bugün

beşiktaş'ın gerçekteki gibi bi garip olduğu oyun. dört başı mamur bir tane mi taktik oluşturulmaz transfer yapmadan? he ama, nihat fena dağıtıyor.

(bkz: serhat şimdi bakıyosun beşiktaş a)

ayrıca şöyle gerine gerine, baştan yaratıp-yıldızlar karması yapılabilecek takım, eski fm'lere göre daha az. e bu ekonomik kriz global tabi. olsun o kadar.

oyun yine şeytan gibi. damardan giriyor.
bir noktadan sonra ister istemez sıkan oyun. kötü mü asla ve kat'a hayır.

bu noktada bir arkadaşımla geliştirdiğim ilginç bir formülü ortaya koymak istiyorum. blyth spartans'a şampiyonlar ligi kupasını kaldırdıktan sonra yapacak bir şey bulamıyor musunuz? 'no immigrants' kuralını koyun kendinize. cidden keyifli ve zor bir hale geliyor oyun.

'no immigrants' kuralı nedir?

yerel bir takım alıp, sadece o ülkenin oyuncularını oynatıyor, o ülkenin staff'ını kullanıyoruz. scouting, player search, staff search gibi konularda oldukça yetenekli olmanız, denk takımlarınız ispanyadan, arjantinden genç yetenek toplarken ağzınızın suyunu tutmanız gerekiyor.

e takımı aldık, yabancılar var ne yapıcaz?

şimdi oyuna başlarken genelde en alttan veya altın bir üstünden takım almanızı tavsiye ederim. eğer başlangıçta çok zorlanmayayım, kolay başlayayım diyorsanız, ingiltere coca cola league 2'dan bir takım almanızı önerebilirim. içinde minimum yabancı olmasına dikkat etmeliyiz zira, bir kere forma giymemeliler. yabancılardan en geç birinci sezon sonunda satarak, serbest bırakarak kurtulmak zorundayız. bu süreç içinde forma giymeyecekler tabii ki.

ben hardcore seviyorum?

arkadaşımın yaptığı gibi, bask kökenli bir takım seçip, sadece bask'lı oyuncuları alabilirsiniz. (athletic'i almadı tabii ki) bunun dışında, galler kökenli bir takım alıp (wrexham misal), sadece galli oyuncuları oynatabilirsiniz ama o über hardcore olacaktır.

peki ya staff?

staff'lardan kontratını kontrol edebildikleriniz ülkenizin vatandaşı olması gerek. onlardan da ikinci sezon başlayana kadar kurtulmalıyız en geç.

fm genie scout kullanımı.

örneğin, arkadaşımın oynadığı bask oyununda genie scout kullanmak kaçınılmaz. benim oynadığım notts county oyununda ki(sadece uk, irlanda dahil değil) gibi oynuyorsanız (daha soft, bask'a göre) ve götüme güveniyorum diyorsanız, genie scout kullanmayın. ancak genç yeteneklere yönelik yatırım yapmanız zorunlu olduğundan dolayı şiddetle tavsiye ediyorum.

iyi eğlenceler.

edit: eklemeyi unutmuşum,

secondary nationality olayı mevcut biliyorsunuz. mesela ikinci milliyeti farklı olan oyuncuları alıp almamak size kalmış tamamen. ancak -misal ben- ingiltere'de takım çalıştırırken sn'si farklı ülkelere sahip oyuncular kullanmıyordum. ana milliyeti farklı ülke, ikinci milliyeti sizin seçtiğiniz ülkeninse zaten dokunmuyoruz.

not: bir noktadan sonra kendinizi ciddi anlamda faşist hissedebiliyorsunuz.

not 2: mesela ispanya'dan bir takım seçtiniz, sadece ispanyollar, ingiltere'de uygulanan uk kuralı gibi yapmıyoruz. bi fransız, andorralı, portekizli yok. ciddi oluyoruz, kuralları bozmuyoruz. yabancı futbolcuların fazlasıyla rağbet gördüğü ülkelerden bir takım almak eğlenceli olabilir. örneğin, ispanya, ingiltere şahsi tercihim.
herhangi bi dersten veya sınavdan kalmak için yeterli bi bahanedir.
milyonlarca euro verip aldığım edin dzeko'nun, 3. maçında 3 ay sakatlandığı oyun. *
saçma bir ofsayt anlayışı olan oyun. korner kullanan adama bile ofsayt kaldırabilen hakemlere sahiptir.
takım savunmasında sıkıntıların söz konusu olduğu oyun. adamlar elini kolunu sallaya sallaya pas yapıyor, yönettiğiniz takım oyuncuları seyrediyor. ayrıca son yamada bile çok fazla pozisyon veriliyor. var mıdır bu işlerin bir çözümü? çözümü bilen özel mesaja beklenmektedir.
galatasaray la oynuyorsaniz ve forvetiniz milan baros sa real madrid e karsi kazanmanizin imkani olmayan oyun.
ulan ne ise yaramaz forvetmissin sen turkiye liginde catir catir at 40 kusur gol casillas la karsi karsiya kaldigin 10 toptan birini atama.

takim kayiran, insani hasta eden oyun.
tepecikspor'da alişan var. kendisiyle ilgili bir analiz yaptım.

bu profili: http://yfrog.com/baalianj

kayda değer özellikler:

teknik: 7
dayanıklılık: 11
doğal form: 12
zıplama: 14
türkü çığırmak: 20

sevdiği oyuncular: harika çocuk onur, çağla şikel, ibrahim tatlıses*
philippe mexes yuzunden maclari 11 kisi tamamlamakta zorlandigim oyun. adam oynadigi her 2-3 macta bir kirmizi goruyor kesin. oyundan atildigi posizyonlarin gereksizligide cabasi, orta sahada adamlara ne yapiyorsa, kimi zaman 3 macda ceza aliyor. ceza verdigimde ozur dilesede, ayni durum halen devam. ulan serseri, ozur dilemek bir daha yapmayacagim demektir, seninki kac defa oldu artik, akilli ol, senin yuzunden yerimde oturamiyorum mac izlerken.
güncellemeyi yükledikten sonra ilk sürümün çocuk oyuncağı olduğunu anlamamıza sebep olan ilginç bir oyundur. 3.güncellemeyi düşünmek bile istemiyorum. çok zor lan..
babaannemin kızlığından kalma bir bilgisayarım olduğundan dolayı oynayamadığım oyun. anlatmayın olum birşey oyunla ilgili. bak valla ağlayasım geliyor.
az önce yediğim golle gerçekliğine, kudretine inandığım güzellik. evet bu oyun görebileceğiniz en gerçekçi oyundur. gerçekçi de değil. en gerçek oyundur.

ac oulu'nun başındayım. rakip fc kiisto. finlandiya kupası 7. tur maçı. evimde oynayacağım.

maç beklediğimden daha kolay geçiyor. 50. dakikada 2. golü bularak farkı ikiye çıkartmışım. ligde hemen bir sıra altımda bulunan bu sevimli takıma kelimenin tam anlamıyla gömüyorum arkadaş, rahat oynuyoruz.

fakat 59. dakikada öyle bir gol yiyoruz ki, 9-0 kazansak yine oturur ağlarım. gerçi baya güldüm ama neyse. adım adım gidelim...

sağdan ortalanıyor top...

kalecim çıkıyor...

o da ne? iki defans da yükselmişler topa. üçü çarpışıyorlar...

kalecim daha kuvvetli, "vuracam ula!" diyerek, zorla dokunuyor topa...

üç oyuncu ceza sahası içinde yuvarlanırken, penaltı noktası üzerindeki topa kiistolu bir futbolcu hücum ediyor...

sol kanattan gelen cenvager pehkonen, bu adamın ayağına kayıyor, bu adam da yerdeki üçlüye katılıyor...

kiistolu bir diğer forvet hışımla geliyor ve topa vurmayı başarıyor...

top direğe çarpıyor...

bunlar olurken toparlanmaya çalışan kalecim ve bir defans oyuncum yine "şaka" olduklarını ispat etmek istercesine yarışıyorlar...

direkten dönen topu uzaklaştırmaya çalışan oyuncum, kaleciye vuruyor ve bu gol maalesef kalecinin kendi kalesine attığı bir gol olarak yazılıyor...

o defansın adı joonas pennanen...

alın takımınıza, oynatın... ulan oulu, krize girdim yemin ederim...
valencia ile ortalığı süpürdüğüm oyundur. david villa 40 maçta 52 gol atarak acayip işler çıkartmıştır.
bir yerden sonra gitmeyen, zevk vermeyen, sıkan football manager serilerinden bir tanesidir. en son "ya para verdik oynayalım bari" dediğimde 1 hafta sürdürebilmiştim leeds united kariyerimi...
sanırsam 1.sezonumun sonlarıydı, evet evet 1.sezon
az önce komple galatasaray altyapısını orduspor'a ciklet fiyatına transfer ettiğim oyun.

hile hurda ile değil,şöyle ki, ilk önce her biri 1'er 2'şer milyon euro değerindeki emre çolak'ları, berkin'leri falan beleşe kiralıyorsun, aradan bir kaç ay geçiyor, orduspor'un müthiş reputationun etkisiyle bu bıcırların değeri 50k, 100k'ya falan düşüyor. basına rijkaard'ın ne kadar güzel bir adam olduğunu söylüyorsun, rijkaard iplemiyor önce, böyle bir güzelliğin olduğu konusunda ısrar ediyorsun, dayanamıyor rijkaard kankanız oluyor.ardından oyuncunun değeri neyse teklif ettikten sonra, aranızdaki dostluk bağları transfer teklifinin kabul edildiği haberiyle güçleniyor, o sırada ordulu dilberlerin büyüsüne kapılan emre çolak, berkin, cem, serdar, serkan falan direk atlıyor zaten kontrat teklifinize. 200k gibi bir masrafla galatasaray'ın geleceği sizin geleceğiniz oluyor böylelikle.

not: sertaç eren için daum'la kanka olmanıza gerek yok, bizim altyapıdan adam çıkmaz zaten diye düşünüp 24k'lık teklifinizi hemencecik kabul ediyor fener.
bol bol torpil ve kayırmanın döndüğü oyun. senin database'ini yesinler.

(bkz: vladimir weiss/#7184310)
Şuana kadar oynadığım tüm kariyerlerde ilk sezonki başarı düzeyim ne olursa olsun 1 sezondan ileri gidemediğim oyundur, yapılan güncellemeler de oyunu daha tuhaf bir hale getirmiştir, lincoln'ün 8 milyon euro'ya bayern'e satılmasından tutun da nihat kahveci'nin 18 maçta 24 gol atmasına kadar.
cardiff city'nin basli basina bela oldugu oyun. bir de squad harmony dedikleri sey oyunun en onemli ogesi, kadro uyumu oluyor kendisi sanirsam. oyunculariniz anlasamiyorlarsa, sikseniz bir bok olmaz o takimdan. hic ugrasmayin, ya uyum saglamak icin cozumler uretmeyi deneyin ya da birakin takimi gidin, bir yerinizde patlar alimallah.

cardiff'e gelirsek... alt ligden takim cikarma fantezimi ac oulu ile gerceklestirip ikinci sezonda veikkausliiga'da da ucunculugu alinca, dedim ben ingiliz illerine gideyim. oulu arkamdand agladi falan. normalde cardiff'i hic sevmem. kuponlarimin tutmasini sagladigindan oturu anlamsiz bir sempati duyuyorum kendisine. yoksa ne kulubunu ne takimini severim bu kaka adamlarin. aslinda cok severim lan ne bileyim. karar veremiyorum, arada kaldim. oturup aglayacagim yakinda "cardiff ne olacak iliskimiz?" diye. her neyse.

efendim aldim takimi. yonetim tasak gecmeye basladi hemen. "premier lig icin playoff oynamani bekliyoruz, bu yuzden transfer butceni 0'a ayarladik" diyorlar adamlar. lan? nasil? ondan sonra "eheh nasilsa transfer ozurluyum siktir et" diyerek teselli ediyorum kendimi. asistana soruyorum haci nasil dizeyim takimi diye. sagolsun cillop gibi taktik yapiyor kendisi.

hazirlik maclarinda cilgin atiyor, koskoca iskocya devi st. mirren'i* 6-1 deviriyoruz. villarreal'in bizi gote bala 2-0 yenmeyi basarmasi da cardiff adina ayri bir mutlu edici gelismeydi. cok hosuma gitti. dedim premier lige cikarim ben.

fakat anlayamadigim bir husus var sayin sozlukculer...

ikinci hazirlik macimizda ilk yariyi 4-0 onde kapattik, maci ancak 4-3 kazanabildik. gercek hayatta yasanan peterborough faciasina yaklastik. zor kurtardik.

her macimizda en az bir oyuncunun sakatlandigini soylememe gerek yok sanirim...

fakat bu takimda chopra diye bir haci var ki karsi karsiya gol atabiliyor lan! fm'de karsi karsiya gol atabilen tek adam! evet ne robbenlerle, ne pizarrolarla denedim, cogu okuz kaciriyordu karsi karsiya. kaleci aciyi kapatinca salak gibi kaliyorlardi, auta atiyorlardi. ya da kaleciye carptirip kornere atiyorlardi salaklar. chopra affetmiyor, gomuyor. hihaha.

asil deginmek istedigim nokta, sormak istedigim soru su... sorular...

ligin ilk macinda scunthorpe united'i galler illerinde 3-0 yenmeyi basardik. 30 metreden ikinci golumu atan oyuncum neden hicbir sey yokken sakatandi?

rakibin 4 oyuncusu macta faul dahi calinmadigi halde nasil sakatlandi? macta neden bir kez olsun faul calinmadi? ve evet, faul olmadan bu 4 oyuncu nasil sakatlandi? bakiyorum da birinin kolunu, birinin bacagini kirmisim. digerlerini gormek istemiyorum, uzuluyorum. ne pis takimmisiz lan.
inanilmasi guc skorlarin alinabildigi oyun. bir maci 6-0 kaybetmek cok ilginc olmayabilir. fakat ilk yarisi 6-0 geride kapatilan, pozisyona girilemeyen macta 6-4'u yakalamak yine de basaridir lan.

http://i45.tinypic.com/2pq2bmv.jpg
galatasarayla ligde 8. olup şampiyonlar liginde çeyrek final oynadığım enteresan oyun.
her şeyin karıştığı müthiş bugların olduğu oyun yapmışlar... zaten şu bug olaylarını bir düzeltebilseler 3D yapacakları yerde,sistem gereksinimlerini artıracak yerde ahh ahhh !!!!
beni zerre ilgilendirmeyen avrupa ligi maçlarını dakikalarca gösteren oyun. şuna hala bir alternatif getiremediler. umarım ben bilmiyorumdur. biri el atsın gözünüzü seveyim.

en az 30 tane eleme maçı var, çok da sikimdeymiş gibi tek tek golü kimin attığına kadar gösteriyor. arkadaş skoru göster sen sadece, merak edersem ben zaten kendim bakarım, bu ne lan? tatile çıktım, 10 dakikadır 2 gün geçti. sikerim öyle işi.
Türk oyuncularının avrupa'ya transferinin çok kolay olduğu neredeyse her takımda bir türk futbolcunun bulunduğu cm 2000-2001'in tadını bununda veremediği fm versiyonu.
atletico madrid'le bir sürü süper kaleci sahibi olunduktan sonra hangisini göndersem acaba sorularını sorduran oyun. kıyamıyorum da hiçbirine.

sergio asenjo (zaten vardı)
igor akinfeev (beleş ve dünyanın en iyi kalecilerinden biri)
matej delac (beleş ve wonderkid)
miguel angel moya (beleş ve yedekte bekletmelik)
hileye izin vermeyen akıllı oyundur. bu aklını oyun içinde de kullansa çok güzel olur.

lan inat ettim, kendi kurduğum takımla başarıya ulaşacağım dedim. özelliklerin hepsi 20, bundesliga'da küme düşüyoruz. squad harmony yerlerde. her oyuncunun tek tek dilini almanca yaptım, konuşma şeylerini yükselttim falan fıstık. rakipler kapmasın diye reputationları yerlere attım. sonra takımı da üçüncü lige indirdim.

bu sefer de ezik kompleksinden olacak, offenbach'a 6-0 kaybetti bu tüm yetenekleri 20 olan adamlar. ulan ibne fm, bir hile yapayım dedim ilk defa onu da kursağımda bıraktın lan.