bugün

bir bozuk saattir yüreğim, hep sende durur.turgut uyar
Bir şeyiniz olayım sizin, hani nasıl isterseniz.
Oğlunuz, kiracınız, sevgiliniz;
Dünyanın bir ucuna birlikte gider miyiz?
biraz değiştim,
her şey kadar, herkes kadar, sen kadar…
değiştim,
unutamadığım sözlerinin arasında sıkışıyorum,
bir yanım kendimi kolluyor bir yanım seni
ben benimle savaşıyorum,
seninle değil!
sonucu kılıcı kuşananından belli olan bir savaşın
ne kazanabileni ne de kaybedeniyim,
sorun değil!

elbet alışırım,
biraz alıştım,
her şey kadar, herkes kadar, sen kadar,
alıştım,
varlığını istemediğim tüm eksik yanlarıma,
ve çokluğunu da yokluğunu da istemediğim bu iki arada bir derede duyguya alışıyorum,
bir yanım bırak diyor bir yanım –ma,
kesin değil!

henüz tanıştım,
her şey kadar, herkes kadar, sen kadar,
tanıdığımı sandığım bana daha da yakınım artık,
duvarlara anlatırken öğrendiklerim kendi hakkımda,
ve aynalara ağlarken gördüklerim kendi tarafımda…
bir yanım memnun oldum diyor, bir yanım tanıyamadım daha,
samimi değil!

bir hayli kırıldım,
her şey kadar, herkes kadar, sen kadar,
canıma batan her halin felç gibi indi bedenime,
gözlerimden tut da ciğerime kadar kırgınım!
aslında ne sana, ne olanlara…
kendime kırgınım…
maziye hiç değil, an’a kırgınım.
anlatamadığım, anlayamadığım masalların bana yaptıklarına,
dinlediğim şarkılarda bana seni anlatan şarkıcılara,
beni anlamadığın kelimelerin bana her şeyi anlatıyor gibi geliyor oluşlarına…
bir hayli kırgınım…
beni ben kırdım oysa,
iyi değil!

galiba yoruldum,
her şey kadar, herkes kadar, sen kadar,
kendime kalbimi kanıtlamaktan,
ve kanıtladığıma kendimi inandırmaktan,
ve dahası kocaman bir sahada tek başına koşmaktan yoruldum..
ve cellat uyandı yatağında bir gece
tanrım dedi bu ne zor bilmece
öldükçe çoğalıyor adamlar
ben tükenmekteyim öldürdükçe..
BEDAVA YAŞIYORUZ BEDAVA
KELLE FiYATINA HÜRRiYET ESiRLiK BEDAVA. ORHAN VELi KANIK
--spoiler--
Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak
Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak.
--spoiler--
Suya virsün bâğ-bân gül-zârı zahmet çekmesün
Bir gül açılmaz yüzün tek virse min gül-zâra su

(Bahçıvan gül bahçesini sele versin (su ile
mahvetsin), boşuna yorulmasın; çünkü bin gül bahçesine
su verse de senin yüzün gibi bir gül açılmaz.) (bkz: ((#408594)))
bütün pencerelerde bekleyen benim,
ve
o çalmayan bütün telefonlarda,
aylardır konuşan da.
kabul.
bir kez yolda karşılaşalım,
onunla da avunacağım.
adımı sesince duymaktan vazgeçtim,
sesini duysam, susacağım.
yel esiyor ama
değirmen dönmüyor.
kuraklık bu,
adın ekmeğe dönüşmüyor.
Bana dokunduğunda hangi mevsimi yaşıyordu ki buralar,
Bak, çıkartamadım tenini üzerimden hala.
Başkasına dokunsam,üşüyecek gibiyim.
Sen hiç üşüdün mü benden sonra?

Kahraman tazeoğlu
Acılar da acılaşıyor gittikçe sanki, bir azarlanmayla ölümünü düşünen çocuklar gibi.
karıcığım ben ölürsem
şiirlerimi dostlarıma
kitaplarımı çocuklarıma
elbiselerimi bir fıkaraya ver

senden başka hiç kimse
farkına varmasın yokluğumun
sana bir şey bırakmadım diye üzülme
bütün ümitlerim de senin olsun.

ümit yaşar oğuzcan
zeynep beni bekle
gece ağaçlarına yağmur çiseliyorum
cam tozu su beyazı
yalnızlığını mutlaka değiştireceğim
bir yaprak halinde süzülüp saçlarına
eski teşrin'lerden kederli kırmızı
zeynep beni bekle mutlaka döneceğim
söyle kim önleyebilir buluşmamızı

Attila ilhan
senin bir havan var beni asıl saran o
Onunla daha bir değere biniyor soluk almak
Sabahları acıktığı için haklı
Gününü kazanıp kurtardı diye güzel
Birçok çiçek adları gibi güzel
En tanınmış kırmızılarla açan
Bütün kara parçalarında
Afrika dahil. cemal süreya - üvercinka.
Önce ölüp sonra dirilmek gibi
Seni sevmek.
O gün gelsin neşemiz tazelensin de gör
Dünyayı hele sen bir barış olsun da gör
Seyreyle gülü bülbülü
Çifter çifter aylar gökyüzünde
Her gece ayın on dördü.
“Cihanda bulmadım yâr-ı muvafık,
Muvafık sandığım, çıktı münafık.”
dünyada uygun bir yar bulamadım, muavfık (uygun ) dediğim sevgili, münafık (ikiyüzlü) çıktı.
bu yağmur...
bu yağmur, bu yağmur, bu kıldan ince,
öpüşten yumuşak yağan bu yağmur.
bu yağmur, bu yağmur bir gün dinince aynalar yüzümü tanımaz olur.

bu yağmur kanımı boğan bir iplikk,
karnımda acısız yatan bir bıçak.
bu yağmur, yerde taş ve bende kemik
dayandıkca çisil çisil yağacak.

bu yağmur, bu yağmur cinnetten üstün;
karanlık, kovulmaz düşüncelerden.
cinlerin beynimde yaptığı düğün
sulardan, seslerden ve gecelerden.
n. fazıl kısakürek
..öyle bir yere geldim ki ,
sıcak ve soğuk,
aşk ve nefret,
savaş ve barış
üşümek ve sonra ısınmak gibi..
gitsem ayrılık olur, kalsam çöl..
gidersem bende hasret olur
ve belki beni sevenler de özler ama
anladım ki özlemden hiç kimse ölmüyor,
ama ben ölüyorum.!
nefes alıyorum, önemsiyorum ve gitmek istiyorum..
anladım ki hasret yeni bir aşk’a kadar sürüyor..
sevdiklerim ve beni sevenler,
bağışlayın su akıyor ve ben gidiyorum…
tuncay akdoğan
tek dize, üstüne yoktur.

(bkz: üşüyorum kapama gözlerini)
beni dağda buldular,
kolum kanadım yoldular,
dolaba layık gördüler,
derdim vardır, inilerim...

ömrüm beni sen aldadın,
ah nideyim ömrüm seni...
beni deprenemez kodun,
ah nideyim ömrüm seni...
çürüyüben toprak olam,
ah nideyim ömrüm seni...
miskin yunus bilmezmisin,
yoksa nazar kılmazmısın,
ölenleri anmazmısın,
ah nideyim ömrüm seni...
geçtim borandan kardan
yitirdim bahçeleri,
ellerini tutmadım ya
yatamam geceleri..*
Henüz yazılmamış olandır.
bak, kentleri de, dağları da bozdular
başka rüzgarlar giydirdiler kentlere
dağlara başka tüfekler
kalk,
gidelim
buralardan gidelim!

kıyametler koparken alnından bu kentin
geçeydi... ansızın seni bir tufan gibi sevdim
bedenim alabora!

Yılmaz Odabaşı.
kavun değil kelektir
fistan değil yelektir.
eğer tacı ararsan
en adi bir köpektir.
iz tv'de yayınlanan ''kafirler'' belgeselinde geçen bu cümleler bir belgeselde duyduğum en güzel cümlelerdi.

bulutlarla boy ölçüşen dorukların ülkesinde unutulmuş bir halkın hayatı sessizce akmaya devam ediyor...

onlar farklılığın kabul edilemez görüldüğü bir coğrafyada var oldukları her günü coşkuyla karşılıyor geride bıraktıkları her yılı minnettarlıkla kutluyor.