bugün

Pollyanna’yım ben. Utanınca burnu kaşınan, hayal kurarken bile utanıp hapşuran. Acayibim ben. Çok pis huylarım var terk edemediğim vazgeçmekten korktuğum, sanki bırakırsam yaşamak meselesini beceremeyecekmişim gibi hissettiğim. Bazen işte böyle yazarım gecenin bir saati durduk yere, neden olduğunu bilmeden, neyi anlatacağımı, neyi hissetmediğimi bilmeden. Ama bazen severim ben, konuşmayı bile beceremezken annemi babamı severim önce. Hiç bırakmayacaklarını düşünürüm beni, sanki hiç ölmeyeceklermiş gibi günün birinde. Önlüğümün düğmelerini yanlış iliklerken daha öğretmenimi severim, sanki 5 sene benimle olacakmış gibi sonra da hep görüşecekmişiz gibi. Daha o sene sonunda bizi bırakıp gideceğini bilmeden, o ihtimali düşünmeden, basit bir şeyin psikolojinde ne kadar derin etkiler bırakacağını bilmeden. Genç olurum, gelecek hakkında sürekli hayaller kurmayı severim. Yarın sabah kalktığımdan akşam yatacağıma kadar her şeyimi planlarım. Evet BEN, genç olmayı bile beceremem. Adım gibi bildiğim halde genç olmanın insan olmanın var olmanın hata yapmak olduğunu, yine de hata yapmaktan korkarım. Para önemsizdir benim için, ben hayallerimin peşinde koşacağım diye diretmem asla. Sevdiklerimi sırf bir anlık hevesle üzmeye korkarım da ben mesela. Yaparım hep bunu. Bilirim de bir gün beni terk edeceklerini, terk etmek zorunda olacaklarını işte bu yüzden keşke dememek için sevdiğimi söylerim onlara. Korkmam onlar da beni seviyor mu diye. Çünkü alışveriş değildir sevgi karşılık beklenmeden olmalıdır. Ve ben umut ederim hep, her gece ertesi günün hayatımın dönüm noktası olacağını ümit ederim. “Öyle bir şey olacak ki..” derim yarın sabah uyandığımda, “hiçbir şey eskisi gibi olmayacak.” Bir gün saçma sapan bir nedenle bırakıp gidecektir muhtemelen her sevdiğim insan her sevdiğim canlı her sevdiğim varlık. Ama umut ederim işte; telefonuma mesaj gelir de geç cevap veririm diye kimsenin karıştırmaması için şifre koyduğum telefonumu hep açık tutarım. Her mesaj geldiğinde de güzel şeyler yazacak diye açarım. Böyle kocaman SENi SEViYORUM yazacak. Olmaz çoğu zaman bu, ama beklerim işte. Beklemekten kolay ne var ki? Tuttuğum takım çoğu zaman hüsrana uğratır beni. Ama iyi niyetliyimdir her zaman hiç diyemem “işte şimdi kötüye gidiyoruz”. Hep içimde bir şeylerin iyi gideceğine dair umut vardır. Kaybettiğim zaman hep “en azından ders çıkarırım” derim, “işte bu sayede hayatım çok daha güzel olacak”. Ama uygulayamasam da kendimi değiştiremesem de biliyorum; hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Çünkü ben Pollyanna’yım.

Leyla ile Mecnun müziklerinden geri dönme fonuyla yazdığım yazıdır.

(bkz: (vid #48901))