bugün

eskisinden iyiyiz, bomba gibiyiz, çok şükür.

bitene takılmamak, olan olumsuza odaklanmamak lazım. hayat geçiyor, günler akıyor gidiyor, aylar eskisi gibi uzun değil.
o yüzden yaşa, geç. neler geçmiyor ki de. çünkü neler geçmiyor ki...
Değiştiğinin farkına varmak ilginç bir deneyim. Değişim hem herkesin başına gelecek kadar sıradan olan bir eylem hem de yavaşlığı ile görünmez kılınıyor.

Bu değişim her zaman olumlu olmak zorunda da değil, ya da olgunlaşmak gibi olumlu gözüken ama daha can sıkıcı bir hale de gelmeye müsait.

Canı yana yana değişen insanlar sanırım eski hallerini en çok özleyen ve eskisi gibi olamamanın hüznünü yaşayan insanlar oluyor.
en eski insan sancısıdır.. veya -ortalama bir insan ömrüne sahip hiç kimseyi ıskalamayacak paradokslar listesinin tepesindeki- en eski insan sanrısıdır. -ki her şey ve herkes eskirken korur tazeliğini.- zaman insanın tanrısıdır.. ve biz onu en çok canımızı alacağı gerçeğiyle hatırlarız, eskidiğimizi fark etmeksizin eskirken.
bunun en eski insan sancılarından biri olduğu gerçeğini kabul edenler de, sadece bir sanrı olduğuna inanıp aksini düşünenler de halihazırda eskimeye devam ediyorlardır ve haklıdırlar düşüncelerinde..
nihayetinde eskimekten kaçarı yoktur insanın, maharet; eksilmeden eskimekte...
(bkz: eskisi gibi olmaz)
zamanla değişen şartlardan kaynaklanan durum.
iki kişinin bozulan arasının düzelememesi.
hayatınızda olumlu yada olumsuz manada büyük değişiklikler sonrasında insanın başına gelen durum.
Günahlar artmıştır. Hayaller değişmiştir. Ee aslına bakarsan yaş ilerlemiş alem değişmiştir. Sen nasıl eskisi gibi olasın.
Düşünceleri değiştiği, bilgilendiği, tecrübelendiği için eskisi gibi olamamak, eskisi gibi hayata bakamamaktır. Mesela küçükken çok heyecanlıymışım ama şimdi sakinim. Hayata başka bakmaktır.
"nazlı bitmedi, demet de başlamadı" durumu.
(bkz: eskisi gibi olmayan şeyler)
üzücü bir durum.
O eski halimden eser yok şimdi.
Gerçekten de öyle uzun zamandır hissettiğim duygu. Nerde o kendi için bir şeyler başarmak isteyen, hayatın koşuşturmacasına ayak uydurmaya çalışan kız.
Şimdiyse hayattan kopmuş, kendi dünyasına hapsolmuş ot gibi yaşamak istemezken otluğa doğru yol almakta.
biz eskiye dönersek siz deliye dönersiniz.

ama olmuyor.
Acı ama gerçek. sevdiginiz biriyle yaptîğınız eski muhabbetleri özlersiniz fakat o eski bağ artık yoktur. kırıcı bi durum.
Zamanın ve insanların üzerinde bıraktığı etki ile gelişen tepki .
O eski beni ve yeni bene sebep olan o kişiyi çok özlüyorum.
eskiden masum saf ve iyi kalpli iyi yürekli seven sevecen biriydim ama şimdi tam aksiyim eskisi gibi olamam tekrar beni bu hâle siz insanlar getirdiniz.
Bazen ne kadar isteseniz de olamadığınız şey.
Lakin inancınızı yitirmişsinizdir.
içinizden gelmez.
Ruhunuz ve bedeniniz size bu konuda itaat etmez.
istenmeyen bazı şeyleri yaşadıktan sonra eski samimiyeti kuramamak.
Saf , güzel duyguları özlemektir. insan yaş aldıkça daha manasız geliyor herşey.
her şeyin aynı kalması için her şeyin değişmesi gerekir.

Visconti'nin Leopard (1963) flimi repliğidir.

Leopar adlı bu film 1963 yapımı bir sinema şaheseri... Zira, hala tüm zamanların en iyi tarih filmlerinden biri olarak kabul ediliyor bir çok sinema otoritesine göre... 1860 yılının Sicilya'sındayız... Prens Salina dehşete düşmüştür. Çünkü gündelik yaşamdaki değişimler kaygı vericidir ve reformlar her geçen gün kendini hissettirmektedir. italya'nın birleşme sorunu da Prens'i rahatsız eder... Yeğeni Tancredi ile zengin bir tüccarın kızı olan Angelica'nın evliliği dolayısıyla ailesi de bir dönüşüm geçirmektedir. Nihayet, şaşaalı bir baloda prens, orta sınıfın yükselişinin kaçınılmaz olduğunu idrak eder. Leopar, Visconti'nin en iyi filmlerinden birisi olarak geçiyor...
(bkz: yaşlanmak).
Bunu fark etmek en çok koyan. O noktadan sonrası zaten çorap söküğü gibi gidiyor.
Geçen zaman, edinilen deneyimlerden etkilenip eskiden olduğu gibi hissetmemek, davranışların farklılık kazanması.

Peki bu niye kötü algılanıyor. Neden eskiye saplantılı kalıp o zaman dilimindeki halimizi özlüyoruz. Asıl sabit kalmak, yaşantıdan etkilenmemek, gelişmemek, değişmemek kötü değil mi?

Zor zamanlarımız, iyi zamanlarımız oluyor. Kendimizi çaresiz de hissediyoruz, her şeye gücümüz ve inancımız var gibi de. Değiştikçe eskisi gibi olmadıkça bunlara göğüs gerebiliyoruz ve ya tadını çıkarabiliyoruz. Hayatı, arkadaşlığı, aşkı, aileyi, başarıyı algılama biçimimiz değişiyor, güzelleşiyor. Belki eskiden daha az şeyle tasalanıyorduk ama şimdi daha güçlü bir haldeyiz.

Yenilenmek düşündüğünüz kadar can sıkıcı değil yani.