bugün

işten güçten zaman bulup da benim mailimi mi cevaplayacak diye düşünürken, çok samimi ve mütevazı bir cevap atan, hatta kusura bakma benim internet bozuldu ancak yazıyorum diyecek kadar mütevazı ve pek sevilen yaza/çizer.
pengueni alır almaz orta sayfayı açmamı sağlayan karikatürist!!!*~
okurlarının büyük kısmının genç kesim olduğu lombak ve penguen dersiginde çizen, özellikle penguen'deki çizimleri ve anlattıklarıyla bu okur kitlesine damardan giren başarılı ve candan bir çizer.
köşesinde, çizdikleri ve anlattıklarıya annesinden özür dileyen, adamı moda sokan çizimleri olan kişi.
msn listeme eklediğim kişi. hotmail adresimin acaipliğindendir ki kabul etmiştir beni. fakat biraz muhabbetten sonra erkek olduğumu anlayıp beni engelleme teşebüssüne kalkışan zavallı , ezik çizer. hala okuyoruz fakat sevmiyoruz kendilerini.*
ayşe armanımsı bir özel hayat teşrifatçılığı olan çizer.
söyleşilerde, imza günlerinde gördüğüm kadarıyla, büyüklerinin ustalarının yanında konuşurken çekinmesiyle, konuşurken heyecanlanmasıyla, gerçekten bizden biri. esasında bunu köşesinde baya bir önce kanıtlamıştı zaten, tescillenmiş oldu. ayrıca yeri gelince kıskanılan adam.. *
tarama manyağı çizer.
benim için penguen'in üç olmazsa olmazından biridir ersin karabulut. burda genelde hakkında olumlu şeyler söylense de "msn'den beni erkek olduğum için engelledi, o halde ezik ve zavallıdır, artık sevmiyoruz" şeklinde haksızca eleştirildiğini gördüm çok şaşkınım. zira ben de bir vakit kendisiyle msn'de konuşmuştum. ne eziktir ne de zavallı. kendine güveni tam olan, karşısındaki herkesi dikkate alan okurlarını önemseyen biridir. üstelik konuştuktan sonra tatlı bi şekilde tanıştığına memnun olduğunu söyleyip beni listesinden silmiştir (ve ben erkek değilim)evet önce garip gelmişti ama sonra düşününce haklı buldum. konuştu işte adam daha ne yapsın... sözlük gibi herkesin kolayca okuyabildiği platformlarda insanları aptalca sebeplerden dolayı eleştirmek ne kadar da basit. msn listesinden silmiş, neden silmiş? "erkek diye" silmiş... oldu... adamın senden sıkılmaya hakkı yok yani... silmişse ancak kız olmadığın için silebilir değil mi?..biraz empati duygunuz gelişsin, insanları tanımadan haklarında bilgisayar önünde atıp tutmayın. bunca senedir ben dahil binlerce insanı her hafta mutlu etmeyi gülümsetmeyi ya da bazen hüzünlendirebilmeyi becerebiliyorsa sandığının içi emin olun ki ciddi anlamda doludur.
sandık içi adlı bir kitabı var.Onu okuyan herkesin anaa beni yazmış lan
diye şaşırmasına anlam veremediğim olaydır.zaten adam senin bakamadğını yerden bakıyo olayaneyse gayet başarılıdır.en çok derd yandığı olay insanların anlattığı şeyleri salladığını düşünmesi ama ben şahidiyim kurgu var içinde ama gerçek olayı kurguluyo sevdiğimiz şirin bi yaratıkdır kendileri:)
travma manyağı çizer.
penguenin şiddetle takip edilme nedenlerinden biri yiğit özgür'le birlikte. yaratıcı ve kendiyle barışık on numara bir çizer kişisi.
http://www.medyatava.com/haber.asp?id=38593'e göre penguen'in diğer üç t.şaklılarıyla birlikte dergiyi terk eylemiş çizer. (çiizır dememek için zor tuttum kendimi lan sözlük!)

(bkz: yalancıyı)
yiğit özgür, umut sarıkaya yı da almış penguen e veda etmiştir. kim kimöi alıp sürüklemiştir bilinmez ama bu penguen okuyucusuna "ben bu derginin bikaç sayfasını gazetecide mi bıraktım? !" sorusunu sordurtmuştur. okuyucuyu bu hafta sükut-u hâyâle uğraştmış çizer.
dergilerde ki haksız kazanç olayını farketmiş ve arkadaşlık bir yere kadar demiş güzel insan.

zira bir derginin tirajı 40-50 bin civarında penguen inki ise 70-80 binlere kadar çıkabilmektedir. ayrılan arkadaşlarıyla beraber en çok okunan, daha doğrusu derginin alınmasında en büyük faktör olan insanlardan biri olarak kendi dergisini çıkarma denemesini gayet normal buluyorum.

fatih solmaz ve gani müjde reklam ve senaryo gelirleriyle beraber ayda 20 bilemedin 30 milyar yeteleyi cebe indirirken bu adamlara normal maaşlı işçi muamelesi yapılmaktadır. ki kendilerine verilen belirli bir ücret vardır ki dağıtıcının payı çıkarıldığında kendilerine düşen pay çok daha fazladır.

sonuçta ersin ve arkadaşları doğru bir karar vermişlerdir ve geleceklerini düşünmüşlerdir. iyi de etmişlerdir.
ersin olmadan bir penguen düşünemiyorum. çizimlerinde kendisiyle fevkalade dalga geçen karikatüristtir. çıkaracakları yeni dergide yolunun açık olmasını dilemek düşmüştür bize de.
bugün cnn turk'te penguen'den ayrılmaları hakkında yiğit özgür'le beraber bi ropörtajı yayınlanmış olan çizer. Köşesinde çizdği tipin aynısıdır. Ayriyetten enine çizgili tshirt giymesi de benim ayriyetten yarılmama sebep olmuştur. *
penguen' den ayrılarak sevenlerini hüsrana uğratan yazar.

(bkz: ağlamak istiyorum)
yeni bir dergi çıkaracakları için sevenlerini sevindiren şirin şey. yapılan ropörtajda yeni yazacağı köşe için heyecanlandığını söylemiş. sırf bunun için bile kendisi adına sevindim doğrusu. değişiklik iyidir. alalım yeni dergiyi mualifeti mizahla yapanları destekleyelim.
--spoiler--
1981'de istanbul'da doğdu. Ardından biraz büyüdü, Bayrampaşa ilköğretim Okulu'nda okudu. Okurken büyümeye devam etti. Yeteri kadar büyüyünce Vatan Anadolu Lisesi'ne girdi ve orada da 7 yıl kadar büyüdü.

Her anne baba gibi bununkiler de biricik oğullarının mühendis, doktor falan olmasını istediler ama Ersin'in kafası hakikaten matematiğe çalışmıyordu, hiç çalışmıyordu. Hep 100 üzerinden 30 alıyordu. Bir kere 85 aldı ama o da nasıl oldu kendisi de anlamadı, sorduk hâlâ anlamıyormuş.

Neyse ne diyorduk? Bu baktı kendisinden ne mühendis olur, ne doktor... Bir tek şeyi seviyor, o da malum; bi şeyler çizmek etmek. Ortaokulun sonlarında mizah dergilerine karikatür çizip götürmeye başladı. 16 yaşında mıydı neydi, ilk karikatürü Pişmiş Kelle dergisinde çıktı. Ardından köşe çizmeye başladı...

Dandik dandik bir sürü şey çizdi. Pişmiş Kelle'nin dışında, aralarda Gırgır ve Ördek'te çalıştı biraz. Bu sırada tabii biraz daha büyüdü. Lise bitince içinde büyüme devam edebileceği bir üniversiteye girmesi gerekliydi. O da bu iş için Mimar Sinan Üniversitesi, Güzel Sanatlar Fakültesi, Grafik Bölümü'nü seçti.

ikinci sınıftayken Lombak dergisinde çalışmaya başladı, dersleri de bir güzel salladı. Tam derslere yoğunlaşmaya karar verdiği sırada Penguen dergisi çıktı. Bu, orada da çalışmaya başladı. 2007 yılında ise bir kaç arkadaşıyla birlikte Uykusuz Dergisi'ni kurdu.
--spoiler--
penguenden beraber ayrıldığı çizer arkadaşlarıyla beraber ''uykusuz'' adlı bir dergi çıkarmış olan, her dizisini okurken kendimizden birşeyler bulmadan edemediğimiz, karikatür dergisi alma sebebimiz olan güzel insan.
muteşem çizer, samimi kişi.
gerçekte çizdiği karakter kadar tırt ve tipsiz olmayan bir insan. gayet yakışıklı, eli yüzü düzgün bir arkadaş.
evin oğlu. biraz sonra arka odadan çıkıp çizgili tişörtü ve terlikleriyle gelip, oturup yanımıza, örümcek adam seyrederken annemin soyduğu mayveleri tırtıklayacakmış gibi gelir hep bana. genel çizer ahlakına uyarak kedi hastası olması da ayrıca "canım yaaa!" deme sebebidir.
sandığının içinde ortalama bir yurdum çocuğunun ve gencinin umutlarını, kaygılarını, ezikliklerini, öykünmelerini, bilinçaltını, kompleksiz taşır ve paylaşır. sönmez karakurt'un genco karakterinde de bunları yaşarız. öyle güzel gözlem güçleri vardır ki, bir psikolog gibi, ruhun hafif loş koridorlarında dolaşırlar. özel insanlar bunlar, zaten tüm yazarlar, ressamlar, şairler kısacası sanatçılar diyeyim, özeldirler. göreceksin, anlayacaksın, yaratacaksın, ifade edebileceksin, değiştireceksin, bunların birini yapabilirsiniz ya da belki ikisini ama bu tür insanlar hepsini yapar.

neyse konu ersin karabulut, dağıtmayaylım, var ya, tamam mı diye başlayan konuşur gibi sıcak ve samimi ifadelerine bayılıyoruz onun.

çizgisi de güzel, giderek de gelişiyor.
tarz ve anlayış meselesi tabi ama ben karikatür dergilerindeki eciş bücüş, özensiz çizgileri sevmiyorum.

ayrıcana da efendim baya da bir yakışıklı çocukmuş, ntv'de 24+ da gördük.

ersin karablut'tan ilerleyen yıllarda, daha çok var tabi de, orta yaşın hallerini anlatan karikatürleri görmek te güzel olacak.
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar