Çaba harcamaya karşı duyduğum tiksinti giderek büyüyor demis.
Kalbimde sıkıntılı bir huzur var ve dinginliğim tamamen kaderime razı olmamdan kaynaklanıyor.
boş adam.
Asla gerçekleşemiyoruz, karşı karşıya duran iki uçurumuz biz.
Ruhum hayatımdan yoruldu.
Coca cola için Portekiz'de bir reklam afişi hazırlamış yazar.

Önce garipseyeceksiniz sonra müptelası olacaksınız gibisinden bir afiş hazırlamıştır. Kolada kendini bulmuş olabilir.
çılgın gibiyim. her şeyi anlamak, her şeyi öğrenmek, her şeyi yapmak, her şeyden zevk almak, her şeyden acı çekmek istiyorum. evet, acı çekmek. hayatım uçsuz bucaksız bir düş. kimi zaman bütün suçları, bütün ahlaksızlıkları, güzel, soylu ve yüce olan bütün fiilleri işlemek, güzeli, doğruyu, iyiyi su gibi bir çırpıda içmek ve sonra da hiçliğin dingin bağrında sonsuza dek uyumak istiyorum.
bırakın ağlayayım.

fernando pessoa-pessoa pessoa'yı anlatıyor, sf. 22
lise 2 de bir kırtasiyeci abi vardı kitaplarımı hep ondan alırdım. Aramızda baya iyiydi hoş sohbet bir insandı zaten cengiz abi.
neyse bir gün dedim buna, abi bana bir kitap öner, şöyle benim belamı bi siksin ama bu durum tamamen aşk falan filan bunlardan bağımsız olsun. Böyle kıvranan bir adam ver bana dedim.
Özel olarak getirtmişti sağolsun, o zaman için bile 46tl civarı bir paraya aldım ki bu dediğim 6 7 sene öncesi oluyor yaklaşık.
"Huzursuzluğun kitabı" isimli kitabı aldım ondan. Bu vesileyle tanışmış olduğum, gerçekten de insanı günlük şeylerden sıyırıp durduk yere triplere sokan bir kitap. Ve hiçbir cümlesi boş değil. bu abimiz de bunun yazarı olur.
Huzursuzluğun kitabı ile 7 senedir boğuştuğum portekizli yazar.
1888 lizbom doğumlu yazar. Kendi gizemi ile beraber bu dünyadan ayrıldığında bir çok farklı kimlik ile eserler vermiştir. Yazar yaşamı boyunca ele aldığı romanlarını yayınlamamış, bunları birden fazla karakter ile ilişkilendirmiştir. Yazarın ölümünden sonra odasında binlerce makale, roman ve diğer edebi türlerinden eserler bulunmuştur.
düşünür yanını beğeniyorum. şair olarak da belki iyidir ama romantik bir ılıktan öteye gitmez.
"Beni sevmek,bana acımak demek."

kendiliğinden nefret eden, içinden çıkamayan birinin sözlerini kitaba döken yazar.
portekiz ergeni evet..
Olduğum şeyle olmadığım şey arasında, hayal ettiğim şeyle hayatın beni yaptığı şey arasında bir boşluğum.

Fernando pessoa bu sözü düşündüğünde, dünya çok farklı bir haldeydi... gerçeklik hala tazeydi. ama günümüzde, sanallığın varlığıyla birlikte, bu boşluğun ne derecede insanda zuhur ettiğini nasıl ifade ederdi merak ediyorum.
“ Eğer ben öldükten sonra yazmak isterlerse yaşam öykümü, bundan daha kolayı yoktur. Yalnızca iki tarih konmalı: doğum günümle ölüm günüm. Bu ikisi arasında ki bütün günler benimdir.. "
duygu ve düşünce dünyasını öyle güzel öyle detaylı aktarmış ki, onu yine kendi yazdıklarından daha iyi anlatamayız.

''ister var olsunlar ister var olmasınlar, biz tanrıların kölesiyiz.''

''çıplak bir bedenin güzelliğine sadece giyinik dolaşan ırklar duyarlıdır. Utanma duygusu tensellik için, enerjinin önüne çıkan bir engel gibidir.''

''insan baskı altında yaşamamışsa özgürlüğün değerini ölçemez.''

''yaşamın bir bilinci olmadığının bilincinde olmak, aklın en büyük yükümlülüğüdür.''

''öteki insanlarla aramda daimi derin bir uyuşmazlık olduğunu hissetmemin nedeni, sanırım onların çoğunun duyarlılıklarıyla düşünmesi, benimse düşündüklerimle hissetmem.''

''hayatla aramda ince bir cam var. açıkça görmeme ve anlamama rağmen, dokunamıyorum hayata.''

''biz aslında insanları sevmeyiz. sevdiğimiz, bir insan hakkında oluşturduğumuz fikirdir. Kısacası kendi uydurduğumuz bir kavramı ve sonuç olarak kendimizi sevmekteyiz.''

''Horoz ancak ölünce dışına çıkabileceği kümeste özgürlük şarkıları söyler, çünkü ona iki tünek bahşedilmiştir.''

''sanatta ya da hayatta bütün ürettiklerimiz, tahayyül ettiklerimizin kusurlu kopyaları olmaktan öteye gidemez.''

''hayatı tekdüzeleştirmek bir bilgeliktir, çünkü o zaman en küçük olay bile insanı büyüleyebilir.''

''Kader bana topu topu iki şey vermiştir; muhasebe defteri ve düş yeteneği.''

''Edebi imgelemin temel kusuru budur; ötekilerin biz olduğuna, bizim gibi hissetmek zorunda olduğuna inandırır bizi. ama ne mutlu insanoğluna ki, her insan yalnız kendidir ve fazladan birkaç kişi olma yeteneği yalnızca dehalara bahşedilmiştir.''

''ben kendine hapsolmuş, çekingen, gizli hayaletlerle dolu, dul bir evim.''

''şu anda dünya aptallara, huzursuzlara, gereksizlere ait. yaşama ve başarma hakkına sahip olmak için, bir akıl hastanesine kapatılmak için gereken şartları yerine getirmek zorundasınız. düşünememe, ahlaka aykırı davranma ve aşırı coşku.''

''çöl ortasında ruhun kör olmasından ibaret, her şeyden kopuk, bomboş, yapayalnız zaferlerdense, insanı çiçeklerin güzelliğinin farkına vardıran bozgunları tercih ederim.''

''bütün meşhur lanetliler gibi ben de, düşünmenin yaşamaya yeğ olduğunu hissedeceğim daima.''

''bir insan, uzun uzun dikkat ve irade egzersizleri yaptıktan sonra, kendi deyimiyle astral görüntüler görmeyi başarabiliyorsa, çok daha az dikkat ve irade sarf ederek cümle kurmayı nasıl öğrenemez?''

''isanın ayaklarına dokunmuş olmak, noktalama işaretlerini yanlış kullanmayı affettirmez.''

'sanat, var olmak denen iğrenç şeyden kurtulmamızı sağlayan bir yanılsamadır.''

''sahip olan kaybeder. bir şeye sahip olmaksızın hissedeceğini hisseden ise o şeyi korumuş olur, çünkü o şeyin özünü çekip almasını bilmiştir.''

''kumanda edebilmek için duyarsızlık gerekir. Başkalarını yönetebilmenin yolu neşeli bir mizaca sahip olmaktır, çünkü hüzün, hisleri olanların harcıdır. hissetmeyen yönetir. sadece kazanmak için gerektiği kadarını düşünen kazanır.''

''hiçbir ayna bizi 'dışarıdan biri' olarak yansıtmaz, çünkü bizi kendimizin dışına çekebilecek bir ayna yoktur. bunu ancak bir başka ruh yapabilir, bir başka bakış ve görüş.''

''mucize tanrı'nın tembelliğinden olur, daha doğrusu mucizeyi uydurmakla biz ona tembel demiş oluruz.''

''tanrılar, biz her ne olmayacaksak onun cisimleşmesidir.''

''bilmeyi istediklerimiz çoğaldıkça, bildiklerimiz o kadar azalır.''

''bir insanın aklının biraz kıt olduğunu, en iyi, başkalarına zarar vermeden espri yapamamasından anlarsınız.''

''hayattan tek dileğim karşısında seyirci olmaktır. kendimden de hayatı görmekten ötesini istemem.''

''aşk, pratiğe dökülmesi gereken bir gizemcilik, sırf gerçekleştirilmek üzere hayal edilmiş bir imkansızlıktır.''

''dileğimin esası, özeti şudur: hayatı unutmak. hayatı, yaşanmış olarak arzulamayacak kadar çok seviyorum; yaşamamayı ise, hayatı fazlasıyla yakışıksız bir şekilde arzulamayacak kadar çok seviyorum.''

daha çok fazla bölüm var alıntılayabileceğim. bunlar en kısa ve öz olanları.

(bkz: huzursuzluğun kitabı)
--

(bkz: düşbaz muhasebeci)
görsel
görsel

Pessoa pessoa'yı anlatıyor kitabından.

"Penceresinde düşlere dalmış, elindeki iplikle ya da kurdeleyle oynayan bir kadın gibi, dünyayı parlaklarımıza sarsak."
görsel
huzursuzluğun kitabı ile çok süre geçirdim. yaklaşık 2007 de aldığım kitap hala başucu kitabımdır diyebilirim. kaotik bir varoluş olarak nitelendiriyorum pessoa için huzursuzluğun kitabını.
pessoa portekizce de kişi anlamına gelen bir sözcük. aslında pessoa bugüne kadar yarattığı tüm karakterlerin özünü huzursuzluğun kitabında toplamıştır diyebiliriz.

pessoa = kişi.

bu, kişiyi yaratırken oluşturduğu farklı karakterler ve farklı tarzlarda yazdığı kitaplar, örneğin; şiir, oyun, polisiye ya da romanlarda kullandığı mahlasları sonradan parça parça bulacakları el yazmalarının toplamı olan huzursuzluğun kitabı işte bu kişileri içinde barındırmakta.

mesela bernardo soares in çalışmanın ve şehrin sıkıcılığı, alvaro de campos un züppe gezginliği, ricardo reis in doktor ve klasik kitapları okuyan dingin ama sıkıcı bir perspektifte toplanır.

pessoa tam bir ruh hastası heriftir. 80 e yakın farklı karakterde yazmış 12 si yerel ve kıtasal başarı yakalamıştır.
aynada kendine bakıp onlarca karakter görebilmek mümkün müdür?

o kendini onlarca karakterde görüp hepsine ruh üfledi.

pessoa nın hala kendine ait el yazmaları bulunmakta ve lizbonda bunları kitap haline getirmek üzere toplanmış bir çeşit pessoa grubu mevcuttur.
görsel

Fernando Pessoa, Hiçbir Şey istememenin Mutluluğu (s.13)
"istemeden varım ve istemeden öleceğim." der ve ekler "olduğum şeyle olmadığım şey arasında, hayal ettiğim şeyle, hayatın beni yaptığı şey arasında bir boşluğum." boşluk dünyadaki en ağır şeydir.
salt huzursuzluğun kitabı değil, diğer kitapları ve özellikle şiirleriyle ele alınması gereken dehadır. Bir metnin içinde bulunan çoklu kişilik durumunu yazma uğraşının rutinine indirgeyerek dehasını bir kez daha gösterebilen ender sanatçılardandır.
Portekizli şair-yazar. Bütün hayatını adeta bir inziva halinde geçirmiş ve yazmakla uğraşmıştır. Türkçe'ye pek çok eseri çevrilmiştir. (bkz: huzursuzluğun kitabı)
istemeden varım ve istemeden öleceğim olduğum şey ile olmadığım şey arasında, hayal ettiğim şeyle hayatın beni yaptığı şey arasında bir boşluğum.

Huzursuzluğun kitabı.
(bkz: ricardo reis in öldüğü yıl)