bugün

--spoiler--
''düşlerim saçma birer sığınak, yıldırıma karşı şemsiye açmaktan farkı yok.''
--spoiler--
bir devrin ıssız adamıdır kendisi. huzursuzluğun kitabı adlı eser ne yazık ki fernando abimiz vefat ettikten sonra yayımlanmıştır. kitabı sindire sindire okumak şart, çünkü her satır derin anlamlar içermekte.

kitabından küçük bir alıntı:

Hayatımızın akıp gittiği bu maskeli baloda kıyafetler güzel olsun yeter; kıyafet her şeydir. Renklerin, ışıkların kölesiyiz, gerçekliğe dahil olur gibi gireriz dans edenlerin arasına ve (yalnız başımıza kalmadığımız, dans ettiğimiz sürece) dışarıdaki gecenin dondurucu soğuğundan, kendinden daha uzun ömürlü çaputlara bürünmüş fani bedenimizden, kendimizle baş başayken özümüz olduğunu sandığımız, ama aslında alt tarafı sözümona gerçekliğimizin kaba bir taklidi olan şeyden hiç haberdar olmayız."
"tek trajedi, insanın kendindeki trajikliği görememesidir"

huzursuzlugun kitabı
sayfa: 121
bütün sanatlar gibi edebiyat da hayatın yetmediğinin itirafıdır sözünün sahibi yazar, şair ama insan...
kendi hayatını bir edebi metine dönüştürüp kendini kendi yazdığı bir öykünün karakterine dönüştüren deha...

"Ben kendimin gölgesiyim; o neyin gölgesi, onu arıyorum."
aşırı derecede yılmaz morgül e benzeyen yazar.
Insanı hayattan bezdiren kitapları vardır.
çünkü hayatı o kadar güzel anlatmıştır ki.
Bir oturuşta 30-40 sayfa okuyamazsınız.
Çünkü daralır, bunalırsınız.
Iyi yazmış adam .
Kısacık kitabında dahi, düşüncelere daldırarak 1 gecede bitebilecek kitabı 2-3 gecede bitirtebilen yazar. Yaşadığı dönemde yalnızca "anarşist banker" isimli kitabını, onu bile farklı bir yazar ismiyle, yayınlamış. Ölümünden sonra 25-27 bin sayfa civarı elyazmaları bulunmuş ve yayımlanmıştır. Birden farklı isimle yazmış portekizli yazar ve şairdir.
Sen bize bizi anlat biz dinleyelim dediğim yazarlardan.

"bütün yaşamım boyunca kendimi uyumsuz hissettim; en yüce şeyler karşısında bile. oysa tüm diğer şeylere, en alçaklarına bile uyum sağlayabiliyordum. böylece kendime ikili bir kişilik yarattım.; bunun iki kolu da aynı ölçüde yanlış. işte bu yüzden kendimi bulamıyorum. başkalarıyla nispeten iyi geçinen nükteli insanın ardında, ben, ölü sanatçıyım ve hatta gerçekte bu bile değilim. olmak istediğim şeyi, bütünüyle olabileceğime inandığım şeyi gördüğümde; ve bugün olduğum şeyi gözlemlediğimde, sanki ruhumu yitirmişim gibi, sonsuz bir kaygı çaresizce başıma üşüşüyor.
ben kendimi, kendimin bir fikri olmaktan başka türlü asla algılamadım."
muhteşem bir zihinden çıkmış muhteşem şiirlere sahip şair.
bir şey kalmaz geride, hiçbir şey, hiçiz biz.
biraz güneşte, biraz havada geciktiririz üzerimize çöken solunamaz karanlığı,
küçük düşürülen, dayatma altındaki yeryüzünü.
üreyen, ertelenmiş cesetler, kararlaştırılmış yasalar,görülmüş heykeller, bitirilmiş methiyeler…
her bir şeyin kendi mezarı vardır.
bizlerin, bildik bir güneşin kan bağışladığı etin akşamı oluyorsa, onların neden olmasın?
öyküyüz biz, öyküler anlatan, başka hiç.
"tanımaya başlıyorum kendimi. ben yokum!
olmak istediğimle başkalarının gözündeki
ben arasında boşluğum ben.
ya da o boşluğun yarısı, çünkü orada da hayat var...
sonunda ben oyum işte...
ışığı söndür, kapıyı kapa, son ver koridorda terliklerini sürüklemeye.
rahat bırak beni odamda tek başıma.
aşağılık bir yer bu dünya."
zululuzu adlı oyunda tanıştım kendisiyle..
kendisini incelemek istiyorum esasen..
Bos vakti cok oldugu icin huzursuzlugun kitabini yazdi. Isi basindan askin olsaydi dusunmeye vakit bulamazdi.
"kendimi dinlerken ben bile kendim hakkında yanılırken, hatta bazen ne demek istediğimi bile anlayamazken, başkaları beni anlamaktan ne kadar uzaktır kim bilir! başkaları ne karmaşık yanlış anlamalarla anlar bizi. anlaşılmanın verdiği nefis zevk, bunu en çok isteyenlere yasaktır-çünkü karmaşık, anlaşılamamış varlıkların özelliğidir bu; ötekiler, yani herkesin anlayabileceği basit insanlar ise-onlar hiçbir zaman anlaşılmaya ihtiyaç duymaz... anlaşılmayı her zaman reddettim. anlaşılmak kendini satmaktır. âşık olmak yalnızlıktan usanmaktır; bu yüzden bir korkaklıktır, kendimize ihanettir. geçmişim, olamadığım her şeydir. hep uyanmanın sınırındaymışım gibi hissediyorum.”
bütün aşk mektupları

bütün aşk mektupları
gülünçtür.
aşk mektubu olmazdı onlar eğer olmasalardı
gülünç.

ben de zamanında yazdım aşk mektupları,
başkaları gibi,
gülünç.

aşk mektupları, eğer aşk varsa,
ister istemez
gülünç.

ama, her şey bir yana,
asla aşk mektubu
yazmamış olanlardır sadece
gülünç.

ah, yazdığım zamanlara geri dönsem
farkında olmadan
gülünç
aşk mektupları...

aslında bugün
benim anılarımdır
bu aşk mektuplarına dair
gülünç
olan.

(vurgulanan bütün kelimeler,
vurgulanan duygular gibi
doğal olarak
gülünç.)

fernando pessoa.
"Gör her şeyin nasıl karardığını... Dünyanın elle tutulur huzuru öfkemi kabartıyor, arzunun lezzetini berbat eden, gecikmiş bir tat bırakıyor ağzımda... Ruhum canımı yakıyor... Uzakta bir duman çizgisi yükselip dağılıyor... Kaygılı bir sıkıntı, düşüncelerimi senden başka yöne saptırıyor... Her şey ne kadar boş! Biz, dünya ve her ikisinin kendi sırları."

Demiş, Huzursuzluğun Kitabı'nda.
galatasarayla adı anılan genç yetenek.
"Saf boşluk insanı bilinçli bir hiçliğin sonsuzluğu yapar, adsız korku yapar, esrardan, hatta hayattan sürgün eder. Beni ihmal etmiş yaratılışın soyut hatası olan varlığımın ölü çölünde yaşayacağım sonsuza dek. Varoluşa geri dönüş yönündeki kısır arzunun, içimde sonsuza dek, gereksiz yere yandığını hissedeceğim. "

Pessoa Pessoaya anlatıyor
(bkz: huzursuzluğun kitabı) kitap değil de kendisiyle sohbetleri, kavgaları, anlaşmaları,anlaşmazlıkları, çatışmaları..
harika..
Yola çıkmak! Yitirmek ülkeleri!
Bir başkası olmak süresiz,
Yalnız görmek için yaşamaktır
Köksüz bir ruhu olmak! Kimseye ait olmamak, kendime bile!
Durmadan gitmek, sonu olmayan
Bir yokluğun peşinde
Ve ona ulaşma isteği içinde! Böyle yola çıkmaktır yolculuk.
Ama ben açık bir yol düşünden öte,
Bir şeye gerek duymuyorum yolculuğumda.
Gerisi sadece gök ve toprak.
Hayatımın adım adım çöküşüne, olmaya özendiğim her şeyin ağır ağır sulara gömülüşüne tanıklık ettim gizlice. Diyebilirim ki, gönlüm neyi arzuladıysa ya da bir anımı, en azından bir anın düşünü neye vakfettiysem, en üst kattaki bir saksıdan düşmüş bir taş gibi kapımın önünde bin parçaya ayrılmıştır, lafı dolandırmadan söylenebilecek ölü gerçeklerdendir bu. Hatta Kader'in oldum olası en büyük eğlencesi, kendine ait şeylere karşı bende sevgi ya da istek uyandırmak olmuştur, sırf ertesi gün o şeye sahip olmadığımı, asla da olamayacağımı göreyim diye. // Huzursuzluğun kitabı.
huzursuzluğun kitabı ve anarşist banker adlı kitabını aldik bakam.
(bkz: ricardo reis in öldüğü yıl)
istemeden varım ve istemeden öleceğim olduğum şey ile olmadığım şey arasında, hayal ettiğim şeyle hayatın beni yaptığı şey arasında bir boşluğum.

Huzursuzluğun kitabı.
Portekizli şair-yazar. Bütün hayatını adeta bir inziva halinde geçirmiş ve yazmakla uğraşmıştır. Türkçe'ye pek çok eseri çevrilmiştir. (bkz: huzursuzluğun kitabı)
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar