bugün

Yaptığı hatayı geç anlayan Fransa'nın Türkiye'deki boykuttan sonra gitti paracıklarım diyerek başını taşlara vurması.
olmayacak iş
evde made in france yazan şeyleri yakmak ve alışverişte "hanım gözlüğüm nerde, bu nerede üretilmiş, ne markasıymış?" diye sorup seçici davranarak çözümlenecek iş değildir. fransız ürünlerini almayıp amerikan ürünlerini daha mı çok alacağız, kimden kaçırdığımızı kime vereceğiz? gibi şeyler. yapmayalım etmeyelim.
tükürdüğünü yalamak terimine mükemmel uyan bir örnektir. neymiş efendim chirac tayyip i aramışta, deriiiin üzüntülerini sunmuş, "sen merak etme ben onaylamam zaten." demiştir. geçiniz efendim bu işleri bu halk artık bilinçli yemeyiz bu ayakları, unutmayız attığınız kazıkları. bir gün elbet kimseye gönül borcu olmayan, hiçbir şeyden korkmayan bir hükümet gelir, cezayir soykırımı nı tanır, işte o zaman cavabımızı tüm dünyaya gösteririz.
"Doğacaktır sana vaad ettiği günler Hakk'ın
Kim bilir beli yarın belki yarından da yakın."
(bkz: göte giren şemsiye açılmaz)
dünya gıcı ile güldükten sonra olan olay...
uluslararası diplmaside ülkelerin birinci önceliği kendi çıkarlarıdır. bu kural Türkiye için de geçerlidir. devletlerin birbirini sevmesi gibi bir husus uluslararası diplomaside yoktur. kimse bizim kara kaşımıza kara gözümüze hasta değil, tabi bizde başkasının sarı saçına uzun boyuna hasta değiliz. fransanın izlemiş olduğu politika büyük ölçüde kendisine olan güveninden kaynaklanıyor, bu sebeptendir ki kendi çıkarlarını bize dayatabiliyor. biz de devlet olarak kendi kıymetimizi bilsek ve ulusumuzun gücünün farkına varabilsek kendi çıkarlarımızı değil fransa herkese dayatabiliriz. ulu önder atatürk'ün de dediği gibi "sahip olduğumuz kudret damarlarımızdaki asil kanda mevcuttur"
ülke olarak, daha doğrusu * tüm iktidar mensupları olarak *, avrupa birliği kapılarında per perişan oldukça, "biz bir liman açalım sen de alıver beni birliğine" gibi bir düsturu benimsedikçe gerçekleşmeyecek hede.

fransa dediğin ülke, avrupa birliği'ni kuran devletlerin içinde yer almış zamanında. sonra seni de almış gümrük birliği'ne. olmuş mu senin ülken adamlar için açık bir pazar. sen eli mahkum ithalatının çok önemli bir kısmını bu birlik ülkeleri ile yapıyor musun mecburen ? yapıyorsun. o zaman boykot da yapsan, tüm malları da yaksan, adam "paracıklarım gidiyor" diyerek geri adım atmaz, aklı başına gelmez. zira ortada giden bir para yoktur. öpe öpe burdan oraya gidiyordur zaten para.

ha, gün gelir başka bir sebeple, bir çıkarı olur fransa'nın bu taraflarla ilgili, o zaman da aklı başına gelmiş gibi görünür bize bir müddet. velhasıl; dünya siyasetine yön veren devletlerin çıkarları için yapmayacakları şey yoktur. *
alla beni pulla beni al koynuna salla beni
tipik türk düşüncesidir. "fransanın aklı başına geldi! aklını alırız onların!" bilmemne...
boykot moykot fransa'nın tikinde değildir.