bugün

Faruk Nafiz Çamlıbel ya da diğer adıyla Ahmet Faruk Çamlıbel; türk şair,siyasetçi ve öğretmendir. 1898 yılında doğmuş, 1973 yılında vefat etmiştir.

Hecenin Beş Şairi'nden biridir. En ünlü eseri, Han Duvarları adlı şiiridir. Behçet Kemal Çağlar ile birlikte Onuncu Yıl Marşı’nın sözlerini yazmıştır.

TBMM’de VIII., IX., X. ve XI. Dönem istanbul Milletvekili olarak görev yapmıştır.
öyle bi içimden geldi, bu yoktu. içimden geldi!

firari

Sana çirkin dediler, düşmanı oldum güzelin
Sana kafir dediler, diş biledim Hak'ka bile
Topladın saçtığı altınları yüzlerce elin
Kahpelendin de garaz bağladım ahlaka bile.

Sana çirkin demedim ben, kafir demedim
Bence dinin gibi küfrün de mukaddesti senin
Yaşadın beş sene kalbimde, misafir demedim
`Bu firar aklına nereden, ne zaman esti senin.
`
Zülfünün yay gibi kuvvetli çelik tellerine
Takılan gönlüm asırlarca peşinden gidecek.
Sen bir ahu gibi dağdan dağa kaçsan da yine
Seni aşkım canavarlar gibi takip edecek.
"Sen raksına dalarken için titrer derinden,
Çiçekli bir sahnede bir beyaz kelebeğin;
Bizim de kalbimizi kımıldatır yerinden,
Toprağa diz vuruşu dağ gibi bir zeybeğin."

vallahi zeybeğin toprağa diz vuruşu bana dokunmaz ama faruk nafiz in şiirlerindeki tutku kalbimi kımıldatıyor yerinden. bu ne güzel kavga etmektir.
çok sevdiğim bir şiiri;

cennet vecehennem

Bu akşam bilmediğim bir âlem içindeyim,
Ya rüyada bir seyyah, ya semavi Çin'deyim,
Bir orman yangınıyle kızardı karşı dağlar,
Taraf taraf tutuştu meş'aleler, çırağlar,
Bir renge girdi eşya günün altın tasında,
Bu kızıl kâinatın gezerken ortasında.
Birden alev alıyor düşünceler, duygular,
Ateştir burda hattâ ateşe düşman sular...
Burda her göz ateştir, her gönül ateşperest,
Ateş vermiş çizdiği esere bir çiredest!

Duyuyorum bu akşam, din gibi, sevda gibi,
Ne duyarsa içinden bir Mecûsi rahibi:
Andırıyor hisarlar birer tütsü kabını,
Leylekler ezberliyor Zerdüşt'ün kitabını,
Benziyor bir mermere alnını koyan dere
Bu ateş mabedinde bir ateşten ejdere.

Parlıyor bir damla kan çamların sorgucunda
Birer kâğıt fenerdir meyveler dal ucunda,
Gördüm, sihirbaz gibi geçtiğini üç kızın
Bu ateş âleminin içinden yanmaksızın! ...
Sandım, ömrüm bitecek, bitmeyecek bu yanma! ...

Faruk Nafız Çamlıbel
nerede şimdi sizlerin çok sevdikleri .
ekseriyete göre beş hececiler'in en yetkin, en başarılı kalemi.

"Bir zaman lâle de sendin bize, peymâne de sen,
Bağda ırmaktın akan, bahçede rüzgârdın esen.

Göl sanırdık ne zaman dalsak ela gözlerine,
Seyrederdik seni günlerce gülistan yerine.

Aramazdık gece mehtabı yüzün parlarken,
Bir uzak yıldıza benzerdi güneş, sen varken.

Ve bilirdik ki tabiat, süzerek cevherini,
Toplamış sende açık, gizli güzelliklerini.

Her geçen yıl, o güzellikleri senden çalarak,
Serpiyor yerlere bir gül gibi yaprak yaprak...

Şehriyâr olsa da yalnız gidiyor kabre giden;
Dönüyor gözlerimiz âleme, sensiz, yeniden."
Hecenin Beş Şairi’nden biridir. 4 Dönem istanbul Milletvekili yaptı.. En ünlü eseri, Han Duvarları adlı şiiridir. Onuncu Yıl Marşı’nın sözlerini yazmıştır.(18 Mayıs 1898, istanbul – 8 Kasım 1973, istanbul)
Aslında bir doktor olacakken kan tutması nedeniyle dördüncü sınıfta ayrılır. Daha sonra ise edebiyat öğretmenliği yapar. Kayseri, Ankara ve istanbul'da öğretmenlik yapar. Han duvarları şiiri de bu dönemleri anlatır. Ankara'da öğretmenlik yaparken biyoloji öğretmeni azize hanım'la evlenir. iki çocuğu vardır. Daha sonra demokrat parti'den milletvekili seçilir. 1960 ihtilalinden sonra ise tutuklanarak yassıada'da kalır. Bu dönemi ise zindan duvarları şiirinde anlatır. Denizi çok sever. Evi denizi gören bir yerdedir. Ölümü de bir deniz yolculuğu esnasında olur. Beş hececiler'in en bilinen şairidir. Diğerleri Orhan Seyfi Orhon, Halit fahri Ozansoy, Enis Behiç ve Yusuf Ziya Ortaç'dır. Mizahi şiirleri ise çamdeviren ve deli ozan mahlaslarıyla yazar. Yayla kartalı en bilinen oyunudur. Daha sonra sinemaya aktarılır. Behçet Kemal ile onuncu yıl marşı'nı kaleme alır. Cemal reşit rey tarafından bestelenir. Şarkın sultanları, dinle neyden, gönülden gönüle, bir ömür böyle geçti, akıncı türküleri diğer şiir kitaplarından bazılarıdır.
çoban çeşmesi gibi enfes bir şiiri vardır. mustafa yıldızdoğan tarafından bestelenmiştir..

https://www.youtube.com/watch?v=ky9y-Cgzigc

--spoiler--
ÇOBAN ÇEŞMESi
Derinden derine ırmaklar ağlar,
Uzaktan uzağa çoban çeşmesi,
Ey suyun sesinden anlıyan bağlar,
Ne söyler şu dağa çoban çeşmesi.

"Göynünü Şirin'in aşkı sarınca
Yol almış hayatın ufuklarınca,
O hızla dağları Ferhat yarınca
Başlamış akmağa çoban çeşmesi..."

O zaman başından aşkındı derdi,
Mermeri oyardı, taşı delerdi.
Kaç yanık yolcuya soğuk su verdi.
Değdi kaç dudağa çoban çeşmesi.

Vefasız Aslı'ya yol gösteren bu,
Kerem'in sazına cevap veren bu,
Kuruyan gözlere yaş gönderen bu...
Sızmadı toprağa çoban çeşmesi.

Leyla gelin oldu, Mecnun mezarda,
Bir susuz yolcu yok şimdi dağlarda,
Ateşten kızaran bir gül arar da,
Gezer bağdan bağa çoban çeşmesi,

Ne şair yaş döker, ne aşık ağlar,
Tarihe karıştı eski sevdalar.
Beyhude seslenir, beyhude çağlar,
Bir sola, bir sağa çoban çeşmesi...
--spoiler--
firari adlı şiirine aşık olduğum sanatçı.
çoban çeşmesi şiiri halen aklımdadır ortaokul yıllarından.
enfes güzel şiirleri olan şairimiz.
Beş hececilerden ilki.
Anası keşke doğurmasaymış.
bugün doğum günü olan edebiyatçı. evet.
sakın bir söz söyleme..yüzüme bakma sakın!
sesini duyan olur,sana göz koyan olur.
düşmanımdır seni kim bulursa cana yakın,
anan bile okşarsa benim bağrım kan olur..

dilerim tanrı'dan ki,sana açık kucaklar
bir daha kapanmadan kara toprakla dolsun,
kan tükürsün adını candan anan dudaklar,
sana benim gözümle bakan gözler kör olsun!

Edit: yok bu siiri konduracak dogru yeri bulamiyorum, bu kadar basit olamaz .
(bkz: Derinden derine ırmaklar ağlar uzaktan uzağa çoban çeşmesi)
Bugün ölüm yıl dönümü olan büyük usta. Evet.
han duvarları gibi roman tarzı şiire sahip şair.
eğer tanrı denen bir oluşum varsa muhtemelen şu anda kendisi cehennemde ateşi yellemekle meşguldür
--spoiler--
Sana çirkin dediler, düşmani oldum güzelin,
Sana kafir dediler, diş biledim Hak'ka bile
--spoiler--
vakti zamanında, istanbul üniversitesi Tıp Fakültesi'nde gördüğü eğitimi yarıda bırakıp gazeteciliğe başlamayı tercih etmiş 'hecenin beş şairi'nden biri.
(bkz: han duvarları)
Han Duvarları!
yıldız yağmuru romanında (bkz: şükufe nihal başar)'a olan aşkını anlatmış diye de bir rivayet var.
başka sanat bilmeyiz karşımızda dururken
yazılmamış bir destan gibi anadolumuz
arkadaş, biz bu yolda türküler tuttururken
sana uğurlar olsun... ayrılıyor yolumuz

Diyererek gönlümü fetheden şair he bir de han duvarları vardır okumaya değer.
Hecenin Beş Şairi'nden biridir. TBMM’de VIII. IX., X. ve XI. Dönem istanbul Milletvekili olarak görev yapmış bir siyasetçidir. En ünlü eseri, “Han Duvarları” adlı uzun şiiridir. Behçet Kemal Çağlar ile birlikte Onuncu Yıl Marşı’nın sözlerini yazmıştır.