bugün

iki veya daha fazla ülkenin, gümrük vergilerini kaldırıp kendi toprakları arasında malların serbest dolaşımını sağlamaları, üçüncü ülkelere aynı gümrük vergilerini uygulamalarıdır. gümrük tarifeleri ortaktır.
Gümrük birliği kuran ülkelerin iç sınırlarında gümrükler kalkar ancak diğer ülkelerden* gelen mallara gümrük uygulanır. Birliğe dahil olan taraflar, birbirlerine gümrük vergisine eş etkili başka vergiler uygulayamazlar.
türkiye'ye uygulanan modern kapütilasyonlar bütünü.
türkiye bu anlaşma ile avrupa birliği tarafından ekonomik, hukuksal ve siyasi açıdan adeta sömürge altına alınmıştır ve ne acıdır ki gümrük birliğine girilen tarih olan 1995 yılından beri her iktidar gümrük birliğinin yarattığı olumsuzluklara karşı bir önlem almamış aksine ab girilmesi için her türlü tavizler verilmeye devam edilmiştir.
lord curzon'un ismet paşa'ya verdiği önermenin doğruluğunu bir kere daha ispatlayan olaylar zincrinin sonucu.
türk pazarını avrupa ya açan,dış ticaret açığının bu halde olmasının temel sorumlusu olan boktan birlik. ab ülkeleri türkiye ye olan sözlerini tutmamışlar gerekli kaynak aktarımlarını yapmamışlardır.
girişimizle, avrupa birliğinin bizi tam üyeliğe kabulü için hiçbir sebep bırakmamış bulunduğumuz oluşum.
milli guvenlik derslerinde uzun uzadiya anlatilan konu.
üye ülkelerin birbirlerine karşı kotaları kaldırıp, üçüncü ülkelere karşı ortak bir gümrük tarifesi izlerler, üye ülkeler arasında mallar serbest dolaşır.
sanki gumruk ile ilgili düzenlemeleri yapan adamları sokaktan topluyorlarmış gibi anlamsızca eleştirilmesi oldukça saçma. gümrük birliğinin saçmalığı sevgililer günü yada doğum günüyle eşdeğerdir ticaretin harketli olması üretici ve tüketici rantının işlevselliği açısından daha bir çok konuda oldukça yararlı bir sistemdir. sistmde bir bozukluk varsa gümrükte çalışan yiyicilerle ilgilidir tamamiyle yada yüzlerce gereksiz gümrük açılmasıyla ilgilidir. siyaset yada din hakkında yazmak için bilgi sahibi olmak gerekmesede bu konularla ilgili eleştiri yapmak için biraz bilgi sahibi olmak gerekir. gümrük birlikleri ülkelerde tüketimin, üretimin, rantın büyümesini sağlar, ticari kolları farklılaştırarak çeşitlilik oluşturur ve piyasayı bir nebze daha olsun tam rekabet piyasası mantalitesine yaklaştırır. ha denirse ki e ama hep bize giriyor bu vergidir odur budur buda tamamiyle türkiye deki üretici tüketici ve vergi mantalitesiyle ilgili bir sorundur. en basitinden sen ithal ettiklerini kopyalıyacak teknolojiyi geliştirmessen, türk malına bok atıp tommy, nike giyersen paso sonunda giren bize girer arkadaşım.
1996'da imzalandığında herkesin bayram yaptığı anlaşmadır. zaten biz türk milleti olarak ne zaman bayram yapsak sonrasında mutlaka bir felaket başımıza gelir. nitekim beş sene sonra kriz meydana geldi. gümrük birliğini imzalayan refahyol hükümeti; türkiye'yi kendi dönemlerinde mahvetmekle kalmamış, onlardan sonra gelen hükümetlerin de işlerini zorlaştırmıştır. gerçi onlardan sonra gelen hükümetler daha beterlerini de yapmıştır o ayrı konu. (bütün yabancı kapitalistleri ülkeye sokarak zaten belirli bir güce sahip yerli müteşebbüsün önünü tıkamıştır) (bkz: akp hükümeti). piyasada daha bol ve ucuz ürünler ve hizmetler bulunması karşılığında türkiye'nin 1923'ten beri binbir zorlukla oturtmaya çalıştığı hem ekonomiye hem de sanayiye büyük darbe vurulmuştur. diğer ülkeler kendi endüstrilerini ve ekonomilerini korumak için kotalar koyar, korumacı politikalar uygular, belli başlı girdileri ithal etmez, yasaklar getirir; bizim için ise tam tersi, piyasada ucuz mallar olsun yerli yabancı farketmez hepsi yabancı olsun o da farketmez(!)

aslında bunu isteyen türk milleti değilmidir zaten. hayat standardının yüksek olmasını milli değerlerinden yüksek tutan insanların sayısı hiç de az değildir ülkemizde. fiyatı aynı olmasına rağmen, acaba kaç kişi yabancı bir ürün yerine yerli bir ürün almak için marketin diğer raflarına bakma zahmetinde bulunur?
türkiyeyi çıkmaza sokacak maddeler eklenmiş, sonra zaten zor duruma düşmüş ülkeme borç kolaylığı sağlıyacağını söyleyen ve ülkemin garip insanlarının bayram ettiği çelişki.
(bkz: baltalimanı anlaşması)
"zaten sömürüyorum, niye ortak yapayım kardeşim?" felsefesine sahip avrupa birliği'nin, bizi birliğe tam üye yapmaya gerek duymamasının yegane sebebi.
AB ye üye olan tüm ülkeler avrupa birliği'ne giriş süreçlerinde avrupa birliği'ne tam üyelikten sonra gümrük birliği'ne girmişlerdir. Fakat dönemin populist hükümeti ulusal çıkarları hiçe sayarak ve ülkenin önde gelen saygın birçok ekonomistin uyarısına rağmen AB' ye tam üye olmadan gümrük birliği'ne üyeliği kabul etmiştir. Dolayısıyla türkiye AB' ye üye ülkeler için büyük bir pazar haline gelmiş zaten AB'ye üye olmamız durumunda kendi lehlerine olan herşeyi türkiye'yi gümrük birliğine sokarak elde etmişlerdir.

Bu ulusal cıkarlar açısından oldukça sakındalı bir durumdur ki türkiye AB ye üye ülkelerin cıkardığı ekonomik mevzuatları kendi lehine olsun olmasın uygulamak zorundadır. mesela AB Azerbaycan'a ekonomik ambargo uygulamaya karar verse türkiye' de bu durumda kardeş ülke olarak nitelendirdiği en yakın komşusu olan bu ülkeye istemese de ambargo uygulamak zorundadır ve bu konu da herhangi bir itiraz veya veto yetkisi yoktur.

Gümrük birliği'ne üye olmakla avrupa'ya iyi bir pazar olmuş türkiye'nin birliğe tam üye olup olmaması Avrupa için artık çok ta tındır.
türkiye'ye zarardan çok faydaları olmuş, tansu çiller'in nadir başarılı icraatlerinden biridir. aslında faydaları ve zararları da görecelidir. bu gümrük birliğinden birileri zarar görmüştür ama kimler zarar görmüştür kimler fayda görmüştür iyi analiz etmek gerekiyor.

fayda görenler profesyonel çalışan, verimliliğe önem veren, rekabet gücü olan şirketler olmuştur. gümrük birliği sayesinde kayseri, konya, kocaeli, çorlu gibi merkezler büyük gelişme göstermişlerdir. bu şehirlerin yurtdışına ihracatlarında büyük artış olmuştur. ihracatlarının çok büyük bir bölümünü avrupa oluşturur. anadolu'da bu gümrük birliği sayesinde avrupa standartlarına ulaşmış, rekabet gücünü arttırmış bir sürü şirket ortaya çıkmıştır.

zarar edenlere gelirsek. zarar edenler avrupa'da daha ucuza ve kaliteli üretilebilen ürünleri türkiye'de verimsiz bir şekilde üreten, rekabet gücü zayıf, tam profesyonel olamamış şirketler olmuştur. bu şirketler genellikle istanbul, ankara, izmir gibi büyük şehirlerde faaliyet gösteriyordu. pazarları genellikle sadece türkiye idi. avrupa'dan gelen rekabete dayanamadılar ve battılar.

aslında bu gümrük birliğini avantaja dönüştürüp dönüştürmemek tamamen bizim irademize bağlı. eğer verimliliğimizi arttırabilirsek bu anlaşmadan çok büyük faydalar görürüz. çünkü avrupa birliği şu anda amerika birleşik devletleri'nden bile büyük bir pazar. türkiye'de de ürün ve hizmetlerin fiyatlarının avrupa'ya nispeten düşük olduğunu düşünürsek avrupa'nın bütün sanayisini türkiye'ye çekme şansımız vardır. ama işte iş bize düşüyor. adamlar yapıyor abi diye izleyip rekabetten kaçmak yerine daha çok çalışmalıyız.
türkiye'nin avrupa ve dünya'ya aciliminda ekonomik, siyasi ve toplumsal bir sinavidir gümrük birligi. anlasmanin türkiye ile ilgili kismi ciller ve 1996 yillarina dayan'ma'makta. 1963 yilinda imzalanan ankara anlasmasi ile baslayan sürecte, 1973'te ek bir protokol imzalaniyor ve 22 yillik bir gecis süreci öngörülüyor. bu sürecte tabii ki gümrük birligi'de kendine yer buluyor ve türkiye ancak 1996 yilinda üstüne düsen yükümlülükleri yerine getirip ortak pazara dahil oluyor. hemen belirtmekte yarar var. su anda uygulanan ab'ye üye ülkeler arasindaki gümrük kurallari ile bizim ab ile olan gümrük kurallarimiz farkli. bu da demek oluyor ki biz ab'ye üye olmadan bu gümrük birligi'nden tamamen faydalanamayacagiz.

peki bu konuda sucu hep ab'ye atmak dogru mu? bilindigi üzere ato her yil dis ticaret acigi rakamlari vermekte ve bu rakamlarin büyük cogunlugu aramizda anlasma olan ülkelerden kaynakli. basit bir mantikla düsünüldügünde sorunun kaynagi sömürülen türkiye olarak görülebilir ancak türkiye son 30 yilda yüzünü batiya dönüp asya pazarini unuttu. yetmezmis gibi teknolojide cok gerilerde kaldi. o da yetmezmis gibi yapilan darbelerle, oynanan siyasi oyunlarla ülke icinde de huzur ve refah birakilmadi. dönem itibari ile cogunlugu cahil birakan, egitmeyen, bununla beraber kendini yetistirmeye meyilli olmayan halkimiz avrupa ile anlasmalar yapti ancak daha ülkesindeki vatandaslik haklarini bilmeyen bir toplum bir anda bu yeni gelen kurallara adapte olamadi ve cogu isletme beceriksizlik ve ya tam tersi gereken atilimlari yapip ancak devletten destek görememe yüzünden battilar.

her seye ragmen türkiye enerjide ve teknolojide disari olan bagini minimuma düsürdügü gün bu yapilan anlasmadan en fazla kar edecek ülke olacaktir. haliyle kendi ic sorunlarini hallettiginde zaten avrupa birligi kendiliginden bize üyelik talep edecektir, cünkü türkiye'ye onlarinda ihtiyaci var.
üniversitede bir öğrencinin "hocam ben hala gümrük birliği'ni anlamadım" sözüne hocanın "türkiye'nin 5 liraya sattığı ürünü bundan böyle 2 liraya satmasıdır evladım" sözleriyle özetlediği birlik.
ab'liğinin girdiği kriz nedeniyle acilen feshedilmesi gereken anlaşma. bunu dünkü yazısının son paragrafında yiğit bulut belirtmiştir.
tarihte yeni bir olay olmaz. bu antlaşmada, osmanlı döneminde ingilizlerle 1838 senesinde imzalanan baltalimanı antlaşması' nın günümüzdeki örneğidir. o antlaşma osmanlı' nın çöküş sürecini hızlandırmıştı, 1995 senesinde imzalanmış olan gümrük birliği antlaşması nedeniyle türkiye' nin götüne giren kazığın uzunluğu şimdilik 187 milyar dolardır. türkiye' ye bu kötülüğü yapanların yatacak yerleri yok arkadaş.
GÜMRÜK BiRLiĞi
Avrupa Birliği – Türkiye Gümrük Birliği
________________________________________
YASAL MEVZUAT
AT - Türkiye Ortaklık Konseyi'nin Gümrük Birliği'nin Son Dönemi'nin Uygulamaya Konmasına ilişkin 22 Aralık 1995 tarih ve 1 /95 sayılı Karar
(96/142/EC)
AT - TÜRKiYE ORTAKLIK KONSEYi,
Avrupa Ekonomik Topluluğu ile Türkiye arasında bir Ortaklık yaratan ve bundan böyle burada "Ankara Anlaşması" olarak anılacak olan Anlaşma'yı göz önünde bulundurarak;
Türkiye ile Topluluk arasındaki ortaklığı yaratan Ankara Anlaşması'nda, özellikle de 28. maddesinde belirlenen hedeflerin Avrupa'da büyük siyasi ve ekonomik dönüşümlerin yaşandığı günümüzde önemini koruduğunu dikkate alarak;
Tarafların Ankara Anlaşması ve Anlaşma'nın Katma Protokolü ile belirlenen takvime ve yöntemlere uygun olarak Gümrük Birliği'ne girme konusundaki isteklerinin yeniden teyid edildiği 8 Kasım 1993 tarihli ilke Kararı'nı hatırlatarak,
Ankara Anlaşması'nın 5. maddesinde hükme bağlanan Ortaklık ilişkilerinin Gümrük Birliği'ne dayalı son döneme girmekte olduğunu, böylece iki tarafın karşılıklı yükümlülüklerini yerine getirmesi suretiyle geçiş döneminin tamamlanacağını ve Gümrük Birliği'nin Ankara Anlaşması ile Katma Protokol çerçevesinde etkili biçimde işleyişi için gerekli yöntemlerin geliştirilmesinin yolunun açıldığını dikkate alarak;
Taraflar arasındaki Ortaklık ilişkisi çerçevesinde Gümrük Birliği'nin siyasi ve ekonomik bakımdan önem taşıyan nitel bir aşama olduğunu dikkate alarak
6 Mart 1995'te Brüksel'de yaptığı toplantıda
AŞAĞIDAKi KARARI ALMIŞTIR:
Madde 1
Ankara Anlaşması ile Katma ve Tamamlayıcı Protokollerinin hükümleri saklı kalmak kaydıyla, Ortaklık Konseyi bu Karar'la, yukarıda anılan Anlaşma'nın 2. ve 5. maddelerinde öngörülen Gümrük Birliği'nin son döneminin uygulamaya konmasına ilişkin kuralları belirlemektedir.
KISIM I
MALLARIN SERBEST DOLAŞIMI VE TiCARET POLiTiKASI
Madde 2
Bu Kısmın hükümleri Ortaklık Anlaşması'nın 11. maddesinde tanımlanan tarım ürünleri dışında kalan ürünlere uygulanır. Tarım ürünleriyle ilgili özel hükümlere bu Karar'ın II. Kısmında yer verilmiştir.
Madde 3
1. Bu Kısmın hükümleri:
o Topluluk'ta veya Türkiye'de serbest dolaşımda bulunan üçüncü ülke çıkışlı ürünlerin tamamen veya kısmen kullanılmasıyla elde edilen veya üretilen mallar dahil olmak üzere Topluluk'ta veya Türkiye'de üretilen mallara;
o Topluluk'ta veya Türkiye'de serbest dolaşımda bulunan üçüncü ülke çıkışlı mallara
uygulanır.
2. Topluluk'ta veya Türkiye'de ithal işlemleri tamamlanmış, gerekli gümrük vergisi veya eş etkili vergi veya resimleri tahsil edilmiş ve bu vergi veya resimleri tam veya kısmi bir iadeden yararlanmamış olan üçüncü ülke çıkışlı mallar Topluluk'ta veya Türkiye'de serbest dolaşımda sayılır.
3. Gümrük Birliği'nin gümrük bölgesi:
o Topluluk Gümrük Kodu'nu ihdas eden 12 Ekim 1992 tarih ve (EEC) 2913/92 sayılı Konsey Yönetmeliği'nin 3. maddesinde tanımlanan Topluluk gümrük bölgesi(1) ile
o Türkiye gümrük bölgesini kapsar.
4. Bu Kısmın hükümleri, Topluluk'ta veya Türkiye'de serbest dolaşımda bulunmayan üçüncü ülke çıkışlı ürünler kullanılarak Topluluk'ta veya Türkiye'de elde edilen veya üretilen mallara da uygulanır.Bununla beraber, bu hükümlerin söz konusu mallara uygulanabilmesi için, gerekli ithal işlemlerinin tamamlanmış olması ve imallerinde kullanılan üçüncü ülke ürünleri üzerinden ödenmesi gereken gümrük vergileri veya eş etkili vergi veya resimlerin ihracatçı Devlet'te tahsil edilmiş olması şarttır.
5. ihracatçı Devlet 4. fıkranın ikinci bendinde yer alan hükümleri uygulamadığı takdirde 4. fıkranın birinci bendinde sözü edilen mallar serbest dolaşımda sayılmaz, dolayısıyla da ithalatçı Devlet, üçüncü ülke çıkışlı malların tabi olduğu gümrük mevzuatını uygular.
6. Ortaklık Konseyi'nin 2/69 sayılı Kararı'yla kurulan Gümrük işbirliği Komitesi, 1., 2. ve 4. fıkralann uygulanmasında izlenecek idari işbirliğinin yöntemlerini saptar.
erol manisalı'dan güzel bir yazı :

http://www.cumhuriyet.com.tr/?hn=323370
görsel
görsel
türkiyenin gümrük birliği anlaşması resmi rakamlara göre ülkemize 200 milyar euro kaybettirmiştir.
yakında abd ile avrupa birliği arasında imzalanacak serbest ticaret anlaşması faturayı daha da çıkaracakmış.
güncel Önemli Başlıklar