bugün

platonun ele aldığı birisi somut; bir diğeri soyut olan iki sipiritüel alemin, islam inancında tasviri yapılan: gönül gözü kavramı ile ele almıştır. platon'un idealar alemi dediği soyut aleme; yapılanlar sonrası geçileceğinden ve bu soyut olanın asıl berzah olduğundan bahseder. gazali de; sadece ve sadece gönük gözü ile görülebilecek güzellikler ile elde edlecek sevapların; doğruların taşıyacağı bir mavera aleminin olduğundan bahseder.
felsefenin bile felsefesini yapabilmiş büyük bir alimdir. kendisi için 3 kelam okuyup ilmin gerilemesinin müsebbibi yakıştırmalarını yapanlar ya hiç ilim, felsefe ve kur'an okumamışlar ya da okuduklarından bir bok anlamamışlardır. bu kadar net. onu anlamak için gerçekten okuyup anlamak farzdır.
--spoiler--
"allahü teala'nın verdiği nimeti, o'nun sevdiği yerde harcamak şükür; sevmediği yerde kullanmak ise küfürdür. ( nimeti inkar etmek )"
--spoiler--
ölüm ve sonrasını anlatan büyük bir alimdir.
entüistyonist filozof.
imam-ı gazali, 1111 (h.505) yılının cemaziyelevvel ayının 14.pazartesi günü büyük kısmını zikir ve taat ile kuran-ı kerim okumakla geçirdiği gecenin sabah namazı vaktinde abdest tazeleyip namazını kıldıktan sonra yanındakilerden kefen ister. kefeni öpüp yüzüne sürüp başına koyar : " ey benim rabb'im, malikim! emrin başım gözüm üzere olsun." der. odasına girer, içeride, her zamankinden çok kalır. bunun üzerine oradakilerden üç kişi içeri girince, imam-ı gazali hazretleri'nin kefenini giyip, yüzünü kıbleye dönüp, ruhunu teslim ettiğini görür.
medreselerde felsefe ve bilimin bırakılmasına neden olmuş gerici bir müslümandır. ibni sina'ya küffar demiştir.
Der ki;
-Bir hanım ihtiyaç olsa dahi kocasının bir arkadaşıyla konuşmamalidir.
-evlilik bir tür köleliktir,kadının erkeğin kolesidir ve görevi kocasına tam itaattir.
dinin felsefeden üstün olduğunu savunur.
-he olabilir.
"cahillerle tartışmaya girmeyin, ben hiç yenemedim" diyen adamdır.

şapşal mısın nesin ya (: nasıl yenemiyorsun cahili be? adam cahil. hahaha.
hiç sevmiyorum seni gazali. hem islam felsefesini öldürüyorsun hem de hala vaktimi çalıyorsun. bir insan hem gelişmeyi durdurup hem de bu kadar sevilir mi yahu...
kendisini mahallelerinde kadiri şeyhi gibi sananların cehaletini, eserleri ile ortaya seren islam düşünürü, fakihtir.
bir insanın akaid yazması, onu yobaz etmez. genel geçer algı şu günümüzde bu yönde olduğu için kendisinin islam'a zarar verdiği falan söylenir hep.
antik yunan metafizik felsefesini açıklayan düşünürlerden biridir.
kaynak falan vermeye gerek yok nasıl olsa elinizin tersi ile iteceksiniz.
"ihmal edilen ilimlerin başında tıp ilmi gelmektedir." demiştir, dini konularda danışabilinecek müslüman hekim yokluğundan şikayetçidir.
kemal kılıçdaroğlu'nun bugün ki gurup toplantısında kendisinden alıntılar yaparak rte ye ayarlar verdiği islam düşünürü.
Felsefe, kelam, batıniyye ve tasavvufla ilgilenmiş; bunları derinlemesine araştırmış ve sonunda tasavvufta karar kılmış bir mutasavvıftır. tasavvufta karar kılmasına rağmen kelamda yeni bir devir başlatmış ve farketmeyerek de olsa felsefeyi kelama sokmuştur. hayatı boyunca entelektüel buhranlar yaşamış ve hakıkati bulma yolunda çaba sarfetmiştir.
kadınlara empoze ettiği şeylerle zihniyetini ortaya koymuş zaten, daha konuşulacak bir şey yok.

bir de böyle adamlara alim falan diyorlar.. kılavuzu karga olanın...
felsefeye şiddetle karşı çıkmış din adamı. felsefe tarihinde entüisyonist filozoflar arasında yer alsa da filozof yönü var diyenlere afedersiniz ama götümle gülerim. felsefe yaparak felsefeyi reddetmiş biridir derseniz o zaman anlarım. islamda kökten dinci akımın başlamasına vesile olan kişidir. ayrıca islami tarihte kadınların bu kadar hor görülmesinde payı var diye düşünüyorum ; "kadınlarınıza evlerinin kapısında oturmamaları için yeni elbise yaptırmayın, çünkü elbiseleri güzel ve yeni olursa kalplerine dışarı çıkmak arzusu gelir. (gazali, kimyay-ı saadet, s: 178) dışarı çıkması kesin gereken kadın ise kocasından izin aldıktan sonra dışarı çıkacak ve su kurallara kesin uyacaktır: sıkı sıkıya örtünüp kötü giysilere bürüne, hiç çıkmamış gibi davrana, başını öne eğip kimsenin yüzüne bakmaya, kalabalığa karışmaya, erkeklerin bulunduğu yerlere yanaşmaya, herkesin dolaştığı sokaklardan uzak dura, isini bir an önce bitirip evine döne, (gazali, ıhya, 2/290) kadının en makbulü koyun cinsidir. kadın sekiz sıfatlıdır: giyim kuşam hevesinden maymun. fakir düşmeye razı olmadığından.. kocasına ve diğer insanlara kibrinden yılan. gece gündüz koçuculuk yaptığından akrep evden eşya sattığından fare. erkeklere hile kurduğundan tilki. kocasına itaat ettiğinden dolayı koyun. (gazali, ıhya)"

yine de dönemine göre değerlendirilmesi gerektiğini düşünüyorum. islamiyet adına kayda değer çalışmaları olmuştur.
tasavvufa geçiş dönemini el-münkız mine'd dalal adlı kitabında şöyle anlatır;"bütün gücümle ne kadar sufi var ise onun sufiliğindeki sırları öğrenmeye, ne kadar abid var ise bu ibadetleriyle neler kazandığını araştırmaya çalıştım. bütün zındıkların, allah’ın varlığını ve sıfatlarını kabul etmeyenlerin, bu inanış veya inkarlarının arkasında yatan sebepleri titizlikle araştırdım. her şeyin hakikatini öğrenmeye karşı duyduğum susamışlık; baştan ve gençliğimden beri tuttuğum yol ve benim bir hasletim olmuştur. bu hasletler, allah tarafından benim yaratılışıma ve hamuruma katılmış özelliklerdir; benim seçimim ve tercihim değildir. bunun sonucunda çocukluğumun coşkulu çağlarından itibaren taklit bağlarından sıyrıldım ve büyüklerimizden miras kalan sırf taklide dayalı inanç esaslarından koptum. çünkü hristiyan çocuklarının hepsi bu din üzere yetiştiklerini, yahudi çocuklarının sürekli bu dinin esaslarına göre büyüdüklerini, müslüman çocuklarında istisnasız islam dini üzere yetişmekte olduklarını görmekteydim. yaratılıştan gelen asli hakikati ve ana baba ile hocalar aracılığıyla kazanılan sonraki inanç esasları ve taklit unsurlarının hakikatini öğrenme konusunda içimde büyük bir istek oluştu. taklit, başlangıçta birtakım telkinlere dayanmaktaydı. bunların da hangilerinin hak ve batıl olduğu konusunda görüş ayrılıkları bulunmaktaydı. kendime şöyle dedim: benim istediğim, her şeyin gerçek yüzünü öğrenmektir. öyleyse önce bilginin gerçek yüzünün ne olduğunu öğrenmekle işe başlamam gerekir."

o kadar büyük bir islam aşığı olarak anılan bu adamın şu sözleri de dikkatimi çekmekte ne derseniz deyin ben belirtmeden geçemem ;
"ben ahiret var diyorum ve inanıyorum, siz yok diyor ve inanmıyorsunuz. eğer sizin dediğiniz doğruysa, sonunda ben inandığım için bir şey kaybetmem. ama benim dediğim doğruysa siz inkar ettiğiniz için zararlı çıkarsınız."
yani ben dinin böyle içten pazarlıklı bir şekilde piyasaya sürülme şeklini daha görmedim. buna inanıp inanmamayı menfi bir hale büründüren kişiye açıkçası çok fazla alim demek içimden gelmiyor.
büyük islam alimi. yazdığı binlerce sahifeden iki tanesinden alınmış bilgilerle kötülenmeye çalışılır. hele birileri de çıkıp 'kadın koyun cinsidir, itaati makbuldür' tarzında şeyleri imam gazali yazmış gibi sunmuş ya, bunun adı iftira, bu şeyleri yazanlar da müfteriler. imam gazali öyle bir şey yazmamıştır, yazmaz da zaten.

kendisi ne bilime, ne de matematiğe karşıdır. kendisi hakkında yazılmış en güzel yazılardan bir tanesi şuradadır: http://islamideali.blogsp...aydnlardan-biri.html#more
bağdat nizamiye medresesi baş müderrisi islam alimi felsefeyi yasaklayan filozof.gerçekten çok büyük bir alimdir özellikle kelam fıkıh ve felsefe alanlarında.ama en büyük hatasıdır bağdat nizamiye medresesinden felsefe ve mantığı çıkarması.medereselerden müspet ilimler ve sosyal bilimler çıkarıldıktan sonra türk eğitim sistemi hep çökmeye geçmiştir.belkide bu kadar mal bir nesil olma sebebimizde türkye cumhuriyetinde adam gibi felsefe dersi yapılacağı yerde adı felsefe olan ama varlığı felsefe tarihi bozması olan bir garabet vardır.birde 8 yıl ingilizce görüp vatsyorneymden ileri gidemeyen ''how old are you ?'' ile ''how are you'' kalıplarını bile karıştıran bir garabet vardır.onun konumuzla ilgisi yok.
nedenselliği zorunluluk olarak görmeyip kafaları karıştıran islam alimi. böylelikle allahın varlığını kanıtlar.
(bkz: indeterminizm)
zamanın müçtehididir.
dalaletten hidayete isimli kitabını şiddetle öneririm. ihya adlı eseri de çok faidelidir.
islam felsefesine ve islami bilimlerine tecavüz etmiş dini bütün filozof.
büyük islam alimi, filozof ve bilim adamıdır. kendilerini arıza demircan gibileri gördükçe rahmet ve minnetle anıyorum. islam'ın altın çağlarına ışık tutmuş büyük alimdir gazzali...
Hakkinda çok fazla kötü şey dillendirilen sekiz maddeli kisa bir yazinin altina adini yazip kadin dusmanligiyla suclanan hatta daha kotusu islam bilgini oldugu soylenen filozoftur. Imam gazali islam bilgini degil tam bir bilgindir. Onun amaci her seyi ogrenmektir.

Ateistim. Fakat imam gazali nin bilgi arayisina hayranlik duyuyorum. Ayni zamanda buyuk bir deha oldugunu dusunuyorum.

"Gençliğimden itibaren 50 yaşımı aştığım bu ana gelinceye kadar, bu engin denizlerin derinliklerine dalmaktan hiç geri durmadım. Coşkulu denizlere çekingen korkaklar gibi değil, cesur kimselerin dalışı gibi daldım, gördüğüm her meselenin üzerine atladım. Her zorluğun içine apansız girdim. Her fırkanın inanış ve fikirlerini inceliyor, her grubun tuttuğu yolun inceliklerini ortaya çıkarmaya çalışıyordum. Araştırdığım fırkaların hak veya batıl, sünnete uygun veya bidat sahibi olmaları konusunda ayrım yapmıyordum. Bâtınîlik yolunu tutmuş her fırkanın, bu düşünceyle ne hedeflediklerini öğrenmeye çalıştım. Zâhirîlik yolunu tutmuş olanların, bununla neler elde ettiklerini ortaya çıkarmaya gayret ettim. Felsefe yolunu tutmuş olanların, sahip oldukları felsefeyi bütün esaslarıyla öğrenmeye özen gösterdim. Hiçbir kelâm âlimini dışarıda bırakmadan kelamdaki yöntemini ve mücadelesini öğrenmeye çaba gösterdim. Bütün gücümle ne kadar sufi var ise onun sufiliğindeki sırları öğrenmeye, ne kadar abid var ise bu ibadetleriyle neler kazandığını araştırmaya çalıştım. Bütün zındıkların, Allah’ın varlığını ve sıfatlarını kabul etmeyenlerin, bu inanış veya inkarlarının arkasında yatan sebepleri titizlikle araştırdım. Her şeyin hakikatini öğrenmeye karşı duyduğum susamışlık; baştan ve gençliğimden beri tuttuğum yol ve benim bir hasletim olmuştur. Bu hasletler, Allah tarafından benim yaratılışıma ve hamuruma katılmış özelliklerdir; benim seçimim ve tercihim değildir. Bunun sonucunda çocukluğumun coşkulu çağlarından itibaren taklit bağlarından sıyrıldım ve büyüklerimizden miras kalan sırf taklide dayalı inanç esaslarından koptum. Çünkü Hristiyan çocuklarının hepsi bu din üzere yetiştiklerini, Yahudi çocuklarının sürekli bu dinin esaslarına göre büyüdüklerini, Müslüman çocuklarında istisnasız islam dini üzere yetişmekte olduklarını görmekteydim. Yaratılıştan gelen asli hakikati ve ana baba ile hocalar aracılığıyla kazanılan sonraki inanç esasları ve taklit unsurlarının hakikatini öğrenme konusunda içimde büyük bir istek oluştu. Taklit, başlangıçta birtakım telkinlere dayanmaktaydı. Bunların da hangilerinin hak ve batıl olduğu konusunda görüş ayrılıkları bulunmaktaydı. Kendime şöyle dedim: Benim istediğim, her şeyin gerçek yüzünü öğrenmektir. Öyleyse önce bilginin gerçek yüzünün ne olduğunu öğrenmekle işe başlamam gerekir."

Ayni zaman gazali nin nedensellik ilkesi hakkindaki goruslerini her ateistin ve yaratiliscilarin ozellikle muslumanlaein okumasi gerekiyor diye dusunuyorum.

Bu adamin buyuk hayraniyim. Islam in altin caginda yasayan bu adamin bugun akil caginda nedensellik ilkesine farkli bakisiyla isik tutacagina inaniyorum.
islamin altin caginda yasayip altin cagin sonlanmasinda neredeyse mogollar kadar etkisi vardir. ibni sina farabi gibi bilim adamlarini kafir ilan edip matematik seytan isidir laflari bende antipati yaratmistir. Hele kadin karsitligi ve dogmatizm sacmasi da ayri bir konu.
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar