat içerdiği için hepinizden özür diliyorum. bundan sonra daha edebi yazılarda görüşmek dileğiyle kendinize iyi bakın.

hepinizi çok sevmiyorum değerli yazarlar ama varlığınız beni mutlu ediyor.
Bu gece kayan bütün yıldızlardan huzur dileyeceğim. Belki biri düşerken yanında getirip üzerimize atar da hepimiz huzura bulanırız. Üstümüz başımız hep huzur kokar.

Bu gece kayan bütün yıldızlardan sevgiyi isteyeceğim. Belki Biraz üzerimize serpiştirirler de birbirimizi sevmeyi öğreniriz.

Bu gece kayan bütün yıldızlardan umut bekleyeceğim. Hem huzura bulayıp hem sevgiyi eksik etmesinler diye.
sen yıldızları çok seversin sevdiğim. anlarsın bakarsın. ben anlamasam da anlatışına hayran sana bakarım.
sen o yıldızlar gibisin sevdiğim. parlaksın aydınlatırsın. ben ne zaman karanlıkta kalsam yol olur yoldaş olursun.
sen şimdi o yıldızlardan daha uzaksın sevdiğim. ulasılmazsın dokunulmaz. ama orda olduğun aşikar, bir umut burda beklerim seni.
bu gece garip bir şeyler var bende. içim içime sığmıyor. bir çeşit delilik yapasım var. harbi ya çok sıkıldım bu monotonluktan. diyorum ki özel harekat birlikleri kapıyı kırıp içeri girselerde beni kelepçeleyip götürseler keşke. başlık altındaki tüm duygusal ortamı bozdum. kusura bakmayın yazar kardeşler.
Uyumam gerektiği gecelerde dertlerde boğuluyorum. 07:30 a kurulu bir alarm var fakat ölmeyeceğim. Uyumam gerek ama uyuyamıyorum. Yaşayan ölü misali. Zihnimde yer edinen tonlarca cevapsız soru, çaresi bulunamamış dertler. Belki de derdimize çare bir çicektir? Gönlümüzde yer edinen, kökünü salmış; kurumaya zemin tutmuş bir çicek. Dertlerim su olsun. Ben dertte boguldukca sen yasayacaksın.
bir akvaryum çizmek istiyorum gecenin tam ortasına. camın ardını görebildiği için özgür olduğunu zanneden bir balık olmak istiyorum. harflerin yetmediği yerde akvaryumun camını öpen turuncu bir balık.
Sevdiğin insanı tanımamak mümkün müdür? Ya da birlikteyken tanımıyomuş gibi yapmak? Ona zarar verip, onu kırdıktan sonra hiçbir şey olmamış gibi davranmak mıdır normali? Hiçbir çaba göstermemek? Şayet normal ise günahını almışım affet.
Bedenim bitkin. Ve bundan kaçmam mümkün değil. Tıpkı hayvanlar gibi kendi ölümümün gelip de yaşamımın ta içine yerleşmeye başladığını duyumsuyorum; bu öylesine güçlü bir duygu ki, tüm mücadele olanağımı yok ediyor. Herkes benim mücadele etmeme öyle alıştı ki, kimse inanmıyor bana. Yanılmış olabileceğimi düşünmeye cesaretim yok artık, bu tür parlak fikirler gitgide daha az geliyor aklıma.

Bedenim beni bırakacak. Oysa ben, hep o bedenin kurbanı olmuşumdur; biraz asi de olsa bir kurban işte. Biliyorum, aslında birbirimizi yok edeceğiz, böylece mücadele sonunda ortaya hiçbir galip çıkmayacak. Düşüncenin, sırf hasar görmemiş olmasından ötürü, tenden oluşan öteki maddeden kopabileceğini düşünmek ne hoş ve sürekli bir yanılsama....

Ama resmetmek, tüm bunları resmetmek artık olanaksız.

Ah, Dona Magdelena Carmen Frida Kahlo de Rivera, topal majesteleri, kırk yedi yılın geçtiği bu kavurucu Meksika sıcağında, iliğine kadar yıpranmış, sancı her zamankinden bin beter kasıp kavururken, onarılması olanaksız bir durumdasınız işte!

ihtiyar Mictantecuhtli, Tanrım kurtar beni!
Frida KAHLO de Riviera
Artik eskisi gibi degilim be sozluk, sabir denen tas artik parcalanip yapismaktan tutmuyo belliki o bile yorulmus, sikilmis. Sanirim ben yalnizliktan degil mutsuzluktan kusucam.
En çok neye üzülüyorum biliyor musun sevgilim ?
Bir daha böyle sevilmeyeceksin,
Kimseler uğruna bu kadar göz yaşı dökmeyecek
Ve adına asla şarkılar yazılmayacak
Giderken söylemiştim ya sana,
Sensiz doğan her güneşte ben biraz daha batıyorum diye
Battı o büyük aşk,
hemde sana olan bütün ahlarımla, vahlarımla battı
görsel
ak partisizlik vicdansızlıktır!!!

bu da son sözümdür sözlüğü bırakıyorum!!! yetti artık bu kadar üzerime gelindiği! ne olmuş ak partiliysem ne olmuş ak partiye gönül vermişsem!! kimin tavuğuna kışt dedik! kimin hakkını yedik! yazıklar olsun size be!

sinirimden ağlıyorum ya!

resmen üzerime komple kurdunuz!! defolun gidin hayatımdan be!
bundan sonra kendimle beraber kimseleri değil yalnız ve yalnız kendimi düşüneceğim.
gecenin karanlığındaki dolunay,denizi aydınlatan mehtap,günü hazırlayan hilal , kadın,hatun,nefes, dediğimde aklıma gelen tek nesne tek aşk tek buse güzel günler beni bıraksa da senin yoldaşın olsun...
görsel
Gururla oynayanın, toprakta yeri yok.
saat burada 10. 30 civari ama tr' de 12 yi gecti. bayraminiz, bayramimiz kutlu olsun. ne o bastakiler, ne de yandaslari vatanimizi bolemeyecek. oyle bir dunya yok. bir turk olarak pkk yandasi olmayan kurtlerin de bayramini kutluyorum. bizler gibi delikanli guzel arkadaslarim var. bizi bolemeyecekler. irkcilik yapan insanlari bosverin. o dunya coktan bitti. tek istegim eski zamanlardaki ulkem. evimizde namaz kilinir, resmi bayramlar da turk bayragi asilirdi balkonumuza. ben kosedeki bakkala gider alisverisimi yapardim. hep halimi hatirimi sorardi. ben de onun. kurttu. bayramimiz kutlu olsun...
"Yıkımın kanıksandığı yer burası.
Truva misali yalnızlığım. Senfoniler sulara verdi kendini...
Bitti!..
Bir yıldızı söndürdük gökyüzünde. Katli vacip değilse de...
Üşüyorum...
Bir keman usul usul kaybediyor kendini karanlıkta..
Evet akşam çoktan oldu.
Ne alacakaranlık, ne de koşuşturan insanlar kaldı. Kent ölüm sessizliğine sağır olmuş. Bir sızı yükseliyor bileklerimden yukarı..
Aşkımız deforme olmuş, atılmış şehir çöplüklerine. Üşüyorum Ağustos sıcağında..
Bana bunu da yaşattın..
Sıcacık bir kucağa susadım..
Ayrıldık da iyi mi oldu?
Boğulup ölmek çok mu kanalın sessizliğinde..
Sıcak bir çay..
Sönmüş umutlar..
Üşüyorum Ağustos güneşinde.
Bulutlar dağıldı, güneş ateş parçası oldu.
Biz söndürdük..
Acılar bizi doldurdu..
Tebrikler bize..
Keşke birer kırlangıç olsaydık..
"Seni hala seviyorum" derken bile üşüyorum
gülünce gözlerinin içi gülüyor
Kendimi senden alamıyorum
Bilmem bakışların neler söylüyor
Cesaretim yok ki soramıyorum.
Bu günlerde geçecek inşallah ve daha iyileri gelecek.

birde şu film insin artık uykum geldi lan.
29 Ekim kutlu olsun.
insanların para uğruna, dinen, ruhen ve bedenen ihtiyaçlarını bir kenara bırakıp, hayvan gibi çalışması benim her zaman gücüme gitmiştir.

Buna dahilim zira, elimi kolumu bağlayan şeyler var. Bu boktan hayatın gerektirdiği bazı şeyler.. istediğim hayat bu değil.

Deniz kenarında bir sahilde defter kalem alıp sonsuza kadar yazmak. Kimseyi umursamamak ve yine aynı şekilde kimsenin umurunda olmamak..

Bu kadarda zor olmamalı. Zor değil.. Yapmak için zorlamalı.. Sahip olmak için..
gençlikte insanın içi bomboş olduğundan içine ne düşse büyük gürültü çıkarıyor elbet.
- sevmek zor iş
- zor
- ama çok güzel
- sevmek mi
- evet
- karışılıklı olunca evet güzel
- yoo her türlü güzel
- değil
- aslında en güzeli de ve en zoru da karşılık beklemeden sevmek şartsız koşulsuz inanmak gibi bir dine bir tanrıya iman etmek gibi. Sevmeye iman etmek.
görsel