bugün

yalnızlıklar ülkesi kurulsa yöneticisi ben olurdum herhalde.
başka bir ülkede çük gibi kalınan anlardır. geçmişin trajedileriyle yaşamak bombok bir his...
Sevgilisiyle buluşan arkadaşa refakat edilen andır.
Gece yatakta düşünmeye başladığınız an.
bazen çok sevdiğim hatta en sevdiğim anlardır. kimse olsun istemezsin. en sevdiğin bile olmasın. sadece sen olmalısın. hatta düşüncelerini bile uzaklaştırırsın beyninden, olabildiğince. işte o anlar, harika.
Doğum günleri, yılbaşları ve diğer resmî tatiller vs.

Herkes böyle günlerde arkadaş ortamlarıyla planlar yapıp belkide geziler düzenleyip alemlere akarken siz hep tek kalırsınız. hatta sırf evdekiler bu kadar da yalnız olduğumu bilmesinler diye sanki arkadaşlarımla önemli planlarım varmış gibi yapıp sokakta ellerimi cebime koyup, kulaklığımı takıp boş boş istanbul sokaklarında dolaşmışlıklarım bile vardır.
Yemek yerken ya ben yemek yerken bir gun bile yalnız oluyum triplere giriyorum.
her kes mutlaka yaşamıştır
her işin ters gitmesi ve bunun la beraber kimsenin seni sevmediğini düşünmek ulan ne kotü bi hal....
Askerliğin her anında...
Yalnızsan nerdeyse her andır işte, derecelemeye ne gerek var ki..
Üzüntünü ya da mutluluğunu anlatacak hiç bir arkadaşın olmadığı anlardır. insanı hiçmiş gibi hissettirir. Depresyona sürükler.
evin kapısına gelip kilidi açtığın zaman en vurucu olanı beyninde hissedersin.
En yakın arkadaşın ile tartışıp soğuk hissettiğin an.
konser, tiyatro gibi etkinliklerin saatini ve yerini öğrendiğim an.
evlenince.
sevdiğin insanla evlenince.
gençler çok da şeyapmayın yani sevdiğim hep yanımda olsun diye.
ayrı ayrı evlerde yaşarken daha güzel her şey.
(bkz: ) yalnızlığa düşman olan insan
Tam da su an.
kazık yedikten sonra anlatılacak bir ailenin olmadığının farkına vardığın an.
içerik bulunamadı.
Her an.

Ailemle yaşıyorum. Daha doğrusu sadece bedenim onlarla yaşıyor. Ruhum bu dünyada yalnız. Kimse yok, hiç kimse. insanların hepsi bir et parçasından ibaret. Ben yalnızım. Birisiyle çarpışmam ben, usulca içinden geçerim. Kim attı beni bu yeryüzüne?

Bedenlerimiz aynıyken, ruhlarımız neden bu kadar farklı?
üniversitedeki ilk 3 günüm.

ben 25 yaşında kazık kadarım, arkadaşlarım 18-19 yaşlarındalar. tabi iletişimimiz vardı konuşuyorduk falan ama ben kendimi salak gibi hissediyordum.
Gece yattığımda, yani şu saatler.

En zayıf anlarım sanırım.
Az önce annemin yanına uzandım uyuyordu o. O kadar üzgün ki kıyamıyorum ona herkes çok üzgün, bazı şeyler nasıl hallolucak bilmiyorum.
Kendimi çok yanlız hissettim nedense yanımda annem uyuyordu ama ben yine de cok yalnızdım. Aklımdan bı sürü şey geçi, binlerce olasılık. Yapacaklarım, yapmam gerekenler, hatalarım, doğrularım son günlerde bı şekilde aramın bozulduğu insanlar hepsi geçti.
sonra şey diyosunuz kendinize neden her şey üst üste geliyor ki ne gerek var?
Ama aslında iyi oluyor da bu bı bakıma hepsine biraz biraz üzüluyor hiçbir şeyi takıntı yapmıyorsunuz. Ve normal bı zamanda çok daha fazla üzüleceginiz şey gün içinde aklınıza gelmiyor bile. Böyle bi takımlar seyler
O hissi bilmiyorum ama insanın kendini en yalnız hissedeceği an ölüm anıdır sanırım.
Sabah uyandiginda baslayan, gece yatana kadar devam eden har an.