bugün

her köşede her cephede kaybedecektir.
insan insan oldukça kazanamayacaktır.
Banka kurmaktır amk.
görsel
demokrasidir.
dünyada islam medeniyetinin çöküşe geçip,hristiyan devletlerin zayıf halklar üzerindeki çıkar politikasıdır.ve hala sürmektedir.
emperyalizm kelimesi ingilizce imperial (kraliyet-imparatorluk) kelimesinden gelir. yani tek bir dünya devletinin bulunduğu bunları yöneten 1-2 milyon seçme azınlık insanın olduğu devlet modelini tanımlamaktadır aslında. dünya vatandaşlarının 1-2 milyon seçme insanın kölesi haline getirmek için kullanılır.

yıllarca emperyalizm kelimesinin tanımı olarak verilen

''emperyalizm veya yayılmacılık, bir devletin veya ulusun başka devlet veya uluslar üzerinde kendi çıkarları doğrultusunda etkide bulunmaya çalışmasıdır. etkileyen devlet, etkilenen devletin kaynaklarından "yararlanma" hakkına sahiptir.''

gibi bir tanım emperyalizmin tanımı değil ancak emperyalizmin uygulamaları olabilir.
artık sıkandır.

savaşmak istemiyorum ben huzurlu olmak istiyorum hepsi bu. gitmek istiyorum.
Insanları sömürmeye yönelik tetiplenmiş bir dünya duzenidir. Içinde bolca kapitalist öğe barındırmaktadır. bu düzene cahil kalmış insanlar, din ve din adamları, faşist diktatörler yoğunluklu hizmet etmektedir. Bir çok hizmetli farkında bile değildir.
Tekelci kapitalizm, kapitalizmin en yüksek ve en son aşaması; sosyalist devrimin eşiği.
Sömürücülük, kan emicilik.

Birleşik Devletler ve çıkar ortaklarının içinde bulunduğumuz coğrafya için tek bir amacı vardır "ölüm ve daha çok ölüm" Birleşik Devletler ve ingiltere politikası böyle yürür. Son olarak Suriye'de Öso, Pyd, Esad güçleri ve daha adı pek duyulmamış ufak çaplı cihatçı ve ideolojik gruplar birbirini öldürmeye kafa kesmeye çoluk çocuk demeden katletmeye devam ediyor. Bölgede ölümler maksimumda. Basın kuruluşları sessiz. Arada bir ceset fotoğrafları ve videolar patlıyor millet izleyip tatmin oluyor. Gerisinin koy götüne rahvan gitsin. Hea birde Facebook ve Twitter'dan "iğrenç yha" paylaşımları oluyor işte.

Birde şöyle bir durum var. Rusya ve Çin Ortadoğu enerji coğrafyasına giremez eğer onlar Ortadoğu enerji coğrafyasına girerse Birleşik Devletler, ingiltere ve israil'de onlara girer. Bu 3 canavarla o iki canavar birbirine dokunmaz. Bu üçlü ittifakın köpekleri vardır. Suudlar gibi Kuveyt gibi iran gibi Bahreyn, Bae, Katar ve Türkiye'nin mevcut hükumeti gibi. Bunlarla her türlü oynar petrolünü içer, kanını içer, karısını kızını fahişe yapar aslansın der paşasın der "Sen Osmanlısın yürü aslanım" der bakkal olamayacak malı "Halife ve son padişah" olduğuna inandırır. Kullanır da kullanır. Silahını taşıtır, uyuşturucusunu taşıtır, adam öldürtür, petrolünü alır. Alır da alır. En sonunda zamanı geldiğinde toprağını da alır. Haritanı çizer, Kabeni gece kulübü yapar, camini genelev. Şunu çok iyi bilmeliler ki hesabını bilmeyen çavuşlar döner kendi götünü avuşlar.

En son adam gibi adam bi Kaddafi vardı. 2008'de Arap Birliği Zirvesinde Saddam'ın yakalanıp idam edilmesine değinmişti.
"Neden Saddam'ın adil bir şekilde yargılanması için bir şeyler yapmadınız? 11 Eylül'ün Irak'la ne alakası var? Neden Saddam'ı öldürdüler? Hepiniz sırtınızı Amerika'ya yaslamış vaziyettesiniz, aranız bozulur diye ağzınızı açıp tek kelime laf edemediniz. Bizim en büyük düşmanımız kendimiziz, önce aramızda birlik olmalıyız. Yoksa sıradaki sizlerden biri de olabilir" Kaddafi bunları söylerken salonun tepkisi "Çok iyi abi yea" diye yapılan esprinin gülünmeye değer olduğunu belirten sığır gibi güldüler Kaddafi'ye. Kaddafi'nin söyledikleri bu kadarıyla sınırlı değildi "Biz birbirimizden nefret ediyoruz, birbirimizi aldatıyoruz. istihbarat kuruluşlarımız birbirimiz hakkında komplolar kuruyor. Rusya'yla veya italya'yla kurduğumuz ilişkiler, herhangi bir komşu Arap ülkesiyle kurduğumuz ilişkilerden 1000 kat daha kuvvetli. Biz birbirimizin düşmanıyız. Biz hiçbir şey paylaşmıyoruz"

Kaddafi'ye ne olduğunu biliyorsunuz, hala Akp masallarına inanıyorsanız aklınızı seveyim ben sizin.
Emperyalizm, kapitalizmin çarpık düzeni sayesinde aşırı derecede fazla kar edip sermaye yapan ve üretilen fazla mamül mallar için pazar arayan tekelci sanayilerin legal veya illegal yollara başvurmasıdır. Fazla mal üretemeyen iş verenler teker teker kapatılmaya mahkum olduklarını bildikleri için büyük ölçekli üretim yaparak büyük çapta ham madde harcamışlar ve gene büyük çapta ham maddeye ihtiyaçları olmuştur. Sömürgecilikle gelen aşırı mal üretimi pazar arayışına sebep olmuştur. Bu arayışların tümü emperyalizmin doğmasına neden olmuştur.
cetvel demektir.

afrika ve ortadoğudaki çoğu ülke sınırlarının cetvelle çizilmesidir emperyalizm. bu talihsiz ülkeler kendi sınırlarını bile belirleyememiştir ki, temel politikalarını belirlesinler. ekonomi, eğitim, askeri sistemlerini, sınırlarını cetvelle çizen modern, demokratik, hümanist, muhteşem! batı avrupa ve abd seçer. siyasi sistemlerini bile. (emperyalizmin en ölümcül yöntemlerinde biridir, kendi işbirlikçilerini kanlı yöntemlerle bu talihsiz ülkelerde iktidara çıkartmak. tüm dünyaya demokrasi dersi veren batı avrupa ve abd gerektiğinde kendi elleriyle besler 'apoleti büyük beyni küçük' darbeci generalleri.)

tabi ki sadece sınırları pürüzsüz ülkeler değildir emperyalizmin hışmından nasibini alanlar. aslında dünyanın çok büyük bir kısmı sahnedir bu zulüm oyununa. yer altı ve üstündeki tüm kaynaklar sömürülür. beyinler sömürülür. yürekler sömürülür. vicdanlar artık yalama vidalar gibidir, hiç bir tornavida işe yaramaz. akla gelebilecek her şey bir araçtır emperyalizm için; medya, din, okul..

satılık kalemler gazetelerinde yazar bu talihsiz ülkelerin. omurgasız, vatansever! liderler nutuklar atar meydanlarında. karşı çıkan onurlu sesler aşağılanır, değersizleştirilmeye çalışılır, coplanır ya da görmezden gelinir.

falan filan işte.
bir müslüman olarak emperyalizme karşı gelemem. çünkü büyük güçler tarafından idare edilmenin bir zararı olduğunu düşünmüyorum.
insanı insana kullandıran sistemdir.
senden çaldığını sana faiziyle satan sistemdir.
küresel sermayenin dünyayı yönetmesi ve insanları sömürmesi için kullandığı askeri ,kültürel,siyasi yöntem.
liberalistlerin, nedense kendileriyle hiç alakası yokmuş gibi davrandığı kavram. bir yerde aşırı lüks diğer yarde açlık varsa bunu sağlayan şey emperyalizmdir. ayrıca dünya artık küresel, herkes birbiriyle etkileşim içinde, topluca bir kalkınma olacağını sanmak bence saçma.
neden?
doğada olan kaynak sınırlıdır ve geçiçidir. yani, ye ye bitmez diye bir durum yoktur. topluca bir kalkınma mümkün olmamasının nedenleri vardır.
mesela, kişiler arası ekonomi farklılığını artıran sistemin bir tarafı zengin diğer tarafı fakir yapacağı görüşüdür. çünkü kaynak sınırlıdır. yani toplam kaynak 10 ise bir taraf 1 alırken diğer taraf 9 alır. yani ters orantı vardır ve rakama değişse de toplam miktar değişmez. ikincisi ise sürekli tükenen bir kaynak vardır. yani bu toplam kaynağı git gide düşer, 10 olan toplam kaynak 5 olur gibi.
bu yüzden iki türlü de liberaller çıkmaza girer. ayrıca özgürlüğü 8 alan bir tarafın 9 alması için ister. yani onların özgürlük tanımı budur. ayrıca devlet onların önünde engeldir, çünkü kapitalist bir toplum bile olsa devlet komünist içgüdüsel olarak davranır.
neden?
çünkü devlet ekonomiye müdahale etmese bir taraf alır başını gider, bu durum da diğer tarafı düşünmesi lazım devletin. çünkü alınan her pay aslında ortak paydan alınır. yani bir taraf aşırı fakileşirse diğer taraf aşırı zenginleşir. işte devlet aslında kapitalist ülkelerde bunu önlemek için vardır. yani bir nevi adaletsiz dağılımı dengelemek için ekonomiye müdahale eder. liberal ekonomi anlayışına bakarsanız( zirvesine yani) devleti ortadan kaldırmayı isterler. çünkü devlet ekonomiye müdahale ederse bir nevi bunların kar yapma oranını düşürür. bu durumu kapitalist istemez, onun gözünde neden benim 10 tane arabam varsa 11 tane olmasın düşüncesi vardır.
en büyük tokatlarından birini türk hakanı mustafa kemal atatürk'ten yemiş olan sömürgeci sistem.
(bkz: usa).
emperyalizm hayvanlıktır. o hayvan hiç doymak bilmez o ulusal sınırları bilmez. hitlerin hayvan orduları gibi, kuzey amerika'nın hayvanları gibi, belçika'nın emperyalistleri gibi... çünkü emperyalizmin özü insanları hayvana çevirmektir, delirmiş kana susamış birer hayvan.
sosyalistler ve komünistler ne derse desin, kutlu ve mübarek bir düşüncedir.
Gitmeseydi konuşurduk. Hem çay koymuştum ocağa, “Ben çay sevmem, kola yok mu?” dedi. O an küfrettim: Ananı s*keyim emperyalizm.
" 1989 yılı...Türkiye ilk defa pizza
dükkanlarıyla tanışır.Türkiye’ye birkaç
dükkan açarak pazarın nabzını yoklayan
ünlü marka aldığı sonuçla şoka
girer.Bekledikleri gibi olmaz.Boğazına
düşkün olduğu için pizzayı seveceğini
düşündükleri Türk tüketicisi, pizzayı
sevmez.Dükkanlar kapatılır.Geri dönülür.
1991 yılı.Murakami-Wolf-Swenson
Productions’ın ürettiği bir çizgi film dünyada
büyük ilgi görür.Yapımcı şirket Türkiye’deki
bir özel kanala bu çizgi filmi teklif
eder.Kanal şaşkındır, fiyat gerçekten olması
gerekenin %10’udur.Adeta kapandaki peynir
gibi duran bu teklifi kaçırmaz özel
kanal.Yayınlanmaya başlar.Çizgi film
Türkiye’de de çok tutulur.Oyuncakları,
rozetleri, kartpostalları, defterleri ve kitap
kapları ile müthiş bir pazarlama da
beraberinde gelir.
1994 yılına gelindiğinde çizgifilm dizisi
milyonlarca çocuğu ve genci etkisi altına
almıştır.Bu çocuklar tuhaf bir biçimde
annelerinden pizza pişirmesini istemeye
başlar.Türk anneleri pizzayı nasıl yapacağını
bilmez.Talep gitgide artar.Derken pizza
zinciri dükkanlarını yeniden aktif hale
getirir, yeni dükkanlar açar.Çocuğu yemek
yemeyen anneler mecburen pizza sipariş
eder.Liseli, üniversiteli gençler arasında bir
itibar nesnesi haline gelir. Türk mutfağının
demode lahmacunu, pidesi terk edilmiş,
gençler gruplar halinde pizza dükkanlarına
gider hale gelir.
Tesadüfen (!) pizza talebini patlatan bu
çizgifilmi çoktan tahmin ettiniz değil mi?
Bravo! O çizgi film “Ninja Kaplumbağalar”!O
pizza zincirini de tahmin ediyorsunuzdur,
onu da buraya yazmayayım.
Şimdi o çocuklar büyüdü, çizgifilmi ilk
izleyenler 30’larına geldi.ilk jenerasyon
genç evli, yeni nesil aile oldu.Onlardan
sonraki jenerasyon şimdilerde üniversite
öğrencisi, ya yurtta ya da öğrenci evinde
kalıyor.ilk jenerasyondaki evliler evde
yemek pişirmek yerine sık sık şöyle diyor :
“Pizza mı söylesek?”Bir sonraki jenerasyon
da yurt odasına ya da öğrenci evine
neredeyse her akşam pizza sipariş ediyor.
işte algılarımız böyle yönetiliyor.20-30 yıllık
stratejiler çiziliyor, uygulanıyor.Bizim
eğlenceli diye olarak izlediğimiz masum
çizgifilmler, diziler, sinema filmleri birtakım
fikirlerin beyinlerimize çok daha hızlı zerk
edilmesini sağlayan katalizörlerden
ibaret.Ve emin olun, bu bilinçaltı
pazarlamacıları, bu algı sihirbazları bize
sadece pizza yedirmiyor…!
Bu sadece bir örnekti,Her Amerikan filminde
Apple bilgisayarların görünmesi bugünkü
Apple çılgınlığının temeliydi.Her filmde
sabah işe giderken elinde Starbucks kahve
ile koşturuyor olması bugün bir kahveye 15
lira ödüyor olmamızın müsebbibi.Afrika’da
ayağında ayakkabı olmadığı için petşişe
bağlayan Afrikalı gençlerin elinde içine su
doldurulmuş Coca-Cola kutularıyla
gezmeleri ve bununla sınıf atladıklarını
düşünmeleri de yıllardır Coca-Cola’nın
yaptığı “MUTLULUK” reklamlarının sonucu.
Gerçekte mutlu olmayanlar içtikleri
içecekten mutluluk akıtmaya çalışıyor işte,
başka bir şey değil.
Biz hatırlamayız ama babalarımızın hayranı
olduğu Western (Vahşi batı) filmlerindeki
karizmatik kovboyu. O kovboyun ağzındaki
Marlboro sigarayı babalarımız bugün hala
bırakabilmiş değil. Etkiye bakar mısınız?işte
bu yüzden unutmayalım;Bize sunulan
görüntülerin, reklamların, film ve dizilerin
%99’u bir amaca hizmet ediyor.inanmadan,
etkilenmeden, kendimizi kaptırmadan önce
iki kere düşünelim.
“Bütün uyuyanları uyandırmaya bir tek
uyanık yeter” diyordu Malcolm X,Uyanık
olmayana pizzayı da yedirirler, kolayı da
içirirler üzerine de bir sigara yaktırırlar…Afi
yet olsun!"
Hepimiz kölesi olmuşuz o yüzden vıdı vıdı yapmayın.
zamanın başlıca (bkz: emperyal) devletleri

görsel
Fenerbahce Euroleuge yari final macinin ligtv den yayinlanmasidir.

Yazik gercekten.