bugün

birbirine kavuşamayan aşıktır ikisi. ve bu ikisinin arasında kalanlar ağlar bu aşkın olmazına.
Aşk düşünce yollara adlı kitapta sonunda kavuşulandır. Özlem bitmiştir uzun yıllar sonra..
(bkz: #17550462)

hemen her boka kendi payını çıkaran etnik sürpüntüleri göstermektedir.

he tamam he zaten büyük kanyon da ölüme yatırılan k*rtçenin büyük derinliğidir.
kürtçe ile uzaktan yakından alakası olmayan iki akarsu. insanlarla olan tarihi hırtların tarihinden 5-6 kat daha eskidir. her şeyden nasıl da pay sahibi olmaya çalışıyorsunuz, yuh amk ya!

--spoiler--

Dicle ırmağına ilk kez Sümerler idigna [id (i)gina)] adını vermiştir. Anlamı "hızlı akan su" biçimindedir. Bu söz, Sami dillerinden Akadcaya idiqlat diye geçmiştir. Oradan da diğer Sami dilleri olan Süryaniceye Deqlat, ibraniceye Hîddeqel, Arapçaya ise Dicla diye geçmiştir. Bize de Arapçadan Dicle biçiminde geçmiştir.

Bir diğer ilginç durum ise, Dicle'nin eski adı olan idigna sözcüğünün Hint-Avrupa dillerine geçişidir. Eski Farsçaya Tigra biçiminde geçen sözcük, oradan Yunancaya Tigris olarak geçmiştir. Yunancadan da diğer Avrupa dillerine geçmiştir. Tigra sözcüğü, Yunancada kaplan anlamına gelen tigris sözcüğüne benzemektedir. Bu benzerlik, iran'da yaşayanlara Pers adının verilmesinde etkilidir. Pers sözcüğü, Türkçedeki "pars" sözcüğü ile ilişkilidir. Dicle'nin kıyısında yaşayan bu Hint-Avrupalıların nehre kaplan anlamına gelen tigris sözcüğüne benzeyen bir adla Tigra (Yunancada Tigris) demeleri, bu halka da Pers adının verilmesine yol açmıştır. Arapçada p sesi olmadığından, yerine f sesi kullanılmış ve Fars denmiştir. Bizde de Arapçanın etkisiyle kullanılmıştır.

Fırat ırmağının adı ise, Sümercedeki Brudu veya Urudu sözünden gelmektedir. Anlamı, "bakır"dır. Bu ırmak, o dönemde gemilerle bakır taşımak için kullanılmıştır. Sümercedeki bu sözcük, Akadcaya Purattu diye geçmiştir. Oradan Sami dilleri olan Süryaniceye Perat, Arapçaya Furrat diye geçmiştir (Arapçada p sesi yoktur). Bize de Arapçadan geçmiş ve Fırat olmuştur. Fırat'ın adı batı dillerine Farsça üzerinden geçmiştir. Akadçadaki biçimi, eski Farsçaya Ufratu olarak geçmiştir. Farsçadan ise Yunancaya Euphrates olarak geçmiş, Yunancadan da diğer batı dilleri ulaşmıştır

--spoiler--
mezopotamyanın iki nehiri.

evim dicle'ye iki sokak ötede fırat'ın doğusu dicle'nin batısında.
kıyısında oturup çekirdek çitlemek ve s400'lerin ne olacağını düşünmek... anlayamazsınız.
köprülerin olmadığı zamanlarda ulaşımın, tulumların birbirlerine bağlanarak yapılan sallarla sağlandığı, ülkemizde doğup basra körfezine dökülen iki kadim nehir.
birbirine kavuşamayan aşıktır ikisi. ve bu ikisinin arasında kalanlar ağlar bu aşkın olmazına.
türkiye'nin doğusundan geçen iki ırmak.

batıdaki fırat, doğudaki dicle'dir.

görsel
yahudilerin arasının tanrı'nın israiloğulları'na vaat ettiğine inandıkları iki nehir.