bugün

çok ağır andavallardır. nedenine gelince:

1) fazıl say'ın retweet ettiği söz kendisine değil, ömer hayyam'a aittir.
2) bu söz bir hakaret içermez. ancak sorgulama. gayet de haklı bir sorgulama.
3) dünyanın hiçbir yerinde bu kadar saçma bir karar olamaz çünkü ifade özgürlüğü bunu da kapsar.
4) dinler durduk yere saygıyı hak etmez. saygı duymak için bir nedenin olması lazım fakat bir gayrimüslimin kendisinin öldürülmesini isteyen bir dine saygı duyması beklenemez.
5) dinler de dalga konusu olabilir, aynı noel babanın veya diş perilerinin olduğu gibi.

edit: hatta 5 ile ilgili şöyle bir şey daha söyleyeyim, mesela müslümanlar hindularla rahatça dalga geçebilyor di mi? evet. veya hristiyanlıkla geçtikleri oluyor mu? evet. ee farkı ne?
(bkz: bunu da alın)
yazdigi dini inanisi alenen asagilama degil sorgulamadir diyen mallarin yaninda esamesi okunmaz.
"ırmaklarından şaraplar akacak" diyorsun,
cennet-i ala meyhane midir?
"her mümin'e iki huri vereceğim" diyorsun,
cennet-i ala kerhane midir?"

bir sorgulamadır. bu dünyada ahlaksızlık olarak görülen şeylerin diğer dünyada neden verildiğini ve bunların gerçekten ödül olup olmadığını sorgular dizeler.
şimdi ben Hafız Ahmet Çelebi'ye ait olan ve 1499 da yazılmış şu satırları sözlüğe yazıyorum kaynağını da söyledim bakın:

SAKIN TÜRK'Ü iNSAN SANMA

BiR AN BiLE OLSA TÜRKLE OLMA

TÜRK ELiNE ŞEKER LSA,O ŞEKER ZEHiR OLUR

TÜRK'ÜN BAŞINI KESERKEN SAKIN GAM YEME

BABAN BiLE OLSA TÜRK'Ü ÖLDÜR.

şimdi ne olacak :

+ yaz kızım yukarıdaki sözler ile milletimizin manevi duygularına hakaret eden ihan et e biray bana biray yetmez gülüm onbir ay

- ihan et : o bir ayı tutta gülüm

+ yaz kızım adalete eşlik edip ortamı yumuşattığı için cezanın affına

- ihan et : adaletin bu mu dünya

+ yaz kızım dünyayı sorgulayarak manevi duyguları sarstığından yeniden on ay a.

-he he

farkı var mı?

bence yok.
düşünce ve ifade özgürlüğü kapsamında türkiye nin demokrasi ayıbıdır.
nitekim (bkz: özgür düşünce) nin önüne çekilecek her set türkiye yi ileri değil geri taşır. bu savdan yola çıkarsak 1981, 28 şubat zihniyetlerini bir tarafa bırakıp ifade özgürlüklerini genişletip toplumsal tahamülün gelişimine katkı sağlamakta fayda var.
yarın, öbürgün başına gelecek hukuki bir olayda, söz söylemeye nasıl yüz bulacağını merak ettiğim andavaldır.
öncelikle tam olarak hangi sözlerden dolayı ceza aldığını anlamakta fayda var. bilmeden anlamadan salak salak yorumlar yapıyor insanlar. çoğu kişide hangi sözlerden dolayı ceza aldığını bilmiyor.

1: bazı kaynaklar sadece hayyam a ait şiiri paylaştı diye ceza aldı diyorlar ki bence bu pek mümkün değil. şiir için ceza verilemez. kendine ait değil çünkü.

2:bazı kaynaklar şu sözlerden dolayı ceza aldığını yazıyor: ''bilmem farkettiniz mi ama nerde yavşak adi magazinci hırsız şaklaban varsa hepsi allahçı, bu bir paradoks mu?".

eğer bunları söylediyse ceza alması gerekir.
"ırmaklarından şaraplar akacak" diyorsun,
cennet-i ala meyhane midir?
"her mümin'e iki huri vereceğim" diyorsun,
cennet-i ala kerhane midir?"

bu dizelerde hakaret nerede ? aklı başında bir müslüman zaten cennette şarabın ve huri kerhanesinin olmadığını, onun bir anlatım ibaresinden öte olmadığını ya da bunu söyleyenin söylemesinde iki ihtimal olduğunu ;

1. insanlığın bu dünya da düşkünü olduğu şeylerin, orada yasaksız, sonsuz keyifli ve meşru olduğunu.
2. yavşak bir din adamının insanları allah yoluna sokmak için herşeyi mübah görerek "ki tarihte örneği çoktur" ortaya böyle bir fikir attığını

bilir. yani sonuçta bu şiir, aklı başında bir müslümana batmaz. onu geçtim zaten aklı başında adam bu yüzden hapis cezası verilmesini sindiremez, çünkü düşünce özgürlüğü denen şeyden haberdardır.

şimdi bu yobazlara diyeceğim odur ki, düşünemiyorsanız bari susun. insanı insan yapan en büyük özelliklerden biri empatidir. ama hayvandan farkınız yok farkında mısınız ?

(bkz: yobazlar)
ömer hayyam ın şiirini okuduğu için fazıl say ın ceza almasına sevinen andavallardır.

ayrıca hayyam içinde tarihlerinin sadece "t" harfinden haberdar ve aynı zamanda "bilgi"nin "ilgi"sini atıp "b" ile yetinenleri görmeye yarayan andavallardır.

hayyam'ın en yakınlarından biri hasan sabbah iken diğeri nizamülmülk'tür.

celali takvimini yapmıştır bu hayyam.

ne derece iyi bir geometrici olduğunu söylemeye gerek yoktur.

alın size başka sözleri okuyun.*
http://www.meshursozler.c...-omer-hayyam-sozleri.html
sanatçılar farklı düşündükleri için vardırlar. fazıl say'ı dünya kabul etmiş ama biz edememişiz, hazımsızlık yapmış o nefes.
kendi inancı dışında başka hiçbir inanca tahammül edemeyen insanımsılardır.

fazıl say kimsenin inancıyla ne dalga geçmiştir ne de aşağılamıştır.

kaldı ki bir insan inanmadığı yanlış bulduğu bişeyi eleştirme hakkına da sahiptir.

ben bir müslüman olarak diğer inançları ve hatta kendi dinime mensup olan belli kesimlerin islam dışı davranışlarını eleştiriyorsam müslüman olmayan biri de benim dinimi kendine göre eleştirebilir.herkes herkesi her inancı her görüşü eleştirme hakkına sahiptir.

insanlar konuşa konuşa demişler. tartışılır herkes fikrini söyler.ama beğenmediğin her eleştiri karşısında şiddete yada devlet gücüne başvurursan bu inancının yetersiz olduğunu ve devlet gücüne, kanunlara muhtaç olduğu algısını yaratır.

oysa islam dini kanunların korumasına muhtaç filan değildir.

üstelik fazıl say belirttiğim üzere hiçbir inancın eleştirisini dahi yapmamıştır.adamın yazdıkları açık. imamın akşam ezanını çok hızlı okunduğunu belirtmiş öncesinde bir şiir paylaşmış ve hırsız sahtekar şaklaban kim varsa hepsi allahçı demiştir.

burada çok açık ki bir takım insanların hırsızlıklarını sahtekarlıklarını örtmek için dini kamuflaj olarak kullandıklarını din sömürüsü yaptıklarını anlatmaya çalışmış.

ki bu allahçı tabiri genelde dini sömüren dinci zevat için kullanılır.hatta yıllarca bu kesimlere allahçı takımı denmiştir.yani bu tabirin kullanılış amacı da malumdur.

dolayısı ile öküz altında buzağı arayarak sanki allaha inananları aşağılıyormuş onların hepsine ahlaksız sahtekar hırsız diyormuş gibi bir sonuç çıkarmak eğer art niyetli değilse gerizekalılıktır.

fazıl sayın o görüşlerini allaha inanan bir müslüman olarak ben de paylaşıyorum. siyasette,ticarette,medyada,sanat dünyasında,ekranlarda nerede bir sahtekar hırsız şaklaban ahlaksız varsa hepsi allah din iman söylemlerini ağızlarından düşürmezler.

çünkü hepimiz iyi biliyoruz ki din ağızda değil kalptedir.bir insan ne kadar çok dindar olduğunu dile getiriyorsa sürekli inancını ibadetini bir şov aracı haline dönüştürüyorsa o kişinin sahtekar olduğu ve sahtekarlıklarını kamufle edebilmek için dini kullandığı açıktır.

özetle bu davanın ve kesilen cezanın özü kendisine muhalif olan herkese bunun bedelini ödetme isteğidir.

kimi zaman mali terörle, kimi zaman iş tekliflerini engelleyerek yada mevcut işleri tehdit yoluyla sonlandırarak ve kimi zaman da militan yargı yoluyla bu bedel ödetiriliyor.fazıl say da muhalif olmanın bedelini militan yargı eliyle ödedi.

sonuçta fazıl say pek türkiyede ikamet eden bir sanatçı değil.burada bir işi yok zira sanatı bu topraklarda pek muteber değil.sanatı hep yurtdışında kabul görüyor.eh yurtdışında da kimse takmaz akp'yi.

haliyle adamın işini yapmasına engel olamazsın. örneğin müjdat gezen gibi okulları filan da yok mali terör uygulayasın yada levent kırca gibi ekranlarda iş yapmaya çalışan bir komedyen-tiyatrocu da değil kanallara tehditi basıp ekranlarda iş yapmasını önleyesin.geriye kalan tek yol yargı terörüydü.akp de bunu yaptı.