bugün

diplomasız birinin eğitim politikası yapmasına izin verdiğimiz için.
Eğitimin ne olduğunu bilmiyoruz başta çünkü.
Disiplin ve sınıfta kalma olayının sert uygulanmaması ve sürekli oturmayan programlar.Ulusal bir eğitim programının olmayışı.Finlandiyadan falan almakla olmaz.Fikir alıp kendi toplumuna uygulaman gerekir.
bilinçli olarak eğitim ve öğretimin içine edilmektedir.
cahil, sorgulamayan ve araştırmayan bir nesil yetişiyor...ve öğretmenlerin yapabileceği hiç bir şey yok...ellerinde hiç bir yetki yok...böyle devam edersek, adını soyadını yazamayan lise mezunlarımız...cebir bilmeyen mühendislerimiz...anatomi bilmeyen doktorlarımız olacak....
herkese yüksek tahsile kadar eğitim verirsen olmaz. dolayısıyla bu uyduruk üniversite, uyduruk lise eğitimiyle yarı cahil bir nesil yetiştiriliyor. ilber ortaylı.
"Neyde iyiyiz ki?" Sorunsalını akla getiren cümle öbeği.
eğitim sistemi sürekli değiştiği için ilerleme kaydedemiyoruz. başarısı kanıtlanmış bir modeli olduğu gibi alıp kullansak işe yarayabilir.
- eğitim seviyesi neden düşük?
ilber ortaylı cevap verir.
- çünkü eğitim programını hazırlayan ve müfredatı kontrol edenlerin.. kendi eğitim seviyeleri düşük.
Türkiyede nasıl eğitim verilir çok basit.
1) 12 yıllık eğitimin 10 nunda öğretmene tqm yetki, şiddet dahil.
2) Sert ders geçme programı. Okuma yazma öğrenemeyeni ölene kadar 1. Sınıfta tutcan mk
3) Çocuğa okuma yazma öğretip matematik işlemi yaptıramayan öğretmenleri şutla
4) Ahlaklı öğretmen in, paragöz öğretmen out
5) nitelikli yönetici
Gerisi faso fiso beyler. Ama bunlar yapılmaz. Çünkü mal bi nesil isteniyor. Ülkedeki boklukları göremeyecek, gidecek aa bunlar çok şiyinler deyip oy verecek nesil.
Uludağ sözlükte açılan başlıklara bakın. Nedenini gayet iyi anlarsınız.
eğitim almadığımız için. okullarda sadece gençlerin vakitleri çalınıyor.
Uygulamalı eğitim yok

fen laboratuvarına çıkardık yerinden kıpraşanı hoca döverdi

Tek bildiğimiz fasulye büyütmekti

Türk tarihini gezdirerek anlatayım

Coğrafyayı görsellerle daha kolay hale getireyim hiç bişey yok.
Neden mi kötüyüz? Bu soruyu sormak bile bir eğitim eksikliği göstergesi. Her şey öyle açık ki. Gerçeğe gözlerini kapamış insanlar avunmalarla yaşamaya mahkumdur.
Eğitim öğretim sistem işidir. Bu devlet meselesidir. Gelişmiş ülkelere baktığımızda eğitime ve insana yatırım yaptıklarını görüyoruz. Rahmetli oktay sinanoğlu hocayı bir ara türkiyeye çağırdılar gelmedi. Niye? Salak mıyım ben dedi, gelip de burada kendimi harcattırayım fetöcülere (veya diğerlerine hiç farketmez). Destek yok. Sistem yok. Ar-ge yok. Uzun vadeli insana yatırım yok. Türkiyede sadece kişisel bir takım gayretler var. Siyasi hesaplara kurban edilmemiş Sürdürülebilir uzun vadeli karşılıksız ve memlekete fayda verici Ulusal bir eğitim ve öğretim politikası yok. Çünkü ilme değer ve kıymet veren yok. Halbuki insanları azîz (güçlü) eden ilimdir.
Hiçbir öğrenci başladığı sistemle mezun olmuyorsa o eğitim sisteminden verim beklemek anlamsız.

Bir soru.
Bence kötü değiliz. Okumuyor ki kimse... herkes yazarlık seviyesinde.
Hükümet halkın düşünmesini istemiyor. Cahil olmasını istiyor. Akp oy oranıyla eğitim seviyesi Her zaman ters orantılıdır.

Amerikada uygulanan sistem de benzer. Yalnız orada gerçekten zeki insanı harcamıyorlar.

Eğitim sisteminin kötü olması başarısızlık değil hedef politikadır.
1-) AKAPE iktidarı
2-) Bu iktidarı bugün iktidar haline getiren süreçte ta 16. YY Osmanlısından bu yana var olan, düşünmeyen, sorgulamayan, bilmeyen, anlamak istemeyen kitle.
3-) Bu kitleyi var eden Arap islamı ve bunu Türk toplumuna zorla getiren 15. ve 16. YY Osmanlısı
4-) 1921'de tekrar uyanışla Arap islamı, Dincilik vs. yani Arap asimilasyonuna çok çok azaldı. Sonrasında Arap asimilasyonuna gönüllü hayranlık 1950'de Adnan Menderes ile Türklere ABD, ingilizler, israil/siyonizm = Emperyalizm tarafından tekrar yerleştirildi. 1980'de yaptırdıkları darbe (Türk tarihinde ilk sağcı, daha doğrusu islamcı darbe) ile Özal'ı başa getirdi ve şu an olduğumuz sürece gelişin adımlarını son vitese yükseltti.

ABD, ingilizler, israil/siyonizm = Emperyalizminin ürettiği bu kitlenin bir de üstüne gene ABD, ingilizler, israil/siyonizm sermayesi ile güçlenmesi ile dini kullanarak toplumda düşünecek kapasiteye sahip olmayan insanların sayısını çoğaltıp bunlardan aldığı destek ile; eğitimden adalete, sanayiden tarıma, sosyal ve ekonomik yaşam standartlarından askeri, jeopolitik vs. gücümüze kadar her şeyin canına okuması, yok oluşa doğru hızla gittiğimiz sürece bizi sokmaları gene eğitim gibi diğer deformasyonların da sebebi.

Türklerin Türkiye'deki islamın ta Selçukludan bu yana aslında islam olmadığını, aksine bildiğin Anadolu Türkü dini (Veya bildiğin GÖK TENGRi inancı!) misali bambaşka bir din olduğu, fakat bu dinin özellikle son 18 Yılda tamamen gerçek islama (Gerçek islam =Arap, Afgan, Afrika vb. ülkelerdeki yaşanan islam türü) haline geldiğini görüp, inandıklarını sandıkları dini gerçekten okuyup, araştırıp bu dinden tamamen çıkması ile islam Türk toplumundan çıkarsa; Türk toplumu var olan problemlerinin % 90'a yakınını hiç zorlanmadan aşabilir.

Yer yüzünde din tarifine uyacak şekilde kalan tek din islam dini. Musevilik, Hristiyanlık, Budizm, Paganizm vb. diğer hiç bir din zaten bizzat bu dinlerin yoğun olduğu yerlerde artık hiç talep görmediği gibi, din olmaktan tamamen çıkmıştır. Zaten bu milletlerin toplumunda Deist ve Ateist sayısı neredeyse her hangi bir dine üye olanlardan çok daha fazla hale geldi. inandığını iddia edenlerin de inandıklarını iddia ettikleri din ile uzaktan yakından alakası yok.

Türkiyede ise insanlar hiç bir şekilde bizzat inandıklarını sandığı dinin kitabını dahi okumadıkları için Müslüman olduğunu islama inandığını sanıyor. Ciddi anlamda okuyanlar da hızla dinden çıkıyor. Bu sayı arttıkça insan rasyonel düşünmeye, objektif bakmaya, her şeyi akıl, mantık, bilgi ve vicdan ile ölçmeye başlar, haliyle empati yapma yeteneğine kavuşur ve çözümleri de en mantıklı, adil, toplumda yaşayan her canlının ortak çıkarına yönelik olur.

Böyle insanların çoğaldığı toplumlar hızla her anlamda gelişir, geliştikçe eğitim vb. sorunları hiç yok denecek kadar azalır veya tamamen çözümlenir...
Son 16 yılda uygulanan eğitim öğretim programları projeleri müfredatları, bitirme doktora tezlerine bakın anlarsınız.
Sonuç olarak; TV ekranlarında konuşan prof. Doç. Sıfatlı insanların (birkaç kişi hariç) bir konu hakkında ortaya koyduğu bilgi yaklaşım bakış açısına bakıp eğitimsiz biri bunlar ile aynı seviyedeyim diyerek cehaletinin farkında bile olmuyor.

Sonuç: son 16 yılda tüm eğitim öğretim programları uygulamaları ile bitirme doktora tezleri çöpe atılıp iptal edilerek yeniden bir değerlendirme yapılanma yoluna gidilmediği için yanlış ve hatalı temel üzerine ne kadar düzgün ve denenmiş geçerli bir program olsa da eğitim öğretim sistemi daha da kötüye gidecek.

En Fundamental düşüncede olan hıristiyan bir ülkede (Vatikan da) isa cep telefonu ile havarileri ile görüştü veya Yahudi bir ülke de (israil) Musa Kızıldeniz'i ışın kılıcıyla yardı denen birini ulusal kanal da çıkarıp konuşturmazlar ya da Germen denen bir millet yok diyen birinin eline mikrofon vermezler.
Burada kalkıp eğitim de neden kötüyüz diye soru sormak bile aptallık...

Veteriner hekimin başarılı bir estetik cerrah operasyonu ile burnunuzu düzeltemezsiniz.

Erich von däniken'i bile şaşırtan insanlar ile eğitim öğretim olmaz.
görsel
Mesleğini layıkıyla yapan tüm öğretmenlere saygım sonsuz.

Ancak,

Gelişim psikolojisinden bir haber, bireysel farklılıkları önemsemeyen, öğrenme psikolojisine dair bir fikri olmayan, bu mesleği icra etmekten son derece mutsuz ayrıca yarınlardan da umutsuz,moda mod bir şeyler öğretmeyi "öğretmenlik" zannedenler ile taze beyinler yetiştirmek imkansızdır.

Sadece devletin eğitim politikalarını suçlayarak bu işten sıyrılmaya çalışmak bana çok bayağı geliyor. Mevcut düzeni savunmuyorum,izlenen yol doğrudur da demiyorum. Biz her şeye ve herkese rağmen sorun odaklı değil çözüm odaklı olmalıyız. Biraz umut,biraz yarınların bugünlerden güzel olacağına inanç kalbimizden eksik olmasın.
öğrenmeye direnen bir toplum yapısı var, yeni olan herşeye karşı. bilgi, teknoloji, eğitim, kültür, yaşam gibi tüm konularda yeniliğe karşıyız. Fesli bir vatandaş çıkıyorya yunan hayranı, tipik bir örnek. osmanlı sarıktan kurtulup fese geçmek için neler çekmiş şimdi bu feste ısrarlı madem sarık tak kardeşim. bir diğeri kravata karşı, öyleyse gömlek de giyme. bu kişilerin eğitimle ilgili söz söylemeye hakkı varsa bizim hakkımız yok demektir.
(bkz: eğitim ailede başlar)

Egitimin basladigi yer sakat.
Sokaklar sakat.
Egitimin devam ettigi yer sakat.
bugünün yeni doktorları 10-20 yıl öncesinden daha mı kötüler, daha az mı bilgililer? eğitime bir şey olduğu yok
açın bakın 20 yıl önce üniversite sınavında sorulan soruları bugün 7.-8. sınıftakiler çözüyorlar. tek sorun herkesin çocuğunu okutmak istemesi...
ezberci eğitim anlayışından uzaklaşmalıyız. yaparak yaşayarak öğrenme stiline geçmeliyiz.
nitelikli eğitime önem vermediğimizden kaynaklı.
köy enstitüleri kıvamında bir eğitim reformlarına sahip olsaydık şimdiye dek muhasır medeniyetler seviyesine ulaşmış olurduk.