bugün

onu bir gün görmedim adlı dizelerin sahibi büyük üstad.

yüzüme sert çizgiler çekti senin adını,
hasret saatlerini saydı saçımda aklar.
senin ağzından çıkan bir cümlenin tadını
ne bugün içki verdi,ne bu gece dudaklar!

sorma,nasıl yollarda tutunabildiğimi,
nasıl siyah rüzgara yaşımı sildiğimi...
görür görmez kapında yere devrildiğimi
ürperdi bir tekinsiz kedi gibi sokaklar.

gece muzlim şeklini bana çizmese perde,
sesin bir sırça gbii kırılmazsa içerde,
beni bugün serilmiş görenler orta yerde
yarın da bir çukurun içinde bulacaklar...
***

halkın yaşantılarından çıkardığı konuları yine halkın söyleyiş ve nazım biçimleriyle dile getirir.Yepyeni görüşler getiren ünlü "Sanat" şiiri memleketçi şiirimizin ilk bilinçli bildirisi sayılabilir.Batı etkilerine kapalı halk şiirimize açık bir tutum içindedir.Bireysel konulara yönelmiştir.Şiirlerinde Anadolu'yu, memleket sevgisini anlatır.Şiirlerinde ele aldığı başlıca temalar aşk, hasret, tabiat, ölüm, kahramanlık ve ihtirastır.O, gücünü gösterişsiz söyleyişi içine serpiştirdiği lirizmden ve toplumun beğenisinden alır.Duygu ve düşünceyi bir arada yürüten, romantik ve realist konuları ve hayatları işleyen şiirleriyle ün yapmıştır.

***

başka sanat bilmeyiz karşımızda dururken

yazılmamış bir destan gibi anadolumuz

arkadaş, biz bu yolda türküler tuttururken

sana uğurlar olsun... ayrılıyor yolumuz
behçet kemal çağlar la birlikte onuncu yıl marşımızı yazan kişidir .
üstad Türk şiirinde "hecenin 5 şairi" diye bilinen şairlerden biridir.çamdeviren,Deli Ozan gibi takma isimlerle mizah şiirleri yazmıştır.

Ufkumda bulutlar kümelerken kara bahtım,
Ben her gönül ufkunda doğan sabahtım.
Devran herkese taslarla zehir sundu da birden
Ben herkese bir neşe yarattım o zehirden.
Bir köprü kurup, zulmetin ardında, seherle,
Bildim gülüp eğlenmeyi ömrümce kederle.
Alnımdaki her çizgi beyaz bir gece saklar,
Bir başka şafaktır saçımın gördüğü aklar.
Farkım ne, emel kaynağı bir körpe çocuktan,
Mademki henüz gelmedi son yolcum ufuktan?
Ömrümce neden yılları zincir gibi çektim,
Mademki bir aşk uğruna can vermeyecektim?
Bir müjde taşır her gün uzaktan bana rüzgar;
Elbet gelecek, gelmedi, bir beklediğim var!

Son beklediğim gelmeden, ölsem de yüzünde,
Devran bulacak yar ile ağyarı hüzünde.
ismim gezecek pembe dudaklarda elemle,
Gözler dolacak bir çocuk ölmüş gibi nemle,
Bir günde doğup can veren altın kelebekler,
Bizden daha genç bir şair öldü diyecekler!

(bkz: son beklediğim)
ALLAHAISMARLADIK

Elimi beş yerinden dağladı beş parmağın,
Bağrımda da yanmadık bir yer bırakmadan git.
Bir yarın göçtüğünü,çöktüğünü bir dağın,
Görmemek istiyorsan ardına bakmadan git.

Yavrusunun yoluna dalan bir dul bakışı
Andırıyor ışıksız evinde pencereler.
Biraz yeşermek için beklesin artık kışı,
Çağlayansız yamaçlar,suyu dinmiş dereler.

Bir sarı yaprak gibi düştü gönlüm yoluna,
Buğulu gözlerimden geçmediğin gün olmaz.
Benim kadar titremez hiçbir yiğit oğluna,
Hiçbir ana, kızına bu kadar düşkün olmaz.

Bin fersahtan duyarım kimle gülüştüğünü.
Alnından öz kardeşin öpse ben irkilirim.
Değil yanlız ardına kimlerin düştüğünü,
Kimlerin rüyasına girdiğini bilirim.

Gözlerimi gün gibi kamaştıran yüzünü,
Daha candan görürüm senden uzaklaşınca.
Sararırsın dönüşte görünce öksüzünü,
Bir gelinlik kız olur aşkım senin yaşınca.

Elimi beş yerinden dağladı beş parmağın,
Bağrımda da yanmadık bir yer bırakmadan git.
Bir yarın göçtüğünü, çöktüğünü bir dağın,
Görmemek istiyorsan ardına bakmadan git.
bir dönem milletvekilliği de yapmış , şairliğinin ilk dönemlerinde aruz vezni kullanan daha sonra ise sanat anlayışının değişmesiyle hece ölçüsüne yönelen edebiyatçımız.
Benliğimde zamanla değişen bir hicran var, benzemiyor bir anı bir anına ruhumun
Ruhuma nakşediyor rengini manzaralar, yaşıyor can evimde gizli bir bukalemun

sözlerinin sahibi, hayalgücü geniş, yaratıcı insan.
timur selçuk' ça bestelenmiş sen neredesin...
#7741747
Hasretinle geçiyorken bu gençlik çağım,
Ey sevdiğim, ben ümitsiz değilim gene
Ak düsünce saçların kumral rengine
Kollarında son aşığın ben olacağım.

Ey başında şimdi sevda rüzgarları esen,
Böyle her gün yollarımdan geçsen de süzgün
Sen benimsin büsbütün terk olunduğun gün ...
O mukadder günü, bilmem, düşündün mü sen?

Ben bir beyaz saçlı aşık, sen bir ihtiyar ...
O gün bana yaklaşırken ey ilahi yar,
Esirgeme gözlerimden bir son buseni,

Kirpiğinden yavaş yavaş bir damla aksın,
Çünkü, ruhum, sen de o gün anlayacaksın
Ki hiç kimse benim kadar sevmemiş seni!

son aşık adlı şiiri...
şairane söyleyişin son temsilcisi, şöyle de güzel bir şiiri vardır...

sana çirkin dediler düşmanı oldum güzelin
sana kafir dediler diş biledim hakk'a bile
topladın saçtığı altınları yüzlerce elin
kahpelendin de garez bağladım ahlaka bile

sana çirkin demedim ben,sana kafir demedim
bence dinin gibi,küfrün de mukaddesti senin
yaşadın beş sene kalbimde misafir demedim
bu firar aklına nereden ,ne zaman esti senin?

zülfünün yay gibi kuvvetli,çelik tellerine
takılan gönlüm asırlarca peşinden gelecek
sen bir ahu gibi dağdan dağa kaçsan da yine
seni aşkım canavarlar gibi takip edecek
ünlü han duvarları şiirini yazmış,testlerde sanki hiç pastoral şiir yokmuş gibi daima yazdığı çoban çeşmesi şiirinden dörtlük verilen 5 hececiler topluluğunun en ünlü şairi.
''Bir bakış ki açıyor gönül muammasını,
iki sevdalı kalbin en gizli yarasını,
Bir bakış ki kudreti hiç bir lisan da yoktur,
Bir bakış ki bazen şifa, bazen zehirli oktur.''

dizelerinin sahibidir. *
nurseli idiz* in üvey dedesidir.

garibim namıma kerem diyorlar
aslımı el almış harem diyorlar
hastayım derdime verem diyorlar
maraşlı şeyhoğlu satılmışım ben...
sakın bir söz söyleme
yüzüme bakma sakın
sesini duyan olur
sana göz koyan olur
düşmanımdır
seni kim bulursa cana yakın
annen bile okşasa
benim bağrım taş olur.

dilerim tanrıdan ki
sana açık kucaklar
bir daha kapanmadan
kara toprakla dolsun
kan tükürsün adını
candan anan dudaklar
sana benim gözümle
bakan gözler kör olsun. *

bu şiiri yazan büyük şair. şarkısını da koyalım tam olsun:

http://fizy.com/#s/1lrhyp
ölümü hatırlatan kadın..
"işte ben bekliyorum, göğsüm açık, bağrım açık;
hançer ol göğsüme saplan; ecel ol karşıma çık!"
şu şiirini çok dikkate değer bulurum her zaman. öz kültürümüz ne güzeldir bizim.

--spoiler--
SANAT

Yalnız senin gezdiğin bahçede açmaz çiçek,
Bizim diyârımız da binbir baharı saklar!
Kolumuzdan tutarak sen istersen bizi çek,
incinir düz caddede dağda gezen ayaklar.

Sen kubbesinde ince bir mozaik arar da
Gezersin kırk asırlık bir mabedin içini.
Bizi sarsar bir sülüs yazı görsek duvarda,
Bize heyecan verir bir parça yeşil çini;

Sen raksına dalarken için titrer derinden
Çiçekli bir sahnede bir beyaz kelebeğin;
Bizim de kalbimizi kımıldatır yerinden
Toprağa diz vuruşu dağ gibi bir zeybeğin.

Fırtınayı andıran orkestra sesleri
Bir ürperiş getirir senin sinirlerine,
Istırap çekenlerin acıklı nefesleri
Bizde geçer en hazin bir musikî yerine!

Sen anlayan bir gözle süzersin uzun uzun
Yabancı bir şehirde bir kadın heykelini;
Biz duyarız en büyük zevkini ruhumuzun
Görünce bir köylünün kıvrılmayan belini...

Başka sanat bilmeyiz, karşımızda dururken
Yazılmamış bir destan gibi Anadolu'muz.
Arkadaş, biz bu yolda türküler tuttururken
Sana uğurlar olsun... Ayrılıyor yolumuz.

( Hayat, 30 Kânunuevvel (Aralık) 1926, S.5, s.88.)
--spoiler--
usta, yetenekli bir ozan olmakla, türk şiir tarihinde müstesna bir yeri olmakla birlikte, biçimsel yönden başarılı, müzikalitesi yüksek şiirleri içerik anlamında eskimiş ve yer yer yadırgatıcıdır.
deyince her zaman han duvarları gelir.
sen nerdesin? Diye bir şiiri var. Okumaktan çenem yorulur da ben bıkmam.

Caddeden sokaklara doğru sesler elendi
Pencereler kapandı, kapılar sürmelendi
Bir kömür dumanıyla tütsülendi akşamlar
Gurbete düşmüşlerin başına çöktü damlar
Son yolcunun gömüldü yolda son adımları
Bekçi sert bir vuruşla kırdı kaldırımları
Mezarda ölü gibi yalnız kaldım odamda
Yanan alnım duvarda sönen gözlerim camda
Yuvamı çiçekledim sen bir meleksin diye
Yollarını bekledim görüneceksin diye
Senin için kandiller tutuştu kendisinden
Resmine sürme çektim kandillerin isinden
Saksıda incilendi yapraklar senin için
Söylendi gelmez diye uzaklar senin için
Saatler saatleri vurdu çelik sesiyle
Saatler son gecenin geçti cenazesiyle
Nihayet ben ağlarken toprağın yüzü güldü
Sokaklardan caddeye doğru sesler döküldü.

Şair çok etkileyici ve sade bir dille yazar.

Senin için kandiller tutuştu kendisinden
Resmine sürme çektim kandillerin isinden, ya da

Varsın seni ömrünce azabın kolu sarsın!
Şair! Sen üzüldükçe ve öldükçe yaşarsın!

Mesleği edebiyat öğretmenliğidir. Görevi sırasındaseyahat ederkenki hatıralarını anlattığı, gayet uzun ve dilini ağırlaştırmadan sanatlı yazdığı han duvarları adlı efsane şiir, kitabına da adını vermiştir. Eşi azize hanım kanserden hayatını kaybedince, daha sonra bestelenen, şu kısacık ama hüzün dolu kıtayı yazmıştır,

Artık bu solan bahçede bülbüllere yer yok
Bir yer ki sevenler sevilenlerden haber yok,
Bezminde kadeh kırdığımız sevgililer yok,
Bir yer ki sevenler sevilenlerden haber yok.

Kahramanlık tarzı mesela fatihi öven şiirleri vardır. Çoğu şiirinde köy hayatını da görebilirsiniz. Ali ve ayşe sana adlı iki şiiri manzum hikaye türünde, bir hikayeyi iki farklı gözden anlatan birer şaheserdir. Şiirlerinde 15 yaşında eli kınalı, gözü sürmeli kızlar görürseniz sakın sübyancı sanmayın, o dönemdeki görücü usulü evliliği sanat yönünden yazıyordur şair. Bunun dışında güzel olduğu kadar nazlı ve vicdansız sevgililer de görebilirsiniz.
Zamanında demokrat parti yapısında da bulunmuş, 27 mayıs darbesi'nden önce milletvekilliği de yapmış ve darbeden sonra yassıadada yargılananlar arasında bulunsa da tutuklu kaldığı süre dışında ceza almamıştır.
Şair 8 kasım 1973te istanbulda vefat etmiştir.
türk şiirinin en büyük şairlerindendir. sağda solda şairim diye geçinenleri cebinden çıkarır. adam yazmıyor, adeta yaşıyor. han duvarları maşhurdur lakin bilinmeyen onlarca enfes daha şiiri var. sadece şiir yazdığı için değeri bilinmedi, bilinmiyor.
Eriyen adamdır. "Gözlerim gözlerinde dinlenirken eriyor. Eriyor yaklaşırken dudağına dudağım. Zerrelerim çözülmüş gibi sesler veriyor. Ben sıcak bir denize inan buzdan bir dağım. "
aşk ilahileri serisinde dördüncü şiir olmalı, hançer gibi kısa ama yarası derin dizelerdir bunlar:

Yapraklarla dökülen acı bir güz yağmuru
Beni gözyaşı içmiş çevrem kadar ıslattı
Sensin diye inledim kim gelse bana doğru
Kim gitse sensin diye yüreğim hızla attı

Bütün bir gün bekledim sığınıp bir serviye
Esen rüzgarla döndü yarı yoldan dileğim
Son geçen yolcu sordu: "beklediğin kim?" diye
Beklediğim mi? Ben, ah, onu nerden bileyim?
Hecenin Beş Şairi'nden biridir. TBMM’de VIII. IX., X. ve XI. Dönem istanbul Milletvekili olarak görev yapmış bir siyasetçidir. En ünlü eseri, “Han Duvarları” adlı uzun şiiridir. Behçet Kemal Çağlar ile birlikte Onuncu Yıl Marşı’nın sözlerini yazmıştır.
başka sanat bilmeyiz karşımızda dururken
yazılmamış bir destan gibi anadolumuz
arkadaş, biz bu yolda türküler tuttururken
sana uğurlar olsun... ayrılıyor yolumuz

Diyererek gönlümü fetheden şair he bir de han duvarları vardır okumaya değer.