bugün

en cok takdir ettiğim ve sevdiğim haber sunucusu.
kendisini soysam başucuma koymam.
türkiye'nin en iyi haber spikeridir. vücut dili, diksiyon, nabza göre konuşma bir arada mevcuttur bu insanda. ee! daha ne beklenmeli ki bu saygın abimizden... batı standartlarında sunum yapabilen ilk insan, belli bir eğitim seviyesine ve ekonomik güce sahip modern insanlara hitap ediyor.
doğru konuştuğu için şerefizlerin işine gelmeyen sunucu. eleştiren herkes gibi ondan nefret etmektedirler ve onu izlerken kudururlar.
''hrant dink ölünce hepimiz hrant'ız dendi, demeyenler vardı diyenler vardı. Haydi bugün bütün türkiye HEPiMiZ CENGiZ AKYILDIZ'IZ deme vakti! olması gereker budur!'' sözünün sahibi.
tamamen yanlı olan bir spiker. böyle olmaması gerekiyor.
Tarafsızım dediği halde taraf tutan ve bu açıkça görülen haberci.
tarafsızdır. yeri gelir esed'in, yeri gelir tayyip'in haltlarını gösterir. garibanlıktan o makama gelmiştir. tayyip baba bazılarının da olduğu gibi onu bulunduğu mevkiye paraşütle atmamıştır. hayat onun anasını ağlatmıştır. senelerce 900 tl maaş ile çalışmıştır haberciyken, insaf mı bu? hem de o maaşa bile zor ulaşmıştır, şükür ki adam 40'lı yaşında bin lira maaş nedir gördü! bir memurun emeklilik yaşında çalışıp, binli bi' maaşı bu garibanlıktan tırnağıyla kazıp, yükselen halkın anadolu insanına çok görmemek gerek. tayyip babanın, cemaatin gökten inme spikerleri daha başlar başlamaz bin liralarla jipler, villalar alabilecek kadar zengin olurken adalet mi bu? adalet mi gariban halkının çektiği azapları gösteren bi' cengâvere hakaret edip, saldırmak? işte portakal'ın hayat hikâyesi:

akal Hafta içi hergün saat 7:00
da fox tv ekranlarında çalar saat
programını sunuyor.
Fatih Portakal’ın zaman gazetesine
verdiği röportaj ;
Her sabah saat 7′ye çeyrek kala Fox
TV’den kocaman bir çalar saat, uykudan
uyandırıp yeni bir güne hazırlamak için
çalıyor. Saati tam vaktinde çalması için
ayarlayan, ismi ve haber sunuş tarzıyla
hafızamıza yer eden Fatih Portakal. Fatih
Portakal kim? Daha bir yıl önce haber
spikerliğine başlamasına rağmen nasıl
bu kadar sevildi ve programını sabah
kuşağı haberleri arasında en öne
geçirdi? Merak edip yayına hazırlandığı
saatlerde kanala gidiyoruz. Saat 04.00…
işe saat 3′te başlayan 9 kişilik bir ekip
karşılıyor bizi. Hepsi harıl harıl, saatler
06.45′i gösterdiğinde izleyicilerin
karşısına çıkacak haberleri toparlıyor,
videoları ayarlıyor, metinleri yazıyor…
Kolay değil, program 3 saat 45 dakika
sürüyor ve ortalama 100 haber aktarıyor.
O sırada haberlerine çalışan, internetten
sıcak haberleri okuyan Portakal’ın yanına
varıp kendisini anlatmasını istiyoruz…
Fatih Portakal, 1968 yılında Aydın’da orta
halli bir ailenin evladı olarak dünyaya
gelir. ilk, orta ve liseyi izmir’de okur.
Ancak istanbul Üniversitesi ingilizce/
işletme bölümünü kazanınca
memleketim dediği bu şehirden ayrılıp
istanbul’a gelir. 1993′te mezun olur
üniversiteden. Pek çok kişinin hayatının
en önemli zamanları saydığı bu yıllar,
onun için bir anlam ifade etmez. Çünkü
tembel bir öğrencidir. Yalnız tembelliği
derslerine karşıdır sadece. Çünkü okul
bitince dilini geliştirmek ve başka bir
alanda master yapmak için yurtdışına
gitmek ister.
Avustralya’da yaşayan bir arkadaşından
da ‘yanıma gel’ diye teklif gelince
babasının arabasını satıp yola düşer.
Sene 1994. Portakal için Avustralya
günleri başlar artık. imkânları geniş ve
insanlarının maddi sıkıntı yaşamadığı bu
ülkede alanıyla ilgili bir iş bulamaz.
Zaten ‘illa da işletmeci olacağım’ diye
tutturmaz ve dünyaca ünlü bir otelin
Sidney şubesinde restoran görevlisi
olarak işe başlar. 3,5 yıl çalışır orada.
Kendisine bir ev alacak parayı biriktirir.
Zaten artık sıkılmıştır. Ezan bile
dinleyemediği bu ülkede kalmak istemez
ve dönme kararı alır.
“Seni burada yerler oğlum!”
Fatih Portakal için Avustralya’dan dönüş
kararı hayatında bir dönüm noktasıdır.
Çünkü Türkiye’ye geldiğinde bir yakını
onu muhabirlik yapması için Star TV’den
Ufuk Güldemir’e yollar. Aklından şimdiye
kadar bu meslek geçmemiştir ama
“Altından kalkarım evelallah!” deyip
Güldemir’in kapısını çalar. Yıl 1997.
Güldemir ona, “Emin misin bu işi
yapmak istediğinden? Seni burada yerler
oğlum.” der ama Güldemir yine de işe
alır Portakal’ı ve izmir muhabiri yapar. 29
yaşındadır. 6 ay maaşsız çalışır. Sonra
kadroya geçer ve evlenir. Yalnız kadroya
geçtiğinde maaşı çok olmaz. 8 yıl aynı
maaşla görev yapar. 2004 yılında kanal,
Doğan Grubu’na geçince işten çıkarılır.
Ama o “Her şerde bir hayır vardır.”
diyerek başına gelene sabreder.
Nihayetinde Portakal bu tarihlerde
hayatının teklifini alır. Gazeteci Ayşenur
Aslan, Portakal’ı arar ve Mehmet Ali
Birand’ın muhabir kadrosunda yer almak
isteyip istemediğini sorar. Hemencecik
kabul eder ve istanbul’a yerleşir.
Artık hayatının ikinci dönüm
noktasındadır o. Maaşı 900 liradan 4 bin
liraya çıkar ve kısa sürede haber sunuş
tarzıyla ismi akılda kalan bir televizyon
muhabiri olur. Birand da önünü açar ve
muhabirliğin yanında radyo ve
televizyonda başka işlerde çalışmasına
izin verir. Best FM’de ‘Fatih Portakal’la
Konuşan Türkiye’ programını sunar.
Kanal D’de ‘Ne yapmalı?’ programının
sunucusu olur. O sırada Fox TV’de sabah
haberleri sunucusunda arayış vardır. O
da bunu fırsat bilerek kendisine daha
önce teklif götüren Fox TV Genel Yayın
Yönetmeni Doğan Şentürk’e mesaj çeker:
“Kabul ederseniz ben sunayım
programı.” Hayatının üçüncü dönüm
noktasını mesajın üzerine yaşar Portakal.
Çünkü Doğan Şentürk mesaja olumlu
cevap verir: “Sen istiyorsan neden
olmasın!”
“Soyadımın farkını çok yaşadım”
Sonrası bildiğiniz gibi… Fatih Portakal
televizyonda çok sevilir, halk tarafından
kabul görüp izlenir. Onun için Fatih
Portakal olarak başka bir dönem başlar.
Sevmeyen, eleştirenler de çıkar. Ama o
eleştirildiği yönünün yani doğal
olmasının kendisini ‘Fatih Portakal’
yaptığı kanısında. “Ben konuşur gibi
sunuyorum programı. Düşüncelerimi
paylaşıyorum, robot gibi değil bir insan
gibi duruyorum ekranda. insanlar da
bunu seviyor. Her şeyden önemlisi
programda sokaktaki adamın aklından
geçeni dillendiriyorum. Bu da, “Fatih
Portakal’la Çalar Saat’e” ilgiyi artırıyor.”
diyerek insanların kendisine ve
programına karşı olan teveccühlerini
izah ediyor. Ama Portakal için kısa
sürede sevilen bir muhabir olmasının
sırrı sadece lisan-ı halinde değil;
soyadında da gizli. “Küçükken soyadımın
‘Portakal’ olmasından rahatsızdım.
Muhabirliğe geçtiğimde çok sevdim.
Çünkü akılda kalmamı sağladı.” diyor.
Portakal’ın geleceğe dair “şu noktaya
geleceğim” şeklinde hedefleri ise yok.
“Her şey kısmet.” diyor. Ama Ahmet
Vardar gibi bir spiker olmayı da aklından
geçirmiyor değil!
“Her akşam saat 21.00′de yatıyorum”
Fatih Portakal ve ekibinin mesaisi pek
çok insandan farklı. Onlar her gece saat
03.00′te işe başlıyor, 10.30′da ise
evlerine geri dönüyor. Portakal, 3′te
kalkabilmek için akşam 21.00′de
uyuduğunu söylüyor
site: http://eokulsinav.com/fat...ortakal-kimdir-26173.html
iktidarı korkusuzca eleştirebilen, yerden yere vurabilen, maaş alamayacağım korkusu olmayan tek spiker bu insan. ulusal tv'nin haber spikeri gibi onu koruyacak yüzlerce avukat yok. benim abim ip'li bir avukat olduğundan bunu biliyorum. portakal izmir insanı ayrıca. cemaate atıyor, akp'ye atıyor... yani bu gariban adamın arkası yok. hayat hikâyesini okuyan herkes anlar. samimi buluyorum, çünkü fakirlik nedir bilen biri. devlet zulmu, cemaat torpili dışında yıllarca çile çekip, zorluklarla bi' makama gelmek nedir bilen biri. yani kılıçtaroğlu bile bu adamın yaşadığı zorlukları yaşamadı, bu yüzden akp'yi eleştirme tarzı bile portakal'a göre zayıf. akp ve cemaatten bu kadar bıkan, çeken fatih portakal hiç sever mi? adam hayatın sillesini yemiş, saf muhalefet yapıyor. bizim ki taklitten ibaret. onun kini, nefreti dahi samimi. ya bizim ki, biz ne çektik? böyle insanları önemsemeliyiz bence.
bugün çok güzel bir gaf yaptı akşam haberlerinde sahte sucuk haberini sunarken etsiz sucuk yerine sucuksuz et üretebilen tek ülkeyiz dedi, üstelik ikinci defa söylerken düzeltir diye umuyorduk ama yine aynı hatayı yaptı akşam akşam güldürdü bizi, sucuksuz et kavramını da türkçemize kazandırmış oldu.
fenasi kerim şakasının kurbanı olan samimi sunuşunu çok beğendiğim spiker.
felaket tellalı gibi haber sunan adam.
iktidarı korkusuzca eleştirip, yerden yere vururken aziz başkanının kuyruğu olma yolunda emin adımlar atmaktadır.

hükumeti hırsızlıkla suçlarken, aziz yıldırım'ın hırsızlığına ses çıkarmayıp aksine onu ''aklama'' yürüyüşüne destek olanları tarihe not ediyoruz.

yarın öbür gün, hükumet değişse, düzen bir başka olsa ''alo fatih'' olarak aranılacak adamların da başında gelir ayrıca...
siz bakmayın bugünkü popülist söylemlere.

görsel
enkırmen olmaya çabalayan bir spiker. markasını oturtmak istiyor. seviyorum ama fazla gereksiz yorum katmasın haberlere.

habercilik bu değil keza.

twitterda sorular sorması güzel, yorumu insanlara bırak bitir. sen yorum yapma.

yorumların recmi vaciptir bu camiada.
gereksiz yorumlarıyla haberlerin etkisini olabildiğince azaltan spiker. fenasi kerim şakasına kurban gitmiştir. (bkz: fenasi kerim)
''Başbakanın Bahçeli'yi çocuksuzluk üzerinden eleştirmesi hem bel altı hem de acizlik. Çocuksuz bir aile olarak sadece Allah'a havale ediyorum.'' şeklinde bir twiit atmış başarılı haberci.
ekrana getirdiği her haber ile ilgili yorum yapmak zorundaymış gibi boş/dolu konuşan adam.

ekstra hiç bi artısı yok düz tv ci.
Antipatik haber spikeri. Tarafsız olduğunu vurgular durur. Ama ancak zeka probleminiz varsa tarafsız olduğunu düşünebilirsiniz.
antipatik, kolpa ve samimiyetsiz spiker. bir zamanlar kanal d'de çalışmış olması bunu doğruluyor zaten.
dobra spiker. umrunda değil kimse. gömer geçer lafını efendim.
Diksiyonu bozuk,subjektif,halk agziyla basit yaklasimlarla,bos analizleriyle kendince edalarda..birikim,bilgi desen yok..
Zira ehil insan bos laf etmez..
en iyi haber spikeri. adam hakkını veriyor. eğilmiyor bükülmüyor.
baronların kanalında milleti galeyana getirmeye çalışan, saçma sapan yorumlar yapan ve yorum arasında haber sunan sunucu şeysi.
fenasi kerim gafıyla ünlü medyatik sunucu...
kişide ağız dolusu küfür isteği uyandıran sözde tarafsız, fakat paçalarından akp nefreti akan sunucumsu.