bugün

dunyanin en prestijli spor kanali.
beşiktaş tribunlerinin 132 desibelle liverpoolun rekorunu kırdıgını dünyaya duyuran spor kanalı.birde tour de france gibi sıkıcı ama önemli şeyleri vermeseler.
Türkiye temsilcisi Multi Channel Developers. (bkz: eurosport turkiye)
aylık programı gösteren jenerik girdiğinde çok hoş bir müzik * veren kanal
artık kablo tv'de de yayınlarını türkçe olarak gerçekleştirmeye başlamış kanaldır. ancak bu spikerler yeri geldiğinde poker ya da curling müsabakaları bile yorumlamak durumunda kaldığından bazen kendi söylediklerine kendilerinin bile inanmadıkları, ne zaman ne söylesek acaba diye düşündükleri ve basmakalıp cümleleri tekrarlayıp durdukları izlenimini seyircide bırakmaktadırlar.
1989 yılında kurulan spor kanalı.

(bkz: eurosport 2)
(bkz: eurosport news)
dünya da neredeyse her spordan bişiler bulabileceğiniz * en iyi spor kanalıdır. her sporseverin izlemesi gereken kanaldır.
kurulduğu 3 şubat 1989dan beri logosunu değiştirmemiş avrupanın en büyük spor kanalı. toplamda 54 ülkede 20 ayrı dilde yayın yapmaktadır.
(bkz: eurosport da yayinlanan 7 saatlik firca reklamlari)
burada çalışan montajcıları veya görüntü seçicileri o kadar profesyoneldir ki insanın champcar izleyesi gelir.
http://www.youtube.com/watch?v=-x1oBIQSo-g
izlerken spor spikerliğinin nasıl olması gerektiğini gördüğüm kanal. bizdekiler neymiş yaw ! bir futbolcunun adının bin değişik şekilde söylenmesinden tutun .. burada aynı anda yayınlanıyorsa hayatta bizimkilerden izlemem. *
olimpiyat oyunlarini fevkalade guzel aktarmis, bizi trt 3'e mahkum birakmamis kanaldir.
olimpiyat sonrası klipleri watts isimli programda toplayarak güldürmüş kanaldır, gerçekten kahkahalar attım izlerken.
işte bazı enteresan sahneler :
- hollandalı olduklarını sandığım iki tip, iki katlı tişört giyerek ikinci katta kaplan resmi, ilk katta ise kaplanın ağzını giymişler, açıp açıp kapatıyorlar. eurosportsa arkaya müthiş bir kaplan kükreme sesi eklemiş, mükemmel.
- dört amerikalı kafalarına komik kukuleatalar giyip ellerinde amerikalı bayrağı sallamaktalar. arkaplan müziği? estelle'den american boy..!
- mükemmel bisiklet kazaları olmuş sıkıcı bisiklet yarışlarında. hele daha ısınma turundayken dengesini kaybedip arkasındaki yarışçıyı da indiren eleman yok mu, öldürdü beni gülmekten.

ama hepsini geçtim, büyük ihtimalle olimpiyatların en bomba sahnesini de içeriyor bu klipler, kübalı* tekvandocunun hakemin suratına müthiş bir tekme geçirdiği an. eurosport yine mükemmel bir arkaplan müziği bulmuş, i shot the sheriff çalıyordu arkada bu sahne yaşanırken.

kısacası seviyoruz bu kanalı, yeri gelmişken olimpiyat yayınlarındaki kaliteleri nedeniyle de teşekkürlerimizi yollayalım kendilerine.

tek sorunları ingiliz sporcuların yarıştığı zamanlar. tamam ingiliz orijinlisiniz biliyoruz ama, sonuçta kanalınızın adı eurosport be kardeşim ingiliz sporcuların katıldıkları olaylarda biraz daha tarafsız olmaya çalışsanız? olimpiyatlarda çok ağır şekilde gözledik bunları, bugün de us open 2008 finalinde ortaya çıktı biraz, ama federer'in tartışılmaz büyüklüğü yüzünden daha fazla abart(a)madılar neyse ki..

sanırım o kadar kusur kadı kızında da olur deyip geçmek gerekiyor bu duruma.
digitürk 371. kanaldan müsabakaları hd olarak yayınlayan kanal.
bu haftasonu çok heyecanlı mücadelelere sahip bir dart turnuvası yayınlayarak, içimdeki bugüne kadar varlığından habersiz olduğum dart sevgisini fışkırtmış kanal. o ne zekice bir spordur öyle; double 20 ler, bulllar, 180 ler....
müthiş bir seslendirme ekibine sahip kanal.
çok iyi spikerlere sahip kanal..
(bkz: emre yazıcıol)
(bkz: dağhan ırak)
(bkz: caner eler)
(bkz: yiğit top)
grand slam turnuvalarını sorunsuzca izleyebilme imkanı sağladığından ötürü, büyük bir teşekkürü borç bildiğimiz kanaldır.

lakin us open 2009'u gecikmeli yayınladıklarını fark ettim. turnuvanın resmi internet sitesinden, maç skorlarına bakıyordum. blake-robredo maçının ikinci seti bitmiş gözüküyordu, 6-4 idi. fakat televizyonda, avantaj robredo'daydı ve set 5-4 gidiyordu. "oha bi dakka?" dediğim an blake topu dışarı attı ve robredo seti aldı.

nasıl yani?
kafayı yemiş spor kanalıdır.

ilk yarı final maçı 18:30, ikinci yarı final maçı 22:00, final geceyarısı diyor.

(bkz: nasıl lan)
yıllardır 1. kanalınıda 2. kanalınıda çok sıkı takip ederim ve spikerlerinin çoğu sporu anlata anlata öğrettiklerini bilir ve amatörce arzuluca yaptıkları işleri severdim. ama arkadaş bu amatörlük neden profesyonelliğe bir türlü dönüşmüyor? eskiden kifayetsiz kaldıkları snooker hamlelerine neden hala mudehale etmekte zorlanıyorlar? 1 spiker 1 yorumcu düzenindeki anlatımlarda neden spiker yorumcunun da işini yapıyor? ve neden kendilerini gerip yanlarındaki adamın sözünü ''hayır'', ''çok yanlış'' gibi kelimelerle kesip sözü almaya çalışıyorlar? neden tepkilerinin oranını hiç ayarlayamıyorlar? mesela bugün k noktasını geçip 94 metre atlayan almana hık demediler ama 83 atlayan juriden de 16-16,5 gibi vasat rakamlar alan adama vancover'dan utah'a atlamış gibi çığlık attılar? 1 nedeni olabilr ama neden açıklamıyorlar?

spiker hatalarını, başka bireysel hatalarını örneklendirerek sinirimi daha da açığa vurabilirim ama yapmıyorum. çünkü europort başlığına yazı yazmamın nedeni bu akşam yaptıkları ayıp ve dünya şampiyonasında yaptıkları ayıp. yani asıl amaç paris merkezine giydirmektir.

yahu bu akşam yayınlanan the masters finalini yarıda kesip dakar rally özetini gösteren paris merkezi sen nasıl çıkıpta biz snooker'a büyük destek veriyoruz. biz olmasak snooker büyük yara alırdı övünmelerine devam edeceksin?

yahu dünya şampiyonasının yarı final maçı olan, yıl tablosunu çok büyük derecede etkileyecek olan ve snooker sporunun el clasicosu diye tabir edilen sullivan- higgins maçını nasıl kesip u bilmem kaç grup maçını verirsin?

unutmadan bu akşam yayını keserken öyle bi laf söyledilerki dostlar başına. bizden ayrılmayın sevsenizde sevmesenizde dakkar rally özetini 50 dak,ka boyunca izleyin biz geri döneceğiz. ulan yıl 1980'de bizim mi haberimiz yok? kendilerini 1980 moscow olimpiyatlarını özetlemek için bağlanan halit kıvanç mı sanıyorlar? bastım 3 kuruşu ingilizlere internetten çatır çatır izliyorum. olmadı bedava izleyecek yerde bulurdum. sen ağız tadıyla izlediğim the masters finalini böl hemde özet için sonrada tekrar görüşelim de. yok yaaa.

sıçarım kapitalizmine... ya adam gibi yayın yapın ya 2. kanalınızı kimliklendirme peşine düşmeyi bırakıp açıklarınızı kapayın yada yayınlamayın arkadaş. olmadı kanalı oyuncakları gibi kullanan spikerlerinize çeki düzen verin.. nba tv'de hemen hemen her akşam özetinde 2 hata yapan ve hatayı yaptığını ses tonuylada belli edenler nasıl fırça yedilerse bunlarda yesinler.

en son boklamak istediğim sayın snooker yormcusu. yıllardır roket aşağıya roket yukarıya yalamalarıyla maç anlatımını tamamlayan adam. ne oldu da peterson maçından bu yana sullivan'a bok atmak için an kollar oldun? her tıkandığında 146larından ralliciliğinden demeçlerinden bahsedip aksiyonu geçiştirişlerini unutmadık. senin işin yalamak değil boklamak hiç değil. ve o mikrafona nefesini bırakmamayı artık öğren. öğrenemiyeceksende insan gibi nefes al!!!
avustralya açık tenis turnuvası 2010 için söyleyecek olursam, çok fazla bayan maçı yayınlayan kanaldır. birinci kanalı için konuşuyorum, ikincisinde erkeklerin oluyor sanırsam. ama birinci kanalı izler çoğu insan, bazılarında iki yok.

"etekler falan çok günah yav" değil benim sıkıntım kesinlikle, inançsızın tekiyim zaten. benim derdim, erkeklerin maçlarını izleyemeyişimiz. yahu ben sabah kalkıp sağa sola giden insanım. bir ben değilim gerçi, herkes öyle. kimisi okuluna, kimisi işine gider. okul bitti neyse. kalkıp 02:00'de eurosport'un karşısına geçiyoruz maç izleyelim diye.

arkadaş sabah 8'e kadar neden sırf bayanların maçı? "erkekler akşam seansında oynuyo salak" diyeceksiniz, haklısınız. ama gündüz seansında oynayanları da var. gözünüzü seveyim, fernando gonzalez - andy roddick maçı dururken safina - kirilenko maçını falan izletmeyin ya. bir tenissever olarak bayanlar tenisini, çekişmesini, eğlencesini kesinlikle küçümsemiyorum. ama çok fazla bayan maçı yayınlanıyor. kendimi abazan kız gibi hissediyorum, kortta erkek görmek istiyorum ben abi.

sıkıldım lan, artık elimde defterle not tutuyorum "geçen maça elbiseyle çıktıydı bunda etekle çıktı la, şort mu giyer acep bi sonraki tura? haşemayla oynanır mı lan? deniz şortuyla mı gitsem korta?" deyü...

eurosport duy sesimi, yeter lan yeter, 15 saat yayınlıyorsun da nasıl 15 saat oturup tenis izleyeyim ben, götümde sivilce var zaten...
almancası oyrosıport olan türkiyede ise yurosıport adıyla bilinen, yalnızca rus tenisçileri izlemek için izlenildiği düşünülen, snooker maçlarını canlı yayınlayan fransız ingiliz ortaklığının sahip olduğu bir spor kanalı. harbi kanal..
2010 Vancouver Kış Olimpiyatları'nda hala gayet makul saatlerde yapılan (TSL 16.00-17.00 gibi) Curling müsabakalarını vermeyen kanaldır. Bir heves açıyorum ama hep kayak. Yarı finallere kadar vermeyefcekler galiba Curling müsabakalarını.
an itibarı güzelim kanada-usa buz hokeyi macını spikersiz izleten kanal. noldu yahu spikerlere derken buz dansına geçtik hiç hoş olmadı.
şuanda acaip bir spikerin program sunduğu tv kanalıdır. kesinlikle futbol maçı sunuyor gibi, bir heyecan var ki sanıyorum şampiyonlar ligi finali sunuyor herif.
aydın doğan'ın en kısa zamanda transfer edip, maç sundurması lazım.
edit: onur salman'mış kendisi.